'Kamu Görevinin Liyakat Sahibi Kişilere Verilmesi Önemli'
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit: 'Kamu görevinin liyakat sahibi kişilere verilmesi ve devlet yönetimindeki kritik rolü ilk çağlardan beri üzerinde önemle durulan bir konu olmuştur' 'Bir toplumda erdem ilkelerinin canlı kalabilmesi için devlet yönetiminin bilgili kişilerin elinde olması gerekir'.
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, "Kamu görevinin liyakat sahibi kişilere verilmesi ve devlet yönetimindeki kritik rolü ilk çağlardan beri üzerinde önemle durulan bir konu olmuştur." dedi.
Adli İstatistiklerin Kapasitesinin ve Kalitesinin Artırılması İçin Teknik Yardım Projesi'nin bir otelde düzenlenen açılış toplantısına katılan Cirit, bilginin insanlık tarihinin gelişim ve değişim sürecinde öteden beri önemli bir etken olduğunu söyledi.
Üstün ve öncü bilgilere sahip olan ve bunları uygulayabilen toplumların, daha hızlı ilerlemeler kaydettiğini dile getiren Cirit, şöyle konuştu:
"Ancak 20. yüzyılın sonuna gelindiğinde insanlık tarihi yeni ve çok hızlı bir değişim sürecine girmiştir. Temel kaynağını ve itici gücünü bilgiden alan, bilgi odaklı kurumların temel dinamik olduğu bilgi toplumuna geçiş sürecini hep birlikte yaşıyoruz. Bilgi teknolojilerinde yaşanan baş döndürücü gelişmeler, bilginin kullanılmasına ilişkin faaliyetlerdeki olağanüstü artış, toplumun her katmanını ya da ögesini bilgi odaklı hale getirmiştir. Yeni teknolojilerin gelişme hızı ve insanların bu teknolojilere uyum becerisi sayesinde sanayi toplumundan bilgi toplumuna dönüşüm süreci, tarım toplumundan sanayi toplumuna dönüşüm sürecine göre çok daha kısa sürede gerçekleşmiştir."
Bilginin bu kadar önem taşıdığı bir çağda, adli istatistiklerin adalet sisteminin adil yönetiminde hayati rolü bulunduğunu vurgulayan Cirit, söz konusu projeyi çok önemli bulduğunu anlattı.
- "Kamu görevinin liyakat sahibi kişilere verilmesi çok önemli"
Cirit, halkın bir emaneti olan kamu görevinin kamu yetkisi ve kaynakları kullanılarak kamu yararı için yapıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Bu sebeple kamu görevinin liyakat sahibi kişilere verilmesi ve devlet yönetimindeki kritik rolü ilk çağlardan beri üzerinde önemle durulan bir konu olmuştur. Bir toplumda erdem ilkelerinin canlı kalabilmesi için devlet yönetiminin bilgili kişilerin elinde olması gerekir. Aksi halde o toplum kargaşaya sürüklenir. İşte bu noktada 'şeffaflık' ve 'hesap verebilirlik' kavramları büyük önem taşımaktadır. Ancak şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim sisteminde, kamu yetkisi ve kamu kaynaklarının bilgili ve erdem ilkelerini özümsemiş, liyakatli kişilerin elinde olduğundan emin olabiliriz."
Şeffaflık ve hesap verilebilirliğin en işlevsel sonucunun liyakatli kişilerin kamu yönetimine getirilmesi olduğuna dikkati çeken Cirit, "Liyakat kavramına, öneminden dolayı hadislerde de yer verilmiştir. 'Kıyamet ne zaman kopacak?' sorusuna Hazreti Peygamber, 'İş ehil olmayana verildi mi, kıyameti bekle dur.' buyurmuşlardır." ifadelerini kullandı.
- "İstatistiklerin açıklanmasıyla yargı toplumun denetimine açıyor"
Cirit, adli istatistiklerin sadece mahkemelerin çıkardığı dosyalara ilişkin basit sayısal bilgilerden ibaret olmadığını ifade ederek, "Adalet, yönetiminin şeffaflığı ve hesap verebilirliğinin en önemli aracıdır. Halkın güven duygusundan gücünü alan yargı organının, kendisini toplumun denetimine açarak, bu güven duygusunu sürdürmesinin ve güçlendirmesinin de en etkili yoludur." diye konuştu.
