CHP Bursa Milletvekili Sarıbal Açıklaması 'İthalatçı Ülke Konumundayız'
'Bırakın alternatif üretme meselesini, atıl tarım alanlarını üretime geçirmedikleri gibi yaklaşık 34 milyon dönüm arazi tarım dışına kalmış durumda'.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, "Pamuğundan tutun pirincine kadar, hayatın her alanında, üç dört ürün hariç ciddi anlamda ithalatçı ülke konumundayız. Demek ki artık bu sektörün anahtarı sizin elinizde değil." dedi.
Sarıbal, partisinden bazı milletvekilleriyle Mecliste düzenlediği basın toplantısında, 3. Tarım Orman Şurası ile ilgili değerlendirmeler yaptı.
En son AK Parti döneminde, 2004 yılında yapılan ve Ankara'da gerçekleştirilen ikinci şuradan 15 yıl sonra üçüncüsünün gerçekleştirildiğini belirten Sarıbal, o zamandan bu yana öngörülen hemen hemen hiçbir şeyin gerçekleşmediğini öne sürdü.
Sarıbal, 60 maddelik bir sonuç bildirgesi olduğunu ifade ederek, bu maddelerden birinin tarımda rekabeti öngördüğünü aktardı.
Türkiye'de rekabete dayalı bir tarım politikası olamayacağını savunan Sarıbal, bunun gıda egemenliği ve güvenliğini riske sokacağını ileri sürdü.
- "34 milyon dönüm arazi tarım dışında"
Bildirgenin atıl tarım arazileri için alternatif modeller üretmekle ilgili maddesiyle alakalı da konuşan Sarıbal, "Bırakın alternatif üretme meselesini, atıl tarım alanlarını üretime geçirmedikleri gibi yaklaşık 34 milyon dönüm arazi tarım dışına kalmış durumda. Gelecekte bu rakamın büyük bir alana ulaşacağını da bu yılki pamuk, buğday, ayçiçeği fiyatları üzerinden rahatlıkla söyleyebiliriz." diye konuştu.
Sarıbal, jeopolitik riskler öngörülerek yurt dışında arazi kiralamaya devam edilmesi yönünde ki kararın da bu iktidar için yeni olmadığını belirterek, Sudan'da 8 milyon dönüme yakın bir arazi kiralandığını, soru önergesi vermelerine rağmen bir cevap alamadıklarını aktardı.
Türkiye'de 35 milyon dönüm arazi ekilmezken arazi kiralamayla alakalı bir madde koymanın yanlış olduğuna değinen Sarıbal, "Bu, Türkiye üreticisinden, Türkiye tarımından ümidini kesmektir. Tarım Orman Şura'sında böyle bir kararın alınması bir ülke için içler acısı bir durumdur." dedi.
Sarıbal, bir başka maddeye göre tarım sayımının yapılmasının kararlaştırıldığın ifade ederek, "Günaydın demek lazım." diye konuştu.
Bundan önce 2001 yılında tarım sayımı yapıldığını ve 17 yıl sonra Tarım Orman Şurası'nın bu yönde karar aldığını belirten Sarıbal, bunun da geç kalmış bir gelişme olduğunu savundu.
Sarıbal, 16 bin yerleşim alanının köyden mahalleye çevrildiğine değinerek, bildirgede büyükşehir yasasında değişiklik yapılarak tekrar köy statüsünün görülmesi gerektiğini kaydetti.
Kararı kıymetli bulduklarını ancak bir tahribat oluştuğunu ve bu tahribatın onarılmasının güç olduğunu, Şura'nın 2024'te tekrar toplanmasının öngörüldüğünü de belirten Sarıbal, "Belki de ciddiye alınacak, olabilir diyebileceğimiz tek maddeyi bu olarak görmekteyiz." dedi.
Türkiye'nin tarımla ilgili anahtarının da başkalarının eline verildiğini savunan Sarıbal, 2002'den bu yana 59 milyon ton buğday ithal edildiğini vurguladı.
Sarıbal, "Pamuğundan tutun pirincine kadar, hayatın her alanında, üç dört ürün hariç ciddi anlamda ithalatçı ülke konumundayız. Demek ki artık bu sektörün anahtarı sizin elinizde değil." değerlendirmesinde bulundu.
