Diyanet İşleri Başkanı Erbaş Bakü'de Cuma Namazı Kıldırdı

Erbaş'ın irat ettiği 'Birlik, beraberlik ve kardeşlik' konulu hutbeden: 'Birliğimizin ve dirliğimizin kıymetini bilelim. Her türlü saldırı, oyun, tuzak ve planları kardeşliğimizle bozalım' 'İslam toplumları olarak bizler, kendi aramızda beraberlik ve dayanışmayı güçlendirdiğimizde, imkanlarımızı birleştirerek ortak çalışmalarımızı geliştirdiğimizde coğrafyamızdaki birçok sorun kolayca çözülebilecektir. Güçlü ve müreffeh bir İslam dünyası aynı zamanda bütün insanlığın huzur ve güvenini de temin edecektir'

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş Bakü'de Cuma Namazı Kıldırdı
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de cuma namazı kıldırdı ve hutbe irat etti.

Dünya Dini Liderleri 2. Bakü Zirvesi'ne katılmak için Azerbaycan'da bulunan Erbaş, cuma namazı için Bakü Haydar Camisi'ne geldi. Erbaş, aralarında zirve katılımcısı dini yetkililerin de yer aldığı cemaate hutbe okudu.

"Birlik, beraberlik ve kardeşlik" konulu hutbesinde Erbaş, Hazreti Muhammed'in takdim ettiği en önemli değerlerden biri olan kardeşliğin dilleri, renkleri, ırkları, coğrafyaları farklı olmakla beraber inançları, sevinçleri, hüzünleri, idealleri ve umutları bir olanları birbirine sımsıkı kenetleyen iman kardeşliği olduğunu belirtti.

Müslümanlar arasındaki kardeşliğin üstünlük yarışını, ötekileştirmeyi, ezmeyi, yok saymayı mubah gören bir kardeşlik olmadığını, "ben"i "biz", "binler"i "bir" yapan, adalet, merhamet, muhabbet ve paylaşma gibi yüce değerlere dayandığını vurgulayan Erbaş, "Bu kardeşlik, Allah Resulü'nün Veda Hutbesi'nde 'Ayaklarımın altına alıyorum' dediği asabiyet, cehalet, fitne, fesat ve ayrılığı yok eden bir kardeşliktir. Zira bu kardeşlikte birlik ve beraberliği, onur ve haysiyeti zedeleyen cehalet ve asabiyete asla yer yoktur. Bu kardeşlikte cana, mala, insan onuruna kastetmek kesinlikle yoktur." dedi.

Türkiye ile Azerbaycan arasında tarihin derinliklerine dayanan bir kardeşlik bağı olduğunu hatırlatan Erbaş, aynı inanç, tarih, dil, coğrafya ve kültürün mensubu iki ülke halkının yedi kıtaya ilim, hikmet, sevgi ve muhabbet taşıyan bir medeniyetin mensupları olduğunu vurguladı.

Türkiye ve Azerbaycan'ın aynı idealler uğrunda bir araya gelen, aynı kültürden beslenen "tek millet iki devlet" olduğunu dile getiren Erbaş, "Dostluk ve kardeşliğimiz Allah'a hamd olsun, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışmayla her geçen gün daha da perçinlenmektedir. Ortak çalışmalarımız başta eğitim olmak üzere birçok alanda gelişerek ve güçlenerek devam edecektir. Biz, kardeş ülke Azerbaycan ile bir binanın yapı taşları gibi sevinçte ve kederde, varlıkta ve yoklukta her zorlu süreçte kardeşler olarak birbirimize sımsıkı kenetlendik. Bu coğrafyanın bütün ülkeleri olarak kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi, gücümüzü fitne ve husumetle yok etmek isteyenlere asla fırsat vermedik." ifadelerini kullandı.

İman başta olmak üzere dil, kültür, coğrafya ve tarihin bir milleti millet yapan, ayakta tutan ve geleceğe taşıyan asli değerler olduğunu vurgulayan Erbaş, şunları kaydetti:

"Tecrübeyle sabittir ki inancını kaybedenler varlığını da kaybediyor. Dilini kaybedenler mefkuresini de kaybediyor, kültürünü kaybedenler kimliğini de kaybediyor, tarihini kaybedenler hafızasını da coğrafyasını da kaybediyor. Şu günlerde hepimize düşen, bir kez daha birbirimize sımsıkı kenetlenmektir; dinimiz, güzel vatanımız, milletimiz ve kardeşliğimiz üzerinde oynanan oyunlara izin vermemektir.

Birliğimizin ve dirliğimizin kıymetini bilelim. Her türlü saldırı, oyun, tuzak ve planları kardeşliğimizle bozalım. Cahiliye asabiyetinin ürünü olan ve kardeşi kardeşe kırdırmak için körüklenen tefrika ateşini basiret, hikmet, bilgi ve irfanla söndürelim. Muhabbetin her türlü düşmanlığa galip geleceğini bilelim. Her daim olduğu gibi bugün de hakkın, hukukun, adaletin, ahlak ve faziletin tarafında yer alalım. Unutmayalım ki İslam toplumları olarak bizler, kendi aramızda beraberlik ve dayanışmayı güçlendirdiğimizde, imkanlarımızı birleştirerek ortak çalışmalarımızı geliştirdiğimizde coğrafyamızdaki birçok sorun kolayca çözülebilecektir. Güçlü ve müreffeh bir İslam dünyası aynı zamanda bütün insanlığın huzur ve güvenini de temin edecektir."

Erbaş, hutbenin ardından cuma namazı kıldırdı.

Kaynak: AA