Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy Gündemi Değerlendirdi
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy (1): 'ABD'nin Suriye'den çekilme süreci PYD/YPG'nin bölücü gündemine hizmet etmemeli. Sahada oldubittiler yaşanmamalı' 'Rejimin Münbiç'e yönelik provokasyon girişimine ve PYD/YPG'nin rejimi Münbiç'e sokma çabalarına kesinlikle izin verilmemeli. Kimse durumdan vazife çıkarmaya kalkışmasın. Münbiç'in PYD/YPG'den temizlenmesi bizim için ulusal güvenlik meselesidir' 'Provokasyonların İdlib mutabakatını aşındırmasına izin vermeyeceğiz' 'ABD'nin güvenli bölge teklifine önerimiz olumludur. Bunun Suriye bağlamında önemli bir gelişme olacağına inanıyoruz ve destekliyoruz. Bu konuda Rus ortaklarımızla da görüşmelerimiz devam edecek'
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, "ABD'nin Suriye'den çekilme süreci, PYD/YPG'nin bölücü gündemine hizmet etmemeli. Sahada oldubittiler yaşanmamalı." dedi.
Aksoy, Bakanlık'ta düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin geçen yıl düzenlediği Zeytin Dalı Operasyonu'nun başarılı olduğunu belirten Aksoy, “PYD/YPG'ye büyük darbe vurduk, sınırda huzur ve güvenliği sağladık. 300 bin Suriyeli terörden arındırılan bölgelere geri döndü.” diye konuştu.
Afrin'de hayatın normal akışına uygun devam ettiğini, huzur ve güvenliğin sağlandığını vurgulayan Aksoy, "İdlib mutabakatı ile büyük bir insani trajedi önlenmiş oldu. Mutabakat uluslararası toplumun takdirini kazandı." ifadesini kullandı.
Aksoy, "Esed rejimi askeri zafer peşinde ama Suriye'de ancak siyasi çözüm olabilir.” ifadesini kullanarak, Anayasa Komitesi kurulmasında belirli bir aşamaya gelindiğini dile getirdi.
Münbiç yol haritasının uygulanması ve Fırat'ın doğusuna geçilmesinde Türkiye'nin kararlığını vurgulayan Aksoy, Türkiye'nin kararlı duruşunun, ABD Başkanı Donald Trump'a Suriye'den çekilme kararı aldırdığını söyledi.
Aksoy, buna karşı ABD güvenlik bürokrasisinde direnç gözlemlediklerini ifade ederek, kararın uygulanmasında yakın diyalog ve eş güdümün önemine işaret etti.
Sözcü Aksoy, "ABD'nin Suriye'den çekilme süreci, PYD/YPG'nin bölücü gündemine hizmet etmemeli. Sahada oldubittiler yaşanmamalı. Bu hususları kuvvetli şekilde dile getirdik." ifadesini kullandı.
ABD ile temaslar kapsamında 5 Şubat'ta Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığında bir heyetin Washington'a gideceğini aktaran Aksoy, 6 Şubat'ta da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, DEAŞ ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının toplantısına katılacağı bilgisini verdi.
Münbiç yol haritasına göre PYD/YPG'nin çekileceğini, silahlarının ABD tarafından toplanacağını ve Münbiç'i Münbiç halkının yöneteceğini hatırlatan Aksoy, Ankara'ya gelen Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'a da bunun en kısa sürede uygulanmasının öneminin aktarıldığını söyledi.
Aksoy, "Rejimin Münbiç'e yönelik provokasyon girişimine ve PYD/YPG'nin rejimi Münbiç'e sokma çabalarına kesinlikle izin verilmemeli. Kimse durumdan vazife çıkarmaya kalkışmasın. Münbiç'in PYD/YPG'den temizlenmesi bizim için ulusal güvenlik meselesidir. Münbiç'te bir terör saldırısı oldu. Bu da Münbiç yol haritasının tam olarak uygulanmasının, bölgenin terör örgütlerinden temizlenmesinin önemini ortaya çıkardı." dedi.
