Geliştirilen Yeni Tedavilere Yönelik 'Klinik Araştırmalara Katılın' Çağrısı
Dünya Aferez Birliği Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş: 'Klinik çalışmalara katılan hastalar ve gönüllülerimiz, kendilerini denek olarak düşünmemeli. Bu iş gönüllülük işi. Sosyal sorumluluk ve görevin yanında bir hayır işiymiş gibi de algılanmalı' 'Bir alanda muhtaç olan bir insana ya da insanlara yardım ediyorsunuz. Bir molekül ve ilacın geliştirilmesine katkı sağlıyorsunuz. Bu aynı zamanda bir insanlık görevi'
SERVET TÜMER - Dünya Aferez Birliği Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, dünyada farklı kanser türlerinin tedavisine yönelik yeni çalışmalar yürütüldüğünü, Türkiye'nin bu alanlarda geri kalmaması için klinik araştırmaların sayısının artırılması ve daha fazla hastanın bunlara katılması gerektiğini bildirdi.
1. Hematoloji Eğitim ve Araştırma Kongresi katılmak üzere Antalya'ya gelen, Hematoloji Eğitim ve Araştırma Derneği Kurucu Başkanı ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi de olan Altuntaş, AA muhabirine, klinik araştırmaların ülke ekonomileri ve hastalar açısından önemini değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, savunma sanayisinden sonra sağlık alanında da ülkede kendine yeter bir altyapı oluşturulmasına işaret ettiğini anlatan Altuntaş, "Bu bağlamda biz akademisyenler özellikle sağlıkta yerlileşme ve millileşmenin altını doldurmak, Ar-Ge ve klinik araştırma merkezlerinin altyapısını güçlendirmek ve klinik araştırma merkezlerinin sayısını ve niteliklerinin artırmak için çaba gösteriyoruz." diye konuştu.
Altuntaş, ilki düzenlenen ve bu açıdan önem taşıdığına inandıkları kongrede klinik araştırmaların sayısının nasıl artırılabileceği, dünyaya nasıl entegre olunabileceği ve dünyadaki gelişmeler ile Türkiye'deki mevcut potansiyelin değerlendirildiğini belirtti.
- "Klinik araştırma merkezlerinin açılması lazım"
Dünyada yılda 300 binin üzerinde klinik çalışma yürütüldüğüne ve bunun yüzde 40-50'sinin ABD'de yapıldığına dikkati çeken Altuntaş, şunları kaydetti:
"Ülkemiz bundan yüzde 1,2-1,4 oranında pay almakta. Hedefimiz yüzde 2,5 ile 4 arasında. Bu mevcut potansiyelimizin 3-4 kat artırılması demek. Bunun için özellikle üniversite ve eğitim kurumlarında, Sağlık Bakanlığının eğitim ve araştırma hastaneleri de dahil olmak üzere klinik araştırma merkezlerinin açılması lazım. Uluslararası alanlara entegrasyon lazım. Burada ciddi bir ivme var. İvme iyi ama potansiyelimizin hala çok altındayız."
Altuntaş, bu alandaki mevzuatta dünyada örnek alınacak ülkelerden biri olan Türkiye'nin, Avrupa Birliği ülkelerinden daha iyi durumda bulunduğunu dile getirdi.
Klinik araştırmaların hastalar açısından önemine değinen Altuntaş, şunları söyledi:
"Klinik araştırmalara hastalar tabii ki derman bulmak için katılır. Çünkü özellikle hematolojik kanserli vakaların yüzde 50'sinin standart tedavileri tükettikten sonra klinik çalışmaya dahil olması lazım. Bunun için de yeni ilaçların geliştirilmesi gerekiyor. Bu çalışmaların sonucunda bir veri ortaya çıkıyor. Bu ilaçların ve moleküllerin faydalı olup olmadığı, olası yan etkileri, bunların sürekliliği gibi. Bazı parametreleri bizler tespit ediyoruz. Bunun daha sonra standart uygulamaya girip girmemesi konusunda bize katkı sağlamış oluyor. Örneğin kanserli hastalarda bundan 20 yıl önce yüzde 50'lerde olan başarı bugün yüzde 66'larda, 70'lerde diyoruz. Bu klinik çalışmalar sayesinde oluyor."
