Batı Dünyasına 'Mülteci' Eleştirisi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı dünyasının mülteci politikasını sert sözlerle eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Bölgesindeki Kızılay ve Kızılhaç Ulusal Dernekleri İşbirliği Ağı Kuruluş Toplantısı’na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl 150. kuruluş yıldönümünü idrak eden Türk Kızılay ile 100. yılını kutlayan Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu’nu tebrik etti. Türkiye olarak 2016 yılından bu yana dünyanın BM’den sonra en büyük örgütü olan İslam İşbirliği Teşkilatının dönem başkanlığını yürüttüklerini hatırlatan Erdoğan, "Geride bıraktığımız 2,5 yılı aşkın sürede İslam alemi olarak sancılı sıkıntılı günler yaşadık. Kudüs’ün hukuku statüsünde yönelik saldırılardan Filistin meselesine, Suriye’deki çatışmalardan Yemen’deki açlığa kadar pek çok krizle yüzleştik. Maalesef bu krizlerin varlığı bugün de sürüyor. İslam coğrafyasının farklı köşesinden mazlumların feryatları yükselmeye devam ediyor. Yemen’de insan ürünü en büyük açlık felaketi yaşanıyor, 14 milyon kardeşimiz kıtlığın ve açlığın pençesinde yaşam mücadelesi veriyor. Yemen’de insani krizi yaşanıyor. İslam dünyası çoğu kendi topraklarında vuku bulan bu krizlerle etkili bir mücadele yürütememiştir. Suriye’de 1 milyon insanın hayatını kaybetmesine, 12 milyon Suriyelinin evini terk etmesine neden olan zulüm ülkemizin çabalarıyla bir nebze hafiflemiştir” diye konuştu.
“EVLERİNE DÖNEBİLECEKLERİ GÜVENLİ BÖLGELER OLUŞTURMAYI HEDEFLİYORUZ”
Astana görüşmeleriyle Suriye’de kalıcı çözüm için mesafeler alındığına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün Suriye’de DEAŞ varlığı neredeyse kalmadı, mevcutlarının da terör örgütü YPG’ye meşruiyet kazandırmak için bırakıldığını gayet iyi biliyoruz. DEAŞ ortaya çıkışında belli güçlerin bölgedeki emellerine hizmet eden bir piyon olduğu ortaya çıkmıştı. Sivilleri katletmişti. Aynı dönemde terör örgütü Türkiye’yi hedef alarak birçok kanlı eyleme imza atmıştı. Batılı devletler, bu örgüt kendi topraklarında terör faaliyetine giriştiğinde farkına varmıştır. Sırf DEAŞ’la mücadele ediyor diye çocukları silahlandıran, camileri, okulları yıkan kanlı çeteye binlerce tır silah gönderilmiştir. PKK/YPG, DEAŞ’lı teröristlerin silahlarıyla Rakka’dan çıkmasına izin vermiştir. En vahimi YPG/PYD terör örgütü tarafından bir kısım DEAŞ’lının ülkemize karşı eğitilmesi, silahlanmasıdır. Fırat’ın doğusunu çok yakında emniyete, huzura kavuşturacağız. Sahada askeri güçlerle temasımızı sürdürüyoruz. Olumlu istişareler gerçekleştirdik. Diplomasiyi yürütürken bir sonrası için hazırlıkları tamamladık. İlk aşamada ülkemizde yaşayan 4 milyon Suriyeli kendi evlerine dönebilecekleri güvenli bölgeler oluşturmayı hedefliyoruz. Azez, Cerablus, Afrin gibi yerlere geri dönüş yaptı. Tesis edeceğimiz güvenli bölgeyle bu sayının milyonları geçeceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.
BATI’YA MÜLTECİ TEPKİSİ
Batı dünyasının mülteci politikasını da sert sözlerle eleştiren Erdoğan, "Yurtlarını terk etmek zorunda kalan bu insanlara sözde insan hakları havarisi ülkeler gibi vebalı muamelesi yapmadık. Bugün dünyaya demokrasi ve medeniyet dersi verdiğini zanneden pek çok Batılı ülke mültecileri ötekileştiriyor, dışlıyor, onları tüm sorunlarının kaynağı olarak görüyor. Batılı siyasetçiler mülteci düşmanlığı üzerinden iktidara gelmenin hesaplarını yapıyor. Bilhassa Avrupa genelinde mültecileri ve yabancıları hedef alan ırkçı saldırılar gün geçtikçe artıyor. Suriye’deki savaştan kaçan ve Avrupa’ya sığınan 10 bini aşkın çocuğun nerede, kimin elinde olduğu, akıbetinin ne olduğu bilinmiyor" dedi.
