'Teknolojik Oyun Bağımlılığının Bir Adım Ötesi Kumar'
Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk: 'İnsanların oyun bağımlığına karşı çok dikkat etmesi ve birbirlerini uyarmaları gerekiyor, yoksa teknolojik oyun bağımlılığının bir adım ötesi kumar bağımlılığı' 'İnternet üzerinden oynanan oyunlarla kumar benzeri alışkanlıklara yetişkinler çok kolay kapılıyor'
GÜLSEM ADAM - Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, teknolojik oyun bağımlılığının çok ciddi boyutlara ulaştığını belirterek, "Teknolojik oyun bağımlılığının bir adım ötesi kumar bağımlılığı." dedi.
Antalya'da düzenlenen 11. Uluslararası Psikofarmakoloji Kongresi ve 7. Uluslararası Çocuk ve Ergen Psikofarmakolojisi Sempozyumu'na katılan Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, teknoloji bağımlılığının ilk dönemlerde televizyon ekranlarında uzun süre vakit geçirilmesiyle başladığını ve akıllı telefonlarla doruk noktasına ulaştığını söyledi.
Bütün bağımlılıkların haz alma, iyi vakit, hoş zaman geçirmeye yönelik olduğunu belirten Öztürk, bunların hepsinin insana geçici süre haz verdiğini ve zaman geçtikçe dozun yükseltilmesiyle bağımlılığa yol açtığını vurguladı.
Ekran ve teknolojik oyun cazibesinin insanda ciddi bağımlılığa neden olduğunu aktaran Öztürk, "İnternetten bir saate oyun oynuyorsanız bu size yetmiyor ve bunu iki, üç, beş saate çıkarıyorsunuz ve bu süre artarak devam ediyor. Bu dışarıdan bakıldığında çok mantıksız ama o kişiye baktığınızda o kişinin dünyasında ona kısa süreli haz veren bir şey ve bu hazzı engelleyemediği için de bağımlı oluyor. Aynı madde bağımlısı gibi, çok da farkı yok." dedi.
- "Teknolojik oyun bağımlılığı hastalıktır"
Oyun bağımlılığına karşı çocuklar kadar yetişkinlerin de ciddi risk altında olduğunu vurgulayan Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:
"İnsanların oyun bağımlığına karşı çok dikkat etmesi ve birbirlerini uyarmaları gerekiyor, yoksa teknolojik oyun bağımlılığının bir adım ötesi kumar bağımlılığı. Oyun bağımlılığından geçiş yaparak gittiğimiz de kumar bağımlığına varıyoruz. İnternet üzerinden oynanan oyunlarla kumar benzeri alışkanlıklara yetişkinler çok kolay kapılıyor. Yani online kumar dediğimiz dünyada çok ciddi bir sorun var. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) teknolojik olarak oynanan oyun bağımlılığını ve internet üzerinden oynanan kumar bağımlılığını bir bağımlılık hastası olarak kabul ediyor. Şu anda online oyun ve kumar bağımlılığı bir hastalık olarak sınıflandırılmış durumda. Özellikle yetişkinlerde cinsine göre oynanan oyunların içine para katıldığında kumar bağımlılığının riskini artırıyor ve doğrudan kumar bağımlılığına geçiş yapabiliyor. Yani teknolojik oyun bağımlılığı içeriğine göre kumar bağımlığını tetikliyor, bu tür oyunlara çok dikkat etmek gerekir."
Öztürk, teknoloji bağımlılığına karşı sadece yetişkinlerin değil çocukların da çok ciddi tehditlerle karşı karşıya kaldığına dikkati çekerek, ekran cazibesinin çocukları oyun başından kalkmamasına neden olduğunu ifade etti.
Çocukların zihinsel yapılarının etkiye ve kandırılmaya çok açık olduğunu belirten Öztürk, "Oyun üreticileri de ister para kazanmak ister kötü niyetli olsun bunu bildikleri için çocukların zihinlerinde hayal dünyasına hitap eden oyunlar geliştiriyorlar ve çocuklar o oyunlardan kendilerini alamıyorlar." diye konuştu.
