'Bizim Hedefimiz Terör Örgütleridir'
Eski TBMM Başkanı ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım: 'Bizim hedefimiz, gözünü kırpmadan masum insanları öldüren ülkemize musallat olmuş alçak terör örgütleridir. Kimliği, ismi, milliyeti ne olursa olsun, terör örgütleri bizim hedefimizdir. Onun dışındaki masum insanlarla bizim işimiz olmaz' 'Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Bizim derdimiz kendi topraklarımızın güvenliğini sağlamak. Fırat Kalkanı gibi Barış Pınarı da bir turnusol görevi görüyor. İçimizde dışımızda kimin dost olduğu, kime güveneceğimizi, kime güvenemeyeceğimizi çok açık bir şekilde ortaya koyuyor' 'Suriye, 9 yıldır bizim gündemimizi de işgal ediyor. Şu an aklımız o bölgede. Şimdi kahraman Mehmetçiğimiz o bölgede destan yazıyor ve operasyon başarıyla devam ediyor'
Eski TBMM Başkanı ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, "Bizim hedefimiz, gözünü kırpmadan masum insanları öldüren ülkemize musallat olmuş alçak terör örgütleridir. Kimliği, ismi, milliyeti ne olursa olsun terör örgütleri bizim hedefimizdir. Onun dışındaki masum insanlarla bizim işimiz olmaz." dedi.
Yıldırım, Avrasya Bir Vakfı 2019-2020 Dönemi Açılış Konferansı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzur getirmek amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından başlatılan Barış Pınarı Harekatı'nı değerlendirdi.
Selçuklu ve Osmanlı tecrübelerine değinen Yıldırım, Türklerin bulundukları bölgelerde barış, huzur ve adaletin hüküm sürdüğünü ancak Osmanlı sonrası bu ortamın yok olduğunu belirtti.
Türkiye'nin Avrasya'nın merkezinde yer aldığını ifade eden Yıldırım, özel durumun aynı zamanda ağır bir yük olduğunu ve bu topraklarda hüküm sürmenin de kolay olmadığını vurguladı.
Yıldırım, Suriye'de Hafız Esad döneminde terör örgütü PKK'nın Bekaa Vadisi'ne yerleşerek terör eylemleri yaptığını aktararak, terör örgütünün canlanmasının ise ABD'nin Körfez Savaşı ile bölgeye gelmesiyle başladığını söyledi.
Arap Baharı sonrası Suriye'de başlayan olaylar nedeniyle ülkenin iç savaşa sürüklendiğini ifade eden Yıldırım, "Suriye, 9 yıldır bizim gündemimizi de işgal ediyor. Şu an aklımız o bölgede. Şimdi kahraman Mehmetçiğimiz o bölgede destan yazıyor ve operasyon başarıyla devam ediyor. Allah, kahraman Mehmetçiğimizin, güvenlik güçlerimizin yar ve yardımcısı olsun. Duamız ve desteğimiz onlarla." diye konuştu.
- "Sanayide yerlileşme hamlemiz meyvelerini veriyor"
Yıldırım, Avrupa'nın bölücü terör örgütüne karşı kalkan olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Silahlı Kuvvetlerimizin kullandığı mühimmatı vermediler. Bugün yaptıkları gibi ambargo uyguladılar. Belki de iyi oldu. Biz buna yabancı değiliz. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrası da ambargo başlatmışlardı. 'Kötü komşu ev sahibi yapar.' misali biz de 'Kendi göbeğimizi kendimiz keselim.' dedik ve 1974'te başlattığımız sanayideki yerlileşme hamlemiz, bugün meyvelerini vermeye başladı. 1974'te başlattığımız HAVELSAN, ASELSAN, ROKETSAN, TAİ gibi kuruluşlarımız dünyada savunma sanayisinde hatırı sayılan firmalar arasında yerini aldı. 2003'te savunma sanayisinde yerlilik payımız yüzde 23 iken bugün yüzde 70'lere çıktı. Bugün kullandığımız haberleşme sistemlerinden savunma sistemlerine kadar birçok ihtiyacımızı kendimiz karşılayabiliyoruz."
Türkiye'nin İHA ve SİHA gibi yeni nesil insansız hava araçlarını müttefik denilen ülkelerden alamadığı için kendisinin üretmeye karar verdiğini anlatan Yıldırım, bugün 3-4 firmanın bu savunma araçlarını yaparak, ihtiyacı olan gerçek müttefiklerine de verdiğini kaydetti.
