8. TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı'nda 'Çocuk Medyasında Dönüşüm' Konuşuldu

"8. TRT Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı"nda gerçekleşen, "Çocuk Medyasında İçeriğin Dönüşümü" konulu oturumda, süper kahramanlar, animasyon ve çocuk programları konuşuldu.

Conrad Istanbul Bosphorus Hotel'de düzenlenen konferans çerçevesinde düzenlenen ve moderatörlüğünü Prof. Dr. Nilüfer Sarı Sezer'in üstlendiği oturuma Kore'den katılan Daegu Sanat Üniversitesi Animasyon Bölümünden Prof. Dr. Namkook Lee, çizgi film teknik üretim süreciyle animasyonun dönüşümünü anlattı.

Lee, Güney Kore'de çocukların milli kahramanlarını bilmediklerine işaret ederek, "Çocuklarımız, diğer ülkelerin kahramanlarını kendi kahramanları olarak kabul ediyor. Sorulduğunda Avengers'ı ya da Superman'i bildiklerini söylüyorlar. Bu maalesef bir ulusun kimliğine zarar verecek bir durum." değerlendirmesinde bulundu.

Ulusların kendi hikayelerine ihtiyaçları olduğunu vurgulayan Lee, animasyon ithalatının güzel bir şey olduğunu fakat gelecek jenerasyonlar için herkesin kendi hikayesini yazması gerektiğini dile getirdi.

Namkook Lee, yapımcıların sadece ekonomik çıkarları düşünmemesi ve sosyal bağlılıkları dikkate alması gerektiğini ifade ederek, "Türk çocuklarının kimliklerini muhafaza edebilmesi için yapımcıların da bu konuda özverili olması ve meseleyi para odaklı düşünmemesi gerekir." diye konuştu.

- "Üniversitelerde animasyon bölümleri arttı fakat mezun sayısı yetersiz"

"Hop Hop Değiş Animasyon!" başlıklı bir konuşma yapan Bahçeşehir Üniversitesi Çizgi film ve Animasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nazlı Eda Noyan da değişimin kaçınılmaz olduğuna dikkati çekerek, süreç, zaman ve hareketle doğrudan ilgili olduğu için animasyonun özünde "değişim" olduğunu aktardı.

Animasyonun, sinema dışında yan endüstriyel malzemelerdeki yaygınlığına da vurgu yapan Noyan, "Artık Türkiye'de de bunun başarılı örneklerine rastlamaktayız. Markalaşmaya doğru giden ve yurt dışına ihraç ettiğimiz içerikler 'Kral Şakir' ve 'Rafadan Tayfa' gibi örnekler çoğalmaya başladı." dedi.

Nazlı Eda Noyan, Türkiye'de animatör yetiştirmek konusunda akademinin sektörün gerisinde kaldığına vurgu yaparak, "Üniversitelerde animasyon bölümleri arttı fakat animasyon mezunlarının sayısı hale yetersiz. Çünkü bölümlerin eğitim modeli İsviçre çakısı misali, genel eğitim düzeyine odaklanıyor. Bu da uzmanların yetersizliği problemini ortaya çıkartıyor." ifadelerini kullandı.

"İçinde büyüdüğüm çocuk medyasından bugün içinde bulunduğum çocuk medyasına" konulu bir sunum yapan yapımcı ve yönetmen Cansu Akbel ise babası Can Akbel sayesinde çocukluğunun tamamında TRT'nin yer aldığını belirterek, "Sevgili babam henüz ortaokul yıllarında dinlediği TRT Radyosu'ndaki çocuk saatinden etkilenmiş. Üniversiteye geçtiğinde hukuk fakültesini yarıda bırakarak Almanya'ya iletişim okumaya gitti. Annem ve babam sayesinde başka bir şansım yoktu diyebilirim. Kulislerde büyüdüm ve kendimi bu dünyada buldum." değerlendirmesinde bulundu.

Henüz 9 yaşında seslendirme yapmaya başladığını söyleyen Akbel, TRT'deki pek çok çocuk programının seslendirmesinde yer aldığını ifade etti.

Boğaziçi Üniversitesinde Felsefe Bölümü mezunu olduğuna dikkati çeken Akbel, hayali olduğu için yurt dışında prodüksiyon ve sinema eğitimi aldığını söyledi.

Konferans, farklı konu başlıklarında gerçekleşecek oturumların ardından yarın sona erecek.

Kaynak: AA