Baha Akıner'den Buram Buram Aşk Kokan İkinci Kitap Açıklaması Aşk'ım Başımdan Aşk'ın
MERSİN – TRT Çukurova Radyosu Yayın Şefi, Şair, Yazar Baha Sadık Akıner, ilk kitabı “Aşk Aşk’ına”nın ardından, yine buram buram aşk kokan; güzellikleri, acıları, özlemleri anlatan ikinci şiir kitabını “Aşk’ım Başımdan Aşk’ın” ismiyle okurlarla buluşturdu.
TRT radyolarında 27 yıldır görev yapan, son 10 yılını TRT Çukurova Radyosu’nda geçiren Baha Akıner, yazma tutkusuyla ortaya çıkardığı eserlerini sevdikleriyle paylaşmaya devam ediyor. Akıner, basımı 18 Haziran 2019’da tamamlanan ikinci şiir kitabı “Aşk’ım Başımdan Aşk’ın” ile edebiyat dünyasına bir kitap daha kazandırdı. Akıner, İHA İçel bürosunu ziyaret ederek, kitabını büro çalışanları için imzaladı.
“Yazmayı seviyorum. Yazdıkça rahatlıyorum”
Kitaplarına verdiği isimlerle de dikkat çeken Akıner, ziyarette, yazma tutkusunu ve kitabın yayınlanma öyküsünü paylaştı. İkinci kitapta da yine yüreğindekileri, iyisine kötüsüne bakmadan yaşadıklarını, yaşayamadıklarını, hayallerini, düşlerini, kavuştuklarını, kavuşamadıklarını yazdığını belirten Akıner, “Yazmayı seviyorum. Yazdıkça rahatlıyorum” dedi.
“Kitapta, içimdekileri döktüm”
Her iki kitabının isim babalarının da oğulları olduğunu vurgulayan Akıner, ilk kitabı “Aşk Aşk’ına”yı, küçük oğlu Efe’ye, ikinci kitabını ise bir sohbet esnasında ‘Senin de zaten hep aşkın başından aşkın’ diyen büyük oğlu Ege Tanyu’ya ithaf ettiğini söyledi.
Böylece kitabın ismini Aşk’ım Başımdan Aşk’ın koyduğunu anlatan Akıner, kitapta 81 şiirine yer verdiğini kaydetti.
“Kitabın başında eşime yazdığım bir şiir var” diyen Akıner, sadece eşine değil, çocuklarına, doğmamış çocuklarına, doğmamış torununa yazdığı şiirlerini de kitapta topladığını vurgulayan Akıner, “Kitapta, hayallerim, düşlerim, yaşadıklarım, yaşayamadıklarım var. Daha çok aşk, kavuşamama, hasret şiirleri. Tabi ki kaygılandığım, şehitlerle ve zor zamanlarla ilgili şiirler de var. Kısacası, kitapta içimdekileri döktüm” diye konuştu.
“Bir kişi bile benim için çok önemli”
İlk kitabında olduğu gibi ikinci kitabını da dostlarına, arkadaşlarına kendisinin ücretsiz dağıtacağını ifade eden Akıner, yayınevleriyle ilgili bir eleştirisini ve reddini de dile getirdi. Akıner, “İçinde bulunduğumuz ortamda bir çok şeyde olduğu gibi bir yazarın eserinin basılması da çok kötü koşullarda ne yazık ki. İkinci kitabımın bir yayınevinden çıkmasını istedim ve yaklaşık 30 yayınevi ile görüştüm. Yayınevlerinin şu andaki bakış açısı; yazarı tamamıyla kullanmaya yönelik. Ne yazık ki, böyle. Bunu, içine girince daha iyi anladım. Maddi olaydan bahsetmiyorum, bakış açıları bu şekilde. Ben de elimden geldiğince tüm arkadaşlarıma, dostlarıma kitabımı ulaştıracağım. Bundan maddi bir beklentim yok. Ben yazmayı seviyorum. Bu kadar edebiyata, şiire, sanata, güzelliklere uzak olduğumuz bir dönemde bir kişinin bile yakınlaşması benim için yeterlidir. Bu bir kişi bile benim için çok önemli” ifadelerini kullandı.
Bu kez daha çok kitap fuarlarına katılmak istediğini belirten Akıner, Türkiye’nin neresinde olursa olsun kitap fuarlarında gazeteciler cemiyetlerinin stantlarında yer alıp, edebiyat ve şiir sevenlere kitabını ulaştırmayı hedeflediğini söyledi.
“Üçüncü kitabım öykü kitabı olacak”
Yazmaya devam edeceğini, bunun hiç durmayacağını vurgulayan Akıner, önümüzdeki süreçte üçüncü kitabını da çıkarmayı planladığını aktardı. Üçüncü kitabım bir öykü kitabı olacağını dile getiren Akıner, geçmişte her şeyin aslı olduğu zamanlardaki yaşama özlem duyduğunu kaydederek, şunları söyledi:
“Şu anda ne yazık ki, yeni tabirle duygularımız bile çakma. O günlere özlem duyuyorum, o samimiyete, her şeyin güzel olduğu zamanlara. Ama inanıyorum bir gün yine yakalayacağız onu, çünkü artık insanlık ve bakış açısı olarak olabildiğince battığımızı düşünüyorum. Çok kötü zamanlardan geçiyoruz. İnsanlar çok bencil. Dostlukları, arkadaşlıkları, güzel şeyleri paylaşamıyoruz. Hep kötü şeylerin içinde debelenip duruyoruz. Gitgide ben bu edebiyatla, sanatla, şiirle yaşayan gönüllerin bir gün artık hakim olacağı ve barışın, sevginin, emeğin önemseneceğini düşünüyorum. Öyle hayalim var, inanıyorum da. Üçüncü kitabımda bunların yer alacağı öykülerim olacak. Şu anda yaklaşık 350-400 tane kısa öyküm var. Onların sadece editörlüğünü yapacağım.”
