15 Temmuz Şehidinin Ailesine Dolandırıcı Şoku

Adana’nın Kozan ilçesinde 15 Temmuz şehidi polis memuru Aytekin Kuru’nun ailesi kendisini savcı olarak tanıtan şahıslar tarafından dolandırıldı. Şehidin ailesinin dolandırıldığını anlayan köylü ise camiden anons yaptırarak el birliğiyle dolandırıcılık zanlılarını yakaladı.

15 Temmuz Şehidinin Ailesine Dolandırıcı Şoku
Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Pekmezci Mahallesi’nde meydana gelen olayda, Ankara’daki Özel Harekat Daire Başkanlığı’nda 15 Temmuz 2016 gecesi darbe girişiminde şehit olan Aytekin Kuru’nun babası Süleyman Kuru’nun evine gelip, kendilerini cumhuriyet savcısı olarak tanıtan 2 kişiden biri, “Hırsızlıktan dolayı bir miktar paranın senin evde saklandığı iddiası var. Evindeki tüm parayı getir. Sendeki paralarla çalınan paraların seri numaralarını karşılaştıracağız” yalanını söyledi.

Bunun üzerine Süleyman Kuru, evindeki 9 bin TL’yi dolandırıcılara verdi.

Bu arada, köy muhtarı dolandırıcıların geldiği taksiyi fark edip, sürücüye kime geldiğini sordu. Sürücünün şüpheli cevaplar vermesi üzerine muhtar, yanlarına gelerek, araca binmek isteyen iki kişiye de kime geldiklerini sordu. Bunun üzerine panikleyen dolandırıcılar, araca binmeyip, koşarak, kaçtı.

Muhtar, cami imamına minareden anons yaptırarak, 2 dolandırıcı olduğunu ve yakalanmaları için herkesin sokağa çıkması gerektiğini duyurdu. Anons üzerine mahalle sakinleri, 9 bin TL ile kaçan 2 kişiyi portakal bahçesinde yakaladı. Mahallelinin ağaçtan indirdiği İsmet K. ve Cemal Ç.’nin üzerinden, şehit babasından aldıkları paralar çıktı. Süleyman Kuru’ya parası teslim edilirken, dolandırıcılar da jandarma tarafından gözaltına alındı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen İsmet K. ve Cemal Ç., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Muhtar camiden anons yaptırdı

Pekmezci Mahallesi Muhtarı Bayram Koyuncu, akşam saat beş civarı vatandaşların bazılarının evinin arandığını, kendilerini hakim savcı olarak tanıtan kişilerin olduğunu söylediler. O gelen vatandaşların biriyle dışarıya çıktığımda dışarda köyün girişinde bir tane taksinin beklediğini gördüm yanına vardım yağmurda yağıyordu. Yanına vardım “Hayırdır hemşerim niye bekliyorsun” diye sordum. Köye bir tane müşteri getirdiğini söyledi.

Köyümüz çok misafirperverdir. Dışardan gelen yabancıda olsa ona ilgi alaka gösterir. Ona dedim getirdiğin misafir bıraktığın adres neresi dedim. Neden burada bekliyorsun dediğimde baktı ki sorunun arkası devam edecek, “Muhtarım herhalde gönül işi kız meselesi benim burada beklememi söylediler” dedi.

Kız meselesi deyince ben daha da gıcıklandım. Dedim o zaman bende bekleyeyim de şu müstakbel damadı bende göreyim dedim. Bir saat boyunca arabada bekledim gelen giden yok. Yağmur yağıyordu bende çıktım dışarıya köyün güney tarafından iki kişinin bana doğru geldiğini fakat beni görünce geri döndüğünü fark ettim. Arkalarından hızlandım seslendim yahu öyle gitmeyin o tarafta köpek var dedim ama dinlemediler. Beni fark edince bu sefer köyün aralarına kaçtılar. Onlar hızlı ben yaşlı bu sefer köyün hocasını aradım. Anons geç köyde iki tane yabancı şahıs olduğunu bunların şüpheli arsız hırsız ve dolandırnıcı olma ihtimali var diye bir camiden anons geç bunları köy halkı dışarı çıksın bulsun dedim. İmam camiye çıkarak anons geçti vatandaşlar ayaklandı tabi vatandaşlar ayaklanınca tabi onlarda köyün içinde anonsu duyuyorlar ve köyün içindeki bir tane bahçeye girdiklerini tespit ettik. Jandarma devriyesi çağırmıştık onlar da geldiler. Ağaca çıkmışlar. Jandarma geldi onları ağaçtan indirdik. Karakola gittiklerinde bizim köyden 15 Temmuz Şehidinin babasını dolandırdıklarını, şehidin ailesinden aldıkları para ve zinet eşyalarının onların üzerinde olduğunu öğrendik. Olay bundan ibaret biz misafirperver bir köylü olduğumuz için gerekli alakayı da gösteremedik. Kesinlikle bu kişilerin şehidimizin ailesini dolandırdıklarını öğrenmiş olsaydık emin olun onları bu köyden sağlam çıkarmazdık. Yapılan yanlışlığa da o kadar sert bir şekilde duyarlı vatandaşlarımız. Vatan için kendini şehit eden şehitlerimizin ailelerine bunu yapanları sağlam bir şekilde teslim etmezdik. Şehitlerimiz bizim için bu hayatta rahatını huzurunu düşünmeden vatan için canını seve seve veren insanlardır. Onların geride bıraktıkları kutsal değerlerdir. Onların sıkıntıları bizim kendi ailelerimizden de önce gelir. Onlar bize şehitlerimizin emaneti onlara hiçbir şekilde kimsenin ihanet etmesine izin vermeyiz ” dedi.

