Engelliler, Kart Bilgileri İçin Endişe Duyuyor
İşitme engelliler alışverişte satıcıyla iletişim kurarken, bedensel ve görme engellilerse bankamatik ve kredi kartı bilgilerini paylaşmak zorunda kaldıkları durumlarda tedirginlik yaşıyor Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Semra Çetinkaya: 'Siz bana kendi şifrenizi verir misiniz? Şifre kişiye özel bir şeydir. Zorlanıyor insan ama mecbursun bunları yapmaya. Mağduriyet yaşayan arkadaşlarımız var. Televizyonlarda da görüyorsunuz, şifresi kırılan insanlar var. Belki kartı alıp içeride kopyasını çıkarır'
KAAN BOZDOĞAN - Hayatın her alanında yaşadıkları sorunları aşmak için mücadele veren engelli vatandaşlar, özellikle bankamatik ya da kredi kartlarıyla yaptıkları alışverişlerde güvenlik açığı mağduriyeti yaşıyor.
Sosyal yaşamın içinde birçok alanda farklı sıkıntılarla karşı karşıya kalan engelliler, kimi zaman ev ya da iş yerlerine, kimi zaman kamu veya özel sektör binalarına girip çıkarken sorunlar yaşıyor. Erişimlerine uygun tasarlanmayan ortak kullanım alanlarında çeşitli zorlukları aşmak durumunda kalan engelliler, yaşam alanlarının engelli ihtiyaçlarının da göz önünde bulundurularak inşa edilmesini istiyor.
Çoğu zaman engelli rampası bulunmayan bir kaldırımın önünde, bazen bir üst geçidin arızalı asansörünün kapısında zorluk yaşayan engelliler, kullanımlarına uygun dizayn edilmeyen toplu taşıma araçlarında da mağduriyet yaşıyor.
"Engelsiz yaşam" temasıyla benzer sorunların kökten çözümü için projeler yürüten bireyler ve STK'lar, çözüme kavuşmayan sorunların her geçen gün daha büyüyeceği endişesi taşıyor.
- Engellilerin güvenlik bilgileri tehlikede
Engelliler, toplumda hemen herkesin bildiği sorunların yanında en büyük sorunu alışveriş yaparken yaşıyor. İşitme engelliler alışverişte satıcı ile iletişim kurarken, bedensel ve görme engelliler ise bankamatik ve kredi kartı bilgilerini paylaşmak zorunda kaldıkları için tedirginlik yaşıyor.
Ödeme sırasında Mobil POS cihazı bulunmayan iş yerlerinde kart şifrelerini satıcı ile paylaşmak durumunda kalan engellilerin zaman zaman bilgileri dışında hesaplarından para çekildiği öne sürüldü.
- "Engel zaafa dönüşmemeli
Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD) Genel Başkan Yardımcısı Semra Çetinkaya, AA muhabirine, tek başına alışverişe çıkan bedensel engelli bir kişinin ihtiyaç duyduğu ürünü satın almak istediğinde vitrin önünde sipariş verdiği ürünün getirilmesini beklediğini anlatarak, nakit harici ödemelerde bankamatik ya da kredi kartını şifresiyle satıcıya vermek zorunda kaldığını dile getirdi.
Böylesi durumlarda kart bilgilerinin kopyalanıp, güvenlik numarası ve şifreyle rahatlıkla alışveriş yapılabildiğini aktaran Çetinkaya, engelin zaafa dönüşmemesi gerektiğini vurguladı.
Semra Çetinkaya, şöyle konuştu:
"Bugün küçük bir tur yaptık. Kendi aile hekimimin bulunduğu binaya giremedim. Karşısındaki eczaneden alışveriş yapmak istedim, istediğim ürünü gidip seçip kendi elimle alamadım. Kapıdan hizmet aldım, ikinci sınıf vatandaş gibi. Daha sonra alışveriş yapmak istediğimde ürünlere sadece uzaktan, vitrinden bakabildim. Daha güvenli, daha sakin bir ortamda alışveriş yapmak isterdim. Hiç tanımadığım bir insana şifremi vermek zorunda kaldım. Siz bana kendi şifrenizi verir misiniz? Şifre kişiye özel bir şeydir. Zorlanıyor insan ama mecbursun bunları yapmaya. Mağduriyet yaşayan arkadaşlarımız var. Televizyonlarda da görüyorsunuz, şifresi kırılan insanlar var. Belki kartı alıp içeride iki dakikada kartın kopyasını çıkarır. Kötü insanlar çok fazlasıyla var."