Batı ve ABD'yi "iyi gün dostu" olarak niteleyen Yıldırım, "Zor zamanlarda hiçbir zaman bu ülkeleri yanımızda görmedik. Bu gerçeği görmek ve bu gerçeğin ışığında işimizi yapmak mecburiyetindeyiz. Bize bizden başka kimsenin faydası yok. Şartlar ne olursa olsun, istedikleri her şeyi de yapsak sonuç değişmez. Çünkü temel bir inanç, kültür farkı var. Bir kuyruk acısı var. Bu düzeltmenin yolu güçlü olmaktan geçiyor. Türkiye güçlendikçe afra tafra yapanlar 'Yes sir' diye önümüze gelecekler." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, bugün siyasetin çok fazla ayrışmasına karşın siyasi partilerin Barış Pınarı Harekatı etrafında bir araya gelmesinin değerli olduğunu vurguladı.
- "Bu coğrafyada herkesin gözü Türkiye'de"
Binali Yıldırım, gelecekten emin olmak için yaşanılan coğrafyanın bütünüyle güvenli hale getirilmesi gerektiğinin altını çizerek, "Türkiye sadece kendisi için bu topraklarda var olmakla yetinemez. Türkiye'nin sorumluluk taşıdığı 2 milyar insan var. Bu coğrafyada herkesin gözü Türkiye'de. Eğer Türkiye sendelerse, bu coğrafyada yaşayan milyonlar, milyarlar büyük acı çeker. Geçmiş tarihimize bakınca bunu görüyoruz. Türk cumhuriyetlerine bakın, ne badirelerden geçtiler." dedi.
Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya gibi ülkelerin hiçbirinin terör tehdidi ile karşı karşıya olmadığına dikkati çeken Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda tedirgin oldukları şey düzensiz göç. Türkiye'ye 'Aman ne güzel yapıyor, harikalar yaratıyor, 4 milyon Suriyeliyi ülkesinde barındırıyor.' diye övgüler yağdırıyorlar. Türkiye evini, aşını paylaşıyor, dünyada bunu yapan başka bir ülke yok. Peki, Türkiye bunu yapıyor da siz ne yapıyorsunuz. Daha fazla göçe sebep olacak, güney sınırlarımız ötesinde meydana gelen terör unsurlarına karşı nerede duruyorsunuz? Türkiye'nin yanında mı duruyorsunuz yoksa onların yanında mı duruyorsunuz? Yine alçakça, utanmadan 'Türk askeri Kürtleri öldürüyor.' diye propaganda ve haber yapıyorsunuz. Türk askeri hiçbir sivilin burnunun dahi kanamaması için her şeyi yapıyor. Bunu Afrin Harekatı'nda, Fırat Kalkanı'nda gördük. Tereyağından kıl çeker gibi, hiçbir sivile zarar vermeden oradaki DEAŞ'lıları, PKK ve YPG'lileri temizleyip insanların huzurunu sağladık. Bugün de aynı hassasiyeti gösteriyoruz. Biz böyle yaparken terör örgütü dün havan topu atıp 11 sivil vatandaşımızı şehit etti. Avrupa ülkelerinden ses soluk çıkaran var mı? Bu ikiyüzlülük ve çifte standart devam ettiği müddetçe, ne bölgesel ne de küresel barıştan söz etmek mümkün değil."
- "Türkiye bölgeye huzur ve barış getirmeye çalışıyor"
Türkiye'nin düzensiz göçe neden olan ve terörü oluşturan kaynağı yok ettiğini belirten Yıldırım, bu anlamda Türkiye'nin Avrupa için çalıştığını kaydetti.
Yıldırım, Türkiye'nin bölgeye huzur ve barış getirmek için çalıştığını, Avrupa'nın ise terör örgütlerinin güdümüne girdiğine dikkati çekerek, "Kürtler, Araplar, Ezidiler, hepsi bizim kardeşimiz. Biz bin yıldan veri kader birliği yaptık. Bizim hedefimiz, gözünü kırpmadan masum insanları öldüren ülkemize musallat olmuş alçak terör örgütleridir. Kimliği, ismi, milliyeti ne olursa olsun terör örgütleri bizim hedefimizdir. Onun dışındaki masum insanlarla bizim işimiz olmaz. Bunu dünya eninde sonunda anlayacak ama ne fayda iş işten geçtikten sonra onların canını acıttıktan sonra anlayacaklar." ifadelerini kullandı.
