'Türk Kadınına Seçme Seçilme Hakkı Verilmesi Ve Kadın Hakları Günü' Programı
TBMM Başkanı Mustafa Şentop: 'Önceki dönemlerde olmadığı kadar çok kadın milletvekili, Meclisimizde görev yapıyor. Hakkını teslim etmek gerekirse birçok konuda olduğu gibi kadınların TBMM'de temsil edilmeleri konusunda da AK Parti öncülük yapıyor' 'Kadınların TBMM'deki temsil oranının 1935''in ilerisine geçmesi için Türkiye 72 yıl beklemek zorunda kalmıştır. Kadınların TBMM’de yeniden nitelikli bir oranda temsil edilmeleri, 22 Temmuz 2007'de yapılan genel seçimlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlılığı sonucu gösterilen kadın adaylarla mümkün oldu' 'Başta şiddet olmak üzere kadınların maruz kaldıkları her konuda TBMM olarak yanlarında bulunduğumuzu, yaşanan acı olayların yakın takipçisi olduğumuzu ve olmaya devam edeceğimizi belirtmek isterim'
Şentop, Sancaktepe'de Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Türk Kadınına Seçme Seçilme Hakkı Verilmesi ve Kadın Hakları Günü" başlıklı programda yaptığı konuşmada, seçme ve seçilme hakkının demokratik bir hak olduğunu belirtti.
Haklar ve özgürlükler konusunun ekonomik, sosyal ve siyasi boyutu olduğu kadar hukuki boyutunun da bulunduğunu anlatan Şentop, haklar ve özgürlüklerle ilgili ulaşılan ilk yazılı belgelere Sümerler’de ve Babil imparatorluğunda ulaşıldığını dile getirdi.
Şentop, haklar ve özgürlükler konusunda Müslümanların kaynak olarak kullandığı en önemli belgenin Medine Sözleşmesi olduğuna işaret ederek, "622'de kabul edilen sözleşme, putperestler, Yahudiler, Müslümanlar ve diğer toplulukların hukukunu koruma altına almıştır. Aynı şekilde hepimizin eşit olduğuna vurgu yapan Peygamberimizin 632'de yaptığı veda konuşması da haklar ve özgürlükler konusundaki önemli dayanaklarımızdandır. Evrensel anlamda kaynak gösterilen bir diğer haklar sözleşmesi ise İngiltere’de 1215'de imza edilen Magna Carta ya da Büyük Özgürlük Sözleşmesi'dir. İnsan haklarını geliştirici bir diğer belge ise 1789'da yapılan Fransız İhtilali'nden sonra yayımlanan İnsan ve Vatandaş Hakları Bildirgesi'dir. Bu bildirgeden iki yıl sonra bir bildirge daha yayımlandı. Yayımlanan bu bildirge, bugünü Kadınlar Günü ilan ettiren Kadın Hakları Bildirgesi'dir. Fransız kadın filozof Olympe de Gouges tarafından 5 Aralık 1791 tarihinde 17 maddelik Kadın Hakları Bildirgesi daha sonraki yıllarda yürütülen kadın hakları mücadelesine de dayanak teşkil etti." diye konuştu.
TBMM Başkanı Şentop, daha sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, kadınlara milletvekili seçme-seçilme hakkı tanıyan kanunu 5 Aralık 1934 tarihine denk getirmesinin de sembolik bir değer ifade ettiğini belirterek, o günün Kadın Hakları Bildirgesi’nin yayımlanmasının 143'üncü yıl dönümü olduğunu söyledi.
- "Türkiye 72 yıl beklemek zorunda kalmıştır"
Şentop, 1934'te milletvekili seçme-seçilme hakkı verildikten sonra kadınların 8 Şubat 1935'te seçme ve seçilme haklarını kullandıklarını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Seçim sonunda 17 kadın milletvekili TBMM üyesi oldu. Böylece TBMM’nin yüzde 4,52'sini kadınlar oluşturdu. O yıl Türkiye, Meclis’te temsil edilen kadın sayısı oranıyla dünyada ikinci sırada yer aldı. Ancak ilk TBMM üyesi kadınlar arasında Nezihe Muhiddin, Şaziye Berrin gibi kadınlar yer almadı. Oysa Nezihe Muhiddin kadınların siyasi haklarına kavuşması için uzun yıllar mücadele eden bir kişiydi. Bu konudaki kararlılığını 1923'te 'Kadınlar Halk Fırkası'nı kurarak göstermişti. Üzülerek ifade etmek gerekirse kadınların TBMM'deki temsil oranının 1935'in ilerisine geçmesi için Türkiye 72 yıl beklemek zorunda kalmıştır. Kadınların TBMM’de yeniden nitelikli bir oranda temsil edilmeleri, 22 Temmuz 2007'de yapılan genel seçimlerde Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlılığı sonucu gösterilen kadın adaylarla mümkün oldu.