Ana caddeler üzerindekiler dahil hemen hemen hiçbir dükkanda engelli giriş noktası bulunmadığını kaydeden Çetinkaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Burası bir ana (Fahri Korutürk Caddesi) cadde. 10 mağazaya girelim, 10 mağazanın da bizim girebileceğimiz girişi yok. Ben birkaç sefer bunu dile getirdim. Çok basit bir şey aslında. Tahtadan bir rampa yapsanız, geçici bir rampa yapsanız benim gibi insanlar, bebek puseti kullanan anneler çok rahatlıkla geçer. Belediyenin izin vermediğini söylediler. Ne kadar inandırıcı bilmiyorum ama ben tüketiciyim, ben alışveriş yapacağım, ürün alacağım. Ben müşteriyim ve kapıdan hizmet alıyorum. Hatta içerisine girdiğim birçok mağazadan da aldığım kazağı veya elbiseyi deneyemiyorum. Çünkü benim üstümü başımı çıkartıp onu deneyecek güvenli bir alanım yok. Ne yapıyorum? Kasada parayı ödüyorum, evde dönüyorum olmazsa tekrar gelip aynı zahmete katlanmak durumunda kalıyorum."
- "Ben engelliyim, İstanbul özürlü"
Engellilerin cadde ve sokaklarda kendilerini kötü hissettiren olaylara maruz kaldığının altını çizen Çetinkaya, yaşadığı bir olayı, "Bir gün bir minibüste engelli logosu gördüm. Elimi kaldırdım, binmek istedim. 'Dolu' işareti yaptı. Otobüsler de gördüğü zaman 'arkadaki otobüse bin' diye işaret yapıyorlar. İnsan bu durumda psikolojik olarak kendisini kötü hissediyor." cümleleriyle anlattı.
TOFD Genel Başkan Yardımcısı Çetinkaya, hastalandığında hastane binalarına girip çıkarken sorun yaşadıklarını, bu durumun kendisini gibi kaderdaşlarını yıldırdığını aktarırken, "Sağlıkta erişemediğimiz çok nokta var. Sokaklarda çok fazla var. Eğitimde çok fazla var. Yani biz normal bir vatandaş kadar hizmet alamıyoruz ama vergimizi ödüyoruz. 'Ben engelliyim, İstanbul özürlü'." değerlendirmesini yaptı.
Kendilerine ayrılan ya da öncelik tanınan ortak kullanım alanlarında haklarına saygı duyulmasını isteyen Çetinkaya, hayatın birçok alanından mahrum yaşadıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"Tatile 5 yıldızlı otele gidiyorum, parasını veriyorum ama havuzuna ya da denize giremiyorum. Lift yok, havuza, denize giremiyorum çünkü benim için engelsiz bir plaj yok. Tekerlekli sandalyem sürekli gömülüyor kuma. Denizden, havuzdan faydalanamıyorum, odalarında sıkıntı yaşıyorum ama parayı ödüyorum. Bu haksızlık. Belediye başkanları başta olmak üzere yetkililere, sesleniyorum. Evet, eski yapılmış binaları belki tekrar revize etmek zorundalar ama yeni yapılan binalarda en azından standartlar uygulanmadıysa lütfen ruhsat vermeyin. İşte o zaman engeli baştan kaldırmış olursunuz. Bebek pusetiyle başkanımın eşi de sokağa çıkıyor, hasta annesi vardır, tekerlekli sandalye kullanıyordur. Hepimiz için her şey geçerli. O yüzden engelsiz bir yaşam olmasını herkes için diliyorum."
Zeytinlik Mahallesi Halkçı Sokağı'ndaki kaldırım taşlarını gösterip bankamatikleri kullanamadığını anlatırken, bir kadının yerinden çıkmış kaldırım taşına ayağı takılarak yüzüstü düşmesi üzerine Çetinkaya, şunları söyledi:
"Çok üzüldüm. Ben tekerlekli sandalye ile hep zorlanıyordum, bunu göstermek istedim size ama yollar o kadar bozuk ki 'fay hattı geçmiş gibi', yaşlı bir teyzem de düştü, tesadüfen burada gezerken bunu gördük. Burnundan bayağı kan geliyordu, ambulans bekliyor. Çok üzücü bir durum. Yani şu yollar yapılırken neden düzgün yapılmıyor? Ben kıyafet alıyorum 2 sene garantisi var. Bu yollar yapılıyor hiç garantisi yok mu? İhaleye giriyorlar, bunların daha sonra denetimi yapılmıyor mu? Burada birçok kişinin ayağı burkuluyor. Çok üzgünüm. Artık bunlar olmasın."