Şimdiye kadar yaklaşık 4 milyonu Suriyeli olmak üzere bütün mültecilere BM hesaplarına göre 35 milyar dolar kaynak aktardıklarını anlatan Erdoğan, “Açık ve net söylüyorum, bugün dünyamızda yaşanan birçok sorunun temelinde maddi imkan kıtlığı değil, merhamet ve empati eksikliği vardır" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl 150. kuruluş yıldönümünü idrak eden Türk Kızılay ile 100. yılını kutlayan Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu’nu tebrik etti. Türkiye olarak 2016 yılından bu yana dünyanın BM’den sonra en büyük örgütü olan İslam İşbirliği Teşkilatının dönem başkanlığını yürüttüklerini hatırlatan Erdoğan, "Geride bıraktığımız 2,5 yılı aşkın sürede İslam alemi olarak sancılı sıkıntılı günler yaşadık. Kudüs’ün hukuku statüsünde yönelik saldırılardan Filistin meselesine, Suriye’deki çatışmalardan Yemen’deki açlığa kadar pek çok krizle yüzleştik. Maalesef bu krizlerin varlığı bugün de sürüyor. İslam coğrafyasının farklı köşesinden mazlumların feryatları yükselmeye devam ediyor. Yemen’de insan ürünü en büyük açlık felaketi yaşanıyor, 14 milyon kardeşimiz kıtlığın ve açlığın pençesinde yaşam mücadelesi veriyor. Yemen’de insani krizi yaşanıyor. İslam dünyası çoğu kendi topraklarında vuku bulan bu krizlerle etkili bir mücadele yürütememiştir. Suriye’de 1 milyon insanın hayatını kaybetmesine, 12 milyon Suriyelinin evini terk etmesine neden olan zulüm ülkemizin çabalarıyla bir nebze hafiflemiştir” diye konuştu.
“EVLERİNE DÖNEBİLECEKLERİ GÜVENLİ BÖLGELER OLUŞTURMAYI HEDEFLİYORUZ”
Astana görüşmeleriyle Suriye’de kalıcı çözüm için mesafeler alındığına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün Suriye’de DEAŞ varlığı neredeyse kalmadı, mevcutlarının da terör örgütü YPG’ye meşruiyet kazandırmak için bırakıldığını gayet iyi biliyoruz. DEAŞ ortaya çıkışında belli güçlerin bölgedeki emellerine hizmet eden bir piyon olduğu ortaya çıkmıştı. Sivilleri katletmişti. Aynı dönemde terör örgütü Türkiye’yi hedef alarak birçok kanlı eyleme imza atmıştı. Batılı devletler, bu örgüt kendi topraklarında terör faaliyetine giriştiğinde farkına varmıştır. Sırf DEAŞ’la mücadele ediyor diye çocukları silahlandıran, camileri, okulları yıkan kanlı çeteye binlerce tır silah gönderilmiştir. PKK/YPG, DEAŞ’lı teröristlerin silahlarıyla Rakka’dan çıkmasına izin vermiştir. En vahimi YPG/PYD terör örgütü tarafından bir kısım DEAŞ’lının ülkemize karşı eğitilmesi, silahlanmasıdır. Fırat’ın doğusunu çok yakında emniyete, huzura kavuşturacağız. Sahada askeri güçlerle temasımızı sürdürüyoruz. Olumlu istişareler gerçekleştirdik. Diplomasiyi yürütürken bir sonrası için hazırlıkları tamamladık. İlk aşamada ülkemizde yaşayan 4 milyon Suriyeli kendi evlerine dönebilecekleri güvenli bölgeler oluşturmayı hedefliyoruz. Azez, Cerablus, Afrin gibi yerlere geri dönüş yaptı. Tesis edeceğimiz güvenli bölgeyle bu sayının milyonları geçeceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.
BATI’YA MÜLTECİ TEPKİSİ
Batı dünyasının mülteci politikasını da sert sözlerle eleştiren Erdoğan, "Yurtlarını terk etmek zorunda kalan bu insanlara sözde insan hakları havarisi ülkeler gibi vebalı muamelesi yapmadık. Bugün dünyaya demokrasi ve medeniyet dersi verdiğini zanneden pek çok Batılı ülke mültecileri ötekileştiriyor, dışlıyor, onları tüm sorunlarının kaynağı olarak görüyor. Batılı siyasetçiler mülteci düşmanlığı üzerinden iktidara gelmenin hesaplarını yapıyor. Bilhassa Avrupa genelinde mültecileri ve yabancıları hedef alan ırkçı saldırılar gün geçtikçe artıyor. Suriye’deki savaştan kaçan ve Avrupa’ya sığınan 10 bini aşkın çocuğun nerede, kimin elinde olduğu, akıbetinin ne olduğu bilinmiyor" dedi.
Şimdiye kadar yaklaşık 4 milyonu Suriyeli olmak üzere bütün mültecilere BM hesaplarına göre 35 milyar dolar kaynak aktardıklarını anlatan Erdoğan, “Açık ve net söylüyorum, bugün dünyamızda yaşanan birçok sorunun temelinde maddi imkan kıtlığı değil, merhamet ve empati eksikliği vardır" şeklinde konuştu.