'Kanseri Tenisle Yendim'

Aydın'da ailesinden beş kişiyi kanserden kaybeden 35 yaşındaki tenis antrenörü Cemile Yegül, yakalandığı meme kanserini, erken teşhis ve spor sayesinde yenmeyi başardı Yegül: 'Kemoterapi olduğumun ertesi günü korta gidip tenis oynuyordum. Hiçbir şeyden çekinmedim. Maskemi takmam gerekiyorsa taktım. Saçlarım dökülmüş şekilde kel de dolaştım ama her şeye rağmen moralimi yüksek tutup hayata küsmedim'

FERDİ UZUN - Aydın'da 1,5 yıl önce meme kanserine yakalanan tenis antrenörü 35 yaşındaki Cemile Yegül, kemoterapi dönemlerinde dahi tenis oynayarak hastalığı yendi.

İşletme mezunu olan ve bir süre öğretmenlik yapan Yegül, 3 yıl önce katıldığı bir tenis kursunda kısa sürede başarı sağlayarak antrenörlüğe kadar yükseldi. Halen bazı özel okullarda 4-6 yaş çocuklara tenis öğretip özel dersler veren Yegül, 1,5 yıl önce göğsündeki kitleden şüphelenerek hastaneye başvurdu. Yakın akrabalarından 5 kişiyi çeşitli kanser türünden kaybeden Yegül, yaptırdığı kanser taramasında meme kanseri olduğunu öğrendi.

Yegül, hiç vakit kaybetmeden tedaviye başladaı ve erken teşhis, yüksek moral ve spor sayesinde yaklaşık 1,5 yıl mücadele ettiği kanseri yenmeyi başardı.

Yaşadığı zorlu süreci AA muhabirine anlatan Yegül, kanserde erken tanı ve tedavinin çok önemli olduğunu hatırlattı.

Halası, teyzesi, iki kuzeni ve eniştesini kanserden kaybettiğini, bundan dolayı tedirgin olduğunu ifade eden Yegül, "Doktorum 'yaşın çok genç, o yüzden çok hızlı hareket etmemiz gerekiyor' dediğinde acaba 'ben de mi akrabalarım gibi öleceğim. Başıma neler gelecek, yatalak mı olacağım' diye bir sürü şey geçti aklımdan. Ölen akrabalarım, hastalandıklarında 'neler hisseti acaba' diye empati yaptım. Gerçekten hastalığı yaşamakla bunu dinlemek çok farklı bir şeymiş." dedi.

Tedavi sürecinde doktorunun ameliyat olacağını söylediğinde "tekrar tenis oynayabilecek miyim" diye sorduğunu anlatan Yegül, "Doktorum bana çok gülmüştü. Çünkü yaşayacak mıyım diye sormamıştım. Aklıma ilk tenis gelmişti. Tedavi sürecinde de sürekli tenis kortlarına geliyordum. Kemoterapi olduğumun ertesi günü hemen kortlara gelip tenis oynuyordum." diye konuştu.

- Moral, hastalığı kabullenmemek ve spor

"Moral, hastalığı kabullenmemek ve tenis oynayarak bu hastalığı yendim" diyen Yegül, şöyle devam etti:

"Moralinizi yüksek tuttuğunuzda, etrafında gerçekten destek olan, ailen, dostun, arkadaşların olduğu zaman yenilecek bir hastalık olduğunu gördüm. Çünkü akrabalarımdan çok fazla ölen olunca kötü bir algı oluşmuştu. 'Kanser hastalığına yakalanan kurtarılamaz, kaybediyoruz' diye bir algı vardı. Ben bu algıyı yenmek için mücadele ettim. Ben öyle olmayacağım. Bunu da akrabalarıma ve arkadaşlarıma göstereceğim diye kendimi hep inandırdım. Moral gerçekten çok önemli. Hastalığa yeni yakalanmışlar veya tedavi süreci devam edenlere şunu demek istiyorum. Moralimizi bozmadığımız zaman kendimizi bırakmadığımız zaman, kendimizle barışık olduğumuz zaman ben atlatılabileceğini düşünüyorum."

Yegül, hastalık sürecinde ne hastanede ne de evde ziyaretçi kabul etmediğini, hiç hasta olmamış gibi dışarıda arkadaşlarıyla görüşüp vakit geçirdiğini vurgulayarak "Böyle olunca insan kendisini hasta olarak da hissetmiyor. Hiçbir şeyden çekinmedim. Maskemi takmam gerekiyorsa taktım. Saçlarım dökülmüş şekilde kel de dolaştım ama her şeye rağmen moralimi yüksek tutup hayata küsmedim." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA