Binalarda Enerji Performansı Enerji Verimliliğini Artıyor
İzocam Genel Müdür Yardımcısı Doruk Özcan:'Binalarda Enerji Performansı ile birlikte önümüzdeki 10 yılda mevcut binalarda da enerji verimliliği önlemleri ile yalıtım seviyelerinin artacağını, sektöre ve ülkemize büyük katkıları olacağını düşünüyoruz''Kusursuz akustik ve görsel konfor, kaliteli iç ortam havası, yangın korunumu ve güvenliği sağlayan, hem iç mekânlarda hem de dış mekânlarda son derece esnek tasarım çözümleri barındırabilen Multi Konfor Binalar; en az yüzde 90 enerji tasarrufu hedefliyor'.
İzocam Genel Müdür Yardımcısı Doruk Özcan, ısı kazanç ve kayıplarıyla beraber tesisatı da içine alacak şekilde binanın tümüne uygulanan doğru yalıtımın hem hane hem de ülke ekonomisine azami fayda sağlayacağını ifade etti.
İzocam'dan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Özcan, şu anda geçerli olan BEP Yönetmeliği’nin çok sıkı uygulanması ve izlenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Türkiye Cumhuriyeti, 1/CP.19 ve 1.CP/20 sayılı kararlar uyarınca, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin 2. maddesinde yer alan temel hedefini sağlamaya yönelik olarak beyan edilen ulusal katkısı (NDC) ve yürütülmesi öngörülen plan politikalar” ve hazırlanmakta olan “Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı”nın çıktıları da hem dünyamız için hem de ülke ekonomisi için enerji verimli bina ihtiyacını kanıtlar nitelikte.
Özellikle NDC beyanında yeni yapılan konut ve hizmet binalarının Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği'ne uygun ‘enerji etkin’ olarak inşa edilmesi gerekliliği vurgulanıyor. Ayrıca, NDC’de yer alan hedeflere ulaşılması için yeşil bina ve sıfıra yakın enerjili ev tasarımlarının yaygınlaştırılması ile enerji ihtiyacının minimuma indirilmesinin öneminin altı çiziliyor. İşte bunları gerçekleştirebilmek için yalıtım ve tasarımdan uygulamaya yenilikçi sürdürülebilir yaklaşımlar devreye giriyor.” değerlendirmelerinde bulundu.
Türkiye’de kullanılan malzeme kalınlığı ortalama 4–5 santimetre iken, aynı malzemenin Avrupa ülkelerinde 20–30 santimetre ve üzerinde değişen kalınlıklarda uygulandığına dikkati çeken Özcan şunları kaydetti:
“Yalıtım kalınlıklarıyla ilgili henüz etkin bir denetim olmamasına rağmen, “Binalarda Enerji Performansı (BEP) Yönetmeliği” ile binalarda ve tesisatta yalıtımın önemi artıyor, uygulamalar yayılıyor ve yüksek kalınlıklar daha çok gündeme geliyor. BEP ile birlikte önümüzdeki 10 yılda mevcut binalarda da enerji verimliliği önlemleri ile yalıtım seviyelerinin artacağını, sektöre ve ülkemize büyük katkıları olacağını düşünüyoruz. BEP ülkemiz için kuşkusuz son derece önemli bir adım. Ancak BEP’in tüm detaylarının ve denetim mekanizmalarının, tüm işlerliği devreye sokularak uygulanması büyük önem taşıyor. Bu yönetmelikte geliştirilmesi gereken hususların tekrar gözden geçirilerek bir an önce tamamlanması gerekir.”
Özcan, kentsel dönüşümün enerji verimliliği için büyük bir fırsat olduğunu kaydederek, “Kentsel dönüşümde konu binaların enerji tüketimlerinin daha fazla sınırlandırılması; AB’nin 2020 hedefleri gibi Türkiye’nin de İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı ve Enerji Verimliliği Strateji Belgesindeki hedeflerini destekleyecek, yenilikçi uygulamaların yaygınlaşmasını sağlayacak. Avrupa Parlamentosu yayımlanan Binalarda Enerji Performansı direktiflerine göre 31 Aralık 2020 tarihinden itibaren bütün yeni binalar sıfıra yakın enerjili bina olacak. Kentsel dönüşüm uygulanırken yakın gelecekteki bu hedefin de göz önünde bulundurulması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Yeni inşa edilen binalar için Enerji Kimlik Belgesi (EKB) alınmasını şu an zorunlu olduğunu hatırlatan Özcan şu değerlendirmelerde bulundu:
"Binaların ne kadar enerji harcadığını gösteren EKB aynı zamanda binanın enerji sınıfını da belirliyor. EKB alacak binaların A, B ve C sınıfı performansına yükselebilmeleri için en etkin yol ise ısı yalıtımından geçiyor. Özellikle konut kiralarken ya da konut alım-satımlarında bu belge etkin rol oynayacak. EKB için henüz ısı yalıtımı olmayan binaların ise konusunda uzman firmalarla çalışmaları gerekiyor. Bu noktada doğru malzeme seçiminin de en az uygulamanın kendisi kadar önemli olduğunu unutmamak lazım.
