BM'den Mursi'nin Vefatına İlişkin Acil Soruşturma Çağrısı
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Rupert Colville: 'Eski bir Cumhurbaşkanı olarak Muhammed Mursi, ölümü sırasında Mısırlı yetkililerin gözetimi altındaydı. Devlet (Mısır), onun insanca muameleye tabi tutulmasından, yaşam hakkından ve sağlığına saygı duyulmasından sorumludur' 'Gözaltındaki herhangi bir ani ölüm, ölüm nedeninin açıklığa kavuşturulması için bağımsız bir kuruluş tarafından yürütülen hızlı, tarafsız, eksiksiz ve şeffaf bir soruşturma ile takip edilmek zorundadır'
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin ani ölümünün sebebinin ortaya çıkarılması için bağımsız bir kuruluş tarafından hızlı, tarafsız, eksiksiz ve şeffaf bir soruşturma yapılması çağrısında bulundu.
Mursi'nin vefatına ilişkin BM'den ilk somut açıklamayı OHCHR Sözcüsü Rupert Colville yaptı.
Colville, şunları kaydetti:
"Eski bir Cumhurbaşkanı olarak Muhammed Mursi, ölümü sırasında Mısırlı yetkililerin gözetimi altındaydı. Devlet (Mısır), onun insanca muameleye tabi tutulmasından, yaşam hakkından ve sağlığına saygı duyulmasından sorumludur. Gözaltındaki herhangi bir ani ölüm, ölüm nedeninin açıklığa kavuşturulması için bağımsız bir kuruluş tarafından yürütülen hızlı, tarafsız, eksiksiz ve şeffaf bir soruşturma ile takip edilmek zorundadır. Bunlar, tam olarak hemfikir olduğumuz, Afrika İnsan Hakları Komisyonu da dahil olmak üzere çeşitli uluslararası insan hakları organları tarafından detaylandırılmış genel ilkelerdir."
Mursi'nin hapishanede kaldığı 6 yıl boyunca, sağlık hizmetlerinden yararlanması, avukat ve ailesine erişim izni verilmesi dahil gözaltı koşullarıyla ilgili çeşitli endişelerin dile getirildiğini anımsatan Colville, "O (Mursi) ayrıca, uzun süreli yalnız hücre hapsinde tutulmuşa benziyor. Dolayısıyla, soruşturma, gözaltındaki koşulların ölümü üzerinde etkisi olup olmadığının incelenmesi için yetkililerin Mursi'ye yaptığı muamelenin tüm yönlerini de kapsamalıdır." ifadesini kullandı.
Colville, ellerindeki tüm bilgiler ışığında gözaltına alınma koşulları da dahil olmak üzere Mursi'nin ölümüne ilişkin kapsamlı ve tam bağımsız bir soruşturma yapılması gerektiğine inandıklarını vurguladı.
OHCHR Sözcüsü Rupert Colville, Mursi'nin ölümünün tüm yönleriyle ortaya çıkarılması için bağımsız adli bir makam veya başka yetkili bir organın derhal tarafsız ve etkili bir soruşturma yapması gerektiğini kaydetti.
- BM Sözcüsü Mursi'nin ölümüne ilişkin Colville ile irtibata geçeceğini söylemişti
BM'nin en önemli alt kuruluşlarından olan Cenevre merkezli OHCHR, dünyanın dört bir yanında insan haklarının desteklenmesi ve korunması için yaptığı çalışmalarla biliniyor.
BM Cenevre Ofisi Sözcüsü Alessandra Vellucci, AA muhabirinin, Mursi'nin yaşamını yitirmesine yönelik BM'nin sessizliğini sürdürmesiyle ilgili sorusunu cevaplamıştı.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric'in dün Mursi ve ailesine başsağlığı dilediğini aktaran Vellucci, ilerleyen saatlerde BM'den konuya ilişkin açıklama gelebileceğini ifade etmişti.
Sözcü Vellucci, Mursi'nin vefatına ilişkin henüz bir açıklama yapmayan OHCHR'nin Sözcüsü Rupert Colville ile irtibata geçeceğini sözlerine eklemişti.