İdlib mutabakatı ile sağlanan ateşkesin kalıcı olması için çalıştıklarını ifade eden Aksoy, rejimin son dönemde bazı kışkırtıcı eylemlerde bulunduğunu söyledi.
Aksoy, rejimin amacının mutabakatı aşındırmak olduğunu belirterek, "Son günlerde HTŞ de ılımlı muhalifleri hedef almaya başladı. Biz provokasyonlara karşı gerekli önlemleri almaya devam ediyoruz. Bu provokasyonların İdlib mutabakatını aşındırmasına izin vermeyeceğiz. Uluslararası toplumdan beklentimiz bizim bu gayretlerimize destek vermesidir." diye konuştu.
Sözcü Aksoy, ABD'li senatör Lindsey Graham'ın da Suriye konusunda bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan ile görüşmeler yapmasının beklendiğini bildirdi.
- AB'nin somut adımlar atmasını istiyoruz
AB üyeliğinin Türkiye için stratejik hedef olarak sürdüğüne işaret eden Aksoy, "AB ile ilişkilerimizde bir 'kazan kazan ilişkisi' kurmak istiyoruz. İki tarafın da kazanacağı bir durum yaratmak istiyoruz. Önümüzde de bazı engeller var. Bunun da başında katılım müzakerelerinin engellenmesi yatıyor. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisi konusunda somut adımlar atmasını istiyoruz." diye konuştu.
Aksoy, AB ile ilişkiler konusunda 2018 yılı boyunca, 26 Mart 2018'de Varna'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı bir AB zirvesi, 3 yıllık bir aradan sonra Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonunun Ankara ve Brüksel'de iki toplantı ve üç yıl aradan sonra Reform Eylem Grubu'nun iki kez toplantı gerçekleştirdiğine değindi.
Tüm bunların AB ile yeni bir angajmanı ortaya koyduğunu söyleyen Aksoy, Almanya, Avusturya ve Hollanda gibi Avrupa ülkeleriyle bir diyalog ve normalleşme sürecinin yaşandığını, bunun da 2019'da devam etmesini öngördüklerini belirtti.
Aksoy, Kıbrıs sorununu "Rum tarafının siyasi gücü paylaşmaya yanaşmamasından kaynaklandığını her ortamda" dile getirdiklerini belirterek, "Bu kapsamda Dışişleri Bakanımız, Birleşmiş Milletler Kıbrıs Özel Temsilcisi Amerikalı yetkili (Jane Holl) Lute'yi iki kez kabul etti. Sayın Bakanımız kendisiyle 'Kıbrıs meselesinin ancak adadaki mevcut gerçekleri temel alan ve buna uygun hedefler içeren bir çözümle başarıya ulaşabileceğini' söyledi. Biz müzakerelere sadece konuşmak için başlamıyoruz. Önümüzdeki elli yılı sadece konuşarak kaybetmek istemiyoruz." ifadelerini kullandı.
Yunanistan ile ilişkileri diyalog yoluyla çözmeye çalıştıklarını dile getiren Aksoy, Atina'dan FETÖ iltisaklı kişilerin iadesi ve Batı Trakya Türk azınlıkların haklarının korunmasını, kararlılıkla talep etmeye devam ettiklerini kaydetti.
- "Güvenli bölge konusunda Rusya ile görüşeceğiz"
Aksoy, Rusya ile ilişkiler konusunda gayet verimli bir yıl geçirdiklerine işaret ederek, iki ülke arasında devlet başkanları ve dışişleri bakanları düzeyinde karşılıklı üst düzey ziyaretlerin yaşandığının altını çizdi.
Suriye'nin kuzeyinde gündeme gelen güvenli bölge tartışmalarına değinen Aksoy, şunları söyledi:
"ABD'nin güvenli bölge teklifine önerimiz olumludur. Bunun Suriye bağlamında önemli bir gelişme olacağına inanıyoruz ve destekliyoruz. Bu konuda Rus ortaklarımızla da görüşmelerimiz devam edecek. Sayın Cumhurbaşkanımız 23 Ocak tarihinde Rusya'ya bir ziyaret gerçekleştirecek. Sayın Putin ile bu konuların ele alınması bekleniyor. Askeri yetkililer ve diplomatlar arasında teknik görüşmelerin de devam ettiğini belirtmek isterim. Tabii bu bir süreç. Bu alanın nasıl oluşturulacağı modelleri hep ele alınmaya devam edecek."