Sıfıra yakın enerjili ev kavramından türemiş ve biyo iklimsel tasarımı hedefleyen, sürdürülebilir, ekolojik, ekonomik ve sosyal etmenleri göz önünde bulunduran ‘Multi Konfor Binalar’, yüksek enerji tasarrufuyla birlikte azami ısıl konforu sunuyor. Kusursuz akustik ve görsel konfor, kaliteli iç ortam havası, yangın korunumu ve güvenliği sağlayan, hem iç mekânlarda hem de dış mekânlarda son derece esnek tasarım çözümleri barındırabilen Multi Konfor Binalar; en az yüzde 90 enerji tasarrufu hedefliyor. Bu binalar, Türkiye gibi enerjisinin dörtte üçünden fazlasını ithal etmekte olan ülkelerde dış kaynaklara bağımlılığın azalmasında etkin rol oynuyor.”
Kaynak: AA
İzocam'dan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Özcan, şu anda geçerli olan BEP Yönetmeliği’nin çok sıkı uygulanması ve izlenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Türkiye Cumhuriyeti, 1/CP.19 ve 1.CP/20 sayılı kararlar uyarınca, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin 2. maddesinde yer alan temel hedefini sağlamaya yönelik olarak beyan edilen ulusal katkısı (NDC) ve yürütülmesi öngörülen plan politikalar” ve hazırlanmakta olan “Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı”nın çıktıları da hem dünyamız için hem de ülke ekonomisi için enerji verimli bina ihtiyacını kanıtlar nitelikte.
Özellikle NDC beyanında yeni yapılan konut ve hizmet binalarının Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği'ne uygun ‘enerji etkin’ olarak inşa edilmesi gerekliliği vurgulanıyor. Ayrıca, NDC’de yer alan hedeflere ulaşılması için yeşil bina ve sıfıra yakın enerjili ev tasarımlarının yaygınlaştırılması ile enerji ihtiyacının minimuma indirilmesinin öneminin altı çiziliyor. İşte bunları gerçekleştirebilmek için yalıtım ve tasarımdan uygulamaya yenilikçi sürdürülebilir yaklaşımlar devreye giriyor.” değerlendirmelerinde bulundu.
Türkiye’de kullanılan malzeme kalınlığı ortalama 4–5 santimetre iken, aynı malzemenin Avrupa ülkelerinde 20–30 santimetre ve üzerinde değişen kalınlıklarda uygulandığına dikkati çeken Özcan şunları kaydetti:
“Yalıtım kalınlıklarıyla ilgili henüz etkin bir denetim olmamasına rağmen, “Binalarda Enerji Performansı (BEP) Yönetmeliği” ile binalarda ve tesisatta yalıtımın önemi artıyor, uygulamalar yayılıyor ve yüksek kalınlıklar daha çok gündeme geliyor. BEP ile birlikte önümüzdeki 10 yılda mevcut binalarda da enerji verimliliği önlemleri ile yalıtım seviyelerinin artacağını, sektöre ve ülkemize büyük katkıları olacağını düşünüyoruz. BEP ülkemiz için kuşkusuz son derece önemli bir adım. Ancak BEP’in tüm detaylarının ve denetim mekanizmalarının, tüm işlerliği devreye sokularak uygulanması büyük önem taşıyor. Bu yönetmelikte geliştirilmesi gereken hususların tekrar gözden geçirilerek bir an önce tamamlanması gerekir.”
Özcan, kentsel dönüşümün enerji verimliliği için büyük bir fırsat olduğunu kaydederek, “Kentsel dönüşümde konu binaların enerji tüketimlerinin daha fazla sınırlandırılması; AB’nin 2020 hedefleri gibi Türkiye’nin de İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı ve Enerji Verimliliği Strateji Belgesindeki hedeflerini destekleyecek, yenilikçi uygulamaların yaygınlaşmasını sağlayacak. Avrupa Parlamentosu yayımlanan Binalarda Enerji Performansı direktiflerine göre 31 Aralık 2020 tarihinden itibaren bütün yeni binalar sıfıra yakın enerjili bina olacak. Kentsel dönüşüm uygulanırken yakın gelecekteki bu hedefin de göz önünde bulundurulması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Yeni inşa edilen binalar için Enerji Kimlik Belgesi (EKB) alınmasını şu an zorunlu olduğunu hatırlatan Özcan şu değerlendirmelerde bulundu:
"Binaların ne kadar enerji harcadığını gösteren EKB aynı zamanda binanın enerji sınıfını da belirliyor. EKB alacak binaların A, B ve C sınıfı performansına yükselebilmeleri için en etkin yol ise ısı yalıtımından geçiyor. Özellikle konut kiralarken ya da konut alım-satımlarında bu belge etkin rol oynayacak. EKB için henüz ısı yalıtımı olmayan binaların ise konusunda uzman firmalarla çalışmaları gerekiyor. Bu noktada doğru malzeme seçiminin de en az uygulamanın kendisi kadar önemli olduğunu unutmamak lazım.
Sıfıra yakın enerjili ev kavramından türemiş ve biyo iklimsel tasarımı hedefleyen, sürdürülebilir, ekolojik, ekonomik ve sosyal etmenleri göz önünde bulunduran ‘Multi Konfor Binalar’, yüksek enerji tasarrufuyla birlikte azami ısıl konforu sunuyor. Kusursuz akustik ve görsel konfor, kaliteli iç ortam havası, yangın korunumu ve güvenliği sağlayan, hem iç mekânlarda hem de dış mekânlarda son derece esnek tasarım çözümleri barındırabilen Multi Konfor Binalar; en az yüzde 90 enerji tasarrufu hedefliyor. Bu binalar, Türkiye gibi enerjisinin dörtte üçünden fazlasını ithal etmekte olan ülkelerde dış kaynaklara bağımlılığın azalmasında etkin rol oynuyor.”