Suriyeli Ressam Ahmad Raif Mohamad'ın 'Sezgi' Sergisi Sanatseverlerle Buluştu
Türkiye'de ilk kez bir sergi açan Suriyeli ressamın 20 eseri, 25 Nisan'a kadar görülebilecek Ressam Ahmad Raif Mohamad: 'Mültecilik ya da savaş üzerine bugüne kadar bir çalışma yapmadım, yapamam da. Ölen insanların üzerinden bir şey kurgulayıp, bunu resme dökmek maalesef içimden gelmiyor' Serginin küratörü Hülya Yazıcı: 'Türk sanatçılarla, Suriyeli sanatçıların sergiler aracılığıyla bir araya gelmesi aslında geç kalınmış bir kaynaşma. Savaş nedeniyle maalesef böyle bir fırsat elde ettik. Fırsat da diyorum, çünkü onları tanımaktan dolayı çok mutluyum. Çok güzel işler yapıyorlar'
Suriyeli ressam Ahmad Raid Mohamad'ın hazırladığı "Sezgi" adlı resim sergisi, Bağımsız Sanat Vakfı'nda açıldı.
Türkiye'de ilk kez bir sergi açan Mohamad, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce Halep ve Şam'da çeşitli karma ve kişisel sergilere katıldığını söyledi.
Mohamad, çalışmalarında soyut ve figüratif resimler yaptığını dile getirerek, "Suriye'deki savaştan dolayı Türkiye'ye 2013 yılında geldim ailemle birlikte. Geldikten sonra da burada sanat hayatıma devam edebileceğimi düşünmüyordum. Çünkü yeni bir ülke, yeni bir toplum içine girmiştik. Birçok zorlukla karşılaştık. Daha sonra Facebook'ta ressam arkadaşlarımı görünce yeniden resim yapmaya heveslendim ve malzemeler alarak, evde çalışmalar yaptım." dedi.
İstanbul'da grafik tasarımcı olarak çalışan Mohamad, buraya ilk geldiğinde Nişantaşı'nda bulunan çeşitli sanat galerilerini gezdiğini ve kontak kurmaya çalıştığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"İlk başta çalışmalarımı birkaç galeriye sattım ama genelde herkeste bir ön yargı vardı. Onlara sergi açmak istediğimi söyleyince 'Sen bir dur Suriyelisin' diye tepki veriyorlar. Bu yüzden sağlıklı bir iletişim kimseyle kuramadım. Bu durum tabii sadece İstanbul'da değil, tüm dünyada olan bir zorluk bunu biliyorum. Bazen de karşı tarafa göre kimlik değil, eser önemli oluyor, yaptığın eseri sanatsal açıdan değerlendiriyorlar. Tabii böyle düşünen kültür seviyesi yüksek, zihni açık insanlar maalesef bugün çok az."
Ahmad Raid Mohamad, sergide yer alan 20 eserini kendi iç dünyasında gelen duygularla yaptığını da kaydederek, "Mültecilik ya da savaş üzerine bugüne kadar bir çalışma yapmadım, yapamam da. Ölen insanların üzerinden bir şey kurgulayıp, bunu resme dökmek maalesef içimden gelmiyor. Ben eserlerim üzerinde de aslında konuşmak istemem, zaten konuşamam da. Sadece eserlerimin göz dili ile seyircilerle konuşmasını isterim. Bence her eser kendi içerisinde birçok soruyu barındırıyor." diye konuştu.
- "Suriyeli sanatçılar eserlerini sergilemekte sıkıntılar yaşıyor"
Serginin küratörü Hülya Yazıcı ise 2016'da "yurtsuzlaşma" teması altında düzenledikleri "3. Uluslararası İstanbul Trienali"nde Suriyeli birçok sanatçı ile ilişki kurduklarını hatırlatarak, "Bu trienale oldukça fazla Suriyeli ve Iraklı sanatçı katılmıştı. Burada Suriyeli sanatçıların kendi eserlerini sergilemekte sıkıntılar yaşadıklarını öğrendim. Çünkü galeriler genellikle kendi sanatçılarıyla devam etmek istiyorlar ve ticari amaçları var. Bunun dışındakilere ücretli sergiler yapıyorlar." dedi.
Yazıcı, bu anlamda başta Suriyeli olmak üzere Orta Doğu'dan gelen birçok sanatçıya Bağımsız Sanat Vakfı'nı açtığını söyleyerek, şunları kaydetti:
"Tüm imkanlarımızı sonuna kadar onların kullanımına açıyoruz. Onlardan hiçbir şey de talep etmiyorum. Resimlerini satmak için de herhangi bir gelir talebim yok. Eserlerin geliri tamamen onlara ait. Ben de böyle bir destek veriyorum. Türk sanatçılarla, Suriyeli sanatçıların aslında bu sergiler aracılığıyla bir araya gelmesi de geç kalınmış bir kaynaşma. Savaş nedeniyle maalesef böyle bir fırsat elde ettik. Fırsat da diyorum, çünkü onları tanımaktan dolayı çok mutluyum. Çok güzel işler yapıyorlar. Bu sergiden sonra mayıs ayında 2 Suriyeli sanatçımız bir karma sergi yapacak burada, ondan sonra da Iraklı bir sanatçımızın eserlerini sergileyeceğiz."
