Dr. Özmanevra Açıklaması 'Uyku Problemi Çocukluk Çağı Obezitesini Tetikliyor'
Uyku ile sağlıklı yaşamanın birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini aktaran Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra, sağlıklı uykunun önemine vurgu yaparak, uyku problemi ile çocukluk çağı obezitesi arasında bir bağlantı olduğunu kaydetti.
Bu yıl 15 Mart olarak kutlanan Dünya Uyku Günü’nün 2019 yılı sloganının "Sağlıklı Uyku, Sağlıklı Yaşlanma" olarak belirlendiğini hatırlatan Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Pınar Tunçbilek Özmanevra, sağlıklı bir uykunun önemi, uyku hastalıkları ve tedavileri hakkındaki farkındalığın arttırılması gerektiğini ifade ederek, "İnsanların yaklaşık yüzde 35’i yeterli ve kaliteli uyumadıkları için mental ve fiziksel sıkıntılar yaşamaktadır. Yapılan bazı çalışmalarda uyku ve çocukluk çağı obezitesi arasında bağlantı olduğu gösterilmiştir. Yetersiz ve kalitesiz uyku kısa ve uzun vadede dikkat eksikliğine, öğrenme güçlüğüne, konsantrasyon bozukluğuna, hafıza problemlerine, depresyona, anksiyeteye, psikozlara ve alzheimera yol açabilir" dedi.
Sabah yorgun uyanmak uyku apnesine işaret
Uyku düzensizliklerinin birçok sağlık problemlerine neden olduğunu belirten Özmanevra, "Dünya üzerindeki tüm canlılar yaşam fonksiyonlarını güneşin hareketlerine göre düzenlerler. Sirkadiyen ritim, biyolojik saat veya vücut saati denen bu hayati işlev, bizim uyku-uyanıklık, vücut ısısı, yeme-içme alışkanlıkları, metabolizma ve hormonal salınım döngülerimizi kontrol eder. İnsanın bir iç saati olduğu 1700’lerden beri biliniyorken sirkadiyen ritim bozukluklarının insan sağlığı üzerine olan yıkıcı etkileri son 20 yıldır araştırılmaktadır. Sirkadiyen ritmin bozulması en sık iki şekilde karşımıza çıkmaktadır; gece vardiyaları ve jetlag. Sirkadiyen ritmi korumak uyku hastalıklarının, mental hastalıkların, obezite, diabet, kalp hastalıkları gibi kronik rahatsızlıkların risklerini azaltmaktadır. Uykuda görülen solunum bozukluklarının en hafifi horlama hastalığı, en ağır şekli de tıkayıcı uyku apnesidir. Normal erişkin insanların en az yüzde 10’unda ve çocukların yüzde 12’sinde horlama görülmektedir. Uyku sırasındaki nefes durmaları ise uyku apnesi olarak adlandırılır. Uyku apnesi olan kişilerde sabah yorgun uyanma, baş ağrısı ile uyanma, gün içinde uyku isteği ve uyuklama gibi şikayetler gözlenmektedir. Uzun süre tedavisiz kalması durumunda hipertansiyon, iskemik kalp hastalıkları, inme, kalp krizleri gibi sorunlara yol açmaktadır. Çocuklarda ise boy ve kilonun yaşıtlarından geri kalması, okul başarısızlığı ve zihinsel gelişimde aksaklıklar gibi çok ciddi problemler ortaya çıkabilmektedir. Bunlara ilave olarak davranış bozuklukları, hiperaktivite, geceleri yatağı ıslatma, kalp ve ritim bozuklukları görülebilir" diye konuştu.
"Horlayan çocuklar tarayıcı testlerden geçirilmeli"
Uyku düzensizlikleri üzerine teşhis ve tedaviye ilişkin önerilerde bulunan Özmanevra, "Horlama veya apneler kişinin ailesi veya yakını tarafından uyku sırasında takibi ile anlaşılabilir. Bu durumda mutlaka bir Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanına başvurulmalı ve sebebin ortaya konması gerekmektedir. Horlayan çocuklar mutlaka tarayıcı testlerden geçirilmelidirler. Doktorunuzun burun, boğaz ve boyunda yapacağı muayeneler sonunda durumun basit horlamadan mı veya tıkayıcı uyku apnesinden mi kaynaklandığı ortaya çıkarılır ve gerekli görülürse bir uyku merkezinde inceleme yapılması söz konusu olur" şeklinde konuştu.
Özmanevra, sağlıklı ve kaliteli uyku için şu önerilerde bulundu:
"Öncelikle uykudan önce kafein, nikotin, alkol gibi uyarıcıları alınmayın, ağır yemeklerden kaçının. Fiziksel aktiviteleri uyku saatinize yakın zaman diliminde değil gün içinde yapın ve yatak odanızda televizyon, bilgisayar, cep telefonu bulundurmamaya çalışın. Ayrıca hafta sonu dahil düzenli uykunun önemli olduğunu unutmayın."
Kaynak: İHA
Sabah yorgun uyanmak uyku apnesine işaret
Uyku düzensizliklerinin birçok sağlık problemlerine neden olduğunu belirten Özmanevra, "Dünya üzerindeki tüm canlılar yaşam fonksiyonlarını güneşin hareketlerine göre düzenlerler. Sirkadiyen ritim, biyolojik saat veya vücut saati denen bu hayati işlev, bizim uyku-uyanıklık, vücut ısısı, yeme-içme alışkanlıkları, metabolizma ve hormonal salınım döngülerimizi kontrol eder. İnsanın bir iç saati olduğu 1700’lerden beri biliniyorken sirkadiyen ritim bozukluklarının insan sağlığı üzerine olan yıkıcı etkileri son 20 yıldır araştırılmaktadır. Sirkadiyen ritmin bozulması en sık iki şekilde karşımıza çıkmaktadır; gece vardiyaları ve jetlag. Sirkadiyen ritmi korumak uyku hastalıklarının, mental hastalıkların, obezite, diabet, kalp hastalıkları gibi kronik rahatsızlıkların risklerini azaltmaktadır. Uykuda görülen solunum bozukluklarının en hafifi horlama hastalığı, en ağır şekli de tıkayıcı uyku apnesidir. Normal erişkin insanların en az yüzde 10’unda ve çocukların yüzde 12’sinde horlama görülmektedir. Uyku sırasındaki nefes durmaları ise uyku apnesi olarak adlandırılır. Uyku apnesi olan kişilerde sabah yorgun uyanma, baş ağrısı ile uyanma, gün içinde uyku isteği ve uyuklama gibi şikayetler gözlenmektedir. Uzun süre tedavisiz kalması durumunda hipertansiyon, iskemik kalp hastalıkları, inme, kalp krizleri gibi sorunlara yol açmaktadır. Çocuklarda ise boy ve kilonun yaşıtlarından geri kalması, okul başarısızlığı ve zihinsel gelişimde aksaklıklar gibi çok ciddi problemler ortaya çıkabilmektedir. Bunlara ilave olarak davranış bozuklukları, hiperaktivite, geceleri yatağı ıslatma, kalp ve ritim bozuklukları görülebilir" diye konuştu.
"Horlayan çocuklar tarayıcı testlerden geçirilmeli"
Uyku düzensizlikleri üzerine teşhis ve tedaviye ilişkin önerilerde bulunan Özmanevra, "Horlama veya apneler kişinin ailesi veya yakını tarafından uyku sırasında takibi ile anlaşılabilir. Bu durumda mutlaka bir Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanına başvurulmalı ve sebebin ortaya konması gerekmektedir. Horlayan çocuklar mutlaka tarayıcı testlerden geçirilmelidirler. Doktorunuzun burun, boğaz ve boyunda yapacağı muayeneler sonunda durumun basit horlamadan mı veya tıkayıcı uyku apnesinden mi kaynaklandığı ortaya çıkarılır ve gerekli görülürse bir uyku merkezinde inceleme yapılması söz konusu olur" şeklinde konuştu.
Özmanevra, sağlıklı ve kaliteli uyku için şu önerilerde bulundu:
"Öncelikle uykudan önce kafein, nikotin, alkol gibi uyarıcıları alınmayın, ağır yemeklerden kaçının. Fiziksel aktiviteleri uyku saatinize yakın zaman diliminde değil gün içinde yapın ve yatak odanızda televizyon, bilgisayar, cep telefonu bulundurmamaya çalışın. Ayrıca hafta sonu dahil düzenli uykunun önemli olduğunu unutmayın."