İhlas Koleji'nde Abdülhamid Han Konferansı Düzenlendi
Özel Marmara Evleri İhlas Anadolu ve Fen Lisesi tarafından düzenlenen "Çağını Aşan Sultan Abdülhamid Han" etkinliğinde konuşan Tarihçi Dr. İbrahim Pazan, Batı devletlerinin Türkiye’ye yönelik şantaj ve tehditlerine 110 sene önce Abdülhamid Han’ın da maruz kaldığını söyledi.
Osmanlı Devleti’nin son dönem hükümdarlarından Sultan Abdülhamid Han’ı tanımak ve anlamak için Özel Marmara Evleri İhlas Anadolu ve Fen Lisesi tarafından “Çağını Aşan Sultan Abdülhamid Han” isimli bir program düzenlendi.
Sultan Abdülhamid Han’ın dördüncü kuşaktan torunu Şehzade Orhan Osmanoğlu ve Tarihçi Dr. İbrahim Pazan’ın konuşmacı olarak katıldığı programın moderatörlüğünü okulun öğrencilerinden Mualla Kahraman ve Zeynep İpek Üngördü yaptı.
Moderatörlerin sorularıyla başlayan programda konuşan Dr. İbrahim Pazan, Abdülhamid Han’ın İslamiyet’e yaptığı hizmetlerin saymakla bitmeyeceğini, İslamiyet’i yıkmak isteyenlerin karşılarına Abdülhamid Han’ın çıktığını söyledi.
Abdülhamid Han’ın aklı, zekası ve ilmi ile memlekete karşı asırlar boyunca hazırlanmış olan sinsi planları sezerek def ettiğini anlatan Pazan, "Sultan Abdülhamid Han, çok sayıda kültürlü din adamı, bilgili, temiz bir gençlik yetiştirdi. Haksızlığın, kötülüğün ve ahlaksızlığın kökünü kazıdı. Devrinde; ülkenin her köşesine okullar, hastaneler, yollar ve çeşmeler yaptırdı; ülkeyi demir yolları ve telgraf hatlarıyla donattı" dedi.
"Şimdi yaşadıklarımıza bakarak onun ne sıkıntılar çektiğini daha iyi anlayabiliyoruz"
"Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Sultan Abdülhamid Han’ı anlamak her şeyi anlamak olacaktır’ sözünden ne anlamamız gerekir?" sorusu üzerinde Dr. Pazan şunları söyledi:
"Sultan Abdülhamid Han 1876-1909 yılları arasında 33 yıl hüküm sürdü. Yani günümüzden 110 yıl önce tahttan indirildi. Bakın aradan bir asırdan fazla zaman geçti. O devrin siyasi durumunu gerçekten kavrayabilmek için gençlerimizin şu anda bir imkanı var. Günümüzün en güçlü devleti Amerika ne yapıyor? Bizi tehdit ediyor. Avrupa Birliği tehdit ediyor. NATO tehdit ediyor. 2016’daki askeri darbe girişiminde rolü olduğu kesinleşen bir papazın iadesi için ABD Başkanı ve Başkan Yardımcısı parmak sallıyor, ‘İade etmezseniz, sonuçlarına katlanırsınız’ diyor. Benzer şekilde S-400 Hava Savunma Sistemi’ni Rusya’dan alıyoruz diye daha geçenlerde ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence yine parmak salladı ve Türkiye’yi tehdit etti. İşte Sultan Abdülhamid Han’ın 33 senelik padişahlığı hep İngiltere’nin, Almanya’nın, Fransa’nın ve Rusya’nın benzer tehditlerini, siyasi manevralarla savuşturmaya çalışmakla geçti. Şimdi yaşadıklarımıza bakarak onun ne sıkıntılar çektiğini daha iyi anlayabiliyoruz"
"Bugünkülere benzer tehditler hep yaşandı"
Abdülhamid Han’ın saltanatının ikinci yılında darbe girişime maruz kaldığını hatırlatan Pazan, "1878’de, karısı İngiliz olan Ali Suavi liderliğinde bir darbe girişimine maruz kalmıştı. 1905’te Yıldız Camii’nde Ermeni asıllı Belçika vatandaşı Edward Jorris ve çetesinin tertiplediği suikasta uğradı. Cuma selamlığında iken cami çıkışında bomba yüklü bir araba patlatıldı. Onlarca asker şehit oldu. Kendisi 3-5 saniye ile kurtuldu. Terörist Jorris yakalanıp suçunu itiraf ettiği halde Belçika ve diğer Avrupa ülkeleri iadesi için baskı yaptılar. Sonunda iade etmek zorunda kaldık. O devirdeki silah ve harp gemisi alımlarında, Hicaz Demiryolu ihalesinde Avrupa devletlerinin maddi çıkarları konusundaki rekabetleri sebebiyle bugünkülere benzer tehditler hep yaşandı. Bütün bunlardan anlıyoruz ki Sultan Abdülhamid Han devrini ve takip ettiği siyaseti iyi analiz edip doğru anlayabilirsek 110 sene öncesinden bugüne sağlıklı bir izdüşüm yaparak onun tecrübelerinden azami ölçüde faydalanabiliriz” şeklinde konuştu.