Yargılamanın adil, ekonomik ve makul sürede sonuçlandırılmasının her hukuk devletinin amacı olduğunu dile getiren Cirit, şöyle devam etti:
"Ülkemizde de bu konuda önemli reform çalışmaları, kanun tasarıları, Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecinde ülke programları hazırlanmış ve özellikle de adliyelerin fiziki koşullarının düzeltilmesi amacıyla iyileştirmeler yapılmıştır. Yargı reformu adı altında gerçekleştirilen bu çalışmaların çoğu yapısal değişiklikleri hedeflemiştir. Bu yapısal değişikliklerinin önemini yadsımamakla birlikte, iş süreçlerine ilişkin alan araştırmalarına odaklanmanın da önemli olduğunu düşünüyorum.
Ülkemiz bakımından adalet yönetimi konusunda, bilimsel çalışmaları ve bilgi birikimini arzuladığımız yüksek seviyelere çıkarmalıyız. Akademik çevrelerde, adalet yönetimine ilişkin konuların bilimsel açıdan tartışılması, yüksek lisans ve özellikle doktora çalışmalarına konu edilmesi gerekir."
- "İstatistikler akademisyenler ve kamunun erişimine de açılmalı"
Cirit, adli istatistikler başta olmak üzere, adalet yönetimine ilişkin verilerin daha geniş ve detaylı şekilde akademisyenler ve kamunun erişimine açılması gerektiğini söyledi.
Toplumun erişimine açılacak verilerin kapsamı ve içeriği belirlenirken, adli istatistiklerin şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlanmasında önemli bir araç olduğunu vurgulayan Cirit, sözlerini şöyle tamamladı:
"Adalet Akademisi hayırlı olsun. Bundan sonra da daha önemli işlere imza atacaktır. Sonuç olarak, Türk halkının güven duyabileceği bir adalet yönetiminin işleyişine başvurabilmek amacımızdır. Adalet, tüm kurumların ortak idealidir. Adaletle devlet arasında doğrudan bağ vardır. Bu bağın güçlendirilmesi açısından bu tür faaliyetlerin önemli olduğunu düşünüyorum."
Kaynak: AA
Adli İstatistiklerin Kapasitesinin ve Kalitesinin Artırılması İçin Teknik Yardım Projesi'nin bir otelde düzenlenen açılış toplantısına katılan Cirit, bilginin insanlık tarihinin gelişim ve değişim sürecinde öteden beri önemli bir etken olduğunu söyledi.
Üstün ve öncü bilgilere sahip olan ve bunları uygulayabilen toplumların, daha hızlı ilerlemeler kaydettiğini dile getiren Cirit, şöyle konuştu:
"Ancak 20. yüzyılın sonuna gelindiğinde insanlık tarihi yeni ve çok hızlı bir değişim sürecine girmiştir. Temel kaynağını ve itici gücünü bilgiden alan, bilgi odaklı kurumların temel dinamik olduğu bilgi toplumuna geçiş sürecini hep birlikte yaşıyoruz. Bilgi teknolojilerinde yaşanan baş döndürücü gelişmeler, bilginin kullanılmasına ilişkin faaliyetlerdeki olağanüstü artış, toplumun her katmanını ya da ögesini bilgi odaklı hale getirmiştir. Yeni teknolojilerin gelişme hızı ve insanların bu teknolojilere uyum becerisi sayesinde sanayi toplumundan bilgi toplumuna dönüşüm süreci, tarım toplumundan sanayi toplumuna dönüşüm sürecine göre çok daha kısa sürede gerçekleşmiştir."
Bilginin bu kadar önem taşıdığı bir çağda, adli istatistiklerin adalet sisteminin adil yönetiminde hayati rolü bulunduğunu vurgulayan Cirit, söz konusu projeyi çok önemli bulduğunu anlattı.
