'1. Uluslararası Avrasya Kitap Festivali'
Yazar İskender Pala, festival kapsamında gerçekleştirilen 'Kültür Sanat Vizyonu' başlıklı söyleşide genç kitapseverlerle buluşup kitaplarını imzaladı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Basın Yayın Birliği (BasYayBir) iş birliğiyle düzenlenen "1. Uluslararası Avrasya Kitap Festivali" devam ediyor.
Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortağı olduğu festival kapsamında, Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi'nin Asya Salonu'nda "Kültür Sanat Vizyonu" başlıklı söyleşi gerçekleştirildi.
Yazar İskender Pala, konuşmasında eskiden "Ben ileride kimin gibi olayım?" diye sorulduğunda gözlerinin önüne kimsenin gelmediğini belirterek, şunları söyledi:
"Bizden kendi kahramanlarımız gizlenmişti. Kendi büyüklerimizin bile bize öğretilmemesi için adeta gayret sarf ediliyordu. Hiç kimse çıkıp da 'Ben ileride Piri Reis gibi olayım' gibi bir ideal taşımıyordu. Çünkü dünyamızda Piri Resi yoktu, bizden gizlenmişti. Bizim onlar gibi olmamız istenmiyordu."
Geçmişte, Osmanlı Padişahlarından Fatih Sultan Mehmed'in hocası olarak tanınan Akşemseddin'e özenen ve onun gibi olmak isteyenlerin hayal dünyasında yaşadığının zannedildiğini ifade eden Pala, "Akşemseddin'in ancak bir hayalle ulaşılabilecek kadar bizden uzak olduğunu düşünüyorduk." diye konuştu.
Hedefin yüksek belirlenmesi halinde anlayışın da bambaşka olacağını vurgulayan Pala, şunları kaydetti:
"Bir Barbaros Hayreddin Paşa olmak, Mimar Sinan olmak ufuklarımızdan o kadar yüksekteydi ki nasıl olsa zaten olamayız gibi bir aşağılık kompleksi içerisindeydik. Barbaros'un bizim büyük dedemiz olduğunu, Mimar Sinan'ın kanını taşıdığımızı, Kanuni Sultan Süleyman'ın torunları olduğumuzu, Fuzuli'nin 18. göbekten küçük torunu olduğumuzu nedense hep uzak tuttuk kendimizden. Halbuki bunları düşünseydik 'Onun genlerini taşıyorum, onunla aynı yapıya sahibim, onun mum ışığında yaptığının daha iyisini yapmalıyım' diye kendimize söyleyebilirdik. Fakat Mimar Sinan'ın çizdiklerini onu aşarak yaptıklarının üzerine bir şeyler bina ederek yükselebileceğimizi düşünmeyecek kadar kısıtlanmıştık."
- "3 bin kelimenin lezzeti daha büyük"
Günlük hayatta kullanılan kelimeyle sayısıyla hayata bakış açısının da genişlediğini ifade eden Pala, şöyle devam etti:
"Düşünün ki zihninize 300 kelime var, 300 kelimelik bir anlayış içerisinde bir dünyayı yaşıyorsunuz. Sonra farz edin ki zihninizde 3 bin kelime oldu. 3 bin kelimeyle yaşamaya başladığınızda bakış açınız 300 kelimeye göre daha geniş, hayattan aldığınız lezzet daha büyük, meseleler bakış açınız daha kapsamlı olur. Her bakımdan 300 kelimelik birinin yaşadığı hayatın 10 katı fazla yaşarsınız."
Söyleşinin ardından İskender Pala, genç kitapseverler için kitaplarını imzaladı.
Onur yazarı Mustafa Kutlu ve sevilen yazarların da kitapseverlerle buluşacağı festival, söyleşi ve imza günü gibi çeşitli etkinliklerle 3 Mart'a kadar devam edecek.
Kaynak: AA
Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortağı olduğu festival kapsamında, Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi'nin Asya Salonu'nda "Kültür Sanat Vizyonu" başlıklı söyleşi gerçekleştirildi.
Yazar İskender Pala, konuşmasında eskiden "Ben ileride kimin gibi olayım?" diye sorulduğunda gözlerinin önüne kimsenin gelmediğini belirterek, şunları söyledi:
"Bizden kendi kahramanlarımız gizlenmişti. Kendi büyüklerimizin bile bize öğretilmemesi için adeta gayret sarf ediliyordu. Hiç kimse çıkıp da 'Ben ileride Piri Reis gibi olayım' gibi bir ideal taşımıyordu. Çünkü dünyamızda Piri Resi yoktu, bizden gizlenmişti. Bizim onlar gibi olmamız istenmiyordu."
Geçmişte, Osmanlı Padişahlarından Fatih Sultan Mehmed'in hocası olarak tanınan Akşemseddin'e özenen ve onun gibi olmak isteyenlerin hayal dünyasında yaşadığının zannedildiğini ifade eden Pala, "Akşemseddin'in ancak bir hayalle ulaşılabilecek kadar bizden uzak olduğunu düşünüyorduk." diye konuştu.
Hedefin yüksek belirlenmesi halinde anlayışın da bambaşka olacağını vurgulayan Pala, şunları kaydetti:
"Bir Barbaros Hayreddin Paşa olmak, Mimar Sinan olmak ufuklarımızdan o kadar yüksekteydi ki nasıl olsa zaten olamayız gibi bir aşağılık kompleksi içerisindeydik. Barbaros'un bizim büyük dedemiz olduğunu, Mimar Sinan'ın kanını taşıdığımızı, Kanuni Sultan Süleyman'ın torunları olduğumuzu, Fuzuli'nin 18. göbekten küçük torunu olduğumuzu nedense hep uzak tuttuk kendimizden. Halbuki bunları düşünseydik 'Onun genlerini taşıyorum, onunla aynı yapıya sahibim, onun mum ışığında yaptığının daha iyisini yapmalıyım' diye kendimize söyleyebilirdik. Fakat Mimar Sinan'ın çizdiklerini onu aşarak yaptıklarının üzerine bir şeyler bina ederek yükselebileceğimizi düşünmeyecek kadar kısıtlanmıştık."
- "3 bin kelimenin lezzeti daha büyük"
Günlük hayatta kullanılan kelimeyle sayısıyla hayata bakış açısının da genişlediğini ifade eden Pala, şöyle devam etti:
"Düşünün ki zihninize 300 kelime var, 300 kelimelik bir anlayış içerisinde bir dünyayı yaşıyorsunuz. Sonra farz edin ki zihninizde 3 bin kelime oldu. 3 bin kelimeyle yaşamaya başladığınızda bakış açınız 300 kelimeye göre daha geniş, hayattan aldığınız lezzet daha büyük, meseleler bakış açınız daha kapsamlı olur. Her bakımdan 300 kelimelik birinin yaşadığı hayatın 10 katı fazla yaşarsınız."
Söyleşinin ardından İskender Pala, genç kitapseverler için kitaplarını imzaladı.
Onur yazarı Mustafa Kutlu ve sevilen yazarların da kitapseverlerle buluşacağı festival, söyleşi ve imza günü gibi çeşitli etkinliklerle 3 Mart'a kadar devam edecek.