Düzce'deki Uyuşturucu Ticareti Davası
'Uyuşturucu ticareti yapmak amacıyla örgüt kurma' suçlamasıyla 1'i tutuklu, 7 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Düzce'de aralarında İranlı iş adamlarının da bulunduğu 1'i tutuklu, 7 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanık İranlı iş adamı Hossein Mirzaei ile tutuksuz sanıklarla avukatları ve sanık yakınları katıldı.
Mahkeme heyeti, duruşmaya katılmadığı tespit edilen sanık Said Zaher Salah'ın sınır dışı edilip edilmediğinin Düzce İl Emniyet Müdürlüğünden sorulmasını istedi.
Mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, tutuklu sanık Hossein Mirzaei'nin tutukluluk halinin devamını, tutuksuz sanıklardan iş adamının eşi Çiğdem Mirzaei ve Abdulhamid Omar'ın tutuklu olarak yargılanmasını talep etti.
Mütalaaya karşı savunması istenen Çiğdem Mirzaei, suçsuz olduğunu öne sürerek, "Diyecek bir şeyim yoktur, adalete güveniyorum." dedi. Mirzaei, mütalaaya katılmadığını ve tutuksuz olarak yargılanmak istediğini söyledi.
Tutuksuz sanık Abdulhamid Omar, iş adamı Hossein Mirzaei'nin kendisini İstanbul'a göndererek bir kişi ile görüşmesini istediğini ifade etti. Uyuşturucu almak için İstanbul'a gittiğini anlatan Omar, "Olaydan önce Hossein Mirzaei bana cep telefonu numarası verdi, 'Git İstanbul'a bu adamla görüş, vereceği şeyi al, gel.' dedi. Muhammet diye birini aradım, Bayrampaşa'daki bir hastanenin önünde bu kişiyle görüştüm. Bana mavi bir poşet verdi, poşetin içine baktım, metamfetamin vardı. Poşeti alıp Düzce'ye geldim. Hossein Mirzaei'nin kapısını çaldım ve polisler bizi aldı." ifadelerini kullandı.
Omar, Hossein Mirzaei'nin kendisini tehdit ettiğini de sözlerine ekledi.
Diğer tutuksuz sanık Ayad Amari, imza yükümlülüğü bulunduğunu ve yurt dışına çıkış yasağı bulunduğunu kaydetti.
Adli kontrol şartının kaldırılmasını talep eden Amari, "1 yıldır Türkiye'deyim. Afganistanlıyım. Yurt dışına çıkış yasağım olduğu için gidip gelemiyorum. Ailemin yanına gidip geri geleceğim, bu yüzden yurt dışı çıkış yasağımın kaldırılmasını istiyorum." diye konuştu.
Tutuklu sanık Hossein Mirzaei, 2 şirketi olduğunu ve bu olaylardan ötürü iflas etmek üzere olduğunu ileri sürdü. Mirzaei, hakkında ifadeleri bulunan Abdulhamid Omar'ın İstanbul'daki uyuşturucuyu temin ettiği kişiden korktuğunu ve bu yüzden kendisini yaktığını savundu.
Diğer sanıkların savunmalarının ardından müvekkil avukatları mütalaaya karşı mahkemeden süre talebinde bulundu.
Ara karar için duruşmaya ara veren heyet, tutuklu sanık Hossein Mirzaei'nin bu halinin devamına karar verdi. Duruşma, 20 Ağustos'a ertelendi.
- İddianameden
Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 1'i tutuklu 7 sanığın İstanbul'dan temin ettikleri eroin, esrar, bonzai ve hap gibi uyuşturucu maddeleri kente getirerek sattıklarına yer veriliyor. İddianamede ayrıca, sanıkların biyoenerji gücü ile insanları tedavi uygulamak bahanesi ile uyuşturucu bağımlısı yaptığı ve daha sonra bu kişilerin uygunsuz şekilde fotoğrafladıkları kaydediliyor.
