(Özel)Türk Anne Ve Kızı İle Amerikalı Kadının İyilik Hikayesi
Kartal’da yaşayan Amerikalı Anitra Davona Earle’nin hayatı, Elif Ekşi ile bir kuaförde tanışmasından sonra değişti. Genç kız ve annesi Şükran Ekşi, yaşlı Amerikalı kadının o günden sonra her zaman yardımına koştu. Düşerek kalçasını kıran ve yatalak hale gelen Amerikalı kadını Şükran Ekşi ve kızı Elif Ekşi bir an olsun yalnız bırakmadı. Hem evde hem de hastanede Amerikalı yaşlı kadının yardımına koşan anne-kız herkese örnek olurken, Amerikalı yaşlı kadın minnettarlığını kelimelerle anlatamadı .
Anitra Davona Earle, Kartal Uğur Mumcu Mahallesinde yaşayan bir Amerikalı. Kimsesi olmayan yaşlı Amerikalı kadının hayatı, Elif Ekşi ile bir kuaförde tanıştıktan sonra değişti. Amerikalı Anitra ile tanışan Ekşi ailesi, kısa sürede adeta bir aile gibi oldular. Tek başına yaşayan ve Türkçe bilmeyen Amerikalı kadının yardımına Şükran Ekşi ile kızı koştular. Bir gün sokakta düşen yaşlı kadının kalçası kırıldı ve tedavi edilmek üzere hastaneye kaldırıldı. Şükran Ekşi ile ailesi, Amerikalı kadının tedavi sürecinden her zaman yanında oldu. Daha sonra Ekşi ailesi, hastaneden taburcu edilen kadının iyiliği için ona bir bakıcı tutmaya karar verdi. Fakat bakıcı kadının işten ayrılmasıyla, Amerikalı Anitra tekrar yalnız kaldı. Bu süreçte Şükran Ekşi yaşlı kadını sürekli ziyaret ederek ona yardımcı oldu. Daha sonra Elif Ekşi ile annesi Şükran Ekşi, yoğun okul ve iş temposundan dolayı birkaç gün ziyaret edemedikleri yaşlı kadının evine gittiklerinde kapıyı açan olmadı. Durumu polis haber verdiler ve evin önüne gelen çilingirin kapıyı açmasını sabırsızlıkla beklediler. Anne ve kız, çilingirin kapıyı açması ile üzücü manzarayla karşı karşıya kaldı. Evinde yalnız yaşayan kadın yere düşmüş ve düştüğü yerden birkaç gün boyunca kalkamayarak yerde yatmıştı. Hastaneye kaldırılan Amerikalı kadın, burada yoğun bakımda tedavi gördü. Şükran Ekşi, tedavisinin ardından taburcu olup evine dönen kadın için tekrar bir bakıcı buldu. Amerikalı yaşlı kadının bakımı, yabancı uyruklu bakıcısı tarafından sağlanıyor.
“Bu insan bağıdır, gönül bağıdır”
Amerikalı Anitra’yı bir an olsun yalnız bırakmayan Şükran Ekşi; “Anitra ile yolumuz daha doğrusu kızımın yolu bir kuaförde kesişti. Orada tanıştılar. Saçını nasıl kestireceğini anlatmak isterken kızım ona yardımcı oldu. Sonraki süreçlerde birçok ihtiyacını karşıladık ona yardımcı olduk, çünkü tek başına yaşadığını öğrendik. Yardım edeni yoktu Türkçe bilmiyor. Sonra üzücü olay, düştü kalçası kırıldı, daha sıkıntılı bir sürece başladık. Hastane süreci, ev, sonrasında tek başına olması, ona bakıcı bulana kadar ona bakmak durumunda kaldık. Bu süreçte bir bakıcı bulduk onunla devam ettik. Ama tekrar bakıcı gittiğinde, evde kaldığında düştü ve 3- 4 gün tek başına kaldı. Daha da kötü bir duruma geldi. Bir de Alzheimer başlangıcı zaten. Üstelik yaşlı bakıma muhtaç bir insan” ifadelerini kullandı.