DEAŞ'ın da fabrikasyon bir örgüt olduğunu anlatan Yıldırım, "İslam'la alakası olmayan, İslam dininin algısını bozmak için üretilmiş bir örgüttür. Bölgede bin 350 kilometrelik güney hududumuzda bir terör devleti kurdurmak için emperyal devletler bu örgütü ürettiler ve bu örgütü yok etmek için PKK ile YPG ile SDG ile iş birliği yaptılar. Bir terör örgütünü yok etmek için başka bir terör örgütü ile iş birliği yaptılar. ABD’ye bunu defalarca anlattık ve 'Gelin Türkiye ile çalışın.' dedik. 30 bin tır silah gönderdiler. Gönderdikleri silahlar bir ülkenin ordusunun donatacak kadar silahlar var. Niye verdiklerini görüyoruz. Şimdi operasyonda bu silahlar ele geçiyor." diye konuştu.
Türkiye'nin tüm yapılanlara sessiz kalıp rıza gösteremeyeceğini ifade eden Yıldırım, harekata karşı çıkanların Türkiye'nin eskisi gibi edilgen bir devlet olmasını istediklerini söyledi.
- "Macaristan'dan Allah razı olsun"
Yıldırım, Türkiye'nin eski Türkiye olmadığına dikkat çekerek, "Türkiye kendi sözünü kendisi söyler, nokta. ABD, Avrupa, Rusya'nın Suriye ile bir metrelik sınırı var mı? Acıyı onlar yaşıyor mu? Biz bedel ödüyoruz ve hesabı da biz göreceğiz. Onun için hedef Türkiye'dir, hedef Recep Tayyip Erdoğan'dır. Onlar bu bölgede planlarını pürüzsüz işletmek için Recep Tayyip Erdoğan'ı tek engel olarak görüyorlar. Siyaset ayrı şey, bunu görelim. Hepimizin milli görevi, Türkiye'yi, Recep Tayyip Erdoğan'ı korumaktır." dedi.
Yıldırım, bölgede farklı etnik unsurların ve muhaliflerin yerlerinden çıkartılarak, terör devleti kurulması amacı olduğunu ve bunun terör örgütünün değil onlara akıl verenlerin planı olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin kendi sınırlarını korumayı, kendi vatandaşlarının ve sınır ötesindeki insanların huzurunu sağlamayı amaçladığını bildiren Yıldırım, "Bu durumun aslında AB'in de işine gelmesi gerekir. Fakat anlaşılmaz bir şekilde harekata karşı çıkıyorlar. Macaristan'dan Allah razı olsun." dedi.
Harekatın, sadece Türkiye'nin değil dünyanın da göç sorununu halletmeye yönelik bir harekat olduğunu anlatan Yıldırım, "Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Bizim derdimiz kendi topraklarımızın güvenliğini sağlamak. Fırat Kalkanı gibi Barış Pınarı da bir turnusol görevi görüyor. İçimizde dışımızda kimin dost olduğunu, kime güveneceğimizi, kime güvenemeyeceğimizi çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Zor zamanlarında yanlarında olduğumuz sözde dostlarımız, maalesef bugünlerde yine bizi yalnız bırakıyor." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
Yıldırım, Avrasya Bir Vakfı 2019-2020 Dönemi Açılış Konferansı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzur getirmek amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından başlatılan Barış Pınarı Harekatı'nı değerlendirdi.
Selçuklu ve Osmanlı tecrübelerine değinen Yıldırım, Türklerin bulundukları bölgelerde barış, huzur ve adaletin hüküm sürdüğünü ancak Osmanlı sonrası bu ortamın yok olduğunu belirtti.
Türkiye'nin Avrasya'nın merkezinde yer aldığını ifade eden Yıldırım, özel durumun aynı zamanda ağır bir yük olduğunu ve bu topraklarda hüküm sürmenin de kolay olmadığını vurguladı.
Yıldırım, Suriye'de Hafız Esad döneminde terör örgütü PKK'nın Bekaa Vadisi'ne yerleşerek terör eylemleri yaptığını aktararak, terör örgütünün canlanmasının ise ABD'nin Körfez Savaşı ile bölgeye gelmesiyle başladığını söyledi.
Arap Baharı sonrası Suriye'de başlayan olaylar nedeniyle ülkenin iç savaşa sürüklendiğini ifade eden Yıldırım, "Suriye, 9 yıldır bizim gündemimizi de işgal ediyor. Şu an aklımız o bölgede. Şimdi kahraman Mehmetçiğimiz o bölgede destan yazıyor ve operasyon başarıyla devam ediyor. Allah, kahraman Mehmetçiğimizin, güvenlik güçlerimizin yar ve yardımcısı olsun. Duamız ve desteğimiz onlarla." diye konuştu.
