Elazığ'ın Maden İlçesiyle İlgili Önerge Red Edildi
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol’un başı çektiği 22 vekilin imzasıyla heyelan riski bulunan Maden ilçesiyle ilgili meclise sunulan önerge red edildi.
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Maden ilçesinde 512 konut ve iş yerinin heyelan riski nedeniyle tahliye edilmesi kararını Türkiye Büyük Millet Meclisinde gündeme getirdi. Erol, 22 milletvekilinin imzasıyla ilçede kurulu bakır madeni işletmelerinin özelleştirilmesinden doğan mağduriyetin ekonomiye ve istihdama etkilerinin araştırılması, gereken önlemlerin alınarak yeniden kamu işletmesine dönüştürülmesi amacıyla TBMM’ye önerge sundu. Verilen önerge,diğer partilerin milletvekillerinin oyuyla red edildi.
Partisinin grubu adına söz alan CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol,“Maden’de yaşanan bir heyelan riski ve süreciyle ilgili geçmiş haftalarda meclisi bilgilendirmiştim. Daha sonra Elazığ’a, Maden’e giderek yerinde de incelemelerde bulunarak orada yaşanan olayla, yaşanan süreçle, vatandaşlarımızın kaygıları, endişeleriyle ilgili bilgileri meclisle paylaşmak için huzurunuzdayım. Bununla ilgili bir araştırma komisyonunun kurulmasıyla ilgili önerge vermiş bulunmaktayız. Konunun ciddiyetiyle ilgili, burada ben özellikle MHP ve AK Parti grubuna hitaben bir konuşma yapacağım” dedi.
“Üzerinde siyaset yapılacak bir konu değil”
Konunun siyasi olmadığına vurgu yapan Erol, “Bu, gerçekten, üzerinde siyaset yapılacak bir konu da değil. Bu siyaseten kullanılacak bir malzeme de değil. Eğer öyle olsaydı ben bu konuşmayı mecliste yapmak yerine Maden’deki yürüyüşlere katılır, orada provokatif söylemlerde bulunur ve bir karşıtlık üzerine bir algı yapabilirdim. Ama meclis konuşmamda da daha önce belirtmiştim. Elazığ’a gittiğimizde de başta AK Parti milletvekilimiz Metin Bulut beyi de arayarak, Saadet Partisi’nin, MHP’nin, İYİ Parti’nin il başkanlarını da arayarak Maden’e bir heyet olarak gitmemiz gerektiğini kendilerine ifade ettim ve hep birlikte gittik. Gittik, oradaki vatandaşlarla toplantılar yaptık, sohbetler yaptık, konuşmalar yaptık, kaymakamla, belediye başkanıyla görüştük, sorunların tespitiyle ilgili bilgi alışverişinde bulunduk ve vatandaşın kaygılarının neler olduğunu da tespit ettik. Tabii, siyasetçi olarak herkesin vatandaşın kaygılarıyla ilgili kendi değerlendirmeleri farklı olabilir” diye konuştu.
“İşletmenin hatasından kaynaklı heyelan riski yaşanıyor”
Elazığ’ın köklü tarihinde 3 ilçesinin çok önemli olduğuna değinen Erol, “Mutlaka bütün ilçeler birbirinden önemlidir ama 3 ilçenin kökeni çok tarihi dönemlere dayanan bir dönem. Mesela Palu ticaret merkezinin ve ticaret yolunun kesiştiği bir bölge. Kültürel değerleriyle, kültür varlıklarıyla, ticaretiyle, sosyal ve kültürel yaşantısıyla bölgede bir farklılık gösterir. Keban ve Maden, yer altı kaynaklarının ve zenginliklerinin yoğun olması nedeniyle Osmanlı Dönemi’nden bugüne kadar sürekli madenler Türkiye ekonomisine ve Osmanlı ekonomisine katkı sağlamıştır. Maden Türkiye’nin Osmanlı Dönemi’nin de en eski 4 belediyesinden biri. Kuruluş tarihini yanlış hatırlamıyorsam 1845’di . Maden Bakır İşletmesini devletin işlettiği dönemde yaklaşık 4 bin, 5 bin kişinin istihdam edildiği, ülke ekonomisine katkı verildiği bir dönemdi ama özelleştirme yapıldıktan sonra bu sayı 150’ye düştü. Maden resmen kendi kaderine terk edildi. Maden’de yaşayan insanlar ekonomik koşullarının iyileşmesinden veya iyi olmasından kaynaklı orada yaşamıyorlar, insanlar ata, dede, baba topraklarına sahip çıkmak için, öldükleri zaman da atalarının toprağa karıştığı topraklarda defnedilmek için yaşıyorlar. Şimdi, orada işletme politikasının yanlışlığından kaynaklı, işte, sayın milletvekilinin de, Elazığ milletvekillerimiz de burada, ben onların da bu konuya gösterdikleri iyi niyete ve bu konudaki çabalarına teşekkür ederim, Elazığ Valisi’nin iyi niyetine ve çabalarına teşekkür ederim. Bu konuda gerçekten hepimiz sorunun ne olduğunu biliyoruz, iyi bir şekilde bir şey yapmak istiyoruz. Ama sorunun çözümüyle ilgili düşüncelerimiz, yaklaşımımız birbirinden farklı. Bence orada yapılması gereken işletmenin hatasından kaynaklı bir mağduriyet ve bir heyelan riski yaşanıyor”ifadelerini kullandı.