Türk sanatçıların Orta Doğulu sanatçıları yeterince tanımadığına da dikkati çeken Yazıcı, "Bize akademi yıllarında da öğretilmedi, hatırlatılmadı. Hatta Orta Doğulu sanatçıların iyi sanat yapmadıklarına dair bir algı oluşturulmuştu. Yüzümüzü hep Batı'ya döndük. Fakat böyle olmadığını anladım sonra. Koleksiyonculara da seslenmek istiyorum, genellikle sergilerimizde çok nitelikli ve kaliteli işler olmasına rağmen bir alıcı kitlesine henüz ulaşamadık. Eğer bunu da tesis edebilirsek, ben aracı olabilirsem çok mutlu olacağım." şeklinde konuştu.
Yağlı boya tablolardan oluşan sergi, 25 Nisan'a kadar görülebilecek.
Kaynak: AA
Türkiye'de ilk kez bir sergi açan Mohamad, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce Halep ve Şam'da çeşitli karma ve kişisel sergilere katıldığını söyledi.
Mohamad, çalışmalarında soyut ve figüratif resimler yaptığını dile getirerek, "Suriye'deki savaştan dolayı Türkiye'ye 2013 yılında geldim ailemle birlikte. Geldikten sonra da burada sanat hayatıma devam edebileceğimi düşünmüyordum. Çünkü yeni bir ülke, yeni bir toplum içine girmiştik. Birçok zorlukla karşılaştık. Daha sonra Facebook'ta ressam arkadaşlarımı görünce yeniden resim yapmaya heveslendim ve malzemeler alarak, evde çalışmalar yaptım." dedi.
İstanbul'da grafik tasarımcı olarak çalışan Mohamad, buraya ilk geldiğinde Nişantaşı'nda bulunan çeşitli sanat galerilerini gezdiğini ve kontak kurmaya çalıştığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"İlk başta çalışmalarımı birkaç galeriye sattım ama genelde herkeste bir ön yargı vardı. Onlara sergi açmak istediğimi söyleyince 'Sen bir dur Suriyelisin' diye tepki veriyorlar. Bu yüzden sağlıklı bir iletişim kimseyle kuramadım. Bu durum tabii sadece İstanbul'da değil, tüm dünyada olan bir zorluk bunu biliyorum. Bazen de karşı tarafa göre kimlik değil, eser önemli oluyor, yaptığın eseri sanatsal açıdan değerlendiriyorlar. Tabii böyle düşünen kültür seviyesi yüksek, zihni açık insanlar maalesef bugün çok az."
Ahmad Raid Mohamad, sergide yer alan 20 eserini kendi iç dünyasında gelen duygularla yaptığını da kaydederek, "Mültecilik ya da savaş üzerine bugüne kadar bir çalışma yapmadım, yapamam da. Ölen insanların üzerinden bir şey kurgulayıp, bunu resme dökmek maalesef içimden gelmiyor. Ben eserlerim üzerinde de aslında konuşmak istemem, zaten konuşamam da. Sadece eserlerimin göz dili ile seyircilerle konuşmasını isterim. Bence her eser kendi içerisinde birçok soruyu barındırıyor." diye konuştu.
- "Suriyeli sanatçılar eserlerini sergilemekte sıkıntılar yaşıyor"
Serginin küratörü Hülya Yazıcı ise 2016'da "yurtsuzlaşma" teması altında düzenledikleri "3. Uluslararası İstanbul Trienali"nde Suriyeli birçok sanatçı ile ilişki kurduklarını hatırlatarak, "Bu trienale oldukça fazla Suriyeli ve Iraklı sanatçı katılmıştı. Burada Suriyeli sanatçıların kendi eserlerini sergilemekte sıkıntılar yaşadıklarını öğrendim. Çünkü galeriler genellikle kendi sanatçılarıyla devam etmek istiyorlar ve ticari amaçları var. Bunun dışındakilere ücretli sergiler yapıyorlar." dedi.
Yazıcı, bu anlamda başta Suriyeli olmak üzere Orta Doğu'dan gelen birçok sanatçıya Bağımsız Sanat Vakfı'nı açtığını söyleyerek, şunları kaydetti:
"Tüm imkanlarımızı sonuna kadar onların kullanımına açıyoruz. Onlardan hiçbir şey de talep etmiyorum. Resimlerini satmak için de herhangi bir gelir talebim yok. Eserlerin geliri tamamen onlara ait. Ben de böyle bir destek veriyorum. Türk sanatçılarla, Suriyeli sanatçıların aslında bu sergiler aracılığıyla bir araya gelmesi de geç kalınmış bir kaynaşma. Savaş nedeniyle maalesef böyle bir fırsat elde ettik. Fırsat da diyorum, çünkü onları tanımaktan dolayı çok mutluyum. Çok güzel işler yapıyorlar. Bu sergiden sonra mayıs ayında 2 Suriyeli sanatçımız bir karma sergi yapacak burada, ondan sonra da Iraklı bir sanatçımızın eserlerini sergileyeceğiz."
Türk sanatçıların Orta Doğulu sanatçıları yeterince tanımadığına da dikkati çeken Yazıcı, "Bize akademi yıllarında da öğretilmedi, hatırlatılmadı. Hatta Orta Doğulu sanatçıların iyi sanat yapmadıklarına dair bir algı oluşturulmuştu. Yüzümüzü hep Batı'ya döndük. Fakat böyle olmadığını anladım sonra. Koleksiyonculara da seslenmek istiyorum, genellikle sergilerimizde çok nitelikli ve kaliteli işler olmasına rağmen bir alıcı kitlesine henüz ulaşamadık. Eğer bunu da tesis edebilirsek, ben aracı olabilirsem çok mutlu olacağım." şeklinde konuştu.
Yağlı boya tablolardan oluşan sergi, 25 Nisan'a kadar görülebilecek.