Tepebaşı'nda 'İktidar Ve Adalet' Söyleşisi
Tepebaşı Belediyesi ve Tarih Vakfı işbirliğinde düzenlenen Tarih Konuşmaları’nın 5’incisi, “İktidar ve Adalet” söyleşisi ile Özdilek Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç ile Tarih Vakfı Başkanı Mehmet Alkan’ın imzaladığı kültürel işbirliği protokolünün ardından yoğun ilgi ile gerçekleştirilen Tarih Konuşmaları etkinliği devam ediyor.
5. kez düzenlenen Tarih Konuşmaları’nın bu söyleşideki konuğu 2010 yılından beri Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdüren Güçlü Ateşoğlu oldu. “İktidar ve Adalet” isimli söyleşinin moderatörlüğünü ise Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Felsefe Tarihi Anabilim Dalında görev yapan Hüseyin Fırat Şenol üstlendi.
Tarihte iktidar ve adalet kavramlarının ele alındığı söyleşide Ateşoğlu, “Adalet, tanımlaması çok zor bir kavram. İlk çağdan bu yana filozoflar bu tanım üzerinde çalışıyor. Olan hukuk ve olması gereken hukuk da başlıca tartışma konularından. Bir anlayışa göre özgür insanlar, hukukun temel öznesidir. Hukukun amacı olan adalet ile özgürlük arasındaki ilişki de çok önemli. Adaleti, herkese hakkını vermek olarak tanımlamak da eşitliğe dikkat çekmektir. Hakkın kime ve neye göre verileceği ise bu tanımın içinden çıkartılamıyor. Adalet, öyle yüksek bir erdemdir ki kişinin kendisi ile değil de başka bir bireyle ilişkilerini ortaya koyar. İnsan kendisini, yaşadığı hayatın, düzenin, yasaların içinde görmek ve tanımak ister. Birey ve toplum da eski Yunan tarihinden bu yana ayrı kavramlar değildi. Benimsenen bir başka anlayış ise ‘Adaleti hukukun elinden kurtaralım’ der” diye konuştu.
Şenol ise gelen bir soru üzerine, doğu ve İslam felsefesinin adalete yaklaşımı hakkında konuşarak, “İlk İslam devletlerinde adalet, toplumsal yaşamın varoluş nedeni olarak dikkat çekiyor. Nasihatnamelerde, ‘yapmayasın, etmeyesin’ gibi etik kodlarla örülü bir adalet kavramı var ve adaletsizlikten kaçınılması öğütleniyor örneğin. Bir devletin yıkılmasında ise hep bir neden olarak adaletsizlik aranıyor” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
5. kez düzenlenen Tarih Konuşmaları’nın bu söyleşideki konuğu 2010 yılından beri Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdüren Güçlü Ateşoğlu oldu. “İktidar ve Adalet” isimli söyleşinin moderatörlüğünü ise Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Felsefe Tarihi Anabilim Dalında görev yapan Hüseyin Fırat Şenol üstlendi.
Tarihte iktidar ve adalet kavramlarının ele alındığı söyleşide Ateşoğlu, “Adalet, tanımlaması çok zor bir kavram. İlk çağdan bu yana filozoflar bu tanım üzerinde çalışıyor. Olan hukuk ve olması gereken hukuk da başlıca tartışma konularından. Bir anlayışa göre özgür insanlar, hukukun temel öznesidir. Hukukun amacı olan adalet ile özgürlük arasındaki ilişki de çok önemli. Adaleti, herkese hakkını vermek olarak tanımlamak da eşitliğe dikkat çekmektir. Hakkın kime ve neye göre verileceği ise bu tanımın içinden çıkartılamıyor. Adalet, öyle yüksek bir erdemdir ki kişinin kendisi ile değil de başka bir bireyle ilişkilerini ortaya koyar. İnsan kendisini, yaşadığı hayatın, düzenin, yasaların içinde görmek ve tanımak ister. Birey ve toplum da eski Yunan tarihinden bu yana ayrı kavramlar değildi. Benimsenen bir başka anlayış ise ‘Adaleti hukukun elinden kurtaralım’ der” diye konuştu.
Şenol ise gelen bir soru üzerine, doğu ve İslam felsefesinin adalete yaklaşımı hakkında konuşarak, “İlk İslam devletlerinde adalet, toplumsal yaşamın varoluş nedeni olarak dikkat çekiyor. Nasihatnamelerde, ‘yapmayasın, etmeyesin’ gibi etik kodlarla örülü bir adalet kavramı var ve adaletsizlikten kaçınılması öğütleniyor örneğin. Bir devletin yıkılmasında ise hep bir neden olarak adaletsizlik aranıyor” ifadelerini kullandı.