'Esed'in Kimyasal Silah Kullanımı Araştırılmaya Devam Edilmeli'

Silah Kontrol Birliği, Beşşar Esed'in, kimyasal silah saldırılarından sorumlu olduğunu teyit eden birçok Birleşmiş Milletler raporuna rağmen bu silahları kendi halkına karşı kullanmaya devam ettiğini vurguladı Birliğin yazılı açıklamasından: 'Esed'i uluslararası hukuku ihlali nedeniyle sorumlu tutmak için kimyasal silahların kullanımına ilişkin araştırmalar yeniden başlamalı' 'Suriye rejiminin kimyasal silah kullanmaya devam etmesine yönelik uluslararası tepkinin yetersizliği, dünyanın en tehlikeli ve insanlık dışı silahlarının gelecekte vahşetlere yol açması riskini artıracak, Kimyasal Silahlar Konvansiyonu'nun bütünlüğünü aşındıracak, BM Güvenlik Konseyinin otoritesini sarsacaktır'.

Silah Kontrol Birliği, Suriye'deki Beşşar Esed rejiminin halkına karşı kimyasal silah kullanmaya devam ettiğini belirterek, uluslararası camiayı Esed'i sorumlu tutmaya çağırdı.

Merkezi Washington'da bulunan Silah Kontrol Birliği (Arms Control Association), Han Şeyhun kimyasal silah katliamının ikinci yıl dönümü nedeniyle yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, Beşşar Esed'in, sarin ve klorin gazı saldırılarındaki sorumluluğunu teyit eden birçok Birleşmiş Milletler (BM) raporuna rağmen "dehşete düşüren" silahları kendi halkına doğrultmaya devam ettiği vurgulanarak, "Esed'i uluslararası hukuku ihlali nedeniyle sorumlu tutmak için kimyasal silahların kullanımına ilişkin araştırmalar yeniden başlamalı." ifadesi kullanıldı.

İç savaşın en "iğrenç" taraflarından birinin 2012 sonundan bu yana devam eden kimyasal silah kullanımı olduğu belirtilen açıklamada, Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütünün (KSYÖ) yürüttüğü süreç neticesinde rejimin kimyasal stokunun imha edilmiş olması gerekirken, BM-KSYÖ Ortak Araştırma Mekanizmasının (JIM) Nisan 2014, Mart 2015, Mart 2016 ve Nisan 2017'de (Han Şeyhun) rejimin yeniden bu saldırıları düzenlediğini tespit ettiği kaydedildi.

Açıklamada, rejimin, sarin gazından daha tehlikeli olan endüstriyel klor bombasıyla yaptığı saldırıların da savaş suçu olduğunun altı çizildi.

Bu durumun BM Güvenlik Konseyi (BMGK) ve KSYÖ üyesi 193 ülkeyi yakından ilgilendirdiği ve güçlü bir uluslararası tepkiyi gerektirdiği ifade edilen açıklamaya şöyle devam edildi:

"Maalesef Rusya, Suriye rejimini daha sert BM yaptırımlarından ve sorumlu tutulmaktan korumaya çalıştı. 2017'nin sonunda Han Şeyhun saldırısından sonra Rusya, BM Güvenlik Konseyinde JIM'in görev süresini uzatacak yasayı veto etti. Bu veto, mekanizmanın görev süresinin sona ermesine ve ortadan kalkmasına yol açtı. Rusya, araştırmaların 'amatörce' yapılmasından rahatsız olduğunu öne sürdü ancak gerçekte mekanizmanın müttefikinin uluslararası hukuku çiğnediği yönünde karar almasından mutsuzdu.

Suriye rejiminin kimyasal silah kullanmaya devam etmesine yönelik uluslararası tepkinin yetersizliği, dünyanın en tehlikeli, insanlık dışı silahlarının gelecekte vahşetlere yol açması riskini artıracak, Kimyasal Silahlar Konvansiyonu'nun bütünlüğünü aşındıracak, BM Güvenlik Konseyinin otoritesini sarsacaktır."

Rejimin 4 Nisan 2017'de düzenlediği sarin gazı saldırısında 100 sivil ölmüş, 500'den fazla sivil yaralanmıştı. 7 Nisan'da ABD, rejime ait Şayrat askeri hava üssünü vurmuştu.

BM ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütünce oluşturulan Suriye'de kimyasal silah kullanımını soruşturan ortak soruşturma misyonu, 6 Eylül 2017'de Han Şeyhun'da sarin gazı kullanıldığını, 27 Ekim 2017'de de saldırının rejim tarafından düzenlendiğini teyit etmişti.

Bu kararlar, Beşşar Esed yönetiminin uluslararası hukuk nezdinde savaş suçu işlediğini ortaya koymuş olsa da katliamın sorumlularının Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) yargılanmasının yolunu açamamıştı. Suriye, UCM üyesi olmadığı için BMGK'nin, rejimi, UCM'ye sevk etmesi gerekiyordu ancak Rusya, veto yetkisini kullanarak bu sürecin önünü tıkamıştı.

Rejim, 7 Nisan 2018'de Doğu Guta'yı kimyasal silah ile vurmuştu. KSYÖ, 78 sivilin öldüğü saldırının da rejim tarafından düzenlediğini teyit etmişti.
Kaynak: AA