Kadınların seçme-seçilme hakları, sadece milletvekilli seçme-seçilme hakkı ile sınırlı değildi. Kadınlar yerel yönetici de olamıyorlardı. Bu sebeple kadınlar ilk kez seçme-seçilme hakkına, 3 Nisan 1930'da kabul edilen Belediye Kanunu ile kavuştular. Bu anlamda kadınların seçme-seçilme hakkına kavuştukları tarihin 3 Nisan 1930 olduğunu söylemek gerekiyor. 1930'da yapılan yerel seçimler siyasi tarihimizin ilklerine sahne oldu. Türkiye’de ilk yerel seçim 14 Ekim 1930’da yapıldı. Kadınlar ilk defa 1930 yerel seçimlerinde hem oy kullandı hem aday oldu."
- "Bugün erkekler hangi hakları haizse kadınlar da aynı hakları haiz"
TBMM Başkanı Şentop, kadınların siyasi haklarına kavuşmalarının daha sonra yapılan muhtar seçimleri ile devam ettiğine işaret ederek, "Belediye Kanunu’nda yapılan değişikliğin ardından 26 Ekim 1933 tarihli 2329 sayılı kanun ile 442 sayılı Köy Kanunu’nun 20’nci maddesi değiştirildi. Böylece kadınların köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyesi olmalarının önü açıldı." dedi.
Bugün ayrıntı gibi görülen hakları elde etmenin bir dönem oldukça zor olduğunun altını çizen Şentop, şöyle devam etti:
"Çünkü dönemin ekonomik, sosyal, siyasi, kültürel şartları günümüzden çok farklıydı. Sadece Türkiye’de değil, dünyada da kadınların seçme-seçilme hakkına kavuşması sonraki yıllarda mümkün oldu. Bugün erkekler hangi hakları haizse kadınlar da aynı hakları haiz. İlkokuldan başlamak üzere üniversiteye kadar kızlarımız, örgün eğitimde en etkin şekilde yer alıyorlar. Bugün ilk ve ortaöğretimde okuyan 18 milyon çocuğumuzun yarısı kız. Aynı şekilde üniversitelerimizdeki 7,5 milyon gencimizin yarısı kız. Bu durum 80 yıl önce tamamen tersiydi, Türkiye kendini yeniden inşa ediyordu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak ifade edecek olursam, kadınlar TBMM'de en yoğun şekilde temsil ediliyorlar. Önceki dönemlerde olmadığı kadar çok kadın milletvekili Meclisimizde görev yapıyor. Hakkını teslim etmek gerekirse birçok konuda olduğu gibi kadınların TBMM'de temsil edilmeleri konusunda da AK Parti öncülük yapıyor. 28'inci yasama döneminde Meclisimize 102 kadın milletvekili girdi. Bunların 53’ü AK Partili. Yani AK Parti grubunun yüzde 18,28’i kadın milletvekillerimiz. Kadınların siyasette temsil oranlarını artırmak için en çok gayret eden kişi Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Partimizde kadınları daha etkin hale getirmek için teşvik ediyor. Onları partimizin her kademesinde görev yapmaya davet ediyor. Nitekim muhtar seçimlerinde yapılan teşviklerin ve çağrıların çok katkısı oldu. 31 Mart 2019 yerel seçimleri sonrasında bin 65 kadın adayımız muhtar seçildi. 81 vilayetimizde seçilen belediye başkanlarının sadece 5’i kadındı. İlçe ve belde belediyelerinde ise toplam 40 kadın belediye başkanı seçildi. AK Parti olarak belediye başkanlığı seçimlerinde 25 kadın aday gösterdik. Bu arkadaşlarımızdan 8’i belediye başkanı seçildi. Seçilme başarısı gösteren hanım kardeşlerimizden biri de Sancaktepe Belediye Başkanımız Sayın Şeyma Döğücü oldu. Kadınlarımızı temsilen Sayın Döğücü'nün elde ettiği bu başarının son derece gurur verici olduğunu düşünüyorum."
- "Kadınlarımızın siyasette daha aktif olmaları gerekiyor"
Şentop, kadınlar adına bugün elde edilenin yeterli olmadığını belirterek, "Sizlerin de bu konuda benimle aynı görüşte olduğunuzu biliyorum. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi Türkiye’nin lokomotifi olan şehirlerimizde kadınlarımızın siyasette daha aktif olmaları gerekiyor. Kendilerine hak verilmesini, kontenjan ayrılmasını, kota koyulmasını beklememeliler. Sayısal çoğunluklarını siyasal temsiliyet noktasına taşımalıdırlar. Süreç devam ediyor. Önümüzde yeni seçimler olacak. Kadınlarımız bugün şikayet ettikleri hangi konu varsa görev almaya, sorumluluk üstlenmeye talip olmalıdırlar. Hangi mevkide bulunmak istiyorlar, hangi sorunu çözmek istiyorlarsa ellerini taşın altına koymalıdırlar. Böyle yaptıkları takdirde 1930’lu yıllarda verilen siyasi haklar çok daha anlamlı hale gelecek ve ülkemiz, hayatın her alanında kadınlarıyla birlikte gelişmeye ve ilerlemeye devam edecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Demokrasinin güvencesi olan kadınların karar alma süreçlerine daha etkin, yoğun ve gayretli şekilde katılmaları gerektiğini aktaran Şentop, "Başta şiddet olmak üzere kadınların maruz kaldıkları her konuda TBMM olarak yanlarında bulunduğumuzu, yaşanan acı olayların yakın takipçisi olduğumuzu ve olmaya devam edeceğimizi belirtmek isterim." şeklinde konuştu.