Tüp Bebek Tedavisinde PRP Yöntemi Umut Vadediyor
Medline Adana Hastanesi Kadın Hastalıkları Doğum ve İfertilite Uzmanı Dr. Feza Burak, PRP ile yumurta gençleştirme yönteminin yeni bir uygulama olduğunu, kesin ve uzun vadedeki sonuçları henüz tam olarak bilinmemekle beraber ilerisi için umut vadettiğini söyledi.
Uzman Dr. Feza Burak, PRP yönteminin yüksek seviyede trombosit içeren ve büyüme faktörleri konsantrasyonunun plazmadan 3 ila 5 kat daha fazla, kişinin kendi kanından elde edilen doğal bir ürün olduğunu söyleyerek bunun kadınlarda görülen kısırlığın tedavisinde yumurta kalitesini artırabileceğini kaydetti.
Yumurtalık gençleştirme işleminin yumurtalık olgunlaşması ve yumurtalık içindeki gelişmeyi tekrar uyandırmayı amaçlayan yenilikçi bir uygulama olduğunu anlatan Dr. Feza Burak, “İşlem, hazırlanan PRP’nin yumurtalıklara enjekte edilmesiyle gerçekleştiriliyor. Kadınların yumurtalıklarında menopoz sonrası dönem dahil olmak üzere her zaman yumurta bulunuyor. Fakat bu yumurtaların çoğu veya tümü uyku durumunda oluyor” dedi.
İşlem iki aşamada tamamlanıyor
PRP ile yumurtalık gençleştirme sürecinin iki adımda gerçekleştirildiğini belirten Burak, “İlk aşamada öncelikle hastanın toplardamarından alınan az miktardaki kan bir tüpe konularak santrifüj cihazına yerleştiriliyor ve bazı işlemlerden sonra PRP hazır hale getiriliyor. İkinci aşama ise elde edilen PRP’nin yumurtalıklara enjekte edilmesi oluyor. Bu işlem transvajinal ultrason kılavuzluğunda gerçekleştiriliyor. İşlem, hastanın ağrı hissetmemesi için damar yolunun kullanıldığı basit bir anestezi uygulaması sonrasında tamamlanıyor” diye konuştu.
PRP yönteminin rahim zarının yeterince kalınlaşmadığı tespit edilen hastalarda ve yumurtalıklarında çok ciddi sorun yaşayanlarda uygulanabildiğini söyleyen Dr. Feza Burak, “Ayrıca önceden tüp bebek tedavisi uygulanmış ancak başarı elde edilememiş kişilerde, ileri yaş nedeniyle yumurtalık rezervi oldukça azalmış kişilerde ve menopoza giriş döneminde bulunan, fakat yumurtalık fonksiyonlarının yeniden başlatılması mümkün olan hastalarda da bu yöntem uygulanabiliyor” dedi.
USG ve bazı testler gerekebiliyor
PRP uygulaması öncesinde kadınlarda genellikle yumurtalık rezervini ve rahim içi bulguları görme amacıyla ultrason (USG) muayenesi ve bazı testler yapıldığını ifade eden Burak, “Elde edilen sonuçlar sayesinde hangi tedavi yönteminin uygulanacağı belirleniyor ve PRP yapılıp yapılmayacağı konusunda nihai karar alınıyor. Genellikle PRP tedavilerinin olumlu etkilerini uygulamanın ardından 3 ya da 4 ay içerisinde görmek mümkün olabiliyor. Ancak yeni bir yöntem olduğundan uzun vadedeki etkisi henüz tam olarak belirlenebilmiş değil. Bu yeni uygulamada sonuçların ne kadar kalıcı olacağı konusunda elimizde kesin sonuçlar olmamakla beraber, birkaç kez PRP uygulanmasında herhangi bir sakınca olduğu da bildirilmemiştir” şeklinde konuştu.
Kimlere PRP uygulanabilir?