- "Aynı zamanda bir insanlık görevi"
Hastalara önerilerde bulunan ve çağrı yapan Altuntaş, şunları kaydetti:
"Klinik çalışmalara katılan hastalar ve gönüllülerimiz, kendilerini denek olarak düşünmemeli. Bu iş gönüllülük işi. Sosyal sorumluluk ve görevin yanında bir hayır işiymiş gibi de algılanmalı. Bir alanda muhtaç olan bir insana ya da insanlara yardım ediyorsunuz. Bir molekül ve ilacın geliştirilmesine katkı sağlıyorsunuz. Bu aynı zamanda bir insanlık görevi. Lütfen klinik çalışmalara gönüllü olarak katılalım. Katılımı teşvik edelim. Standart bir tedavisi yoksa bu alanda arayış içine girsinler. Hasta, hasta yakını, sosyal çevre ve kamu kurumlarının destek ve farkındalığın artırılmasına ihtiyaç var."
- "Klinik araştırmalar devlet politikası haline geldi"
Klinik araştırmaların yeni ilaçların geliştirilmesini sağlarken ülke ekonomisine de katkısı bulunduğuna değinen Altuntaş, dünyada klinik araştırmaların pazar büyüklüğünün 120 milyar dolar olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin pazardan daha fazla pay alabileceğini vurgulayan Altuntaş, "Ülkemizde klinik araştırmalar artık devlet politikası haline geldi. Cumhurbaşkanımız ve Sağlık Bakanımızın, üniversitelerin, YÖK'ün çok büyük çabaları var. Ülke olarak iyi bir yoldayız. Biraz zamana, desteklenmeye ihtiyaç duyuyoruz. Ankara Onkoloji Hastanesinde klinik araştırma merkezi kurduk. Mükemmeliyet merkezi olma yolunda ilerliyoruz." ifadelerini kullandı.
Altuntaş, son zamanlarda bilim dünyasında çok sık adı geçen tedavi yöntemi "immünoterapi" konusunda hızla gelişmeler olduğunu ve Türkiye'nin bu alanda da geri kalmaması gerektiğini dile getirdi.
Kaynak: AA
1. Hematoloji Eğitim ve Araştırma Kongresi katılmak üzere Antalya'ya gelen, Hematoloji Eğitim ve Araştırma Derneği Kurucu Başkanı ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi de olan Altuntaş, AA muhabirine, klinik araştırmaların ülke ekonomileri ve hastalar açısından önemini değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, savunma sanayisinden sonra sağlık alanında da ülkede kendine yeter bir altyapı oluşturulmasına işaret ettiğini anlatan Altuntaş, "Bu bağlamda biz akademisyenler özellikle sağlıkta yerlileşme ve millileşmenin altını doldurmak, Ar-Ge ve klinik araştırma merkezlerinin altyapısını güçlendirmek ve klinik araştırma merkezlerinin sayısını ve niteliklerinin artırmak için çaba gösteriyoruz." diye konuştu.
Altuntaş, ilki düzenlenen ve bu açıdan önem taşıdığına inandıkları kongrede klinik araştırmaların sayısının nasıl artırılabileceği, dünyaya nasıl entegre olunabileceği ve dünyadaki gelişmeler ile Türkiye'deki mevcut potansiyelin değerlendirildiğini belirtti.