Aksoy, Moskova ve Ankara'nın geçen yılın ilk 11 ayında 22 milyar dolarlık ortak ticaret hacmine ulaştığını ve turizm alanında da 6 milyon Rus turistin Türkiye'yi ziyaret ettiği bilgisini paylaştı.
(Sürecek)
Kaynak: AA
Aksoy, Bakanlık'ta düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin geçen yıl düzenlediği Zeytin Dalı Operasyonu'nun başarılı olduğunu belirten Aksoy, “PYD/YPG'ye büyük darbe vurduk, sınırda huzur ve güvenliği sağladık. 300 bin Suriyeli terörden arındırılan bölgelere geri döndü.” diye konuştu.
Afrin'de hayatın normal akışına uygun devam ettiğini, huzur ve güvenliğin sağlandığını vurgulayan Aksoy, "İdlib mutabakatı ile büyük bir insani trajedi önlenmiş oldu. Mutabakat uluslararası toplumun takdirini kazandı." ifadesini kullandı.
Aksoy, "Esed rejimi askeri zafer peşinde ama Suriye'de ancak siyasi çözüm olabilir.” ifadesini kullanarak, Anayasa Komitesi kurulmasında belirli bir aşamaya gelindiğini dile getirdi.
Münbiç yol haritasının uygulanması ve Fırat'ın doğusuna geçilmesinde Türkiye'nin kararlığını vurgulayan Aksoy, Türkiye'nin kararlı duruşunun, ABD Başkanı Donald Trump'a Suriye'den çekilme kararı aldırdığını söyledi.
Aksoy, buna karşı ABD güvenlik bürokrasisinde direnç gözlemlediklerini ifade ederek, kararın uygulanmasında yakın diyalog ve eş güdümün önemine işaret etti.
Sözcü Aksoy, "ABD'nin Suriye'den çekilme süreci, PYD/YPG'nin bölücü gündemine hizmet etmemeli. Sahada oldubittiler yaşanmamalı. Bu hususları kuvvetli şekilde dile getirdik." ifadesini kullandı.
ABD ile temaslar kapsamında 5 Şubat'ta Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığında bir heyetin Washington'a gideceğini aktaran Aksoy, 6 Şubat'ta da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, DEAŞ ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının toplantısına katılacağı bilgisini verdi.
Münbiç yol haritasına göre PYD/YPG'nin çekileceğini, silahlarının ABD tarafından toplanacağını ve Münbiç'i Münbiç halkının yöneteceğini hatırlatan Aksoy, Ankara'ya gelen Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'a da bunun en kısa sürede uygulanmasının öneminin aktarıldığını söyledi.
Aksoy, "Rejimin Münbiç'e yönelik provokasyon girişimine ve PYD/YPG'nin rejimi Münbiç'e sokma çabalarına kesinlikle izin verilmemeli. Kimse durumdan vazife çıkarmaya kalkışmasın. Münbiç'in PYD/YPG'den temizlenmesi bizim için ulusal güvenlik meselesidir. Münbiç'te bir terör saldırısı oldu. Bu da Münbiç yol haritasının tam olarak uygulanmasının, bölgenin terör örgütlerinden temizlenmesinin önemini ortaya çıkardı." dedi.
İdlib mutabakatı ile sağlanan ateşkesin kalıcı olması için çalıştıklarını ifade eden Aksoy, rejimin son dönemde bazı kışkırtıcı eylemlerde bulunduğunu söyledi.
Aksoy, rejimin amacının mutabakatı aşındırmak olduğunu belirterek, "Son günlerde HTŞ de ılımlı muhalifleri hedef almaya başladı. Biz provokasyonlara karşı gerekli önlemleri almaya devam ediyoruz. Bu provokasyonların İdlib mutabakatını aşındırmasına izin vermeyeceğiz. Uluslararası toplumdan beklentimiz bizim bu gayretlerimize destek vermesidir." diye konuştu.
