'AB Üyeliği İle Katkı Sağlayacak En Önemli Değer Türkiye'dir'
Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı, “AB üyeliği ile katkı sağlayacak en önemli değer Türkiye’dir. Türkiye’nin AB üyeliğinin ötesi de var. Türkiye AB’ye üye olduğu zaman Afrika’da, Asya’da, Ege’de, Ortadoğu’da her şey daha farklı olacak. Türkiye, AB üyesi olmuş olsaydı 2003 yılında Irak savaşı engellenebilirdi. Suriye krizi bu noktaya gelmeyebilirdi” dedi.
Programa Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı ve AB Türkiye Delegasyon Başkanı Christian Berger de katıldı.
Toplantıda Fiziksel ve Sosyal Hayatı Geliştirme Derneğinden Hasibe Özgümüş yaptıkları çalışmalardan bahsetti. Merkezi Finans ve İhale Birimi Başkanı Hakan Ertürk ise, verilen hibelerle yapılan icraatları ve eğitimleri anlattı. Ertürk, yeni hibe programlarına yapılan başvurularda nitelik olarak daha iyi projelerin bulunduğunu ve başvuru sayısında artış yaşanacağını bildirdi.
"AB ÜYELİĞİ İLE KATKI SAĞLAYACAK EN ÖNEMLİ DEĞER TÜRKİYE"
Dışişleri Bakan Yardımcısı Kaymakcı konuşmasında, “AB Başkanlığı olarak gerçekten ve samimiyetle STK’larla yakın çalışmayı önemsiyoruz. Siz topluma ve sorunlara çözüm üretmede en yakın insanlarsınız. STK’larla ilgi tüm programlarda yanınızda olduk, olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Kaymakcı, 1 yıl önce yapılan aynı sivil toplum destekleme grubuna yönelik Türkiye’nin AB’ye üye olup olmayacağına ilişkin online anketi paylaştı. Kaymakcı, “Türkiye’nin AB üyeliği AB için en değerli üyelik olacak. Enerjiden politikaya, dış politikadan ticarete, insan haklarından çevreye AB üyeliği ile katkı sağlayacak en önemli değer Türkiye’dir. Türkiye’nin AB üyeliğinin ötesi de var. Türkiye AB’ye üye olduğu zaman Afrika’da, Asya’da, Ege’de, Ortadoğu’da her şey daha farklı olacak. Türkiye AB üyesi olmuş olsaydı 2003 yılında Irak savaşı engellenebilirdi. Suriye krizi bu noktaya gelmeyebilirdi” dedi.
“TÜRKİYE’DEN STK KONUSUNDA CİDDİ BEKLENTİLERİMİZ VAR”
AB Delegasyon Başkanı Christian Berger ise, “Biz şuna inanıyoruz, STK’lar büyük ölçüde kurumların, hükümetlerin yaptığı çalışmalara katkıda bulunuyor. Biz burada katılımcı demokrasi denen kavrama çok inanıyoruz. STK’ların bize tavsiyede bulunmasına, sorunların çözülmesine yönelik olarak yönlendirmesine ihtiyacımız var. Çevre, kentsel planlama, pul koleksiyoncuları dahil ve insan hakları konusunda çalışan STK’lar bu konular içerisine giriyor. Tabandan tavana yönetimle almamız gerekiyor. Bu proje çerçevesinde bir dizi özellikler bulunuyor. STK’ların kamu kurum ve idareleri ile ilişkilerini artırmak istiyoruz. Yapılan programlarla valilikler ve kamu kurum kuruluşları ile bir araya gelindi. STK alanında çalıştığımız tüm ülkelerde daha da geniş bir alan istiyoruz. Türkiye aday ülkelerden birisi ve bizim de STK’larla ilişkiler konusunda ciddi beklentilerimiz var. AB nedir, AB neyi ifade eder, AB hem ülkelerin hem de temel değerlerin takip edildiği bir alanı ifade eder. Hukukun üstünlüğünü temel alıyoruz. Kurumlar olarak STK’ların kapasitelerini daha da geliştirmemiz gerekiyor. AB’deki ve Türkiye’deki halkları da bir araya getirmemiz gerekiyor. Gelecekte yasal çerçevede belirli hususları daha da iyileştirerek STK’ların fon toplama faaliyetlerine erişimde neye ihtiyacı olduğu ve donörlerle STK’ların eşleşimi hususunda çalışmalar yapılmasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
(İrfan Çalışkan - İbrahim Berat Yılmaz/İHA)