'Aşırı Sağ Partilerin Yükselişi AB'yi Rahatsız Ediyor'
Denk Partisinin Avrupa Parlamentosu seçimleri liste başı adayı Ayhan Tonca: 'AB 60 yıl önce Avrupa'ya barışı ve huzuru getirmiş fakat son yıllarda aşırı sağ partilerin yükselişi AB'yi rahatsız ediyor. Bu, AB'nin temel taşlarını tehdit eden bir gelişmedir' 'Aşırı sağ grupların söylemleri eylem, eylemleri de artık fiili icraatlara dönüşmeye başladı. Bu ciddi bir tehlikedir' 'Denk Partisinin AP'deki mücadelesi bu aşırı sağ partilere dur demek olacaktır' 'Türkiye'ye defalarca söz verilmiş fakat hiçbir zaman yerine getirilmemiş. Bu da çifte standarttan kaynaklanıyor. Bizim istediğimiz, sözlerin yerine getirilmesi ve sürecin tekrar hızlandırılması olacaktır'
Hollanda'da üyelerinin çoğunluğunu Türk ve göçmenlerin oluşturduğu Denk Partisinin Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri liste başı adayı Ayhan Tonca, aşırı sağcı partilerin son yıllardaki yükselişinin Avrupa Birliği'nin (AB) temel taşlarını tehdit eden bir gelişme olduğunu ve bunun AB'yi rahatsız ettiğini söyledi.
Rotterdam'daki parti binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Tonca, aşırı sağa doğru eğilimin Avrupa'nın bütün ülkelerinde görüldüğünü belirterek, "AB 60 yıl önce Avrupa'ya barışı ve huzuru getirmiş fakat son yıllarda aşırı sağ partilerin yükselişi AB'yi rahatsız ediyor. Bu, AB'nin temel taşlarını tehdit eden bir gelişmedir." dedi.
Tonca, hepsinin ortak çıkış noktasının AB'den çıkmak, ayrımcılık ve ırkçılık konusunda aşırı sağ grupları tetiklemek olduğunu aktararak, "Aşırı sağ grupların söylemleri eylem, eylemleri de artık fiili icraatlara dönüşmeye başladı. Bu ciddi bir tehlikedir. Sadece azınlık gruplar için değil AB'nin birlikteliğine de tehlikedir." ifadesini kullandı.
Aşırı sağ partilerin, AB'deki yasaların ve hukuki süreçlerin önünü kesip azınlık grupların haklarını engelleyeceklerini söyleyen Tonca, şunları kaydetti:
"Ülkeler AB'den ayrılarak kendi yasalarını kendileri belirleyecek ve aşırı sağ partilerin başta olmasından dolayı çıkarılacak yeni yasalar da azınlık grupları rahatsız edecektir. Denk Partisinin AP'deki mücadelesi bu aşırı sağ partilere 'dur' demek olacaktır. Denk Partisi, ayrımcılığa ve ırkçılığa karşı Hollanda Parlamentosunda, belediye meclislerinde ve eyaletlerde sesini duyurduğu gibi, Avrupa'da da azınlığın sesini duyuracaktır."
Aşırı sağ grupların yükselişi ile Bosna Savaşı'nda yaşananların aynısının Batı Avrupa'da da gerçekleşmeyeceğinin garantisi olmadığına vurgu yapan Tonca, "Bu tehlikelere karşı 'dur' demek için sadece azınlık gruplarla değil sağ duyulu bütün insanlarla mücadele etmemiz gerekir. Biz Avrupa'da böyle bir dramı tekrar yaşamak istemediğimiz için bunun mücadelesini hep birlikte vermemiz lazım." diye konuştu.
- "Türkiye'nin AB üyeliğindeki sürecin hızlandırılması gerekir"
AB'nin dış politikada çifte standardına son vermesi gerektiğini dile getiren Tonca, "AB ikili oynayarak Orta Doğu'daki yıllardır süren savaşların durdurulmasına çözüm bulamadığı gibi Filistin davası ve İsrail'e karşı yaptırımlar gibi konularda çifte standart uyguluyor." değerlendirmesinde bulundu.
