CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal Açıklaması
'2002 yılında 102 milyon zeytin ağacına sahip ülkemizde 1,8 milyon ton zeytin yetiştirilirken geçen 17 yıllık süreçte ağaç sayısı 178 milyona ulaşmış ancak verim 1,5 milyon ton seviyelerine gerilemiştir'.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, "2002 yılında 102 milyon zeytin ağacına sahip ülkemizde 1,8 milyon ton zeytin yetiştirilirken geçen 17 yıllık süreçte ağaç sayısı 178 milyona ulaşmış ancak verim 1,5 milyon ton seviyelerine gerilemiştir." dedi.
Sarıbal, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin tarımda önemli bir potansiyele sahip olduğunu ancak bu potansiyelini gerekli ölçüde değerlendiremediğini öne sürdü.
Bu potansiyelin bileşenlerinden zeytin ve pamuk ürünlerine değinen Sarıbal, zeytinin insanlık tarihi kadar eskiye dayanan bir geçmişe sahip olduğunu vurguladı.
Sarıbal, şunları söyledi:
"Dünya varlığından beri doğanın bize bahşettiği önemli ürünlerden bir tanesi de zeytindir. Zeytin bizim coğrafyamız için ayrıca bir önemi vardır o da bu toprakların asli bitkisidir. 2002 yılında 102 milyon zeytin ağacına sahip ülkemizde 1,8 milyon ton zeytinin yetiştirilirken geçen 17 yıllık süreçte ağaç sayısı 178 milyona ulaşmış ancak verim 1,5 milyon ton seviyelerine gerilemiştir. Bu yıl elde edilecek zeytin miktarının da 1,5 milyon ton olacağı öngörülüyor. Buradaki sorunun adı zeytin bölgeleridir. Herkes ılıman bölgede, deniz kenarlarında yaşamak istediği için zeytin arazisi olarak belirlenmiş alanlarda artık binalar, sanayi tesisleri var. Bu nedenle zeytin ağaçlarımız tek tek gidiyor. 1939 yılında çıkan yasaya göre zeytin ağaçlarının kesilmemesi lazım. İktidarın kalkınma modeli kapsamında o 100 yıllık, 150 yıllık ağaçların kesilmemesi lazımdır. İktidarın başlattığı zeytin seferberliği kapsamında dikilen zeytin ağaçlarının akıbeti ne durumdadır? Zeytin ağacı varlığının arttığı söylenirken verimde görülen düşüş neden kaynaklanmaktadır? Bu çok önemli bir problemdir."
Sarıbal, iktidarın 2023'te sofralık zeytinde 450 bin ton üretim, 3.5 milyar dolar gelir, yağlık zeytinde ise 700 bin ton yağ, 3 milyar dolar gelir elde edilmesini hedeflediğini anımsattı.
Şu an bu hedefin çok gerisinde olunduğunu savunan Sarıbal, "700 bin ton yağ elde edebilmek için yaklaşık 3 milyon ton yağlık zeytin üretilmesi gerekmektedir. Mevcut rakamlarla 2023 hedefine nasıl ulaşacaksınız? Zeytinin maliyeti çok, geliri azdır. Bizim bu yıl beklentimiz, en düşük barem 6 lira, en yüksek barem 15 lira olmalı. Ortalama 10 liraya denk gelmeli. Bu rakamın altı çiftçiyi zarara götürecektir. Çünkü zeytincilik ileri değil geriye gidiyor. Ayrıca zeytin yağında 1,5 lira, danede ise 1 lira destekleme yapılmasını bekliyoruz. Siyah altın, hak ettiği değeri bulmalıdır."
Orhan Sarıbal, Türkiye'nin önemli üretim alanına sahip ürünlerden birisini de pamuğun oluşturduğunu, 7 milyon dönüm arazide üretiminin yapıldığını söyledi.
Pamuğun zeytinden daha stratejik bir ürün olduğuna dikkati çeken Sarıbal, şunları kaydetti:
"Ülkenin birçok bölgesi pamuk üretimine müsait. 2002 yılından buyana 12,5 milyon tondan fazla lif pamuk ithal etmişiz ve karşılığında 21,6 milyar dolar para ödemişiz. Pamuk 50'inin üzerinde sektöre hizmet etmektedir. Üretiminde Uruguay'dan sonra ikinci ülkeyiz. İçindeki tohum oranı ile kalitesi dünyanın en yüksek ülkesiyiz ama çiftçi bu alanda da çok zor durumda. Bu sene yağışlar nedeniyle ortaya çıkan zararlıya karşı fazla ilaç kullanımı maliyetlerin artmasına, verimin ise düşmesine neden oldu. Geçen yıl 80 kuruş olarak açıklanan prim desteği bu yıl açıklanmadı. Beklentimiz en az 1,5 lira. Çiftçi eğer iyi bir prim gelmezse gelecek sene daha az alanda pamuk ekimi yapacaktır. Dolayısıyla ciddi bir problem vardır. Acilen tedbir almak gerekiyor."
