Tuzla Koku Davasında Müştekilere Müdahale Eden Doktor Da Şikayetçi
Tuzla’da çok sayıda kişinin zehirlenmesine neden olan kimyasal kokuya ilişkin görülen davada müştekiler dinlendi. Olay günü kokudan etkilenen müştekilere müdahaleye giden doktor, “Etrafta ağır bir kokunun ve sisin olduğunu fark ettim. Müştekilerde nefes almada zorluk, geniz yanması, mide bulantısı ve kusma şeklinde şikayetler vardı. Bir süre sonra benim de kan değerlerim değiştiği için müşahede altına alındım” diyerek sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
Tuzla’da 25 Aralık 2017 tarihinde 97 kişinin etkilenmesine neden olan kokuya ilişkin aralarında kamyon şoförleri ve şirket yöneticilerinin de bulunduğu 11 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, 24 müşteki katılırken, İSKİ avukatı ile müşteki avukatları da salonda hazır bulundu.
“Apartmanı ağır bir koku sarmıştı”
Duruşmada söz alan müşteki Ebru Yılmaz, “Olay günü evde otururken komşularım kapıyı çaldı. Apartman boşluğunda ve girişte yoğun bir sis ile gazın olduğunu gördüm. Öyle ki alt kata dahi inemiyordum. Naftaline benzeyen ağır bir koku apartmanı sarmıştı. Bir süre sonra bende de baş dönmesi ve mide bulantısı şeklinde şikayetler olmaya başladı.
12 yaşındaki çocuğumda da aynı şikayetler baş gösterdi, kusmaya başladı.
Bunun üzerine çocuğumu alarak hastaneye gittim. Sanıklardan şikayetçiyim, yoğun bir şekilde gaza maruz kalmamız sebebiyle sağlığımız bozuldu. Sorumluların cezalandırılmasını istiyorum” dedi.
“Etrafı birden beyaz bir sis sardı”
Olay tarihinde Kur’an kursunda olduğunu söyleyen müşteki Yaren Topçu, “Birden etrafı beyaz bir sis sardı, ağır bir kokusu vardı. Her yeri kapladığı için bir yere gidemedik. Daha sonrasında mide bulantısı, baş dönmesi şikayetiyle hastaneye müracaat ettim. 7 saat gözetim altında kaldıktan sonra taburcu edildim” diyerek sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
“Dayanılmaz, korkunç bir kokuydu”
Müşteki Zehra Dilgin, “Olay günü çevrede sis ve çok ağır bir koku vardı. Kokuyu tarif edemiyorum ama dayanılmaz korkunç bir kokuydu. Olaydan birkaç gün önce de mazgallardan kötü kokular gelmeye başlamıştı. Olay günü benim de boğazımda şiddetli bir yanma, nefes darlığı şikayetleri oldu. Hastaneye gittim. 3 gün hastanede yattım, bu şikayetlerim daha sonra ciğerlerimi ve kalbimi de etkilemeye başladı.
Hatta son 6 aydır da şikayetlerimin artması nedeniyle tedavi görmekteyim. Sanıklardan şikayetçiyim” diye konuştu.
Müştekilere müdahaleye giden doktor da kokudan etkilendi
Bunun üzerine söz alan müşteki Sevim Ezgi Katran, “Suç tarihinde Tuzla 1 Acil Sağlık Hizmetleri’nde hekim olarak görev yapıyordum. Birime çağrılar gelmeye başladı.
Genelde şikayetler solunum sıkıntısı üzerineydi. Ekiple birlikte müştekilerin bulunduğu Kuran kursuna gittim. Gittiğimde etrafta ağır bir kokunun ve sisin olduğunu fark ettim. Kimyasal bir sızıntının olabileceğini, şikayetlerin bundan kaynaklandığını anlayınca yeniden görev yaptığım birime haber verdim. Radyasyon sızıntısına karşı özel kıyafetler giydikten sonra peyderpey hastalar hastaneye götürüldü. Bir çoğunda nefes almada zorluk, geniz yanması, mide bulantısı ve kusma şeklinde şikayetler vardı. Hastane içerisinde de yıkama ünitesinde kuruldu, hastalar burada radyoaktif veya kimyevi madde bulunma ihtimaline binaen yıkandılar ve müşahede altına alındılar. Bir süre sonra kan değerlerim değiştiği, oksijen oranım düştüğü için ben de müşahede altına alındım” diyerek şikayetçi olduğunu söyledi.
Aralarında 18 yaşından küçük Kuran kursu öğrencilerinin de bulunduğu diğer müştekiler de söz alarak olay günü aynı şikayetlerle hastaneye gittiklerini ve sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledi.
“İSKİ’nin doğrudan yetki ve görevi yoktur”
Müşteki İSKİ avukatı Niyazi Yaycıoğlu ise, şikayetlerinin devam ettiğini söyleyerek “İSKİ Genel Müdürlüğü’nün atık döküm alanıyla ilgili doğrudan yetki ve görevi yoktur. Ancak dökümün yapıldığı alan su toplama havzasında bulunmaktadır. Dolayısıyla atık dökümü nedeniyle su havzasının kirlenmesi söz konusudur. Bu nedenle suçtan zarar gören konumundayız” diye konuştu.
Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 25 Aralık 2017 tarihinden önce birtakım vidanjörler tarafından içeriği henüz tespit edilemeyen halk için zararlı olan kimyasal maddelerin İSKİ Atık Döküm alanına boşaltıldığı anlatılmıştı. Vidanjörlerden alınan numuneler ile olay yerinden alınan numunelerin uyum gösterdiği kaydedilirken, 97 kişinin kimyasal kokudan zehirlendiği belirtilmişti.
İddianamede 10 sanığın, “çevreyi kasten kirletmek" ve "bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçlarından 1’er yıl 2’şer aydan 6’şar yıl 6’şar aya kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. Olay tarihinde mühendis olarak görev yapan E.Ş.’nin ise vidanjörleden dökülen kimyasal maddeyi bildirmediği iddiasıyla 1 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Kaynak: İHA
Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, 24 müşteki katılırken, İSKİ avukatı ile müşteki avukatları da salonda hazır bulundu.
“Apartmanı ağır bir koku sarmıştı”
Duruşmada söz alan müşteki Ebru Yılmaz, “Olay günü evde otururken komşularım kapıyı çaldı. Apartman boşluğunda ve girişte yoğun bir sis ile gazın olduğunu gördüm. Öyle ki alt kata dahi inemiyordum. Naftaline benzeyen ağır bir koku apartmanı sarmıştı. Bir süre sonra bende de baş dönmesi ve mide bulantısı şeklinde şikayetler olmaya başladı.
12 yaşındaki çocuğumda da aynı şikayetler baş gösterdi, kusmaya başladı.
Bunun üzerine çocuğumu alarak hastaneye gittim. Sanıklardan şikayetçiyim, yoğun bir şekilde gaza maruz kalmamız sebebiyle sağlığımız bozuldu. Sorumluların cezalandırılmasını istiyorum” dedi.
“Etrafı birden beyaz bir sis sardı”
Olay tarihinde Kur’an kursunda olduğunu söyleyen müşteki Yaren Topçu, “Birden etrafı beyaz bir sis sardı, ağır bir kokusu vardı. Her yeri kapladığı için bir yere gidemedik. Daha sonrasında mide bulantısı, baş dönmesi şikayetiyle hastaneye müracaat ettim. 7 saat gözetim altında kaldıktan sonra taburcu edildim” diyerek sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
“Dayanılmaz, korkunç bir kokuydu”
Müşteki Zehra Dilgin, “Olay günü çevrede sis ve çok ağır bir koku vardı. Kokuyu tarif edemiyorum ama dayanılmaz korkunç bir kokuydu. Olaydan birkaç gün önce de mazgallardan kötü kokular gelmeye başlamıştı. Olay günü benim de boğazımda şiddetli bir yanma, nefes darlığı şikayetleri oldu. Hastaneye gittim. 3 gün hastanede yattım, bu şikayetlerim daha sonra ciğerlerimi ve kalbimi de etkilemeye başladı.
Hatta son 6 aydır da şikayetlerimin artması nedeniyle tedavi görmekteyim. Sanıklardan şikayetçiyim” diye konuştu.
Müştekilere müdahaleye giden doktor da kokudan etkilendi
Bunun üzerine söz alan müşteki Sevim Ezgi Katran, “Suç tarihinde Tuzla 1 Acil Sağlık Hizmetleri’nde hekim olarak görev yapıyordum. Birime çağrılar gelmeye başladı.
Genelde şikayetler solunum sıkıntısı üzerineydi. Ekiple birlikte müştekilerin bulunduğu Kuran kursuna gittim. Gittiğimde etrafta ağır bir kokunun ve sisin olduğunu fark ettim. Kimyasal bir sızıntının olabileceğini, şikayetlerin bundan kaynaklandığını anlayınca yeniden görev yaptığım birime haber verdim. Radyasyon sızıntısına karşı özel kıyafetler giydikten sonra peyderpey hastalar hastaneye götürüldü. Bir çoğunda nefes almada zorluk, geniz yanması, mide bulantısı ve kusma şeklinde şikayetler vardı. Hastane içerisinde de yıkama ünitesinde kuruldu, hastalar burada radyoaktif veya kimyevi madde bulunma ihtimaline binaen yıkandılar ve müşahede altına alındılar. Bir süre sonra kan değerlerim değiştiği, oksijen oranım düştüğü için ben de müşahede altına alındım” diyerek şikayetçi olduğunu söyledi.
Aralarında 18 yaşından küçük Kuran kursu öğrencilerinin de bulunduğu diğer müştekiler de söz alarak olay günü aynı şikayetlerle hastaneye gittiklerini ve sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledi.
“İSKİ’nin doğrudan yetki ve görevi yoktur”
Müşteki İSKİ avukatı Niyazi Yaycıoğlu ise, şikayetlerinin devam ettiğini söyleyerek “İSKİ Genel Müdürlüğü’nün atık döküm alanıyla ilgili doğrudan yetki ve görevi yoktur. Ancak dökümün yapıldığı alan su toplama havzasında bulunmaktadır. Dolayısıyla atık dökümü nedeniyle su havzasının kirlenmesi söz konusudur. Bu nedenle suçtan zarar gören konumundayız” diye konuştu.
Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 25 Aralık 2017 tarihinden önce birtakım vidanjörler tarafından içeriği henüz tespit edilemeyen halk için zararlı olan kimyasal maddelerin İSKİ Atık Döküm alanına boşaltıldığı anlatılmıştı. Vidanjörlerden alınan numuneler ile olay yerinden alınan numunelerin uyum gösterdiği kaydedilirken, 97 kişinin kimyasal kokudan zehirlendiği belirtilmişti.
İddianamede 10 sanığın, “çevreyi kasten kirletmek" ve "bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçlarından 1’er yıl 2’şer aydan 6’şar yıl 6’şar aya kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. Olay tarihinde mühendis olarak görev yapan E.Ş.’nin ise vidanjörleden dökülen kimyasal maddeyi bildirmediği iddiasıyla 1 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.