Tonca, Türkiye'nin AB'ye üyelik konusunda yıllardır sürekli oyalandığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Türkiye'ye defalarca söz verilmiş fakat hiçbir zaman yerine getirilmemiş. Bu da çifte standarttan kaynaklanıyor. Bizim istediğimiz, sözlerin yerine getirilmesi ve sürecin tekrar hızlandırılması olacaktır. Bu konuda en önemli konu ise vize sürecidir. Hollandalı bir iş adamı rahatlıkla Türkiye'ye kolaylıkla vize alarak girip ticari ziyaretlerini yapabiliyor. Fakat bir Türk iş adamı AB üyesi ülkeye girebilmek için uzun bir prosedür uygulamasından geçiyor. Hollanda da içinde olmak üzere tüm AB ülkelerinin öncelikli olarak bu vize problemini çözmesi ve kolaylık sağlaması gerekir."
Hollanda'da AP seçimleri 23 Mayıs 2019'da yapılacak.
Kaynak: AA
Rotterdam'daki parti binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Tonca, aşırı sağa doğru eğilimin Avrupa'nın bütün ülkelerinde görüldüğünü belirterek, "AB 60 yıl önce Avrupa'ya barışı ve huzuru getirmiş fakat son yıllarda aşırı sağ partilerin yükselişi AB'yi rahatsız ediyor. Bu, AB'nin temel taşlarını tehdit eden bir gelişmedir." dedi.
Tonca, hepsinin ortak çıkış noktasının AB'den çıkmak, ayrımcılık ve ırkçılık konusunda aşırı sağ grupları tetiklemek olduğunu aktararak, "Aşırı sağ grupların söylemleri eylem, eylemleri de artık fiili icraatlara dönüşmeye başladı. Bu ciddi bir tehlikedir. Sadece azınlık gruplar için değil AB'nin birlikteliğine de tehlikedir." ifadesini kullandı.
Aşırı sağ partilerin, AB'deki yasaların ve hukuki süreçlerin önünü kesip azınlık grupların haklarını engelleyeceklerini söyleyen Tonca, şunları kaydetti:
"Ülkeler AB'den ayrılarak kendi yasalarını kendileri belirleyecek ve aşırı sağ partilerin başta olmasından dolayı çıkarılacak yeni yasalar da azınlık grupları rahatsız edecektir. Denk Partisinin AP'deki mücadelesi bu aşırı sağ partilere 'dur' demek olacaktır. Denk Partisi, ayrımcılığa ve ırkçılığa karşı Hollanda Parlamentosunda, belediye meclislerinde ve eyaletlerde sesini duyurduğu gibi, Avrupa'da da azınlığın sesini duyuracaktır."
Aşırı sağ grupların yükselişi ile Bosna Savaşı'nda yaşananların aynısının Batı Avrupa'da da gerçekleşmeyeceğinin garantisi olmadığına vurgu yapan Tonca, "Bu tehlikelere karşı 'dur' demek için sadece azınlık gruplarla değil sağ duyulu bütün insanlarla mücadele etmemiz gerekir. Biz Avrupa'da böyle bir dramı tekrar yaşamak istemediğimiz için bunun mücadelesini hep birlikte vermemiz lazım." diye konuştu.
- "Türkiye'nin AB üyeliğindeki sürecin hızlandırılması gerekir"
AB'nin dış politikada çifte standardına son vermesi gerektiğini dile getiren Tonca, "AB ikili oynayarak Orta Doğu'daki yıllardır süren savaşların durdurulmasına çözüm bulamadığı gibi Filistin davası ve İsrail'e karşı yaptırımlar gibi konularda çifte standart uyguluyor." değerlendirmesinde bulundu.
Tonca, Türkiye'nin AB'ye üyelik konusunda yıllardır sürekli oyalandığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Türkiye'ye defalarca söz verilmiş fakat hiçbir zaman yerine getirilmemiş. Bu da çifte standarttan kaynaklanıyor. Bizim istediğimiz, sözlerin yerine getirilmesi ve sürecin tekrar hızlandırılması olacaktır. Bu konuda en önemli konu ise vize sürecidir. Hollandalı bir iş adamı rahatlıkla Türkiye'ye kolaylıkla vize alarak girip ticari ziyaretlerini yapabiliyor. Fakat bir Türk iş adamı AB üyesi ülkeye girebilmek için uzun bir prosedür uygulamasından geçiyor. Hollanda da içinde olmak üzere tüm AB ülkelerinin öncelikli olarak bu vize problemini çözmesi ve kolaylık sağlaması gerekir."
Hollanda'da AP seçimleri 23 Mayıs 2019'da yapılacak.