Kaynak: AA
Sosyal yaşamın içinde birçok alanda farklı sıkıntılarla karşı karşıya kalan engelliler, kimi zaman ev ya da iş yerlerine, kimi zaman kamu veya özel sektör binalarına girip çıkarken sorunlar yaşıyor. Erişimlerine uygun tasarlanmayan ortak kullanım alanlarında çeşitli zorlukları aşmak durumunda kalan engelliler, yaşam alanlarının engelli ihtiyaçlarının da göz önünde bulundurularak inşa edilmesini istiyor.
Çoğu zaman engelli rampası bulunmayan bir kaldırımın önünde, bazen bir üst geçidin arızalı asansörünün kapısında zorluk yaşayan engelliler, kullanımlarına uygun dizayn edilmeyen toplu taşıma araçlarında da mağduriyet yaşıyor.
"Engelsiz yaşam" temasıyla benzer sorunların kökten çözümü için projeler yürüten bireyler ve STK'lar, çözüme kavuşmayan sorunların her geçen gün daha büyüyeceği endişesi taşıyor.
- Engellilerin güvenlik bilgileri tehlikede
Engelliler, toplumda hemen herkesin bildiği sorunların yanında en büyük sorunu alışveriş yaparken yaşıyor. İşitme engelliler alışverişte satıcı ile iletişim kurarken, bedensel ve görme engelliler ise bankamatik ve kredi kartı bilgilerini paylaşmak zorunda kaldıkları için tedirginlik yaşıyor.
Ödeme sırasında Mobil POS cihazı bulunmayan iş yerlerinde kart şifrelerini satıcı ile paylaşmak durumunda kalan engellilerin zaman zaman bilgileri dışında hesaplarından para çekildiği öne sürüldü.
- "Engel zaafa dönüşmemeli
Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD) Genel Başkan Yardımcısı Semra Çetinkaya, AA muhabirine, tek başına alışverişe çıkan bedensel engelli bir kişinin ihtiyaç duyduğu ürünü satın almak istediğinde vitrin önünde sipariş verdiği ürünün getirilmesini beklediğini anlatarak, nakit harici ödemelerde bankamatik ya da kredi kartını şifresiyle satıcıya vermek zorunda kaldığını dile getirdi.
Böylesi durumlarda kart bilgilerinin kopyalanıp, güvenlik numarası ve şifreyle rahatlıkla alışveriş yapılabildiğini aktaran Çetinkaya, engelin zaafa dönüşmemesi gerektiğini vurguladı.
Semra Çetinkaya, şöyle konuştu:
"Bugün küçük bir tur yaptık. Kendi aile hekimimin bulunduğu binaya giremedim. Karşısındaki eczaneden alışveriş yapmak istedim, istediğim ürünü gidip seçip kendi elimle alamadım. Kapıdan hizmet aldım, ikinci sınıf vatandaş gibi. Daha sonra alışveriş yapmak istediğimde ürünlere sadece uzaktan, vitrinden bakabildim. Daha güvenli, daha sakin bir ortamda alışveriş yapmak isterdim. Hiç tanımadığım bir insana şifremi vermek zorunda kaldım. Siz bana kendi şifrenizi verir misiniz? Şifre kişiye özel bir şeydir. Zorlanıyor insan ama mecbursun bunları yapmaya. Mağduriyet yaşayan arkadaşlarımız var. Televizyonlarda da görüyorsunuz, şifresi kırılan insanlar var. Belki kartı alıp içeride iki dakikada kartın kopyasını çıkarır. Kötü insanlar çok fazlasıyla var."
