Hidrosefali'de Endoskopik Çözüm
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof.Dr.Mustafa Gürelik, hidroselafi sorunlarının endoskopik yöntemle 30 dakika içerisinde tedavi edilip hastanın ise 1-2 gün içerisinde taburcu edilebildiğini söyledi.
Sivas Medicana Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Gürelik, beyin omurilik sıvısının miktar ve basıncının artışı ile oluşan , genellikle yeni doğan ve bebeklik döneminde başın büyümesi ile kendini gösteren hidrosefali hastalığını hakkında bilgiler verdi. Erişkinlerde baş ağrısı, kusma, görme kaybına neden olan hastalığın tedavi edilmediğinde hastanın ölümüne neden olabileceğini belirterek, “Hidrosefali kafa içi kanamalar, travma, merkezi sinir sistemi enfeksiyonu ve beyin tümörlerine bağlı gelişebilmektedir. Doğumsal nedenlerle de karşımıza çıkabilmektedir. Bu hastalığın tedavisinde en yaygın kullanılan yöntem şant adı verilen, beyin omurilik sıvısını beyinden alıp karın boşluğuna sürekli boşaltan ve cilt altına yerleştirilen ince bir tüptür. Etkili bir tedavi olmasına karşın tıkanma, enfeksiyon, az ya da fazla beyin omurilik sıvısı boşalımı ve hastanın ömür boyu şanta bağımlı olması gibi sorunlar içermektedir. Bazı hastalara bu sorunlar nedeniyle tekrarlayan ameliyatlar gerekli olabilmektedir” dedi.
30 dakikada tedavisi mümkün
Prof. Dr. Mustafa Gürelik, hidrosefalinin endoskopik yöntemler ile 30 dakikada tedavisinin mümkün olduğunu belirterek, “Endoskopik yöntem şant bulunmaksızın beyin omurilik sıvısının dolaşım yollarındaki tıkanıklığın açılması ya da yeni yol açılması yöntemidir. İki santimetre uzunluğundaki bir cilt kesisinden yapılır. Kafatasına açılan 8 mm genişliğindeki bir delikten endoskop ile gerçekleştirilmektedir. Ameliyat 30 dakika kadar sürmektedir. Ameliyattan sonra 1-2 gün hastanede kaldıktan sonra hastalar taburcu edilmektedirler” dedi.
Kimlerde uygulanabilir?
Gürelik, endoskopik yöntemin uygulanabileceği hastaları şu şekilde ifade etti:
“Bu yöntem daha önce şant ameliyatı geçiren ve şantta problem bulunan ve tekrar ameliyat gerektiren hastalarda da uygulanabilmektedir ve hastaları şanttan kurtarabilmektedir. Ayrıca şant enfeksiyonu gelişen hastalarda enfeksiyon düzelmeden tekrar şant takılamamaktadır. Oysa endoskopik yöntemde enfeksiyon varlığında da bu işlem yapılabilmekte ve bu süre içinde sıvı artışının oluşturacağı olumsuz etkiler kurtulmak mümkün olabilmektedir."
Prof. Dr. Mustafa Gürelik, endoskopik yöntemin şantın aksine oldukça fizyolojik bir tedavi yöntemi olduğuna vurgu yaparak, beyinde ve beyin omurilik sıvısının yapısında değişiklik oluşturmadan normal akışını sağlandığını, bu nedenle endoskopinin hidrosefalinin tedavisinde ilk tercih edilecek yöntem olması gerektiğinin altını çizdi.
Kaynak: İHA
30 dakikada tedavisi mümkün
Prof. Dr. Mustafa Gürelik, hidrosefalinin endoskopik yöntemler ile 30 dakikada tedavisinin mümkün olduğunu belirterek, “Endoskopik yöntem şant bulunmaksızın beyin omurilik sıvısının dolaşım yollarındaki tıkanıklığın açılması ya da yeni yol açılması yöntemidir. İki santimetre uzunluğundaki bir cilt kesisinden yapılır. Kafatasına açılan 8 mm genişliğindeki bir delikten endoskop ile gerçekleştirilmektedir. Ameliyat 30 dakika kadar sürmektedir. Ameliyattan sonra 1-2 gün hastanede kaldıktan sonra hastalar taburcu edilmektedirler” dedi.
Kimlerde uygulanabilir?
Gürelik, endoskopik yöntemin uygulanabileceği hastaları şu şekilde ifade etti:
“Bu yöntem daha önce şant ameliyatı geçiren ve şantta problem bulunan ve tekrar ameliyat gerektiren hastalarda da uygulanabilmektedir ve hastaları şanttan kurtarabilmektedir. Ayrıca şant enfeksiyonu gelişen hastalarda enfeksiyon düzelmeden tekrar şant takılamamaktadır. Oysa endoskopik yöntemde enfeksiyon varlığında da bu işlem yapılabilmekte ve bu süre içinde sıvı artışının oluşturacağı olumsuz etkiler kurtulmak mümkün olabilmektedir."
Prof. Dr. Mustafa Gürelik, endoskopik yöntemin şantın aksine oldukça fizyolojik bir tedavi yöntemi olduğuna vurgu yaparak, beyinde ve beyin omurilik sıvısının yapısında değişiklik oluşturmadan normal akışını sağlandığını, bu nedenle endoskopinin hidrosefalinin tedavisinde ilk tercih edilecek yöntem olması gerektiğinin altını çizdi.