“Devlet üzerine düşeni yaptı ama vatandaşın kaygısı var”
510 iş yeri ve konut sahibine tebligat yapıldığını anımsatan Erol,"İlin valisi iki yıl önce orada hafriyat döküm alanını durdurdu ve sanıyorum geçen hafta işletmenin yeni galeri açmasını ve işletilmesini durdurdu. Dün itibarıyla da ilgili bakanlıklara işletme hakkında suç duyurusunda ve soruşturma açılması gerektiği konusunda yazışmalar yaptı. Şimdi, devlet üzerine düşeni yaptı ama burada vatandaşın kaygıları var. Vatandaş diyor ki, ’Ben şimdi nereye gideceğim, yani beş günde evimi nasıl boşaltacağım. Bu benim evimin boşaltılması istenen alanda yeni rezervler var, yeni madenler var, bilinçli olarak ben buradan gönderilmek isteniyorum, taşındırılmak isteniyorum ki bunun altındaki madeni işletme çıkarsın.’ Bu doğru veya değil ama vatandaşın böyle bir kaygısı var. Vatandaşın kaygısını gidermek için, vatandaşın hak gasbına uğramasını engellemek için bu araştırma komisyonunun kurularak Elazığ’da bir inceleme yapılmasında yarar var. Eğer biz yurttaşlarımız için can ve mal güvenliği önleminin alınması, tedbirinin alınmasıyla ilgili siyaseten karar verirsek, istemediğimiz bir olayla karşı karşıya kaldığımızda hepimiz vicdan azabı duyarız. Türkiye’de genel yaklaşım şudur. Birisine yaşarken çok değer vermezsiniz ama öldükten sonra o sizin gözünüzde çok değerlenir, saygıyla anarsınız. İşte diyelim ki bir bölgede, heyelan veya insanların hayatlarını tehdit eden bir doğal afet gerçekleşecek bir ortamda önceden tedbir almak varken tedbir alınmadıktan sonra orada o afetten kaynaklı can kaybı olduğu zaman biz hemen oraya koşarız, görüntüler veririz, açıklamalar yaparız. Ama burada Maden’de şu anda ciddi bir risk var ve bu riskin temelindeki en büyük neden, işletmenin kar amaçlı yanlış uygulamalarından kaynaklı. Gerekirse devlet orayı kamulaştırılmalıdır, gerekirse devlet orayı yeniden işletmelidir, gerekirse devlet Maden’de yaşayan herkesin mağduriyetini çözmelidir”diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: İHA
Partisinin grubu adına söz alan CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol,“Maden’de yaşanan bir heyelan riski ve süreciyle ilgili geçmiş haftalarda meclisi bilgilendirmiştim. Daha sonra Elazığ’a, Maden’e giderek yerinde de incelemelerde bulunarak orada yaşanan olayla, yaşanan süreçle, vatandaşlarımızın kaygıları, endişeleriyle ilgili bilgileri meclisle paylaşmak için huzurunuzdayım. Bununla ilgili bir araştırma komisyonunun kurulmasıyla ilgili önerge vermiş bulunmaktayız. Konunun ciddiyetiyle ilgili, burada ben özellikle MHP ve AK Parti grubuna hitaben bir konuşma yapacağım” dedi.
“Üzerinde siyaset yapılacak bir konu değil”
Konunun siyasi olmadığına vurgu yapan Erol, “Bu, gerçekten, üzerinde siyaset yapılacak bir konu da değil. Bu siyaseten kullanılacak bir malzeme de değil. Eğer öyle olsaydı ben bu konuşmayı mecliste yapmak yerine Maden’deki yürüyüşlere katılır, orada provokatif söylemlerde bulunur ve bir karşıtlık üzerine bir algı yapabilirdim. Ama meclis konuşmamda da daha önce belirtmiştim. Elazığ’a gittiğimizde de başta AK Parti milletvekilimiz Metin Bulut beyi de arayarak, Saadet Partisi’nin, MHP’nin, İYİ Parti’nin il başkanlarını da arayarak Maden’e bir heyet olarak gitmemiz gerektiğini kendilerine ifade ettim ve hep birlikte gittik. Gittik, oradaki vatandaşlarla toplantılar yaptık, sohbetler yaptık, konuşmalar yaptık, kaymakamla, belediye başkanıyla görüştük, sorunların tespitiyle ilgili bilgi alışverişinde bulunduk ve vatandaşın kaygılarının neler olduğunu da tespit ettik. Tabii, siyasetçi olarak herkesin vatandaşın kaygılarıyla ilgili kendi değerlendirmeleri farklı olabilir” diye konuştu.
