Gülten İmamoğlu'ndan 'Tohum' Sergisi

Çağdaş sanatın en önemli temsilcilerinden olarak kabul edilen Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesinden (OMÜ) Prof. Dr. Gülten İmamoğlu, Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100’üncü yılı ve Çanakkale Zaferi’nin yıldönümüne ithafen açacağı sergiyle sanatseverlerin karşısına çıkacak.

Gülten İmamoğlu'ndan 'Tohum' Sergisi
Özellikle ABD’nin önemli şehirlerinde açtığı sergiler ve dünyanın önemli müzelerinde yer alan eserleriyle günümüz çağdaş sanatının önemli temsilcilerinden kabul edilen Samsun OMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üysi Prof. Dr. Gülten İmamoğlu, anlamlı bir sergiyle bir kez daha sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Gülten İmamoğlu’nun, Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100’üncü yılı ve Çanakkale Zaferi’nin yıldönümüne ithafen açacağı ’Tohum’ adını verdiği sergisi, İstanbul’da 18 Mart’ta sanatseverlerin beğenisine sunulacak.

100’üncü yıl ve Çanakkale gururu

18 Mart-05 Nisan tarihlerinde Ziraat Bankası Tünel Sanat Galerisi’nde gerçekleştirilecek sergide Gülten İmamoğlu, 28 eserini sanatseverlerle buluşturacak. Konuyla ilgili bir açıklamada bulunan Gülten İmamoğlu, "Bu sergimi, kurtuluşa ve Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolda ulu önderimizin Samsun’a çıkışının 100’üncü yılı anısına gerçekleştirecek olmanın onurunu ve heyecanını yaşıyorum. Ayrıca sergimin Çanakkale Zaferi’nin yıldönümüne geliyor olması da benim için başka bir gurur vesilesi olacak" dedi.



’Yok oluş’a mı hazırlanıyoruz?

Halen OMÜ Güzel Sanatlar Fakültesinde öğretim üyesi olan ve sanatsal çalışmalarını Samsun, İstanbul ve Washington’daki atölyelerinde sürdüren Gülten İmamoğlu, serginin adının ’Tohum’ olmasıyla ilgili olarak da, "Evrendeki tüm varlıklar tohum adı verilen bir çekirdekten meydana gelir. İnsanlar, hayvanlar hatta tüm bitkiler, içinde varoluşun şifrelerini barındıran bu tohum sayesinde soylarını devam ettirirler. Tüm ilahi kitaplarda da tohumun kutsallığının altı çizilmektedir. Ancak insanoğlu öyle bir yola girmiştir ki tüm evrene hâkim olmaya çalışıp evrenin yasalarını kendi istekleri doğrultusunda değiştirerek gücü elinde bulundurmayı arzulamaktadır. Genetiği değiştirilen organizmalar (GDO) bu yasaların sınırlarını sistematik olarak değiştirmektedir. Ben de özellikle son dönem işlerimde bu değişimlerin insan ırkı üzerinde oluşturacağı tahribata dikkat çekiyorum. Bu bağlamda ’varoluşun şifreleriyle oynamak yok oluşa hazırlık mıdır?’ gerçeğini plastik bir dille tartışmaya açıyorum" diye konuştu.

Kaynak: İHA