Çocukların gerçek ile gerçek dışını ayırt edemediğini, algılayamadığını aktaran Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çocuklar bunu gerçekmiş gibi algılıyor ve kötü niyetli kişilerin ürettiği oyunlar ve oyun benzeri telkinlere çok kolay uyabiliyor. Bazı oyunlarda çocuklara direkt telkinler yapıldığı gibi indirekt de yapılıyor. Çocukların bu tehlikeyi anlaması kolay bir şey değildir. O yüzden zaten ebeveynin çocukla birlikte beraber olmasını, ne seyrettiğini, hangi oyunu oynaması gerektiğini bilmesini söylüyoruz."
Kaynak: AA
Antalya'da düzenlenen 11. Uluslararası Psikofarmakoloji Kongresi ve 7. Uluslararası Çocuk ve Ergen Psikofarmakolojisi Sempozyumu'na katılan Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, teknoloji bağımlılığının ilk dönemlerde televizyon ekranlarında uzun süre vakit geçirilmesiyle başladığını ve akıllı telefonlarla doruk noktasına ulaştığını söyledi.
Bütün bağımlılıkların haz alma, iyi vakit, hoş zaman geçirmeye yönelik olduğunu belirten Öztürk, bunların hepsinin insana geçici süre haz verdiğini ve zaman geçtikçe dozun yükseltilmesiyle bağımlılığa yol açtığını vurguladı.
Ekran ve teknolojik oyun cazibesinin insanda ciddi bağımlılığa neden olduğunu aktaran Öztürk, "İnternetten bir saate oyun oynuyorsanız bu size yetmiyor ve bunu iki, üç, beş saate çıkarıyorsunuz ve bu süre artarak devam ediyor. Bu dışarıdan bakıldığında çok mantıksız ama o kişiye baktığınızda o kişinin dünyasında ona kısa süreli haz veren bir şey ve bu hazzı engelleyemediği için de bağımlı oluyor. Aynı madde bağımlısı gibi, çok da farkı yok." dedi.
- "Teknolojik oyun bağımlılığı hastalıktır"
Oyun bağımlılığına karşı çocuklar kadar yetişkinlerin de ciddi risk altında olduğunu vurgulayan Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:
"İnsanların oyun bağımlığına karşı çok dikkat etmesi ve birbirlerini uyarmaları gerekiyor, yoksa teknolojik oyun bağımlılığının bir adım ötesi kumar bağımlılığı. Oyun bağımlılığından geçiş yaparak gittiğimiz de kumar bağımlığına varıyoruz. İnternet üzerinden oynanan oyunlarla kumar benzeri alışkanlıklara yetişkinler çok kolay kapılıyor. Yani online kumar dediğimiz dünyada çok ciddi bir sorun var. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) teknolojik olarak oynanan oyun bağımlılığını ve internet üzerinden oynanan kumar bağımlılığını bir bağımlılık hastası olarak kabul ediyor. Şu anda online oyun ve kumar bağımlılığı bir hastalık olarak sınıflandırılmış durumda. Özellikle yetişkinlerde cinsine göre oynanan oyunların içine para katıldığında kumar bağımlılığının riskini artırıyor ve doğrudan kumar bağımlılığına geçiş yapabiliyor. Yani teknolojik oyun bağımlılığı içeriğine göre kumar bağımlığını tetikliyor, bu tür oyunlara çok dikkat etmek gerekir."
Öztürk, teknoloji bağımlılığına karşı sadece yetişkinlerin değil çocukların da çok ciddi tehditlerle karşı karşıya kaldığına dikkati çekerek, ekran cazibesinin çocukları oyun başından kalkmamasına neden olduğunu ifade etti.
Çocukların zihinsel yapılarının etkiye ve kandırılmaya çok açık olduğunu belirten Öztürk, "Oyun üreticileri de ister para kazanmak ister kötü niyetli olsun bunu bildikleri için çocukların zihinlerinde hayal dünyasına hitap eden oyunlar geliştiriyorlar ve çocuklar o oyunlardan kendilerini alamıyorlar." diye konuştu.
Çocukların gerçek ile gerçek dışını ayırt edemediğini, algılayamadığını aktaran Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çocuklar bunu gerçekmiş gibi algılıyor ve kötü niyetli kişilerin ürettiği oyunlar ve oyun benzeri telkinlere çok kolay uyabiliyor. Bazı oyunlarda çocuklara direkt telkinler yapıldığı gibi indirekt de yapılıyor. Çocukların bu tehlikeyi anlaması kolay bir şey değildir. O yüzden zaten ebeveynin çocukla birlikte beraber olmasını, ne seyrettiğini, hangi oyunu oynaması gerektiğini bilmesini söylüyoruz."