Dolandırıcılık zanlılarını yakalayan Mehmet Artıran isimli köylü vatandaş, “Köy muhtarımızın azasıyım. Köyden bir anons duyduk bir hırsızlık olayı var diye. Köyün gençleri ile beraber bütün köyün çıkışları tutuldu. Hırsızların portakal bahçesine kaçtığını duyduk. Jandarmalar ile beraber portakal bahçesine köyün bütün gençleri girdi orada hırsızları yakaladık kolluk kuvvetlerine teslim ettik” diye kaydetti.



"Sağolsun köylülerimiz yakaladı"

Dolandırıcılık mağduru olan 15 Temmuz Şehidi Polis Memuru Aytekin Kuru’nun babası Süleyman Kuru ise, “İkindi namazına gitmiştim. Namazdan gelişimde hanımın telefonla konuştuğunu gördüm. Telefonda kim var dedim savcı beyle görüşüyorum dedi.

Sonra karakol komutanı ile görüştüğünü söyledi.

Bende kulağımı verdim dinledim güzelde konuşmaları vardı ama Allah belasını versin. Bana Süleyman Kuru sen misin dediler. Benim dedim. Bana Kozan’a gitmemi söylediler. Hayırdır dedim sizi savcı bey çağırıyor ifadenizi alacak jandarma komutanı da ifadenizi alacak jandarma karakoluna gidermisin dediler. Giderim dedim kaç dakikada varacağımı sordular. Ben yola çıktım on dakika içinde karakola vardım. Karakola dönünce yolda beni arayın dedi.

Karakola gitmeden yarım saat bekledim. Sonra beni tekrar aradılar nerdesin dediler karakola yakın olduğumu söyleyince tekrar eve gelmemi söylediler. Evde ifademin alınacağını söylediler. Tekrar eve geldim kimse yok yine beni Kozan’dan çağırdıklarını söylediler. Tekrar gittim yine aşağıda bekledim ikinci defa sonra nerde olduğumu sordular. Yani beni evden uzaklaştırmak istiyorlarmış. Bekliyorum siz geri gelin savcılar eve geldi dediler. Geldim ki hanıma sordum ben dedi parayı verdim dedi.

Üzüldüm. Köylümüz Allah razı olsun hep beraber köylüler yolları kapamışlar akşam namazı geçtiğinde bunları yakalamışlar. Ben Kozan’a tekrar gelidiğimde bu olayı öğrendim. Çok saygısızlık çok kötü bir şey. Allah belalarını versin. Biz ifademizi verdikten sonra savcılıkta bana bağırıyorlar amca beni affet diye niye affedecekmişim Allah affetsin” diye konuştu.



"Gizli istihbarattan deyince kandım"

Şehidin annesi Esma Kuru da, telefon çalınca baktığını belirterek, "Ben komutanım dedi bende hangi komutansın dedim ben komutanları tanıyorum dedim. Sen bizi tanımazsın dediler. Biz üç kişiyiz biri teğmen biri başsavcı dedi.

Bizi tanımazsın biz istihbarattanız gizli çalışıyoruz dediler. Ama bana izin verin ben sizin dolandırıcı olmadığınızı nerden bileyim dedim. Teyze sen bana inanmıyorsan senin kimliğin sarrafta düşmüş sarraf soyulmuş altınları da sana teslim etmişler inanmazsan sana kimliğini eline al TC kimlik numaranı okuyalım dediler. Eşimi istediler sen Kozan’a gel senin başsavcı ifadeni alacak dediler. Bende gelecem dedim yok dediler sen telefona bakacaksın evde dediler. Eşim Kozan’a gitti. Eşim iki defa Kozan’a gidip geldi o zaman bir kişi geldi. Kapı çalındı. Kapı çalınınca telefondaki şahsa kapı çalınıyor dedim o bizim istihbarattan dedi.

Kapıyı açar açmaz adam ayakkabısı ile içeriye girdi. Hani hazır mı sana hazırla demiştik dedi.

Hazırlamazsan biz arama yapacağız ekip arkadaşlar dışarda dedi.

Ben içeri girdim arkamdan oda girdi dedim beyefendi saygısızlık yapmayın ben ne varsa alıp getireyim içerden dedim. Kendi dışarı çıktı. Komutanım dışarı çıkın dedim. Salona çıktım aldım parayı masanın üzerine koydum. Parayı ben bıraktım hani altınlar dedi altınım yok dedim. Yalan haram iki çeyreğim bir yaka altınım ve kolyem vardı hani başka dedi iki çiftte küpem vardı onları da koydum. Sonra başka yok mu dedi yok dedim. Ara inanmıyorsan dedim öyle deyince aldı telefonu eline aldı başsavcım ben paraları aldım dedi.

Altınları da teslim aldım dedi bana hala telefonu kapattırmıyor. Adam gitti komşunun oğlu geldi telefonu kapa yenge demiştim hala konuşuyorsun dedi.

Bende komşu geldi telefonu kapatıyorum dedim telefondaki şahıs bana telefonu kapatamazsın dedi.

Komşumuzun oğlu tekrar geldi bana telefonu kapamamı söyledi telefon sonra kendi kesildi. Sonra dinleneyim derken eşim geldi dedi ki karakola götüreceğim seni ifadeye dedi bunlar ne ya dedim bunlar dolandırıcıymış dedi Dedim ben paraları verdim dedim. Eşim bana ben karakolda paraları vermedim sen nasıl verirsin dedi.

Köylüleri ben görmedim köylüler köyün öte ucunda tutmuşlar bunları paralarımızı da geri aldık. Herkese mesaj veriyorum kanmasınlar ben kanmazdım gizli istihbarattan deyince kandım. Zaten telefona bir çıkınca seni canlı robot gibi kullanıyorlar” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA