Dünya Bakliyat Günü
Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan: 'Herkesin hayal dediği Dünya Bakliyat Günü'nü, Birleşmiş Milletler'den onaylatıp geçirdikten sonra 'Bakliyat artık öksüz değil' dedim. Bakliyatın sahibi artık Birleşmiş Milletler, dünya yani bizleriz' Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir: 'Bakliyat ürünleri dünyada tavsiye edilen tüm beslenme ve diyet listelerinde yer almaktadır. Kendimizin ve genç nesillerin sağlığı için bakliyat tüketmeliyiz, tüketimini teşvik etmeliyiz ve tüketimi kolaylaştıracak hazır ürünler geliştirmeliyiz'
Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan, "Herkesin hayal dediği Dünya Bakliyat Günü'nü, Birleşmiş Milletler'den onaylatıp geçirdikten sonra 'Bakliyat artık öksüz değil.' dedim. Bakliyatın sahibi artık Birleşmiş Milletler, dünya yani bizleriz." dedi.
Arslan, İçel Ticaret Borsasınca 10 Şubat Dünya Bakliyat Günü dolayısıyla kentteki otelde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bakliyat ihracının büyük bir kısmının İçel'den gerçekleştirildiğini söyledi.
Türkiye'nin büyük desteğiyle 2016'nın "Dünya Bakliyat Yılı" ilan edildiğini anımsatan Arslan, bakliyatın dünyaya, insanlara, toprağa ve havaya faydalarını daha iyi anlatmak ve sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla Dünya Bakliyat Günü için girişimlere başladıklarını kaydetti.
Arslan, Birleşmiş Milletlerin (BM) 10 Şubat'ı "Dünya Bakliyat Günü" ilan etmesi için yoğun çaba harcadıklarını belirterek, iki yıllık süreçte çok sayıda ülkeyle birebir görüştüklerini anlattı.
Gelişmenin, herkes için önemli olduğuna dikkati çeken Arslan, şöyle konuştu:
"Herkesin hayal dediği Dünya Bakliyat Günü'nü, Birleşmiş Milletlerden onaylatıp geçirdikten sonra 'Bakliyat artık öksüz değil.' dedim. Bakliyatın sahibi artık Birleşmiş Milletler, dünya yani bizleriz. Bu, Türkiye, İçel için neden önemli? Türkiye'de herkesin unuttuğu, dünyada da Türkiye için unutturulmaya çalışılan bir şey var. Bakliyat, bizim mirasımız. Bizim bakliyatımız, Mezopotamya'dan Trakya'ya 3 bin yılda gidiyor. Oradan Londra'ya 500 yıl sonra gidiyor. Biz, en azından bu mirasımıza sahip çıkmak için bir dokümanter film yapma kararı aldık. Bu içeriği, katkı sunmaları için bazı kurumlara gönderdik.
Bu yılın sonuna doğru çıkacak film, 'Bakliyat tohumlarının seyahati', bakliyatın yolculuğunu anlatacak."
Dünyada birçok beslenme türü olduğunu belirten Arslan, "Dünyada değişik beslenme çeşitleri var, vejetaryen ve vegan gibi. Bir de normal et ürünleri yenilen besin düzeni var. Bunun yanı sıra flexitarian diyeti dedikleri yani esnek diyet türü diye bir şey var. Dünyada eğim buna kaymaya başladı." ifadelerini kullandı.
Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunda, kullanılan eti azaltmaya yönelik bir diyet sistemi uyguluyorlar. Bir Fransa televizyonunda bu diyetin aslında Anadolu diyeti olduğunu söyledim. Nedir bu Anadolu diyeti? Annem, kuru fasulye yaparken içine bir kemik koyardı, üzerinde et de olursa iyiydi. Bunu pişirirdi ve biz yerdik. Baktığınız zaman şimdi kuru fasulyede et olacak mantığıyla ilerleniyor. Aslında Anadolu diyeti, etin belirli miktarda kullanıldığı bir diyet türü.
Biz bunu tüm dünyada, flexitarian, esnek diyetten ziyade Anadolu diyeti diye ortaya koymak zorundayız."