"O, garibanların sultanıydı"
Konferansta konuşan şehzade Orhan Osmanoğlu ise İhlas Eğitim Kurumları’nın kurucusu Enver Ören’in kendi hocası olduğunu ifade ederek, "Ben kendisine hocam diyeceğim. Çünkü biyoloji derslerimize girer ve biz de kendisini keyifle dinlerdik. Derslerde bize biyolojinin yanında milli manevi değerlerden bahsederdi" dedi.
Dedesi Abdülhamid Han’ı anlatan Osmanoğlu, "Sultan Abdülhamid Han’ı; damadı, yanındaki paşaları anlayamadı. Onun çok düşmanı vardı. O, garibanların sultanıydı. Sultan’a sahip çıkılmadı. Yıkılmak üzere olan bir saltanatı 33 sene geciktirdi. İlm-i siyaseti çok iyi biliyordu. Tarihçilerimiz bundan çok güzel bir biyografi çıkarıp onun siyasetini uzun uzun anlatmaları lazım" diye konuştu.
Okul müdürü Hakkı Okur, programın hazırlanmasında emeği geçen okul tarih zümresine ve katkıda bulunan öğrencilere teşekkür etti. Programın konuklarına da teşekkür eden Okur, “Kendilerinden Sultan Abdülhamid Han’ı birbirinden ilginç anılar eşliğinde dinledik. Tarihimiz için çok değerli bir şahsiyetini torunundan dinlemek bizlere mutluluk verdi" dedi.
Okur program sonunda da konuşmacılara birer hediye takdim etti.
Kaynak: İHA
Sultan Abdülhamid Han’ın dördüncü kuşaktan torunu Şehzade Orhan Osmanoğlu ve Tarihçi Dr. İbrahim Pazan’ın konuşmacı olarak katıldığı programın moderatörlüğünü okulun öğrencilerinden Mualla Kahraman ve Zeynep İpek Üngördü yaptı.
Moderatörlerin sorularıyla başlayan programda konuşan Dr. İbrahim Pazan, Abdülhamid Han’ın İslamiyet’e yaptığı hizmetlerin saymakla bitmeyeceğini, İslamiyet’i yıkmak isteyenlerin karşılarına Abdülhamid Han’ın çıktığını söyledi.
Abdülhamid Han’ın aklı, zekası ve ilmi ile memlekete karşı asırlar boyunca hazırlanmış olan sinsi planları sezerek def ettiğini anlatan Pazan, "Sultan Abdülhamid Han, çok sayıda kültürlü din adamı, bilgili, temiz bir gençlik yetiştirdi. Haksızlığın, kötülüğün ve ahlaksızlığın kökünü kazıdı. Devrinde; ülkenin her köşesine okullar, hastaneler, yollar ve çeşmeler yaptırdı; ülkeyi demir yolları ve telgraf hatlarıyla donattı" dedi.
