Ekonomistler, Merkez Bankası Faiz Kararını Değerlendirdi
QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı: 'TCMB'nin haziran ayında faiz indirmeye başlayacağını düşünüyorum. Nisan ayındaki toplantıda, karar metninde yapacağı bir değişiklikle bunun sinyalini de verecektir' Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı: 'Politika faizinde indirimlerin ilk yarı sonuna doğru başlayabileceğini düşünmeye devam ediyoruz' AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi: 'TCMB'nin faiz indirimine uygun ortam yaratmak için öncelikle PPK metninde kullanılan 'ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaşma yapılabileceği' vurgusunu kaldırması gerekecektir' Deniz Yatırım Stratejisti Orkun Gödek: 'Mevcut global risk algısının ve enflasyon görünümündeki düzelmenin devamı durumunda nisan ayında 75 baz puan düzeyinde faiz indirimine gidilebileceği şeklindeki düşüncemizi belirtmek isteriz'
TCMB, bugünkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 24 seviyesinde sabit tuttu. En son Eylül 2018'deki PPK toplantısında politika faizi yüzde 17,75'ten yüzde 24'e yükseltilmişti.
Ekonomistler, Merkez Bankasının piyasa beklentileri doğrultusunda politika faizini sabit bıraktığını, nisan ayındaki toplantıya ilişkin sinyal vermediğini belirtti.
QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Merkez Bankası cephesinde değişen bir şeyin olmadığını ve TCMB'nin, beklendiği gibi politika faizini sabit tuttuğunu hatırlattı.
Karar metninde bir değişikliğe gidilmemesinin de önemli olduğunu vurgulayan Kanlı, "Bu da, 'acaba TCMB nisan ayında faiz indirilebileceğine dair bir sinyal verebilir mi?' şüphesini ortadan kaldırmış oldu. Banka son birkaç aydır açık ve net bir biçimde, enflasyonda ikna edici ve belirgin bir düşüş olana kadar mevcut duruşunu koruyacağını söylüyor. Bu söylemiyle tutarlı bir biçimde de hareket ediyor. Bunun sonucunda da para politikası tarafında uzunca süredir gözlemlemediğimiz hızda ve miktarda kredibilite kazanıyor." ifadelerini kullandı.
TCMB'nin, haziran ayında faiz indirmeye başlayabileceğini düşündüğünü, nisan ayındaki toplantıda, karar metninde yapacağı bir değişiklikle bunun sinyalini de vereceğini ifade eden Kanlı, "Faiz indirim miktarının da yıllık enflasyondaki düşüşe yakın seviyelerde (150 baz puan civarı) olacağını düşünüyorum. Bu faiz indirimi geldiğinde ise kararın doğruluğundan kimsenin şüphesi olmayacaktır." dedi.
- "Yılın tamamında 250 baz puan indirim bekliyoruz"
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı da TCMB'nin bugünkü PPK toplantısında, genel beklentilere uygun olarak politika faiz göstergelerinde herhangi bir değişikliğe gitmediğini söyledi.
Böylece politika faizi olan bir haftalık repo ihale faiz oranının yüzde 24, faiz koridorunun da yüzde 22,5-25,5 bandında korunduğunu belirten Tokalı, Merkez Bankasının gelecek dönem için sıkı duruşta gevşemeye dair herhangi bir öncü sinyal de vermediğini kaydetti.
Tokalı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Her ne kadar enflasyon görünümünde bir miktar iyileşmenin gözlendiği ifadesi korunuyor olsa da fiyat istikrarına yönelik risklerin devam ettiği görüşünün ön planda kaldığını görüyoruz. Baz etkisi kaynaklı olarak yıllık enflasyonda düşüşün önümüzdeki 1-2 aylık süreçte yavaşlayabilecek olmasını da göz önüne alınan diğer bir unsur olduğunu tahmin ediyoruz.
Dışarıda küresel likidite koşulları içeride de dezenflasyon sürecine yönelik destekleyici görünüm korunduğu sürece politika faizinde indirimlerin ilk yarı sonuna doğru başlayabileceğini düşünmeye devam ediyoruz. Yılın tamamına dair faiz indirim beklentimiz 250 baz puan seviyesinde bulunurken, dezenflasyon sürecinin hızının bu öngörümüzde yukarı risk oluşturduğunu belirtmek isteriz."
- "Faiz indirimi en erken nisan, en geç temmuz ayında"
AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi ise TCMB'nin, fiyat istikrarına yönelik risklerin devamı nedeniyle sıkı duruşunu koruduğunu belirtti.
Bankanın para politikası duruşuna ilişkin sıkılık mesajının da değişmediğine işaret eden Bürümcekçi, "Kurulun ekonomiye ilişkin değerlendirmeleri dış talepte göreli zayıflamaya dikkati çekerken, enflasyon değerlendirmesi aynen korundu." dedi.
Bürümcekçi, Merkez Bankasının beklemede kalacağını ancak fonlama miktarının düşmesinin para politikasının etkisini azaltacağını söyledi.
İlerleyen dönemde para politikası duruşuna yönelik mesaj cümlesinde öncelikle sıkılık açısından yukarı yönlü eğilimi temsil eden ifadenin değiştirilmesi ihtimalinin söz konusu olacağını ifade eden Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Bir diğer deyişle, TCMB'nin faiz indirimine uygun ortam yaratmak için öncelikle PPK metninde kullanılan 'ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaşma yapılabileceği' vurgusunu kaldırması gerekecektir. Anketlerde, Merkez Bankasının en erken nisan ayında, en geç temmuz ayında faiz indirimine gideceği tahmin ediliyor. Haftalık repo faizinin 2019 yılının toplamında ortalama 475 baz puan indirileceği de öngörülüyor."
- "Nisanda 75 baz puan indirim olabilir"
Deniz Yatırım Stratejisti Orkun Gödek, Merkez Bankasının bugün politika faizinde herhangi bir değişikliğe gitmemesini "doğru ve "yerinde" bir karar olarak
değerlendirdiklerini söyledi.
ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankasının (ECB) global para politikası ve fon akışına yön verebilecek önemde iki önemli toplantı gerçekleştireceği bu ayda TCMB'nin sıkı parasal duruşunu bir ay daha korumasını, yatırımcılar ile kurulan diyaloğun korunması açısından kritik önemde bulduklarını ifade eden Gödek, şunları kaydetti:
"Yapıldığını düşündüğümüz iki küçük metin değişikliğinin, gelecek dönem açısından sınırlı düzeyde sinyal etkisi taşıdığını ancak ihtiyatlı duruşun korunacağı garantisiniverdiğine inanıyoruz. Mevcut global risk algısının ve enflasyon görünümündeki düzelmenin devamı durumunda nisan ayında 75 baz puan düzeyinde faiz indirimine gidilebileceği şeklindeki düşüncemizi belirtmek isteriz. Bununla birlikte beklentimizinkarşılanmaması durumunda haziran ayı PPK toplantısında geleceğini düşündüğümüz ilk indirimin boyutu en az 100 baz puan düzeyinde olabilir."
Gödek, açıklanan politika metnini yerel varlıkların fiyatlanması açısından negatif olarak değerlendirmediklerini de sözlerine ekledi.