“İşletmenin hatasından kaynaklı heyelan riski yaşanıyor”
Elazığ’ın köklü tarihinde 3 ilçesinin çok önemli olduğuna değinen Erol, “Mutlaka bütün ilçeler birbirinden önemlidir ama 3 ilçenin kökeni çok tarihi dönemlere dayanan bir dönem. Mesela Palu ticaret merkezinin ve ticaret yolunun kesiştiği bir bölge. Kültürel değerleriyle, kültür varlıklarıyla, ticaretiyle, sosyal ve kültürel yaşantısıyla bölgede bir farklılık gösterir. Keban ve Maden, yer altı kaynaklarının ve zenginliklerinin yoğun olması nedeniyle Osmanlı Dönemi’nden bugüne kadar sürekli madenler Türkiye ekonomisine ve Osmanlı ekonomisine katkı sağlamıştır. Maden Türkiye’nin Osmanlı Dönemi’nin de en eski 4 belediyesinden biri. Kuruluş tarihini yanlış hatırlamıyorsam 1845’di . Maden Bakır İşletmesini devletin işlettiği dönemde yaklaşık 4 bin, 5 bin kişinin istihdam edildiği, ülke ekonomisine katkı verildiği bir dönemdi ama özelleştirme yapıldıktan sonra bu sayı 150’ye düştü. Maden resmen kendi kaderine terk edildi. Maden’de yaşayan insanlar ekonomik koşullarının iyileşmesinden veya iyi olmasından kaynaklı orada yaşamıyorlar, insanlar ata, dede, baba topraklarına sahip çıkmak için, öldükleri zaman da atalarının toprağa karıştığı topraklarda defnedilmek için yaşıyorlar. Şimdi, orada işletme politikasının yanlışlığından kaynaklı, işte, sayın milletvekilinin de, Elazığ milletvekillerimiz de burada, ben onların da bu konuya gösterdikleri iyi niyete ve bu konudaki çabalarına teşekkür ederim, Elazığ Valisi’nin iyi niyetine ve çabalarına teşekkür ederim. Bu konuda gerçekten hepimiz sorunun ne olduğunu biliyoruz, iyi bir şekilde bir şey yapmak istiyoruz. Ama sorunun çözümüyle ilgili düşüncelerimiz, yaklaşımımız birbirinden farklı. Bence orada yapılması gereken işletmenin hatasından kaynaklı bir mağduriyet ve bir heyelan riski yaşanıyor”ifadelerini kullandı.
“Devlet üzerine düşeni yaptı ama vatandaşın kaygısı var”
510 iş yeri ve konut sahibine tebligat yapıldığını anımsatan Erol,"İlin valisi iki yıl önce orada hafriyat döküm alanını durdurdu ve sanıyorum geçen hafta işletmenin yeni galeri açmasını ve işletilmesini durdurdu. Dün itibarıyla da ilgili bakanlıklara işletme hakkında suç duyurusunda ve soruşturma açılması gerektiği konusunda yazışmalar yaptı. Şimdi, devlet üzerine düşeni yaptı ama burada vatandaşın kaygıları var. Vatandaş diyor ki, ’Ben şimdi nereye gideceğim, yani beş günde evimi nasıl boşaltacağım. Bu benim evimin boşaltılması istenen alanda yeni rezervler var, yeni madenler var, bilinçli olarak ben buradan gönderilmek isteniyorum, taşındırılmak isteniyorum ki bunun altındaki madeni işletme çıkarsın.’ Bu doğru veya değil ama vatandaşın böyle bir kaygısı var. Vatandaşın kaygısını gidermek için, vatandaşın hak gasbına uğramasını engellemek için bu araştırma komisyonunun kurularak Elazığ’da bir inceleme yapılmasında yarar var. Eğer biz yurttaşlarımız için can ve mal güvenliği önleminin alınması, tedbirinin alınmasıyla ilgili siyaseten karar verirsek, istemediğimiz bir olayla karşı karşıya kaldığımızda hepimiz vicdan azabı duyarız. Türkiye’de genel yaklaşım şudur. Birisine yaşarken çok değer vermezsiniz ama öldükten sonra o sizin gözünüzde çok değerlenir, saygıyla anarsınız. İşte diyelim ki bir bölgede, heyelan veya insanların hayatlarını tehdit eden bir doğal afet gerçekleşecek bir ortamda önceden tedbir almak varken tedbir alınmadıktan sonra orada o afetten kaynaklı can kaybı olduğu zaman biz hemen oraya koşarız, görüntüler veririz, açıklamalar yaparız. Ama burada Maden’de şu anda ciddi bir risk var ve bu riskin temelindeki en büyük neden, işletmenin kar amaçlı yanlış uygulamalarından kaynaklı. Gerekirse devlet orayı kamulaştırılmalıdır, gerekirse devlet orayı yeniden işletmelidir, gerekirse devlet Maden’de yaşayan herkesin mağduriyetini çözmelidir”diyerek sözlerini tamamladı.