Ana caddeler üzerindekiler dahil hemen hemen hiçbir dükkanda engelli giriş noktası bulunmadığını kaydeden Çetinkaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Burası bir ana (Fahri Korutürk Caddesi) cadde. 10 mağazaya girelim, 10 mağazanın da bizim girebileceğimiz girişi yok. Ben birkaç sefer bunu dile getirdim. Çok basit bir şey aslında. Tahtadan bir rampa yapsanız, geçici bir rampa yapsanız benim gibi insanlar, bebek puseti kullanan anneler çok rahatlıkla geçer. Belediyenin izin vermediğini söylediler. Ne kadar inandırıcı bilmiyorum ama ben tüketiciyim, ben alışveriş yapacağım, ürün alacağım. Ben müşteriyim ve kapıdan hizmet alıyorum. Hatta içerisine girdiğim birçok mağazadan da aldığım kazağı veya elbiseyi deneyemiyorum. Çünkü benim üstümü başımı çıkartıp onu deneyecek güvenli bir alanım yok. Ne yapıyorum? Kasada parayı ödüyorum, evde dönüyorum olmazsa tekrar gelip aynı zahmete katlanmak durumunda kalıyorum."
- "Ben engelliyim, İstanbul özürlü"
Engellilerin cadde ve sokaklarda kendilerini kötü hissettiren olaylara maruz kaldığının altını çizen Çetinkaya, yaşadığı bir olayı, "Bir gün bir minibüste engelli logosu gördüm. Elimi kaldırdım, binmek istedim. 'Dolu' işareti yaptı. Otobüsler de gördüğü zaman 'arkadaki otobüse bin' diye işaret yapıyorlar. İnsan bu durumda psikolojik olarak kendisini kötü hissediyor." cümleleriyle anlattı.
TOFD Genel Başkan Yardımcısı Çetinkaya, hastalandığında hastane binalarına girip çıkarken sorun yaşadıklarını, bu durumun kendisini gibi kaderdaşlarını yıldırdığını aktarırken, "Sağlıkta erişemediğimiz çok nokta var. Sokaklarda çok fazla var. Eğitimde çok fazla var. Yani biz normal bir vatandaş kadar hizmet alamıyoruz ama vergimizi ödüyoruz. 'Ben engelliyim, İstanbul özürlü'." değerlendirmesini yaptı.
Kendilerine ayrılan ya da öncelik tanınan ortak kullanım alanlarında haklarına saygı duyulmasını isteyen Çetinkaya, hayatın birçok alanından mahrum yaşadıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"Tatile 5 yıldızlı otele gidiyorum, parasını veriyorum ama havuzuna ya da denize giremiyorum. Lift yok, havuza, denize giremiyorum çünkü benim için engelsiz bir plaj yok. Tekerlekli sandalyem sürekli gömülüyor kuma. Denizden, havuzdan faydalanamıyorum, odalarında sıkıntı yaşıyorum ama parayı ödüyorum. Bu haksızlık. Belediye başkanları başta olmak üzere yetkililere, sesleniyorum. Evet, eski yapılmış binaları belki tekrar revize etmek zorundalar ama yeni yapılan binalarda en azından standartlar uygulanmadıysa lütfen ruhsat vermeyin. İşte o zaman engeli baştan kaldırmış olursunuz. Bebek pusetiyle başkanımın eşi de sokağa çıkıyor, hasta annesi vardır, tekerlekli sandalye kullanıyordur. Hepimiz için her şey geçerli. O yüzden engelsiz bir yaşam olmasını herkes için diliyorum."
Zeytinlik Mahallesi Halkçı Sokağı'ndaki kaldırım taşlarını gösterip bankamatikleri kullanamadığını anlatırken, bir kadının yerinden çıkmış kaldırım taşına ayağı takılarak yüzüstü düşmesi üzerine Çetinkaya, şunları söyledi:
"Çok üzüldüm. Ben tekerlekli sandalye ile hep zorlanıyordum, bunu göstermek istedim size ama yollar o kadar bozuk ki 'fay hattı geçmiş gibi', yaşlı bir teyzem de düştü, tesadüfen burada gezerken bunu gördük. Burnundan bayağı kan geliyordu, ambulans bekliyor. Çok üzücü bir durum. Yani şu yollar yapılırken neden düzgün yapılmıyor? Ben kıyafet alıyorum 2 sene garantisi var. Bu yollar yapılıyor hiç garantisi yok mu? İhaleye giriyorlar, bunların daha sonra denetimi yapılmıyor mu? Burada birçok kişinin ayağı burkuluyor. Çok üzgünüm. Artık bunlar olmasın."