Amerikalı kadının Alzheimer hastalığının ilerlediğini belirten Şükran Ekşi; “Biz mahallemizin muhtarı Soner beyden destek aldım. Sağ olsun bu süreçte bana tek destek olan Soner beydir. Şu anda Anitra’nın ikinci kazasından sonraki sürecinde alzheimeri daha da ilerledi ve bir bebek gibi. Göründüğü gibi bir bebek bakıyoruz. Bir bakıcı bulduk. Bakıcısının olmadığı durumlarda biz onu bebek gibi bezledik, tüm ihtiyaçlarını karşıladık. Bunda kızım da eşim ve kardeşim de bana destek oldu. Herkesten destek almak zorundayım çünkü çalışan bir bayanım. Bir bakıcı bulduk şu an bakıcımızdan memnunuz. Ama en büyük sıkıntımız, Haziran’da oturum izni bitecek. Oturum izni bittiğinde de ben ne yapacağımı bilmiyorum. Oturum izniyle ilgili destek istiyorum” dedi.
İngilizce bilmemesine rağmen Anitra ile anlaşabildiğini söyleyen Şükran Ekşi; “Ben İngilizce konuşamıyorum, kızım konuşabiliyor onunla. Ama ben İngilizce konuşamadığım durumlarda bile, o İngilizce, ben Türkçe anlaşabildik. Bu insan bağıdır, gönül bağıdır. Dini, inancı bizim için önemli değil, önemli olan insan olması” diye konuştu.
“Hiçbir zaman onu yalnız bırakmayacağım”
Amerikalı Anitra’nın, bazen kendisine çok zorluk çıkartmış olsa da onunla beraber olmaktan pişmanlık duymadığını belirten Elif Ekşi; “Anitra ile yolumuz kuaförde kesişti. O zaman sadece kapıdan içeri girdiği an anlamıştım zaten onun çok farklı olduğunu, yabancı olduğunu. Orada bir diyaloğa girdik, sonrasında görüşmeye devam ettik. Başına gelen olaylarda hep yanındaydım çünkü buradaki tek arkadaşı bendim. Gerçekten kimsesi yok. Ne Amerika’da ne Türkiye’de ne de dünyanın hiçbir yerinde. Ben onunla arkadaş olmaktan çok mutluluk duydum. Onun geçmişte yani benim yaşımdayken yaşadığı olaylar, üniversite yılları, bana anlattığı şeyler gerçekten bana çok hayat tecrübesi kattı. Gerçekten çok mutluluk duydum onunla ilgili her şeyi dinlemekten. Onu hiçbir zaman yalnız bırakamadım, anneme söylemem de garip oldu. Dedim ki anne ben biriyle tanıştım, Amerikalı, onunla buluşacağım. Önce bir şaşırdı ‘nereden buldun Amerikalıyı Uğur Mumcu’da dedi.
Sonra anlatım, sizle tanıştırmak istiyorum dedim. Annem geldi Anitra ile tanıştı. Bayıldı zaten annemi görünce. Anitra’yı hiçbir zaman bırakmadım, bırakamadım. Gerçekten beni çok üzdüğü çok sıkıntı çıkarttığı zamanlar oldu. Kolay bir kişiliği yok kendisinin. Ama hiçbir zaman pişmanlık duymadım ona yardım ettiğim için, onunla beraber olduğum için. Üzülsem de, bazen çok canım sıkılsa da, ağlasam da onun yüzünden, hiçbir zaman onu yalnız bırakmayacağım” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
“Bu insan bağıdır, gönül bağıdır”
Amerikalı Anitra’yı bir an olsun yalnız bırakmayan Şükran Ekşi; “Anitra ile yolumuz daha doğrusu kızımın yolu bir kuaförde kesişti. Orada tanıştılar. Saçını nasıl kestireceğini anlatmak isterken kızım ona yardımcı oldu. Sonraki süreçlerde birçok ihtiyacını karşıladık ona yardımcı olduk, çünkü tek başına yaşadığını öğrendik. Yardım edeni yoktu Türkçe bilmiyor. Sonra üzücü olay, düştü kalçası kırıldı, daha sıkıntılı bir sürece başladık. Hastane süreci, ev, sonrasında tek başına olması, ona bakıcı bulana kadar ona bakmak durumunda kaldık. Bu süreçte bir bakıcı bulduk onunla devam ettik. Ama tekrar bakıcı gittiğinde, evde kaldığında düştü ve 3- 4 gün tek başına kaldı. Daha da kötü bir duruma geldi. Bir de Alzheimer başlangıcı zaten. Üstelik yaşlı bakıma muhtaç bir insan” ifadelerini kullandı.