"Şimdi yaşadıklarımıza bakarak onun ne sıkıntılar çektiğini daha iyi anlayabiliyoruz"
"Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Sultan Abdülhamid Han’ı anlamak her şeyi anlamak olacaktır’ sözünden ne anlamamız gerekir?" sorusu üzerinde Dr. Pazan şunları söyledi:
"Sultan Abdülhamid Han 1876-1909 yılları arasında 33 yıl hüküm sürdü. Yani günümüzden 110 yıl önce tahttan indirildi. Bakın aradan bir asırdan fazla zaman geçti. O devrin siyasi durumunu gerçekten kavrayabilmek için gençlerimizin şu anda bir imkanı var. Günümüzün en güçlü devleti Amerika ne yapıyor? Bizi tehdit ediyor. Avrupa Birliği tehdit ediyor. NATO tehdit ediyor. 2016’daki askeri darbe girişiminde rolü olduğu kesinleşen bir papazın iadesi için ABD Başkanı ve Başkan Yardımcısı parmak sallıyor, ‘İade etmezseniz, sonuçlarına katlanırsınız’ diyor. Benzer şekilde S-400 Hava Savunma Sistemi’ni Rusya’dan alıyoruz diye daha geçenlerde ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence yine parmak salladı ve Türkiye’yi tehdit etti. İşte Sultan Abdülhamid Han’ın 33 senelik padişahlığı hep İngiltere’nin, Almanya’nın, Fransa’nın ve Rusya’nın benzer tehditlerini, siyasi manevralarla savuşturmaya çalışmakla geçti. Şimdi yaşadıklarımıza bakarak onun ne sıkıntılar çektiğini daha iyi anlayabiliyoruz"
"Bugünkülere benzer tehditler hep yaşandı"
Abdülhamid Han’ın saltanatının ikinci yılında darbe girişime maruz kaldığını hatırlatan Pazan, "1878’de, karısı İngiliz olan Ali Suavi liderliğinde bir darbe girişimine maruz kalmıştı. 1905’te Yıldız Camii’nde Ermeni asıllı Belçika vatandaşı Edward Jorris ve çetesinin tertiplediği suikasta uğradı. Cuma selamlığında iken cami çıkışında bomba yüklü bir araba patlatıldı. Onlarca asker şehit oldu. Kendisi 3-5 saniye ile kurtuldu. Terörist Jorris yakalanıp suçunu itiraf ettiği halde Belçika ve diğer Avrupa ülkeleri iadesi için baskı yaptılar. Sonunda iade etmek zorunda kaldık. O devirdeki silah ve harp gemisi alımlarında, Hicaz Demiryolu ihalesinde Avrupa devletlerinin maddi çıkarları konusundaki rekabetleri sebebiyle bugünkülere benzer tehditler hep yaşandı. Bütün bunlardan anlıyoruz ki Sultan Abdülhamid Han devrini ve takip ettiği siyaseti iyi analiz edip doğru anlayabilirsek 110 sene öncesinden bugüne sağlıklı bir izdüşüm yaparak onun tecrübelerinden azami ölçüde faydalanabiliriz” şeklinde konuştu.
"O, garibanların sultanıydı"
Konferansta konuşan şehzade Orhan Osmanoğlu ise İhlas Eğitim Kurumları’nın kurucusu Enver Ören’in kendi hocası olduğunu ifade ederek, "Ben kendisine hocam diyeceğim. Çünkü biyoloji derslerimize girer ve biz de kendisini keyifle dinlerdik. Derslerde bize biyolojinin yanında milli manevi değerlerden bahsederdi" dedi.
Dedesi Abdülhamid Han’ı anlatan Osmanoğlu, "Sultan Abdülhamid Han’ı; damadı, yanındaki paşaları anlayamadı. Onun çok düşmanı vardı. O, garibanların sultanıydı. Sultan’a sahip çıkılmadı. Yıkılmak üzere olan bir saltanatı 33 sene geciktirdi. İlm-i siyaseti çok iyi biliyordu. Tarihçilerimiz bundan çok güzel bir biyografi çıkarıp onun siyasetini uzun uzun anlatmaları lazım" diye konuştu.
Okul müdürü Hakkı Okur, programın hazırlanmasında emeği geçen okul tarih zümresine ve katkıda bulunan öğrencilere teşekkür etti. Programın konuklarına da teşekkür eden Okur, “Kendilerinden Sultan Abdülhamid Han’ı birbirinden ilginç anılar eşliğinde dinledik. Tarihimiz için çok değerli bir şahsiyetini torunundan dinlemek bizlere mutluluk verdi" dedi.
Okur program sonunda da konuşmacılara birer hediye takdim etti.