Şehidin Hatırasını 'Özel Oda'da Yaşatıyorlar
Tunceli'de 1999'da teröristlerce yola döşenen mayının patlatılması sonucu şehit düşen Jandarma Komando Er Mehmet Kocatepe'nin Afyonkarahisar'ın Tınaztepe beldesinde yaşayan ailesi, hazırladıkları odada evlatlarının hatıralarını yaşatıyor Odadaki eşyalar arasında şehidin fotoğrafları, asker kıyafetlerinin yanı sıra düğününde giydiği damatlığı ve damat tıraşı olduğunda kesilen saçları da bulunuyor Baba Şerafettin Kocatepe:'Eşyalarının arasında askerde giydiği eşofmanları da vardı, hiç yıkatmadık. Oğlumun kokusu sinmiş. Düğün öncesi berbere gitmiş, damat tıraşı için saçlarını kestirmişti. Ben de bulmuş getirmiştim. Odaya onları da koydum'
CANAN TÜKELAY - Tunceli'de 20 yıl önce teröristlerce yola döşenen mayının patlatılması sonucu şehit düşen Jandarma Komando Er Mehmet Kocatepe'nin Afyonkarahisar'ın Tınaztepe beldesinde yaşayan ailesi, oğulları için hazırladıkları odada hatıralarını yaşatıyor.
Sinanpaşa ilçesine bağlı Tınaztepe beldesindeki evlerinin bir odasını, 31 Mayıs 1999'da şehit düşen evlatlarının hatıralarına ayıran baba Şerafettin ve anne Hafize Kocatepe, 20 yıldır şehidin özel eşyalarını bu odada saklıyor.
Odadaki eşyalar arasında şehidin fotoğrafları, asker kıyafetlerinin yanı sıra düğününde giydiği damatlığı ve damat tıraşı olduğunda kesilen saçları da yer alıyor.
Şehidin 77 yaşındaki babası Şerafettin Kocatepe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aradan geçen 20 yılda evlatlarının yokluğuna alışamadıklarını söyledi.
Evin bir odasında sakladıkları oğlunun eşyaları ile hasretlerini dindirmeye çalıştıklarını anlatan Kocatepe, şunları belirtti:
"Evladımın bütün eşyalarını toparladım. Şehit olduğunda üzerinden çıkan eşyaları da aldım. Onları bu odada muhafaza ediyorum. Çocuklarıma da vasiyet ettim. Ben ölünceye kadar bu oda bozulmayacak. Odada evlenmeden önceki ve sonrasındaki tüm fotoğrafları bulunuyor. 100'ün üzerinde fotoğraf var. Şehit olduktan sonra asker kıyafetleri ve botları da geldi. Odaya onları da koydum. Bir de ayakkabıları var, izne geldiğinde almıştım. Patlamanın olduğu gün cebinde bozuk para varmış. Onları da koydum. Eşyalarının arasında askerde giydiği eşofmanları da vardı, hiç yıkatmadık. Oğlumun kokusu sinmiş. Düğün öncesi berbere gitmiş, damat tıraşı için saçlarını kestirmişti. Ben de bulmuş getirmiştim. Odaya onları da koydum."
Kocatepe, şehit babası olduğu için gurur duyduğunu vurgulayarak, "Oğlumun odası bizim yatak odasıyla karşı karşıya. Eşim odaya pek giremiyor. Dayanamıyor çünkü ben bazen geceleri odaya girerim, fotoğraflarına bakarım, ağlar çıkarım." ifadelerini kullandı.
- "Şehit annesi olmak her anneye nasip olmaz"
Şehidin 70 yaşındaki annesi Hafize Kocatepe, aradan 20 yıl geçse de acısının ilk günkü gibi taze olduğunu söyleyerek, "Oğlum şehit olalı 20 oldu. Odaya büyük oğlumla ben pek girmiyoruz. Dayamıyorum çünkü hastalanıyorum. Büyük bir mutluluk şehit annesi olmak, her anneye nasip olmaz ama dayanabilene tabii. Oğlumun acısı yıktı beni. Oğlum Tunceli'ye gitti. Kolu kırılınca izne geldi. İzne geldiğinde 'Anne yüzüme iyi bak, ya gelirim ya gelemem.' dedi. Gerçekten de dediği gibi oldu, gelemedi."
Kaynak: AA
Sinanpaşa ilçesine bağlı Tınaztepe beldesindeki evlerinin bir odasını, 31 Mayıs 1999'da şehit düşen evlatlarının hatıralarına ayıran baba Şerafettin ve anne Hafize Kocatepe, 20 yıldır şehidin özel eşyalarını bu odada saklıyor.
Odadaki eşyalar arasında şehidin fotoğrafları, asker kıyafetlerinin yanı sıra düğününde giydiği damatlığı ve damat tıraşı olduğunda kesilen saçları da yer alıyor.
Şehidin 77 yaşındaki babası Şerafettin Kocatepe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aradan geçen 20 yılda evlatlarının yokluğuna alışamadıklarını söyledi.
Evin bir odasında sakladıkları oğlunun eşyaları ile hasretlerini dindirmeye çalıştıklarını anlatan Kocatepe, şunları belirtti:
"Evladımın bütün eşyalarını toparladım. Şehit olduğunda üzerinden çıkan eşyaları da aldım. Onları bu odada muhafaza ediyorum. Çocuklarıma da vasiyet ettim. Ben ölünceye kadar bu oda bozulmayacak. Odada evlenmeden önceki ve sonrasındaki tüm fotoğrafları bulunuyor. 100'ün üzerinde fotoğraf var. Şehit olduktan sonra asker kıyafetleri ve botları da geldi. Odaya onları da koydum. Bir de ayakkabıları var, izne geldiğinde almıştım. Patlamanın olduğu gün cebinde bozuk para varmış. Onları da koydum. Eşyalarının arasında askerde giydiği eşofmanları da vardı, hiç yıkatmadık. Oğlumun kokusu sinmiş. Düğün öncesi berbere gitmiş, damat tıraşı için saçlarını kestirmişti. Ben de bulmuş getirmiştim. Odaya onları da koydum."
Kocatepe, şehit babası olduğu için gurur duyduğunu vurgulayarak, "Oğlumun odası bizim yatak odasıyla karşı karşıya. Eşim odaya pek giremiyor. Dayanamıyor çünkü ben bazen geceleri odaya girerim, fotoğraflarına bakarım, ağlar çıkarım." ifadelerini kullandı.
- "Şehit annesi olmak her anneye nasip olmaz"
Şehidin 70 yaşındaki annesi Hafize Kocatepe, aradan 20 yıl geçse de acısının ilk günkü gibi taze olduğunu söyleyerek, "Oğlum şehit olalı 20 oldu. Odaya büyük oğlumla ben pek girmiyoruz. Dayamıyorum çünkü hastalanıyorum. Büyük bir mutluluk şehit annesi olmak, her anneye nasip olmaz ama dayanabilene tabii. Oğlumun acısı yıktı beni. Oğlum Tunceli'ye gitti. Kolu kırılınca izne geldi. İzne geldiğinde 'Anne yüzüme iyi bak, ya gelirim ya gelemem.' dedi. Gerçekten de dediği gibi oldu, gelemedi."