Amerikalı kadının Alzheimer hastalığının ilerlediğini belirten Şükran Ekşi; “Biz mahallemizin muhtarı Soner beyden destek aldım. Sağ olsun bu süreçte bana tek destek olan Soner beydir. Şu anda Anitra’nın ikinci kazasından sonraki sürecinde alzheimeri daha da ilerledi ve bir bebek gibi. Göründüğü gibi bir bebek bakıyoruz. Bir bakıcı bulduk. Bakıcısının olmadığı durumlarda biz onu bebek gibi bezledik, tüm ihtiyaçlarını karşıladık. Bunda kızım da eşim ve kardeşim de bana destek oldu. Herkesten destek almak zorundayım çünkü çalışan bir bayanım. Bir bakıcı bulduk şu an bakıcımızdan memnunuz. Ama en büyük sıkıntımız, Haziran’da oturum izni bitecek. Oturum izni bittiğinde de ben ne yapacağımı bilmiyorum. Oturum izniyle ilgili destek istiyorum” dedi.
İngilizce bilmemesine rağmen Anitra ile anlaşabildiğini söyleyen Şükran Ekşi; “Ben İngilizce konuşamıyorum, kızım konuşabiliyor onunla. Ama ben İngilizce konuşamadığım durumlarda bile, o İngilizce, ben Türkçe anlaşabildik. Bu insan bağıdır, gönül bağıdır. Dini, inancı bizim için önemli değil, önemli olan insan olması” diye konuştu.
“Hiçbir zaman onu yalnız bırakmayacağım”
Amerikalı Anitra’nın, bazen kendisine çok zorluk çıkartmış olsa da onunla beraber olmaktan pişmanlık duymadığını belirten Elif Ekşi; “Anitra ile yolumuz kuaförde kesişti. O zaman sadece kapıdan içeri girdiği an anlamıştım zaten onun çok farklı olduğunu, yabancı olduğunu. Orada bir diyaloğa girdik, sonrasında görüşmeye devam ettik. Başına gelen olaylarda hep yanındaydım çünkü buradaki tek arkadaşı bendim. Gerçekten kimsesi yok. Ne Amerika’da ne Türkiye’de ne de dünyanın hiçbir yerinde. Ben onunla arkadaş olmaktan çok mutluluk duydum. Onun geçmişte yani benim yaşımdayken yaşadığı olaylar, üniversite yılları, bana anlattığı şeyler gerçekten bana çok hayat tecrübesi kattı. Gerçekten çok mutluluk duydum onunla ilgili her şeyi dinlemekten. Onu hiçbir zaman yalnız bırakamadım, anneme söylemem de garip oldu. Dedim ki anne ben biriyle tanıştım, Amerikalı, onunla buluşacağım. Önce bir şaşırdı ‘nereden buldun Amerikalıyı Uğur Mumcu’da dedi.
Sonra anlatım, sizle tanıştırmak istiyorum dedim. Annem geldi Anitra ile tanıştı. Bayıldı zaten annemi görünce. Anitra’yı hiçbir zaman bırakmadım, bırakamadım. Gerçekten beni çok üzdüğü çok sıkıntı çıkarttığı zamanlar oldu. Kolay bir kişiliği yok kendisinin. Ama hiçbir zaman pişmanlık duymadım ona yardım ettiğim için, onunla beraber olduğum için. Üzülsem de, bazen çok canım sıkılsa da, ağlasam da onun yüzünden, hiçbir zaman onu yalnız bırakmayacağım” şeklinde konuştu.