- "Kendimizin ve genç nesillerin sağlığı için bakliyat tüketmeliyiz"
Ulusal Baklagil Konseyi ve İçel Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir de bakliyat sektöründe İçel'in, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın sayılı kentlerinden olduğunu söyledi.
Bakliyat ürünlerinin sağlık için önemine dikkati çeken Özdemir, "Bakliyat ürünleri dünyada tavsiye edilen tüm beslenme ve diyet listelerinde yer almaktadır. Kendimizin ve genç nesillerin sağlığı için bakliyat tüketmeliyiz, tüketimini teşvik etmeliyiz ve tüketimi kolaylaştıracak hazır ürünler geliştirmeliyiz." diye konuştu.
Özdemir, bakliyatın tüm gelir gruplarına yönelik bir besin olduğunu vurgulayarak, "Bakliyatın anavatanı Anadolu'dur, Mezopotamya'dır. Göbeklitepe'de bulunan en eski bakliyat örnekleri 10 bin yıl öncesine dayanıyor. Bizim masaya koyduğumuz bakliyatı çoğu ev hanımı yapmıyor. Benim hanım yılda bir kere bana humus yapıyor, o da doğum günümde. Kendisi burada olduğu için çok rahat konuşuyorum." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin üretim ve ticaretteki deneyimine rağmen bakliyatta istediği konumda olmadığına işaret eden Özdemir, "Bakliyatta üretimi arttırmak için 3 ana çözüm önerimiz var. Birincisi, sertifikalı tohum sorununu çözmek. Bu sorunu çözmedikçe, herkes kendi tarlasından gelen, babasından, ağabeyinden kalan tohumu ektikçe bakliyatta yol katedemeyiz. İkincisi ise nadasa bırakılan alanlar tarıma kazandırılmalı. Üçüncü olarak da dönüşümlü ekim sistemi teşvik edilmeli. Bu 3 ana sorunu çözmemiz lazım." görüşünü paylaştı.
İçel Valisi Ali İhsan Su da İçel'in önemli bir tarım kenti olduğunu belirterek, bakliyatın üretimde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.
Kanada'nın Ankara Büyükelçisi Chris Cooter da 2016'nın "Dünya Bakliyat Yılı" ilan edilmesinin, bakliyatın öneminin daha görünür ve anlaşılır hal almasını sağladığına dikkati çekerek, "Nüfus artışı, iklim değişikliğinin baskısı, daha kaliteli yiyecek ve sebze temelli protein ihtiyacı, bakliyatın hiç olmadığı kadar önemli hale gelmesini sağladı." dedi.
Programa İçel Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ve bazı milletvekilleri de katıldı.
Kaynak: AA
Arslan, İçel Ticaret Borsasınca 10 Şubat Dünya Bakliyat Günü dolayısıyla kentteki otelde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bakliyat ihracının büyük bir kısmının İçel'den gerçekleştirildiğini söyledi.
Türkiye'nin büyük desteğiyle 2016'nın "Dünya Bakliyat Yılı" ilan edildiğini anımsatan Arslan, bakliyatın dünyaya, insanlara, toprağa ve havaya faydalarını daha iyi anlatmak ve sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla Dünya Bakliyat Günü için girişimlere başladıklarını kaydetti.
Arslan, Birleşmiş Milletlerin (BM) 10 Şubat'ı "Dünya Bakliyat Günü" ilan etmesi için yoğun çaba harcadıklarını belirterek, iki yıllık süreçte çok sayıda ülkeyle birebir görüştüklerini anlattı.
Gelişmenin, herkes için önemli olduğuna dikkati çeken Arslan, şöyle konuştu:
"Herkesin hayal dediği Dünya Bakliyat Günü'nü, Birleşmiş Milletlerden onaylatıp geçirdikten sonra 'Bakliyat artık öksüz değil.' dedim. Bakliyatın sahibi artık Birleşmiş Milletler, dünya yani bizleriz. Bu, Türkiye, İçel için neden önemli? Türkiye'de herkesin unuttuğu, dünyada da Türkiye için unutturulmaya çalışılan bir şey var. Bakliyat, bizim mirasımız. Bizim bakliyatımız, Mezopotamya'dan Trakya'ya 3 bin yılda gidiyor. Oradan Londra'ya 500 yıl sonra gidiyor. Biz, en azından bu mirasımıza sahip çıkmak için bir dokümanter film yapma kararı aldık. Bu içeriği, katkı sunmaları için bazı kurumlara gönderdik.