Orhan Sarıbal, tarımın sorunlarının ekonomik, bilimsel, sosyal değil, politik olduğunu öne sürdü.
Kaynak: AA
Sarıbal, partisinden bazı milletvekilleriyle Mecliste düzenlediği basın toplantısında, 3. Tarım Orman Şurası ile ilgili değerlendirmeler yaptı.
En son AK Parti döneminde, 2004 yılında yapılan ve Ankara'da gerçekleştirilen ikinci şuradan 15 yıl sonra üçüncüsünün gerçekleştirildiğini belirten Sarıbal, o zamandan bu yana öngörülen hemen hemen hiçbir şeyin gerçekleşmediğini öne sürdü.
Sarıbal, 60 maddelik bir sonuç bildirgesi olduğunu ifade ederek, bu maddelerden birinin tarımda rekabeti öngördüğünü aktardı.
Türkiye'de rekabete dayalı bir tarım politikası olamayacağını savunan Sarıbal, bunun gıda egemenliği ve güvenliğini riske sokacağını ileri sürdü.
- "34 milyon dönüm arazi tarım dışında"
Bildirgenin atıl tarım arazileri için alternatif modeller üretmekle ilgili maddesiyle alakalı da konuşan Sarıbal, "Bırakın alternatif üretme meselesini, atıl tarım alanlarını üretime geçirmedikleri gibi yaklaşık 34 milyon dönüm arazi tarım dışına kalmış durumda. Gelecekte bu rakamın büyük bir alana ulaşacağını da bu yılki pamuk, buğday, ayçiçeği fiyatları üzerinden rahatlıkla söyleyebiliriz." diye konuştu.
Sarıbal, jeopolitik riskler öngörülerek yurt dışında arazi kiralamaya devam edilmesi yönünde ki kararın da bu iktidar için yeni olmadığını belirterek, Sudan'da 8 milyon dönüme yakın bir arazi kiralandığını, soru önergesi vermelerine rağmen bir cevap alamadıklarını aktardı.
Türkiye'de 35 milyon dönüm arazi ekilmezken arazi kiralamayla alakalı bir madde koymanın yanlış olduğuna değinen Sarıbal, "Bu, Türkiye üreticisinden, Türkiye tarımından ümidini kesmektir. Tarım Orman Şura'sında böyle bir kararın alınması bir ülke için içler acısı bir durumdur." dedi.
Sarıbal, bir başka maddeye göre tarım sayımının yapılmasının kararlaştırıldığın ifade ederek, "Günaydın demek lazım." diye konuştu.
Bundan önce 2001 yılında tarım sayımı yapıldığını ve 17 yıl sonra Tarım Orman Şurası'nın bu yönde karar aldığını belirten Sarıbal, bunun da geç kalmış bir gelişme olduğunu savundu.
Sarıbal, 16 bin yerleşim alanının köyden mahalleye çevrildiğine değinerek, bildirgede büyükşehir yasasında değişiklik yapılarak tekrar köy statüsünün görülmesi gerektiğini kaydetti.
Kararı kıymetli bulduklarını ancak bir tahribat oluştuğunu ve bu tahribatın onarılmasının güç olduğunu, Şura'nın 2024'te tekrar toplanmasının öngörüldüğünü de belirten Sarıbal, "Belki de ciddiye alınacak, olabilir diyebileceğimiz tek maddeyi bu olarak görmekteyiz." dedi.
Türkiye'nin tarımla ilgili anahtarının da başkalarının eline verildiğini savunan Sarıbal, 2002'den bu yana 59 milyon ton buğday ithal edildiğini vurguladı.
Sarıbal, "Pamuğundan tutun pirincine kadar, hayatın her alanında, üç dört ürün hariç ciddi anlamda ithalatçı ülke konumundayız. Demek ki artık bu sektörün anahtarı sizin elinizde değil." değerlendirmesinde bulundu.
Orhan Sarıbal, tarımın sorunlarının ekonomik, bilimsel, sosyal değil, politik olduğunu öne sürdü.