Sözcü Aksoy, ABD'li senatör Lindsey Graham'ın da Suriye konusunda bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan ile görüşmeler yapmasının beklendiğini bildirdi.
- AB'nin somut adımlar atmasını istiyoruz
AB üyeliğinin Türkiye için stratejik hedef olarak sürdüğüne işaret eden Aksoy, "AB ile ilişkilerimizde bir 'kazan kazan ilişkisi' kurmak istiyoruz. İki tarafın da kazanacağı bir durum yaratmak istiyoruz. Önümüzde de bazı engeller var. Bunun da başında katılım müzakerelerinin engellenmesi yatıyor. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve vize serbestisi konusunda somut adımlar atmasını istiyoruz." diye konuştu.
Aksoy, AB ile ilişkiler konusunda 2018 yılı boyunca, 26 Mart 2018'de Varna'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı bir AB zirvesi, 3 yıllık bir aradan sonra Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonunun Ankara ve Brüksel'de iki toplantı ve üç yıl aradan sonra Reform Eylem Grubu'nun iki kez toplantı gerçekleştirdiğine değindi.
Tüm bunların AB ile yeni bir angajmanı ortaya koyduğunu söyleyen Aksoy, Almanya, Avusturya ve Hollanda gibi Avrupa ülkeleriyle bir diyalog ve normalleşme sürecinin yaşandığını, bunun da 2019'da devam etmesini öngördüklerini belirtti.
Aksoy, Kıbrıs sorununu "Rum tarafının siyasi gücü paylaşmaya yanaşmamasından kaynaklandığını her ortamda" dile getirdiklerini belirterek, "Bu kapsamda Dışişleri Bakanımız, Birleşmiş Milletler Kıbrıs Özel Temsilcisi Amerikalı yetkili (Jane Holl) Lute'yi iki kez kabul etti. Sayın Bakanımız kendisiyle 'Kıbrıs meselesinin ancak adadaki mevcut gerçekleri temel alan ve buna uygun hedefler içeren bir çözümle başarıya ulaşabileceğini' söyledi. Biz müzakerelere sadece konuşmak için başlamıyoruz. Önümüzdeki elli yılı sadece konuşarak kaybetmek istemiyoruz." ifadelerini kullandı.
Yunanistan ile ilişkileri diyalog yoluyla çözmeye çalıştıklarını dile getiren Aksoy, Atina'dan FETÖ iltisaklı kişilerin iadesi ve Batı Trakya Türk azınlıkların haklarının korunmasını, kararlılıkla talep etmeye devam ettiklerini kaydetti.
- "Güvenli bölge konusunda Rusya ile görüşeceğiz"
Aksoy, Rusya ile ilişkiler konusunda gayet verimli bir yıl geçirdiklerine işaret ederek, iki ülke arasında devlet başkanları ve dışişleri bakanları düzeyinde karşılıklı üst düzey ziyaretlerin yaşandığının altını çizdi.
Suriye'nin kuzeyinde gündeme gelen güvenli bölge tartışmalarına değinen Aksoy, şunları söyledi:
"ABD'nin güvenli bölge teklifine önerimiz olumludur. Bunun Suriye bağlamında önemli bir gelişme olacağına inanıyoruz ve destekliyoruz. Bu konuda Rus ortaklarımızla da görüşmelerimiz devam edecek. Sayın Cumhurbaşkanımız 23 Ocak tarihinde Rusya'ya bir ziyaret gerçekleştirecek. Sayın Putin ile bu konuların ele alınması bekleniyor. Askeri yetkililer ve diplomatlar arasında teknik görüşmelerin de devam ettiğini belirtmek isterim. Tabii bu bir süreç. Bu alanın nasıl oluşturulacağı modelleri hep ele alınmaya devam edecek."
Aksoy, Moskova ve Ankara'nın geçen yılın ilk 11 ayında 22 milyar dolarlık ortak ticaret hacmine ulaştığını ve turizm alanında da 6 milyon Rus turistin Türkiye'yi ziyaret ettiği bilgisini paylaştı.
(Sürecek)