- "Sanayide yerlileşme hamlemiz meyvelerini veriyor"
Yıldırım, Avrupa'nın bölücü terör örgütüne karşı kalkan olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Silahlı Kuvvetlerimizin kullandığı mühimmatı vermediler. Bugün yaptıkları gibi ambargo uyguladılar. Belki de iyi oldu. Biz buna yabancı değiliz. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrası da ambargo başlatmışlardı. 'Kötü komşu ev sahibi yapar.' misali biz de 'Kendi göbeğimizi kendimiz keselim.' dedik ve 1974'te başlattığımız sanayideki yerlileşme hamlemiz, bugün meyvelerini vermeye başladı. 1974'te başlattığımız HAVELSAN, ASELSAN, ROKETSAN, TAİ gibi kuruluşlarımız dünyada savunma sanayisinde hatırı sayılan firmalar arasında yerini aldı. 2003'te savunma sanayisinde yerlilik payımız yüzde 23 iken bugün yüzde 70'lere çıktı. Bugün kullandığımız haberleşme sistemlerinden savunma sistemlerine kadar birçok ihtiyacımızı kendimiz karşılayabiliyoruz."
Türkiye'nin İHA ve SİHA gibi yeni nesil insansız hava araçlarını müttefik denilen ülkelerden alamadığı için kendisinin üretmeye karar verdiğini anlatan Yıldırım, bugün 3-4 firmanın bu savunma araçlarını yaparak, ihtiyacı olan gerçek müttefiklerine de verdiğini kaydetti.
Batı ve ABD'yi "iyi gün dostu" olarak niteleyen Yıldırım, "Zor zamanlarda hiçbir zaman bu ülkeleri yanımızda görmedik. Bu gerçeği görmek ve bu gerçeğin ışığında işimizi yapmak mecburiyetindeyiz. Bize bizden başka kimsenin faydası yok. Şartlar ne olursa olsun, istedikleri her şeyi de yapsak sonuç değişmez. Çünkü temel bir inanç, kültür farkı var. Bir kuyruk acısı var. Bu düzeltmenin yolu güçlü olmaktan geçiyor. Türkiye güçlendikçe afra tafra yapanlar 'Yes sir' diye önümüze gelecekler." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, bugün siyasetin çok fazla ayrışmasına karşın siyasi partilerin Barış Pınarı Harekatı etrafında bir araya gelmesinin değerli olduğunu vurguladı.
- "Bu coğrafyada herkesin gözü Türkiye'de"
Binali Yıldırım, gelecekten emin olmak için yaşanılan coğrafyanın bütünüyle güvenli hale getirilmesi gerektiğinin altını çizerek, "Türkiye sadece kendisi için bu topraklarda var olmakla yetinemez. Türkiye'nin sorumluluk taşıdığı 2 milyar insan var. Bu coğrafyada herkesin gözü Türkiye'de. Eğer Türkiye sendelerse, bu coğrafyada yaşayan milyonlar, milyarlar büyük acı çeker. Geçmiş tarihimize bakınca bunu görüyoruz. Türk cumhuriyetlerine bakın, ne badirelerden geçtiler." dedi.
Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya gibi ülkelerin hiçbirinin terör tehdidi ile karşı karşıya olmadığına dikkati çeken Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda tedirgin oldukları şey düzensiz göç. Türkiye'ye 'Aman ne güzel yapıyor, harikalar yaratıyor, 4 milyon Suriyeliyi ülkesinde barındırıyor.' diye övgüler yağdırıyorlar. Türkiye evini, aşını paylaşıyor, dünyada bunu yapan başka bir ülke yok. Peki, Türkiye bunu yapıyor da siz ne yapıyorsunuz. Daha fazla göçe sebep olacak, güney sınırlarımız ötesinde meydana gelen terör unsurlarına karşı nerede duruyorsunuz? Türkiye'nin yanında mı duruyorsunuz yoksa onların yanında mı duruyorsunuz? Yine alçakça, utanmadan 'Türk askeri Kürtleri öldürüyor.' diye propaganda ve haber yapıyorsunuz. Türk askeri hiçbir sivilin burnunun dahi kanamaması için her şeyi yapıyor. Bunu Afrin Harekatı'nda, Fırat Kalkanı'nda gördük. Tereyağından kıl çeker gibi, hiçbir sivile zarar vermeden oradaki DEAŞ'lıları, PKK ve YPG'lileri temizleyip insanların huzurunu sağladık. Bugün de aynı hassasiyeti gösteriyoruz. Biz böyle yaparken terör örgütü dün havan topu atıp 11 sivil vatandaşımızı şehit etti. Avrupa ülkelerinden ses soluk çıkaran var mı? Bu ikiyüzlülük ve çifte standart devam ettiği müddetçe, ne bölgesel ne de küresel barıştan söz etmek mümkün değil."