- "Kamu görevinin liyakat sahibi kişilere verilmesi çok önemli"
Cirit, halkın bir emaneti olan kamu görevinin kamu yetkisi ve kaynakları kullanılarak kamu yararı için yapıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Bu sebeple kamu görevinin liyakat sahibi kişilere verilmesi ve devlet yönetimindeki kritik rolü ilk çağlardan beri üzerinde önemle durulan bir konu olmuştur. Bir toplumda erdem ilkelerinin canlı kalabilmesi için devlet yönetiminin bilgili kişilerin elinde olması gerekir. Aksi halde o toplum kargaşaya sürüklenir. İşte bu noktada 'şeffaflık' ve 'hesap verebilirlik' kavramları büyük önem taşımaktadır. Ancak şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim sisteminde, kamu yetkisi ve kamu kaynaklarının bilgili ve erdem ilkelerini özümsemiş, liyakatli kişilerin elinde olduğundan emin olabiliriz."
Şeffaflık ve hesap verilebilirliğin en işlevsel sonucunun liyakatli kişilerin kamu yönetimine getirilmesi olduğuna dikkati çeken Cirit, "Liyakat kavramına, öneminden dolayı hadislerde de yer verilmiştir. 'Kıyamet ne zaman kopacak?' sorusuna Hazreti Peygamber, 'İş ehil olmayana verildi mi, kıyameti bekle dur.' buyurmuşlardır." ifadelerini kullandı.
- "İstatistiklerin açıklanmasıyla yargı toplumun denetimine açıyor"
Cirit, adli istatistiklerin sadece mahkemelerin çıkardığı dosyalara ilişkin basit sayısal bilgilerden ibaret olmadığını ifade ederek, "Adalet, yönetiminin şeffaflığı ve hesap verebilirliğinin en önemli aracıdır. Halkın güven duygusundan gücünü alan yargı organının, kendisini toplumun denetimine açarak, bu güven duygusunu sürdürmesinin ve güçlendirmesinin de en etkili yoludur." diye konuştu.
Yargılamanın adil, ekonomik ve makul sürede sonuçlandırılmasının her hukuk devletinin amacı olduğunu dile getiren Cirit, şöyle devam etti:
"Ülkemizde de bu konuda önemli reform çalışmaları, kanun tasarıları, Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecinde ülke programları hazırlanmış ve özellikle de adliyelerin fiziki koşullarının düzeltilmesi amacıyla iyileştirmeler yapılmıştır. Yargı reformu adı altında gerçekleştirilen bu çalışmaların çoğu yapısal değişiklikleri hedeflemiştir. Bu yapısal değişikliklerinin önemini yadsımamakla birlikte, iş süreçlerine ilişkin alan araştırmalarına odaklanmanın da önemli olduğunu düşünüyorum.
Ülkemiz bakımından adalet yönetimi konusunda, bilimsel çalışmaları ve bilgi birikimini arzuladığımız yüksek seviyelere çıkarmalıyız. Akademik çevrelerde, adalet yönetimine ilişkin konuların bilimsel açıdan tartışılması, yüksek lisans ve özellikle doktora çalışmalarına konu edilmesi gerekir."
- "İstatistikler akademisyenler ve kamunun erişimine de açılmalı"
Cirit, adli istatistikler başta olmak üzere, adalet yönetimine ilişkin verilerin daha geniş ve detaylı şekilde akademisyenler ve kamunun erişimine açılması gerektiğini söyledi.
Toplumun erişimine açılacak verilerin kapsamı ve içeriği belirlenirken, adli istatistiklerin şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlanmasında önemli bir araç olduğunu vurgulayan Cirit, sözlerini şöyle tamamladı:
"Adalet Akademisi hayırlı olsun. Bundan sonra da daha önemli işlere imza atacaktır. Sonuç olarak, Türk halkının güven duyabileceği bir adalet yönetiminin işleyişine başvurabilmek amacımızdır. Adalet, tüm kurumların ortak idealidir. Adaletle devlet arasında doğrudan bağ vardır. Bu bağın güçlendirilmesi açısından bu tür faaliyetlerin önemli olduğunu düşünüyorum."