- Mahkeme salonunda vefat etti
Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı 67 yaşındaki Muhammed Mursi, yargılandığı “Vadi en-Natrun hapishanesinden kaçış ve Hamas adına casusluk” olarak bilinen davanın duruşması esnasında dün hayatını kaybetti.
Mısır devlet televizyonu Mursi’nin mahkeme salonunda geçirdiği baygınlığın ardından yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Mursi’nin ölümünün ardından İçişleri Bakanlığı ülke genelinde “teyakkuz” durumu ilan etti. Gece saat 23.00 sularından itibaren Kahire’deki iş yerleri ve kafeler kapatıldı.
Mursi’nin naaşı bugün yerel saatle 05.00’te ailesi ve avukatının katılımıyla başkent Kahire'nin doğusunda, Medinet Nasr semtindeki Müslüman Kardeşler Teşkilatının (İhvan) mürşitlerinin defnedildiği kabristanda toprağa verildi.
Muhammed Mursi, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'i istifaya zorlayan 2011 yılındaki halk devriminin ardından 2012'de ülke tarihinde demokratik yollarla göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı olmuştu.
Mursi, 3 Temmuz 2013'te dönemin Savunma Bakanı ve ardından Cumhurbaşkanı olan Abdulfettah es-Sisi tarafından gerçekleştirilen askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılmıştı.
Mısır devlet televizyonunda, "Muhammed Mursi'nin iyi huylu bir tümörü bulunduğu, sürekli tıbbi gözetim altında olduğu ve ölümünün kalp krizinden kaynaklandığı" ifade edilmişti.
Mısır Başsavcısı Nebil Sadık tarafından yapılan yazılı açıklamada, Mursi'nin hastaneye getirildiğinde vefat etmiş olduğu ve vücudunda yakın zamanda meydana gelen herhangi bir yaralanma bulunmadığı belirtilmişti.
3 Temmuz 2013 darbesinin ardından gözaltına alınan Mursi hakkında farklı suçlamalardan 6 dava açıldı. Bu davalardan 4’ü sonuçlanmış 2’sinin ise duruşmaları devam ediyordu. Sürmekte olan davalardan biri, yargıcın 2015 yılında Mursi hakkında idam kararı verdiği ve Yüksek Mahkemenin 2016 yılında bozduğu “Hapishaneler baskını” davasıydı.
Kaynak: AA
Mursi'nin vefatına ilişkin BM'den ilk somut açıklamayı OHCHR Sözcüsü Rupert Colville yaptı.
Colville, şunları kaydetti:
"Eski bir Cumhurbaşkanı olarak Muhammed Mursi, ölümü sırasında Mısırlı yetkililerin gözetimi altındaydı. Devlet (Mısır), onun insanca muameleye tabi tutulmasından, yaşam hakkından ve sağlığına saygı duyulmasından sorumludur. Gözaltındaki herhangi bir ani ölüm, ölüm nedeninin açıklığa kavuşturulması için bağımsız bir kuruluş tarafından yürütülen hızlı, tarafsız, eksiksiz ve şeffaf bir soruşturma ile takip edilmek zorundadır. Bunlar, tam olarak hemfikir olduğumuz, Afrika İnsan Hakları Komisyonu da dahil olmak üzere çeşitli uluslararası insan hakları organları tarafından detaylandırılmış genel ilkelerdir."
Mursi'nin hapishanede kaldığı 6 yıl boyunca, sağlık hizmetlerinden yararlanması, avukat ve ailesine erişim izni verilmesi dahil gözaltı koşullarıyla ilgili çeşitli endişelerin dile getirildiğini anımsatan Colville, "O (Mursi) ayrıca, uzun süreli yalnız hücre hapsinde tutulmuşa benziyor. Dolayısıyla, soruşturma, gözaltındaki koşulların ölümü üzerinde etkisi olup olmadığının incelenmesi için yetkililerin Mursi'ye yaptığı muamelenin tüm yönlerini de kapsamalıdır." ifadesini kullandı.
