KMÜ'de Bağımlılıkla Mücadele Konferansı
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Rektörlüğü tarafından bağımlılıkla mücadele temasıyla konferans düzenlendi.
15 Temmuz Konferans Salonunda Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Tekin tarafından verilen konferansa KMÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Akgül, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ercan Oktay, il ve üniversite protokolü ve öğrenciler katıldı.
"Bağımlılıkla mücadele, ciddi bir yol haritası gerektirmektedir"
Konferansın açılışında konuşan KMÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Akgül, özellikle gençleri pençesine alan pek çok bağımlılık türüyle mücadele etmek için ciddi bir yol haritası gerektiğini söyledi.
Rektör Akgül, ”Malumunuz olduğu üzere çağımızın getirdiği güncel pek çok sorun arasında en fazla öne çıkanlardan birisi de bağımlılık konusudur. Madde bağımlılığından tütün bağımlılığına, internet bağımlılığından sosyal medya bağımlılığına, televizyon bağımlılığından oyun bağımlılığına kadar geniş bir yelpazede karşımıza çıkan bağımlılıklar, asla ötelenmemesi ve göz ardı edilmemesi gereken bireysel ve toplumsal sorunlardır. Bağımlılık konusu, özellikle gençlerimizin enerjilerini doğru alanlara kanalize etmemelerine, potansiyellerinin gereksiz yere heba olmasına, önceliklerinin yanlış belirlenmesine ve isabetli olmayan davranışlara yol açmakta; toplumsal huzuru da olumsuz etkilemektedir. Aslında her insanın zaman zaman zaafı olduğu konularda bağımlılık geliştirebileceğini unutmadan, konunun insani yönünü ve psikolojik boyutunu ihmal etmeden bağımlılıkla bilimsel yöntemler kullanarak mücadele etmek hepimizin görevidir.” dedi.
“Bağımlılık; bir nesneye, kişiye ya da bir şeye duyulan önlenemez istektir"
Açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen Prof. Dr. Ahmet Tekin, bağımlılık gibi çok önemli bir konuda üniversitenin gösterdiği hassasiyetin ve farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen konferansın son derece memnuniyet verici olduğunu dile getirerek Rektör Akgül’e teşekkür etti.
Sunumunda bağımlılığın tanımı, bağımlı olunan şeyler, bağımlılık döngüsü, tanı kriterleri, risk faktörleri, tedavi hedefleri gibi pek çok konu hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Tekin, “Bağımlılık, bir nesneye, kişiye ya da bir şeye duyulan önlenemez istek olarak tanımlanır. Madde bağımlılığından patolojik kumara, oyun oynamadan alışverişe, spordan yemek yemeye, yandaş olmadan eş ve aşk bağımlılığına kadar çok çeşitli bağımlılık türü vardır" dedi.
Prof. Dr. Tekin, bağımlılık konusundaki risk faktörlerine dikkat çekerek bunları psikolojik, kültürel, kalıtımsal ve sosyal etkenler, kişilik özellikleri, aile ilişkileri, uyuşturucu maddeye ulaşabilme, merak, arkadaş baskısı, beğeni toplamak, bir gruba ait olmak, sorunlardan uzaklaşarak baş etme ve eğlenme yöntemi aramak şeklinde sıraladı.
"Değer taşıyan unsurlar bağımlılık karşısında önemini yitirir"
"Bağımlı bireylerde madde kullanımı günlük hayatın önüne geçer. Aile, iş, toplum gibi önceden değer taşıyan unsurlar bağımlılık karşısında önemini yitirir ve birçok kişi bağımlı olduğunun farkında değildir" diyen Prof. Dr. Tekin, tedavinin önündeki en büyük engeli "inkar" olarak açıkladı.
İnkarın hasta tarafından ya da onun ailesi ve arkadaşları tarafından yapılabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Tekin, tedavi için her şeyden önce bireylerde "hayır" diyebilme becerisinin ve sınırlarının net olması gerektiğinin altını çizdi.
Kaynak: İHA
"Bağımlılıkla mücadele, ciddi bir yol haritası gerektirmektedir"
Konferansın açılışında konuşan KMÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Akgül, özellikle gençleri pençesine alan pek çok bağımlılık türüyle mücadele etmek için ciddi bir yol haritası gerektiğini söyledi.
Rektör Akgül, ”Malumunuz olduğu üzere çağımızın getirdiği güncel pek çok sorun arasında en fazla öne çıkanlardan birisi de bağımlılık konusudur. Madde bağımlılığından tütün bağımlılığına, internet bağımlılığından sosyal medya bağımlılığına, televizyon bağımlılığından oyun bağımlılığına kadar geniş bir yelpazede karşımıza çıkan bağımlılıklar, asla ötelenmemesi ve göz ardı edilmemesi gereken bireysel ve toplumsal sorunlardır. Bağımlılık konusu, özellikle gençlerimizin enerjilerini doğru alanlara kanalize etmemelerine, potansiyellerinin gereksiz yere heba olmasına, önceliklerinin yanlış belirlenmesine ve isabetli olmayan davranışlara yol açmakta; toplumsal huzuru da olumsuz etkilemektedir. Aslında her insanın zaman zaman zaafı olduğu konularda bağımlılık geliştirebileceğini unutmadan, konunun insani yönünü ve psikolojik boyutunu ihmal etmeden bağımlılıkla bilimsel yöntemler kullanarak mücadele etmek hepimizin görevidir.” dedi.
“Bağımlılık; bir nesneye, kişiye ya da bir şeye duyulan önlenemez istektir"
Açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen Prof. Dr. Ahmet Tekin, bağımlılık gibi çok önemli bir konuda üniversitenin gösterdiği hassasiyetin ve farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen konferansın son derece memnuniyet verici olduğunu dile getirerek Rektör Akgül’e teşekkür etti.
Sunumunda bağımlılığın tanımı, bağımlı olunan şeyler, bağımlılık döngüsü, tanı kriterleri, risk faktörleri, tedavi hedefleri gibi pek çok konu hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Tekin, “Bağımlılık, bir nesneye, kişiye ya da bir şeye duyulan önlenemez istek olarak tanımlanır. Madde bağımlılığından patolojik kumara, oyun oynamadan alışverişe, spordan yemek yemeye, yandaş olmadan eş ve aşk bağımlılığına kadar çok çeşitli bağımlılık türü vardır" dedi.
Prof. Dr. Tekin, bağımlılık konusundaki risk faktörlerine dikkat çekerek bunları psikolojik, kültürel, kalıtımsal ve sosyal etkenler, kişilik özellikleri, aile ilişkileri, uyuşturucu maddeye ulaşabilme, merak, arkadaş baskısı, beğeni toplamak, bir gruba ait olmak, sorunlardan uzaklaşarak baş etme ve eğlenme yöntemi aramak şeklinde sıraladı.
"Değer taşıyan unsurlar bağımlılık karşısında önemini yitirir"
"Bağımlı bireylerde madde kullanımı günlük hayatın önüne geçer. Aile, iş, toplum gibi önceden değer taşıyan unsurlar bağımlılık karşısında önemini yitirir ve birçok kişi bağımlı olduğunun farkında değildir" diyen Prof. Dr. Tekin, tedavinin önündeki en büyük engeli "inkar" olarak açıkladı.
İnkarın hasta tarafından ya da onun ailesi ve arkadaşları tarafından yapılabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Tekin, tedavi için her şeyden önce bireylerde "hayır" diyebilme becerisinin ve sınırlarının net olması gerektiğinin altını çizdi.