- "Klinik araştırma merkezlerinin açılması lazım"
Dünyada yılda 300 binin üzerinde klinik çalışma yürütüldüğüne ve bunun yüzde 40-50'sinin ABD'de yapıldığına dikkati çeken Altuntaş, şunları kaydetti:
"Ülkemiz bundan yüzde 1,2-1,4 oranında pay almakta. Hedefimiz yüzde 2,5 ile 4 arasında. Bu mevcut potansiyelimizin 3-4 kat artırılması demek. Bunun için özellikle üniversite ve eğitim kurumlarında, Sağlık Bakanlığının eğitim ve araştırma hastaneleri de dahil olmak üzere klinik araştırma merkezlerinin açılması lazım. Uluslararası alanlara entegrasyon lazım. Burada ciddi bir ivme var. İvme iyi ama potansiyelimizin hala çok altındayız."
Altuntaş, bu alandaki mevzuatta dünyada örnek alınacak ülkelerden biri olan Türkiye'nin, Avrupa Birliği ülkelerinden daha iyi durumda bulunduğunu dile getirdi.
Klinik araştırmaların hastalar açısından önemine değinen Altuntaş, şunları söyledi:
"Klinik araştırmalara hastalar tabii ki derman bulmak için katılır. Çünkü özellikle hematolojik kanserli vakaların yüzde 50'sinin standart tedavileri tükettikten sonra klinik çalışmaya dahil olması lazım. Bunun için de yeni ilaçların geliştirilmesi gerekiyor. Bu çalışmaların sonucunda bir veri ortaya çıkıyor. Bu ilaçların ve moleküllerin faydalı olup olmadığı, olası yan etkileri, bunların sürekliliği gibi. Bazı parametreleri bizler tespit ediyoruz. Bunun daha sonra standart uygulamaya girip girmemesi konusunda bize katkı sağlamış oluyor. Örneğin kanserli hastalarda bundan 20 yıl önce yüzde 50'lerde olan başarı bugün yüzde 66'larda, 70'lerde diyoruz. Bu klinik çalışmalar sayesinde oluyor."
- "Aynı zamanda bir insanlık görevi"
Hastalara önerilerde bulunan ve çağrı yapan Altuntaş, şunları kaydetti:
"Klinik çalışmalara katılan hastalar ve gönüllülerimiz, kendilerini denek olarak düşünmemeli. Bu iş gönüllülük işi. Sosyal sorumluluk ve görevin yanında bir hayır işiymiş gibi de algılanmalı. Bir alanda muhtaç olan bir insana ya da insanlara yardım ediyorsunuz. Bir molekül ve ilacın geliştirilmesine katkı sağlıyorsunuz. Bu aynı zamanda bir insanlık görevi. Lütfen klinik çalışmalara gönüllü olarak katılalım. Katılımı teşvik edelim. Standart bir tedavisi yoksa bu alanda arayış içine girsinler. Hasta, hasta yakını, sosyal çevre ve kamu kurumlarının destek ve farkındalığın artırılmasına ihtiyaç var."
- "Klinik araştırmalar devlet politikası haline geldi"
Klinik araştırmaların yeni ilaçların geliştirilmesini sağlarken ülke ekonomisine de katkısı bulunduğuna değinen Altuntaş, dünyada klinik araştırmaların pazar büyüklüğünün 120 milyar dolar olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin pazardan daha fazla pay alabileceğini vurgulayan Altuntaş, "Ülkemizde klinik araştırmalar artık devlet politikası haline geldi. Cumhurbaşkanımız ve Sağlık Bakanımızın, üniversitelerin, YÖK'ün çok büyük çabaları var. Ülke olarak iyi bir yoldayız. Biraz zamana, desteklenmeye ihtiyaç duyuyoruz. Ankara Onkoloji Hastanesinde klinik araştırma merkezi kurduk. Mükemmeliyet merkezi olma yolunda ilerliyoruz." ifadelerini kullandı.
Altuntaş, son zamanlarda bilim dünyasında çok sık adı geçen tedavi yöntemi "immünoterapi" konusunda hızla gelişmeler olduğunu ve Türkiye'nin bu alanda da geri kalmaması gerektiğini dile getirdi.