Bu yılın sonuna doğru çıkacak film, 'Bakliyat tohumlarının seyahati', bakliyatın yolculuğunu anlatacak."
Dünyada birçok beslenme türü olduğunu belirten Arslan, "Dünyada değişik beslenme çeşitleri var, vejetaryen ve vegan gibi. Bir de normal et ürünleri yenilen besin düzeni var. Bunun yanı sıra flexitarian diyeti dedikleri yani esnek diyet türü diye bir şey var. Dünyada eğim buna kaymaya başladı." ifadelerini kullandı.
Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunda, kullanılan eti azaltmaya yönelik bir diyet sistemi uyguluyorlar. Bir Fransa televizyonunda bu diyetin aslında Anadolu diyeti olduğunu söyledim. Nedir bu Anadolu diyeti? Annem, kuru fasulye yaparken içine bir kemik koyardı, üzerinde et de olursa iyiydi. Bunu pişirirdi ve biz yerdik. Baktığınız zaman şimdi kuru fasulyede et olacak mantığıyla ilerleniyor. Aslında Anadolu diyeti, etin belirli miktarda kullanıldığı bir diyet türü.
Biz bunu tüm dünyada, flexitarian, esnek diyetten ziyade Anadolu diyeti diye ortaya koymak zorundayız."
- "Kendimizin ve genç nesillerin sağlığı için bakliyat tüketmeliyiz"
Ulusal Baklagil Konseyi ve İçel Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir de bakliyat sektöründe İçel'in, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın sayılı kentlerinden olduğunu söyledi.
Bakliyat ürünlerinin sağlık için önemine dikkati çeken Özdemir, "Bakliyat ürünleri dünyada tavsiye edilen tüm beslenme ve diyet listelerinde yer almaktadır. Kendimizin ve genç nesillerin sağlığı için bakliyat tüketmeliyiz, tüketimini teşvik etmeliyiz ve tüketimi kolaylaştıracak hazır ürünler geliştirmeliyiz." diye konuştu.
Özdemir, bakliyatın tüm gelir gruplarına yönelik bir besin olduğunu vurgulayarak, "Bakliyatın anavatanı Anadolu'dur, Mezopotamya'dır. Göbeklitepe'de bulunan en eski bakliyat örnekleri 10 bin yıl öncesine dayanıyor. Bizim masaya koyduğumuz bakliyatı çoğu ev hanımı yapmıyor. Benim hanım yılda bir kere bana humus yapıyor, o da doğum günümde. Kendisi burada olduğu için çok rahat konuşuyorum." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin üretim ve ticaretteki deneyimine rağmen bakliyatta istediği konumda olmadığına işaret eden Özdemir, "Bakliyatta üretimi arttırmak için 3 ana çözüm önerimiz var. Birincisi, sertifikalı tohum sorununu çözmek. Bu sorunu çözmedikçe, herkes kendi tarlasından gelen, babasından, ağabeyinden kalan tohumu ektikçe bakliyatta yol katedemeyiz. İkincisi ise nadasa bırakılan alanlar tarıma kazandırılmalı. Üçüncü olarak da dönüşümlü ekim sistemi teşvik edilmeli. Bu 3 ana sorunu çözmemiz lazım." görüşünü paylaştı.
İçel Valisi Ali İhsan Su da İçel'in önemli bir tarım kenti olduğunu belirterek, bakliyatın üretimde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.
Kanada'nın Ankara Büyükelçisi Chris Cooter da 2016'nın "Dünya Bakliyat Yılı" ilan edilmesinin, bakliyatın öneminin daha görünür ve anlaşılır hal almasını sağladığına dikkati çekerek, "Nüfus artışı, iklim değişikliğinin baskısı, daha kaliteli yiyecek ve sebze temelli protein ihtiyacı, bakliyatın hiç olmadığı kadar önemli hale gelmesini sağladı." dedi.
Programa İçel Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ve bazı milletvekilleri de katıldı.