- "Türkiye bölgeye huzur ve barış getirmeye çalışıyor"
Türkiye'nin düzensiz göçe neden olan ve terörü oluşturan kaynağı yok ettiğini belirten Yıldırım, bu anlamda Türkiye'nin Avrupa için çalıştığını kaydetti.
Yıldırım, Türkiye'nin bölgeye huzur ve barış getirmek için çalıştığını, Avrupa'nın ise terör örgütlerinin güdümüne girdiğine dikkati çekerek, "Kürtler, Araplar, Ezidiler, hepsi bizim kardeşimiz. Biz bin yıldan veri kader birliği yaptık. Bizim hedefimiz, gözünü kırpmadan masum insanları öldüren ülkemize musallat olmuş alçak terör örgütleridir. Kimliği, ismi, milliyeti ne olursa olsun terör örgütleri bizim hedefimizdir. Onun dışındaki masum insanlarla bizim işimiz olmaz. Bunu dünya eninde sonunda anlayacak ama ne fayda iş işten geçtikten sonra onların canını acıttıktan sonra anlayacaklar." ifadelerini kullandı.
DEAŞ'ın da fabrikasyon bir örgüt olduğunu anlatan Yıldırım, "İslam'la alakası olmayan, İslam dininin algısını bozmak için üretilmiş bir örgüttür. Bölgede bin 350 kilometrelik güney hududumuzda bir terör devleti kurdurmak için emperyal devletler bu örgütü ürettiler ve bu örgütü yok etmek için PKK ile YPG ile SDG ile iş birliği yaptılar. Bir terör örgütünü yok etmek için başka bir terör örgütü ile iş birliği yaptılar. ABD’ye bunu defalarca anlattık ve 'Gelin Türkiye ile çalışın.' dedik. 30 bin tır silah gönderdiler. Gönderdikleri silahlar bir ülkenin ordusunun donatacak kadar silahlar var. Niye verdiklerini görüyoruz. Şimdi operasyonda bu silahlar ele geçiyor." diye konuştu.
Türkiye'nin tüm yapılanlara sessiz kalıp rıza gösteremeyeceğini ifade eden Yıldırım, harekata karşı çıkanların Türkiye'nin eskisi gibi edilgen bir devlet olmasını istediklerini söyledi.
- "Macaristan'dan Allah razı olsun"
Yıldırım, Türkiye'nin eski Türkiye olmadığına dikkat çekerek, "Türkiye kendi sözünü kendisi söyler, nokta. ABD, Avrupa, Rusya'nın Suriye ile bir metrelik sınırı var mı? Acıyı onlar yaşıyor mu? Biz bedel ödüyoruz ve hesabı da biz göreceğiz. Onun için hedef Türkiye'dir, hedef Recep Tayyip Erdoğan'dır. Onlar bu bölgede planlarını pürüzsüz işletmek için Recep Tayyip Erdoğan'ı tek engel olarak görüyorlar. Siyaset ayrı şey, bunu görelim. Hepimizin milli görevi, Türkiye'yi, Recep Tayyip Erdoğan'ı korumaktır." dedi.
Yıldırım, bölgede farklı etnik unsurların ve muhaliflerin yerlerinden çıkartılarak, terör devleti kurulması amacı olduğunu ve bunun terör örgütünün değil onlara akıl verenlerin planı olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin kendi sınırlarını korumayı, kendi vatandaşlarının ve sınır ötesindeki insanların huzurunu sağlamayı amaçladığını bildiren Yıldırım, "Bu durumun aslında AB'in de işine gelmesi gerekir. Fakat anlaşılmaz bir şekilde harekata karşı çıkıyorlar. Macaristan'dan Allah razı olsun." dedi.
Harekatın, sadece Türkiye'nin değil dünyanın da göç sorununu halletmeye yönelik bir harekat olduğunu anlatan Yıldırım, "Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Bizim derdimiz kendi topraklarımızın güvenliğini sağlamak. Fırat Kalkanı gibi Barış Pınarı da bir turnusol görevi görüyor. İçimizde dışımızda kimin dost olduğunu, kime güveneceğimizi, kime güvenemeyeceğimizi çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Zor zamanlarında yanlarında olduğumuz sözde dostlarımız, maalesef bugünlerde yine bizi yalnız bırakıyor." şeklinde konuştu.