Türkiye'nin İlk Sağır İşaret Dili Tercümanı Olacak
23 yaşındaki Sinan Bilgiç Ankara Üniversitesi bünyesindeki Türk İşaret Dili ve Sağır Çalışmaları Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimini tamamlamak üzere İşaret dili bilen sınıf arkadaşının katkısıyla röportaj veren Bilgiç: 'Çok farklı hisler içindeyim. 10 yıl öncesini düşündüğümde yüksek lisansta eğitim alacağımla ilgili bir fikir aklıma bile gelmezdi' 'Hayalleriniz varsa peşinden koşun. Bir gün mutlaka olacaktır' Türk İşaret Dili ve Sağır Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülsün Leyla Uzun: 'Türkiye'de 'sağırdan işaret dili tercümanı olmaz' ön yargısını yıkıyoruz. İşaret dili, sağırların ana dili. Sağır tercümanlar, Türk işaret dilinden İngiliz işaret diline çeviri yapabilirler ki bu en zorudur' 'Sinan bizim ilk mezun öğrencimiz olacak. İlk sağır Türk işaret dili tercümanı olarak toplumda yer alacak. Dünyadaki örneklerinin dışında aslında çift dilli çeviri de yapabileceklerini kanıtlamak istiyoruz'
Bilgiç, YÖK'ün "engelsiz eğitim" çalışmaları kapsamında, Türkiye'de ilk defa Ankara Üniversitesi bünyesinde yaklaşık iki yıl önce kurulan Türk İşaret Dili ve Sağır Çalışmaları Anabilim Dalı bünyesindeki Türk İşaret Dili Tercümanlığı yüksek lisans programının ilk işitme engelli öğrencisi durumunda.
Mezun olmasına günler kalan 23 yaşındaki Bilgiç, işaret dili alanında Türkiye'de yetişen ilk sağır tercüman olacak.
Türk-İngiliz işaret dilleri arasında çeviri yapabilen ve ağırlıklı olarak bu çeviri yönteminde uzmanlaşan Bilgiç, hem kullandığı işitme cihazı sayesinde hem de çok iyi dudak okuyabildiği için konuşmaları da işaret diline çevirebiliyor. Bilgiç'in eğitim aldığı bölümde sağır öğrencilere Türkçe ve konuşma eğitimleri de veriliyor. Böylelikle öğrenciler konuşma konusunda da kendini geliştirebiliyor.
- 4,5 yaşında geçirdiği kazayla işitme yetisini kaybetti
Henüz 4,5 yaşındayken geçirdiği bir kaza sonucu işitme yetisini tamamen kaybeden Sinan Bilgiç, "iyi eğitimle aşılmayacak engel yok" dedirten yaşamını ve gelecek ideallerini işaret dili bilen sınıf arkadaşının tercümanlık desteğiyle AA muhabirine anlattı.
Yüksek lisans sürecine kadar eğitimini Samsun'da tamamladığını dile getiren Bilgiç, kendisi dahil çevresindeki kimsenin işaret dili bilmemesi nedeniyle ilkokulda çok zorlandığını söyledi.
- Üniversite eğitimine beden eğitimi öğretmenliği ile başladı
Lisede işitme engelliler okulunu tamamlandığını, bu süreçte güreşle uğraştığını ardından da 19 Mayıs Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümünü kazandığını aktaran Bilgiç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlk başta öğretmenlik mesleğine çok özenmiştim. Hayallerim bu yöndeydi. Sonra düşündüm, 'ben sağırım' dedim. Bunun için de uygun öğretmenlik bölümü yoktu. Mezun olduktan bir yıl sonra Ankara Üniversitesinde bu yüksek lisans programının açıldığını öğrendim. Diğer mesleğimi askıya alarak yüksek lisansa başvurmaya karar verdim."
Bilgiç, artık akademisyenlik için çabaladığını ve 2020'de mezun olacağını belirterek, "Çok farklı hisler içindeyim. 10 yıl öncesini düşündüğümde yüksek lisansta eğitim alacağımla ilgili bir fikir aklıma bile gelmezdi. İlkokuldan bu yana ailem çok büyük destek oldu bana. Liseden sonra kendi yolumu bulmaya, üniversiteden sonra da tek başıma gelişme sağlamaya başladım. Ailem Denizli'de yaşıyor." ifadelerini kullandı.
- "Akademik eğitimle sağır öğretmenler yetiştirilebilir"
İşitme engelli çocukların içinde gizli bir yetenek bulunduğunu ve işaret dili ile konuşma eğitimlerinin, bu alandaki eğitimlerin geliştirilmesinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Bilgiç, "Türkiye'de sağır öğretmen çok az. Yok denebilecek boyutta hatta. Yüksek lisans, akademik eğitimlerle sağır öğretmenler yetiştirilebilir." dedi.
Türk işaret dili ile tüm işitme engelli gençlere çağrıda bulunan Bilgiç, "Hayalleriniz varsa peşinden koşun. Bir gün mutlaka olacaktır." mesajını paylaştı.
- "(Sağırdan işaret dili tercümanı olmaz) ön yargısını yıkıyoruz"
Ankara Üniversitesi Türk İşaret Dili ve Sağır Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülsün Leyla Uzun da bölümde Türk işaret dili ile evrensel işaret dili konusunda akademik çalışmalar yürütüldüğünü anlattı.
Halen tezsiz yüksek lisansta 8 öğrencileri bulunduğunu dile getiren Uzun, şu bilgileri verdi:
"Programımızda dersler hem Türk işaret dili hem de Türkçeyle anlatılıyor çünkü hem sağır hem duyan öğrencilerimiz var. Hedefimiz onların arasında bir kaynaşma sağlamak ve 'dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sağır tercümanları yetiştirmek mümkündür'ü ortaya koymak. Türkiye'de 'sağırdan işaret dili tercümanı olmaz' ön yargısını yıkıyoruz çünkü işaret dili sağırların ana dili. Sağır tercümanlar, Türk işaret dilinden İngiliz işaret diline çeviri yapabilirler ki bu en zorudur."
Uzun, üniversite bünyesinde Türk işaret dilinin yanı sıra uluslararası işaret dilinin öğretildiğini, bir tercümanlık programında olması gereken tüm eğitim süreçlerinin bulunduğunu vurgulayarak, "Sinan bizim ilk mezun öğrencimiz olacak. İlk sağır Türk işaret dili tercümanı olarak toplumda yer alacak. Sinan'ın ve diğer öğrencilerimizin ek derslerle Türkçelerini de geliştirmek için uğraşıyoruz. Dünyadaki örneklerinin dışında aslında çift dilli çeviri de yapabileceklerini kanıtlamak istiyoruz." dedi.
İşaret dili alanında akademisyenler yetiştirmeyi amaçladıklarına değinen Prof. Dr. Uzun, bu alanın YÖK'ün 100/2000 Doktora Bursu kapsamında da olduğunu sözlerine ekledi.