Yazar Ramazanoğlu 'Kırklar Meclisi'nde
Türkiye Yazarlar Birliğinin düzenlediği Kırklar Meclisi Edebiyat ve Hayat Söyleşileri programına yazar Yıldız Ramazanoğlu katıldı.
Türkiye Yazarlar Birliğinin (TYB) düzenlediği Kırklar Meclisi Edebiyat ve Hayat Söyleşileri programına yazar Yıldız Ramazanoğlu katıldı.
TYB Mehmet Akif Divanı'nda düzenlenen etkinlikte konuşan Ramazanoğlu, kendisini sanata ve yazmaya yönlendiren anılarını ve deneyimlerini katılımcı yazarlarla paylaştı.
Ramazanoğlu, çocukluğundan beri okumaya hep ilgi gösterdiğini, kendisinde ilk yer eden kitabın da Amerikalı yazar Louisa May Alcott'a ait "Küçük Kadınlar" olduğunu söyledi.
"Hep yazdım. Hep küçük not defterlerim vardı. Not defterlerini kendimiz dikerdik. Dışına takvim yapraklarından kapaklar yapardık. Bu gizli hazineniz oluyor." diyen Ramazanoğlu, okuma ve yazma serüveninin "kendini savunmakla" ve "haksızlıklara karşı gelme" ile başladığını belirtti.
Edebiyatta ideolojilerin bayrağını dalganladıran yazarların yaptığı gibi bir yol izlemediğini kaydeden Ramazanoğlu, "Birçok acılar yaşadık. Sorunlarla karşılaştık. Bu yaşananları başka yazılarımda paylaştım. Ancak edebiyatıma ideolojilerin damgasını çok vurmadım." ifadelerini kullandı.
Ramazanoğlu, eczacı olmasının yazarlığındaki etkisine de değinerek, "Herkesin buluşma yeriydi eczanemiz. Sanatçılar, tarih profesörleri oradaydı. O eczanede inanılmaz bir birikim vardı. Bir insan galerisiydi. Hikayeler ayağıma geldi." diye konuştu.
Hikayelerinde çok büyük, yıkıcı olayların olmadığını aktaran Ramazanoğlu, "Yazılarımda sıradan olanın içindeki olağanüstülüğü görmek istedim. Bilgiden daha fazlasına ihtiyacı olan insanlar var. Edebiyat bunu karşılar. Bunun ötesine geçilmesi gerekir." dedi.
Ramazanoğlu, savaşlar yaşandığını, ihlaller olduğunu, halkların yok edildiğini dile getirerek "Bunlar yaşanırken fildişi kuleye çekilip sadece soyut kitaplar yazmak olmaz. Bu konuda sesinin yükseltmeli yazarlar. Örneğin Jose Saramago İsrail'in zulmüne karşı geldi. İsrail'in Filistinlilere yaptıklarını 'soykırım' olarak tanımladı. Bu nedenle kitapları yayınlanmadı, karartıldı." ifadelerini kullandı.
Şehir yazılarına dair değerlendirmede bulunan Ramazanoğlu şöyle konuştu:
"Şehirler insanlarla kaim. Şehirdeki insanlar beni ilgilendiriyor. Topluma karışıp insanları görmek isterim. İnsan ve şehir birbirini yoğurur. Şehirler canlıdır. Tıpki insanlar gibi. Kırmızı hikayede yazmıştım. Her şehirde her kelime anlam değiştiriyor. Gittiğim tüm şehirlerde insanlığın ortak paydalarını bulmaya çalıştım ve buldum. Şehirler benim için yaşayan özneler."
Kaynak: AA
TYB Mehmet Akif Divanı'nda düzenlenen etkinlikte konuşan Ramazanoğlu, kendisini sanata ve yazmaya yönlendiren anılarını ve deneyimlerini katılımcı yazarlarla paylaştı.
Ramazanoğlu, çocukluğundan beri okumaya hep ilgi gösterdiğini, kendisinde ilk yer eden kitabın da Amerikalı yazar Louisa May Alcott'a ait "Küçük Kadınlar" olduğunu söyledi.
"Hep yazdım. Hep küçük not defterlerim vardı. Not defterlerini kendimiz dikerdik. Dışına takvim yapraklarından kapaklar yapardık. Bu gizli hazineniz oluyor." diyen Ramazanoğlu, okuma ve yazma serüveninin "kendini savunmakla" ve "haksızlıklara karşı gelme" ile başladığını belirtti.
Edebiyatta ideolojilerin bayrağını dalganladıran yazarların yaptığı gibi bir yol izlemediğini kaydeden Ramazanoğlu, "Birçok acılar yaşadık. Sorunlarla karşılaştık. Bu yaşananları başka yazılarımda paylaştım. Ancak edebiyatıma ideolojilerin damgasını çok vurmadım." ifadelerini kullandı.
Ramazanoğlu, eczacı olmasının yazarlığındaki etkisine de değinerek, "Herkesin buluşma yeriydi eczanemiz. Sanatçılar, tarih profesörleri oradaydı. O eczanede inanılmaz bir birikim vardı. Bir insan galerisiydi. Hikayeler ayağıma geldi." diye konuştu.
Hikayelerinde çok büyük, yıkıcı olayların olmadığını aktaran Ramazanoğlu, "Yazılarımda sıradan olanın içindeki olağanüstülüğü görmek istedim. Bilgiden daha fazlasına ihtiyacı olan insanlar var. Edebiyat bunu karşılar. Bunun ötesine geçilmesi gerekir." dedi.
Ramazanoğlu, savaşlar yaşandığını, ihlaller olduğunu, halkların yok edildiğini dile getirerek "Bunlar yaşanırken fildişi kuleye çekilip sadece soyut kitaplar yazmak olmaz. Bu konuda sesinin yükseltmeli yazarlar. Örneğin Jose Saramago İsrail'in zulmüne karşı geldi. İsrail'in Filistinlilere yaptıklarını 'soykırım' olarak tanımladı. Bu nedenle kitapları yayınlanmadı, karartıldı." ifadelerini kullandı.
Şehir yazılarına dair değerlendirmede bulunan Ramazanoğlu şöyle konuştu:
"Şehirler insanlarla kaim. Şehirdeki insanlar beni ilgilendiriyor. Topluma karışıp insanları görmek isterim. İnsan ve şehir birbirini yoğurur. Şehirler canlıdır. Tıpki insanlar gibi. Kırmızı hikayede yazmıştım. Her şehirde her kelime anlam değiştiriyor. Gittiğim tüm şehirlerde insanlığın ortak paydalarını bulmaya çalıştım ve buldum. Şehirler benim için yaşayan özneler."