Bağımsız Milletvekili Yılmaz'dan ABD Senatosunun 'Ermeni Kararı'na Tepki Açıklaması
'ABD Senatosunda alınan kararlar Erdoğan ve Trump'a darbedir'.
Bağımsız Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, ABD Senatosunda Ermeni iddialarına ilişkin karar ile Türkiye'ye yönelik yaptırım hazırlığının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'a darbe olduğunu söyledi.
Yılmaz, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, ABD Senatosunun 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanıyan karar tasarısını kabul etmesini şiddetle kınadığını belirtti.
Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra Türkiye'ye yaptırım öngören bir diğer karar tasarısının da yolda olduğunu ifade eden Yılmaz, Türkiye'nin iki karar tasarısıyla sıkıştırılmak istendiğini vurguladı. Yılmaz, "Türkiye'nin tarihini karalayan, gerçeklerden uzak bir anlayışla ele alınan, bazı çevrelerin Türkiye'ye 'gol atma' arayışıyla hareket edilen bu karar tasarısı baştan aşağı yanlıştır. Türkiye'ye dönük bu hasmane tutumun, Cumhurbaşkanı'nın ziyaretinden sonra senatoda böyle bir yola tevessül edilmesi ayrıca düşündürücüdür." diye konuştu.
Yılmaz, ABD Senatosunda alınan kararların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'a bir darbe olduğunu söyleyerek, "Türkiye'nin güçlü bir deklarasyon yayınlaması, bunu şiddetle kınaması ve bu küstahlığın üzerinin örtülmemesi lazım." ifadesini kullandı.
İngiltere'de sandık çıkış anketlerine göre İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'ın seçim hezimetinin ardından istifa edeceğini açıkladığını anımsatan Yılmaz, bunun Türkiye için de örnek olmasını diledi.
Demokrasilerde kaybedenin çekip gitmesi gerektiğinin altını çizen Yılmaz, şunları kaydetti:
"Türkiye'de özellikle muhalefetteki partilerde, kaybettikçe içeride güçlenen anlayışın devam ettiğini görüyoruz. Dolayısıyla 'demokrasi' kelimesini ağızlarına almalarını yakıştıramıyoruz. Bir şahsın önce demokratik davranması lazım ki partisinin demokratik davranması söz konusu olabilsin. Yenilenin gitmesi halinde demokrasi bir anlam kazanır. Ama bizde, kaybettikçe güçleniyorsunuz, kaybettikçe başta kalıyorsunuz; ülkede kaybediyorsunuz ama partilerde güçleniyorsunuz. Sonra da demokrasiden, adaletten, hukuktan, toplumun dönüşümünden bahsedebiliyorsunuz. Koltuk mu, parti mi? Türkiye'de bırakın ülkeyi, partiyi de düşünmeyen bir anlayışla karşı karşıyayız."
Kaynak: AA
Yılmaz, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, ABD Senatosunun 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanıyan karar tasarısını kabul etmesini şiddetle kınadığını belirtti.
Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra Türkiye'ye yaptırım öngören bir diğer karar tasarısının da yolda olduğunu ifade eden Yılmaz, Türkiye'nin iki karar tasarısıyla sıkıştırılmak istendiğini vurguladı. Yılmaz, "Türkiye'nin tarihini karalayan, gerçeklerden uzak bir anlayışla ele alınan, bazı çevrelerin Türkiye'ye 'gol atma' arayışıyla hareket edilen bu karar tasarısı baştan aşağı yanlıştır. Türkiye'ye dönük bu hasmane tutumun, Cumhurbaşkanı'nın ziyaretinden sonra senatoda böyle bir yola tevessül edilmesi ayrıca düşündürücüdür." diye konuştu.
Yılmaz, ABD Senatosunda alınan kararların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'a bir darbe olduğunu söyleyerek, "Türkiye'nin güçlü bir deklarasyon yayınlaması, bunu şiddetle kınaması ve bu küstahlığın üzerinin örtülmemesi lazım." ifadesini kullandı.
İngiltere'de sandık çıkış anketlerine göre İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'ın seçim hezimetinin ardından istifa edeceğini açıkladığını anımsatan Yılmaz, bunun Türkiye için de örnek olmasını diledi.
Demokrasilerde kaybedenin çekip gitmesi gerektiğinin altını çizen Yılmaz, şunları kaydetti:
"Türkiye'de özellikle muhalefetteki partilerde, kaybettikçe içeride güçlenen anlayışın devam ettiğini görüyoruz. Dolayısıyla 'demokrasi' kelimesini ağızlarına almalarını yakıştıramıyoruz. Bir şahsın önce demokratik davranması lazım ki partisinin demokratik davranması söz konusu olabilsin. Yenilenin gitmesi halinde demokrasi bir anlam kazanır. Ama bizde, kaybettikçe güçleniyorsunuz, kaybettikçe başta kalıyorsunuz; ülkede kaybediyorsunuz ama partilerde güçleniyorsunuz. Sonra da demokrasiden, adaletten, hukuktan, toplumun dönüşümünden bahsedebiliyorsunuz. Koltuk mu, parti mi? Türkiye'de bırakın ülkeyi, partiyi de düşünmeyen bir anlayışla karşı karşıyayız."