Kaynak: AA
Sarıbal, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin tarımda önemli bir potansiyele sahip olduğunu ancak bu potansiyelini gerekli ölçüde değerlendiremediğini öne sürdü.
Bu potansiyelin bileşenlerinden zeytin ve pamuk ürünlerine değinen Sarıbal, zeytinin insanlık tarihi kadar eskiye dayanan bir geçmişe sahip olduğunu vurguladı.
Sarıbal, şunları söyledi:
"Dünya varlığından beri doğanın bize bahşettiği önemli ürünlerden bir tanesi de zeytindir. Zeytin bizim coğrafyamız için ayrıca bir önemi vardır o da bu toprakların asli bitkisidir. 2002 yılında 102 milyon zeytin ağacına sahip ülkemizde 1,8 milyon ton zeytinin yetiştirilirken geçen 17 yıllık süreçte ağaç sayısı 178 milyona ulaşmış ancak verim 1,5 milyon ton seviyelerine gerilemiştir. Bu yıl elde edilecek zeytin miktarının da 1,5 milyon ton olacağı öngörülüyor. Buradaki sorunun adı zeytin bölgeleridir. Herkes ılıman bölgede, deniz kenarlarında yaşamak istediği için zeytin arazisi olarak belirlenmiş alanlarda artık binalar, sanayi tesisleri var. Bu nedenle zeytin ağaçlarımız tek tek gidiyor. 1939 yılında çıkan yasaya göre zeytin ağaçlarının kesilmemesi lazım. İktidarın kalkınma modeli kapsamında o 100 yıllık, 150 yıllık ağaçların kesilmemesi lazımdır. İktidarın başlattığı zeytin seferberliği kapsamında dikilen zeytin ağaçlarının akıbeti ne durumdadır? Zeytin ağacı varlığının arttığı söylenirken verimde görülen düşüş neden kaynaklanmaktadır? Bu çok önemli bir problemdir."
Sarıbal, iktidarın 2023'te sofralık zeytinde 450 bin ton üretim, 3.5 milyar dolar gelir, yağlık zeytinde ise 700 bin ton yağ, 3 milyar dolar gelir elde edilmesini hedeflediğini anımsattı.
Şu an bu hedefin çok gerisinde olunduğunu savunan Sarıbal, "700 bin ton yağ elde edebilmek için yaklaşık 3 milyon ton yağlık zeytin üretilmesi gerekmektedir. Mevcut rakamlarla 2023 hedefine nasıl ulaşacaksınız? Zeytinin maliyeti çok, geliri azdır. Bizim bu yıl beklentimiz, en düşük barem 6 lira, en yüksek barem 15 lira olmalı. Ortalama 10 liraya denk gelmeli. Bu rakamın altı çiftçiyi zarara götürecektir. Çünkü zeytincilik ileri değil geriye gidiyor. Ayrıca zeytin yağında 1,5 lira, danede ise 1 lira destekleme yapılmasını bekliyoruz. Siyah altın, hak ettiği değeri bulmalıdır."
Orhan Sarıbal, Türkiye'nin önemli üretim alanına sahip ürünlerden birisini de pamuğun oluşturduğunu, 7 milyon dönüm arazide üretiminin yapıldığını söyledi.
Pamuğun zeytinden daha stratejik bir ürün olduğuna dikkati çeken Sarıbal, şunları kaydetti:
"Ülkenin birçok bölgesi pamuk üretimine müsait. 2002 yılından buyana 12,5 milyon tondan fazla lif pamuk ithal etmişiz ve karşılığında 21,6 milyar dolar para ödemişiz. Pamuk 50'inin üzerinde sektöre hizmet etmektedir. Üretiminde Uruguay'dan sonra ikinci ülkeyiz. İçindeki tohum oranı ile kalitesi dünyanın en yüksek ülkesiyiz ama çiftçi bu alanda da çok zor durumda. Bu sene yağışlar nedeniyle ortaya çıkan zararlıya karşı fazla ilaç kullanımı maliyetlerin artmasına, verimin ise düşmesine neden oldu. Geçen yıl 80 kuruş olarak açıklanan prim desteği bu yıl açıklanmadı. Beklentimiz en az 1,5 lira. Çiftçi eğer iyi bir prim gelmezse gelecek sene daha az alanda pamuk ekimi yapacaktır. Dolayısıyla ciddi bir problem vardır. Acilen tedbir almak gerekiyor."