Akıner, bir diğer hedefinin de şairlere, yazarlara, sanatçılara, etkilendiği her kişiye ölüm ve doğum günlerinde yazdığı anma yazılarını kitaplaştırmak olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: İHA
“Yazmayı seviyorum. Yazdıkça rahatlıyorum”
Kitaplarına verdiği isimlerle de dikkat çeken Akıner, ziyarette, yazma tutkusunu ve kitabın yayınlanma öyküsünü paylaştı. İkinci kitapta da yine yüreğindekileri, iyisine kötüsüne bakmadan yaşadıklarını, yaşayamadıklarını, hayallerini, düşlerini, kavuştuklarını, kavuşamadıklarını yazdığını belirten Akıner, “Yazmayı seviyorum. Yazdıkça rahatlıyorum” dedi.
“Kitapta, içimdekileri döktüm”
Her iki kitabının isim babalarının da oğulları olduğunu vurgulayan Akıner, ilk kitabı “Aşk Aşk’ına”yı, küçük oğlu Efe’ye, ikinci kitabını ise bir sohbet esnasında ‘Senin de zaten hep aşkın başından aşkın’ diyen büyük oğlu Ege Tanyu’ya ithaf ettiğini söyledi.
Böylece kitabın ismini Aşk’ım Başımdan Aşk’ın koyduğunu anlatan Akıner, kitapta 81 şiirine yer verdiğini kaydetti.
“Kitabın başında eşime yazdığım bir şiir var” diyen Akıner, sadece eşine değil, çocuklarına, doğmamış çocuklarına, doğmamış torununa yazdığı şiirlerini de kitapta topladığını vurgulayan Akıner, “Kitapta, hayallerim, düşlerim, yaşadıklarım, yaşayamadıklarım var. Daha çok aşk, kavuşamama, hasret şiirleri. Tabi ki kaygılandığım, şehitlerle ve zor zamanlarla ilgili şiirler de var. Kısacası, kitapta içimdekileri döktüm” diye konuştu.
“Bir kişi bile benim için çok önemli”
İlk kitabında olduğu gibi ikinci kitabını da dostlarına, arkadaşlarına kendisinin ücretsiz dağıtacağını ifade eden Akıner, yayınevleriyle ilgili bir eleştirisini ve reddini de dile getirdi. Akıner, “İçinde bulunduğumuz ortamda bir çok şeyde olduğu gibi bir yazarın eserinin basılması da çok kötü koşullarda ne yazık ki. İkinci kitabımın bir yayınevinden çıkmasını istedim ve yaklaşık 30 yayınevi ile görüştüm. Yayınevlerinin şu andaki bakış açısı; yazarı tamamıyla kullanmaya yönelik. Ne yazık ki, böyle. Bunu, içine girince daha iyi anladım. Maddi olaydan bahsetmiyorum, bakış açıları bu şekilde. Ben de elimden geldiğince tüm arkadaşlarıma, dostlarıma kitabımı ulaştıracağım. Bundan maddi bir beklentim yok. Ben yazmayı seviyorum. Bu kadar edebiyata, şiire, sanata, güzelliklere uzak olduğumuz bir dönemde bir kişinin bile yakınlaşması benim için yeterlidir. Bu bir kişi bile benim için çok önemli” ifadelerini kullandı.
Bu kez daha çok kitap fuarlarına katılmak istediğini belirten Akıner, Türkiye’nin neresinde olursa olsun kitap fuarlarında gazeteciler cemiyetlerinin stantlarında yer alıp, edebiyat ve şiir sevenlere kitabını ulaştırmayı hedeflediğini söyledi.
“Üçüncü kitabım öykü kitabı olacak”
Yazmaya devam edeceğini, bunun hiç durmayacağını vurgulayan Akıner, önümüzdeki süreçte üçüncü kitabını da çıkarmayı planladığını aktardı. Üçüncü kitabım bir öykü kitabı olacağını dile getiren Akıner, geçmişte her şeyin aslı olduğu zamanlardaki yaşama özlem duyduğunu kaydederek, şunları söyledi:
“Şu anda ne yazık ki, yeni tabirle duygularımız bile çakma. O günlere özlem duyuyorum, o samimiyete, her şeyin güzel olduğu zamanlara. Ama inanıyorum bir gün yine yakalayacağız onu, çünkü artık insanlık ve bakış açısı olarak olabildiğince battığımızı düşünüyorum. Çok kötü zamanlardan geçiyoruz. İnsanlar çok bencil. Dostlukları, arkadaşlıkları, güzel şeyleri paylaşamıyoruz. Hep kötü şeylerin içinde debelenip duruyoruz. Gitgide ben bu edebiyatla, sanatla, şiirle yaşayan gönüllerin bir gün artık hakim olacağı ve barışın, sevginin, emeğin önemseneceğini düşünüyorum. Öyle hayalim var, inanıyorum da. Üçüncü kitabımda bunların yer alacağı öykülerim olacak. Şu anda yaklaşık 350-400 tane kısa öyküm var. Onların sadece editörlüğünü yapacağım.”
Akıner, bir diğer hedefinin de şairlere, yazarlara, sanatçılara, etkilendiği her kişiye ölüm ve doğum günlerinde yazdığı anma yazılarını kitaplaştırmak olduğunu sözlerine ekledi.