Dr. Feza Burak, PRP tedavisinin fiziksel olarak herhangi bir problemi bulunmayan ve geçmişinde kanser öyküsü olmayan kadınlarahangi durumlarda uygulanabildiğini şu şekilde açıkladı:
“Düşük yumurta rezervine ve düşük Anti-Müllerian Hormon (AMH) seviyesine sahip olanlar, erken yumurtalık yetmezliği olanlar, 35 yaş üstü kısırlık problemi yaşayanlar. PRP enjeksiyonları ayrıca embriyonun rahim iç yüzeyine tutunmasını zorlaştıran rahim iç zarında incelik, rahim içinde yapışıklık ve rahim iç zarında kalınlaşma gibi sorunlar yaşayan kadınlarda da olumlu etkiler gösterebiliyor.”
Kaynak: İHA
Yumurtalık gençleştirme işleminin yumurtalık olgunlaşması ve yumurtalık içindeki gelişmeyi tekrar uyandırmayı amaçlayan yenilikçi bir uygulama olduğunu anlatan Dr. Feza Burak, “İşlem, hazırlanan PRP’nin yumurtalıklara enjekte edilmesiyle gerçekleştiriliyor. Kadınların yumurtalıklarında menopoz sonrası dönem dahil olmak üzere her zaman yumurta bulunuyor. Fakat bu yumurtaların çoğu veya tümü uyku durumunda oluyor” dedi.
İşlem iki aşamada tamamlanıyor
PRP ile yumurtalık gençleştirme sürecinin iki adımda gerçekleştirildiğini belirten Burak, “İlk aşamada öncelikle hastanın toplardamarından alınan az miktardaki kan bir tüpe konularak santrifüj cihazına yerleştiriliyor ve bazı işlemlerden sonra PRP hazır hale getiriliyor. İkinci aşama ise elde edilen PRP’nin yumurtalıklara enjekte edilmesi oluyor. Bu işlem transvajinal ultrason kılavuzluğunda gerçekleştiriliyor. İşlem, hastanın ağrı hissetmemesi için damar yolunun kullanıldığı basit bir anestezi uygulaması sonrasında tamamlanıyor” diye konuştu.
PRP yönteminin rahim zarının yeterince kalınlaşmadığı tespit edilen hastalarda ve yumurtalıklarında çok ciddi sorun yaşayanlarda uygulanabildiğini söyleyen Dr. Feza Burak, “Ayrıca önceden tüp bebek tedavisi uygulanmış ancak başarı elde edilememiş kişilerde, ileri yaş nedeniyle yumurtalık rezervi oldukça azalmış kişilerde ve menopoza giriş döneminde bulunan, fakat yumurtalık fonksiyonlarının yeniden başlatılması mümkün olan hastalarda da bu yöntem uygulanabiliyor” dedi.
USG ve bazı testler gerekebiliyor
PRP uygulaması öncesinde kadınlarda genellikle yumurtalık rezervini ve rahim içi bulguları görme amacıyla ultrason (USG) muayenesi ve bazı testler yapıldığını ifade eden Burak, “Elde edilen sonuçlar sayesinde hangi tedavi yönteminin uygulanacağı belirleniyor ve PRP yapılıp yapılmayacağı konusunda nihai karar alınıyor. Genellikle PRP tedavilerinin olumlu etkilerini uygulamanın ardından 3 ya da 4 ay içerisinde görmek mümkün olabiliyor. Ancak yeni bir yöntem olduğundan uzun vadedeki etkisi henüz tam olarak belirlenebilmiş değil. Bu yeni uygulamada sonuçların ne kadar kalıcı olacağı konusunda elimizde kesin sonuçlar olmamakla beraber, birkaç kez PRP uygulanmasında herhangi bir sakınca olduğu da bildirilmemiştir” şeklinde konuştu.
Kimlere PRP uygulanabilir?
Dr. Feza Burak, PRP tedavisinin fiziksel olarak herhangi bir problemi bulunmayan ve geçmişinde kanser öyküsü olmayan kadınlarahangi durumlarda uygulanabildiğini şu şekilde açıkladı:
“Düşük yumurta rezervine ve düşük Anti-Müllerian Hormon (AMH) seviyesine sahip olanlar, erken yumurtalık yetmezliği olanlar, 35 yaş üstü kısırlık problemi yaşayanlar. PRP enjeksiyonları ayrıca embriyonun rahim iç yüzeyine tutunmasını zorlaştıran rahim iç zarında incelik, rahim içinde yapışıklık ve rahim iç zarında kalınlaşma gibi sorunlar yaşayan kadınlarda da olumlu etkiler gösterebiliyor.”