Colville, ellerindeki tüm bilgiler ışığında gözaltına alınma koşulları da dahil olmak üzere Mursi'nin ölümüne ilişkin kapsamlı ve tam bağımsız bir soruşturma yapılması gerektiğine inandıklarını vurguladı.
OHCHR Sözcüsü Rupert Colville, Mursi'nin ölümünün tüm yönleriyle ortaya çıkarılması için bağımsız adli bir makam veya başka yetkili bir organın derhal tarafsız ve etkili bir soruşturma yapması gerektiğini kaydetti.
- BM Sözcüsü Mursi'nin ölümüne ilişkin Colville ile irtibata geçeceğini söylemişti
BM'nin en önemli alt kuruluşlarından olan Cenevre merkezli OHCHR, dünyanın dört bir yanında insan haklarının desteklenmesi ve korunması için yaptığı çalışmalarla biliniyor.
BM Cenevre Ofisi Sözcüsü Alessandra Vellucci, AA muhabirinin, Mursi'nin yaşamını yitirmesine yönelik BM'nin sessizliğini sürdürmesiyle ilgili sorusunu cevaplamıştı.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric'in dün Mursi ve ailesine başsağlığı dilediğini aktaran Vellucci, ilerleyen saatlerde BM'den konuya ilişkin açıklama gelebileceğini ifade etmişti.
Sözcü Vellucci, Mursi'nin vefatına ilişkin henüz bir açıklama yapmayan OHCHR'nin Sözcüsü Rupert Colville ile irtibata geçeceğini sözlerine eklemişti.
- Mahkeme salonunda vefat etti
Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı 67 yaşındaki Muhammed Mursi, yargılandığı “Vadi en-Natrun hapishanesinden kaçış ve Hamas adına casusluk” olarak bilinen davanın duruşması esnasında dün hayatını kaybetti.
Mısır devlet televizyonu Mursi’nin mahkeme salonunda geçirdiği baygınlığın ardından yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Mursi’nin ölümünün ardından İçişleri Bakanlığı ülke genelinde “teyakkuz” durumu ilan etti. Gece saat 23.00 sularından itibaren Kahire’deki iş yerleri ve kafeler kapatıldı.
Mursi’nin naaşı bugün yerel saatle 05.00’te ailesi ve avukatının katılımıyla başkent Kahire'nin doğusunda, Medinet Nasr semtindeki Müslüman Kardeşler Teşkilatının (İhvan) mürşitlerinin defnedildiği kabristanda toprağa verildi.
Muhammed Mursi, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'i istifaya zorlayan 2011 yılındaki halk devriminin ardından 2012'de ülke tarihinde demokratik yollarla göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı olmuştu.
Mursi, 3 Temmuz 2013'te dönemin Savunma Bakanı ve ardından Cumhurbaşkanı olan Abdulfettah es-Sisi tarafından gerçekleştirilen askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılmıştı.
Mısır devlet televizyonunda, "Muhammed Mursi'nin iyi huylu bir tümörü bulunduğu, sürekli tıbbi gözetim altında olduğu ve ölümünün kalp krizinden kaynaklandığı" ifade edilmişti.
Mısır Başsavcısı Nebil Sadık tarafından yapılan yazılı açıklamada, Mursi'nin hastaneye getirildiğinde vefat etmiş olduğu ve vücudunda yakın zamanda meydana gelen herhangi bir yaralanma bulunmadığı belirtilmişti.
3 Temmuz 2013 darbesinin ardından gözaltına alınan Mursi hakkında farklı suçlamalardan 6 dava açıldı. Bu davalardan 4’ü sonuçlanmış 2’sinin ise duruşmaları devam ediyordu. Sürmekte olan davalardan biri, yargıcın 2015 yılında Mursi hakkında idam kararı verdiği ve Yüksek Mahkemenin 2016 yılında bozduğu “Hapishaneler baskını” davasıydı.