Sanıklar hakkında, "uyuşturucu ticareti yapmak amacıyla örgüt kurma" suçlamasıyla 10 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Kaynak: AA
Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanık İranlı iş adamı Hossein Mirzaei ile tutuksuz sanıklarla avukatları ve sanık yakınları katıldı.
Mahkeme heyeti, duruşmaya katılmadığı tespit edilen sanık Said Zaher Salah'ın sınır dışı edilip edilmediğinin Düzce İl Emniyet Müdürlüğünden sorulmasını istedi.
Mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, tutuklu sanık Hossein Mirzaei'nin tutukluluk halinin devamını, tutuksuz sanıklardan iş adamının eşi Çiğdem Mirzaei ve Abdulhamid Omar'ın tutuklu olarak yargılanmasını talep etti.
Mütalaaya karşı savunması istenen Çiğdem Mirzaei, suçsuz olduğunu öne sürerek, "Diyecek bir şeyim yoktur, adalete güveniyorum." dedi. Mirzaei, mütalaaya katılmadığını ve tutuksuz olarak yargılanmak istediğini söyledi.
Tutuksuz sanık Abdulhamid Omar, iş adamı Hossein Mirzaei'nin kendisini İstanbul'a göndererek bir kişi ile görüşmesini istediğini ifade etti. Uyuşturucu almak için İstanbul'a gittiğini anlatan Omar, "Olaydan önce Hossein Mirzaei bana cep telefonu numarası verdi, 'Git İstanbul'a bu adamla görüş, vereceği şeyi al, gel.' dedi. Muhammet diye birini aradım, Bayrampaşa'daki bir hastanenin önünde bu kişiyle görüştüm. Bana mavi bir poşet verdi, poşetin içine baktım, metamfetamin vardı. Poşeti alıp Düzce'ye geldim. Hossein Mirzaei'nin kapısını çaldım ve polisler bizi aldı." ifadelerini kullandı.
Omar, Hossein Mirzaei'nin kendisini tehdit ettiğini de sözlerine ekledi.
Diğer tutuksuz sanık Ayad Amari, imza yükümlülüğü bulunduğunu ve yurt dışına çıkış yasağı bulunduğunu kaydetti.
Adli kontrol şartının kaldırılmasını talep eden Amari, "1 yıldır Türkiye'deyim. Afganistanlıyım. Yurt dışına çıkış yasağım olduğu için gidip gelemiyorum. Ailemin yanına gidip geri geleceğim, bu yüzden yurt dışı çıkış yasağımın kaldırılmasını istiyorum." diye konuştu.
Tutuklu sanık Hossein Mirzaei, 2 şirketi olduğunu ve bu olaylardan ötürü iflas etmek üzere olduğunu ileri sürdü. Mirzaei, hakkında ifadeleri bulunan Abdulhamid Omar'ın İstanbul'daki uyuşturucuyu temin ettiği kişiden korktuğunu ve bu yüzden kendisini yaktığını savundu.
Diğer sanıkların savunmalarının ardından müvekkil avukatları mütalaaya karşı mahkemeden süre talebinde bulundu.
Ara karar için duruşmaya ara veren heyet, tutuklu sanık Hossein Mirzaei'nin bu halinin devamına karar verdi. Duruşma, 20 Ağustos'a ertelendi.
- İddianameden
Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 1'i tutuklu 7 sanığın İstanbul'dan temin ettikleri eroin, esrar, bonzai ve hap gibi uyuşturucu maddeleri kente getirerek sattıklarına yer veriliyor. İddianamede ayrıca, sanıkların biyoenerji gücü ile insanları tedavi uygulamak bahanesi ile uyuşturucu bağımlısı yaptığı ve daha sonra bu kişilerin uygunsuz şekilde fotoğrafladıkları kaydediliyor.
Sanıklar hakkında, "uyuşturucu ticareti yapmak amacıyla örgüt kurma" suçlamasıyla 10 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.