Dört Elti 70'İnden Sonra Okuryazar Oldu
Düzce'nin Çilimli ilçesinde aynı mahallede oturan ve en küçüğü 72, en büyüğü 79 yaşında olan 4 elti, kendileri için görevlendirilen öğretmen sayesinde 3 ayda okuma yazma öğrendi 79 yaşındaki Havva Akar: 'Bizim gibi olanlar varsa onlar da bu eğitimlere katılsınlar. Öğrenmek öğrenmektir. Ben öğrenmediğime pişmanım. Keşke kimseyi dinlemeseydim de gitseydim okula' 74 yaşındaki Gülhanım Akar: 'Okumayı çok merak ediyordum, çok iyi oldu. İnsan sonradan da olsa bir şeyler öğreniyor, hiç bilmemekten iyidir'
ÖMER ÜRER - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın başlattığı okuma yazma seferberliği kapsamında Düzce'de açılan kursa başvuran en küçüğü 72, en büyüğü 79 yaşında olan 4 elti, okuma azimleriyle çevresindekilerin takdirini kazandı.
Düzce'nin Çilimli ilçesine bağlı Yukarı Mahalle'de oturan ve evlerine gelen öğretici eşliğinde yaklaşık 3 ayda okuma ve yazma öğrenen Hava (72), Havva (79) Gülhanım (74) ve Selime Akar (75), kendilerinin tabirleriyle "geç kalınmış" bir eksikliklerini tamamladı.
Kimi çobanlık yaptığı, kimi ise erken yaşta evlendiği için zamanında okula gidemeyen eltiler, oğullarının girişimiyle okuma yazma seferberliğine başvurdu ve kendilerine İlçe Halk Eğitim Merkezi'nce öğretici görevlendirildi.
Derslerini hiç aksatmadan azimli bir şekilde çalışan eltiler, 3 ayın sonunda okuma ve yazmayı sökerek ilerleyen yaşlarında gazete okumanın, televizyonda alt yazıları okumanın mutluluğunu yaşıyor.
- "Bu yaştan sonra kalem tuttu ellerimiz"
Eltilerin en büyüğü Havva Akar, 79 yaşında elinin kalem tuttuğunu belirterek, "Bu yaştan sonra kalem tuttu ellerimiz. Yeğenim Suudi bu işe soktu bizi. Oğlum da 'Artık vazgeçerseniz ayıp olur, zorla da olsa okuturlar sizi.' dedi. Vesile olanlardan Allah razı olsun." dedi.
Aile büyükleri tarafından okula gönderilmediğini anlatan Havva Akar, şöyle konuştu:
"Ben okula gitmedim, göndermediler beni. Ağabeyim gitti okula, ben tarlaya gittim. Ben tarlaya gidecektim, öküzün önüne geçecektim, işimiz vardı, okuyamadım. Allah razı olsun öğretmen geldi de bir şeyler öğrendik. Peşini bırakmıyorum, nerede bulursam okuyorum. Gazete, kitap ne bulursam okuyorum. Köy yerinde ne kadar boş kalınırsa o boşlukta okuyorum. Bizim gibi olanlar varsa onlar da bu eğitimlere katılsınlar. Öğrenmek öğrenmektir. Ben öğrenmediğime pişmanım. Keşke kimseyi dinlemeseydim de gitseydim okula."
- "Okumayı çok merak ediyordum, çok iyi oldu"
Eltilerden Gülhanım Akar ise okuma eğitiminin kendi evlerinde verilmesinden ötürü mutlu olduğunu vurgulayarak, "Kendi evimizde öğretmen bize okuma eğitimi verdi, sağ olsun çok iyi bir öğretmen. Çok güzel oldu ama daha genç yaşta öğrenmiş olsaydık daha güzel olacaktı. Şimdi yaşımız geçti." diye konuştu.
Selime Akar da 4 elti beraber okuma yazma öğrendiklerine işaret ederek, "Kısa zamanda bu kadar oldu. Emeği geçenlerden Allah razı olsun. Biraz daha üzerine düşsek daha güzel olurdu ama bu kadar oldu. Okumayı çok merak ediyordum, çok iyi oldu. İnsan sonradan da olsa bir şeyler öğreniyor, hiç bilmemekten iyidir. Devam etmek lazım." ifadelerini kullandı.
Eltilerin en küçüğü Hava Akar ise ilk başta öğrenebilecekleri konusunda biraz tereddüt ettiklerini ama azmederek öğreniriz diye düşündüklerini vurgulayarak, "Çok olmasa da az olur dedik, çabaladık ve öğrendik." dedi.
Kaynak: AA
Düzce'nin Çilimli ilçesine bağlı Yukarı Mahalle'de oturan ve evlerine gelen öğretici eşliğinde yaklaşık 3 ayda okuma ve yazma öğrenen Hava (72), Havva (79) Gülhanım (74) ve Selime Akar (75), kendilerinin tabirleriyle "geç kalınmış" bir eksikliklerini tamamladı.
Kimi çobanlık yaptığı, kimi ise erken yaşta evlendiği için zamanında okula gidemeyen eltiler, oğullarının girişimiyle okuma yazma seferberliğine başvurdu ve kendilerine İlçe Halk Eğitim Merkezi'nce öğretici görevlendirildi.
Derslerini hiç aksatmadan azimli bir şekilde çalışan eltiler, 3 ayın sonunda okuma ve yazmayı sökerek ilerleyen yaşlarında gazete okumanın, televizyonda alt yazıları okumanın mutluluğunu yaşıyor.
- "Bu yaştan sonra kalem tuttu ellerimiz"
Eltilerin en büyüğü Havva Akar, 79 yaşında elinin kalem tuttuğunu belirterek, "Bu yaştan sonra kalem tuttu ellerimiz. Yeğenim Suudi bu işe soktu bizi. Oğlum da 'Artık vazgeçerseniz ayıp olur, zorla da olsa okuturlar sizi.' dedi. Vesile olanlardan Allah razı olsun." dedi.
Aile büyükleri tarafından okula gönderilmediğini anlatan Havva Akar, şöyle konuştu:
"Ben okula gitmedim, göndermediler beni. Ağabeyim gitti okula, ben tarlaya gittim. Ben tarlaya gidecektim, öküzün önüne geçecektim, işimiz vardı, okuyamadım. Allah razı olsun öğretmen geldi de bir şeyler öğrendik. Peşini bırakmıyorum, nerede bulursam okuyorum. Gazete, kitap ne bulursam okuyorum. Köy yerinde ne kadar boş kalınırsa o boşlukta okuyorum. Bizim gibi olanlar varsa onlar da bu eğitimlere katılsınlar. Öğrenmek öğrenmektir. Ben öğrenmediğime pişmanım. Keşke kimseyi dinlemeseydim de gitseydim okula."
- "Okumayı çok merak ediyordum, çok iyi oldu"
Eltilerden Gülhanım Akar ise okuma eğitiminin kendi evlerinde verilmesinden ötürü mutlu olduğunu vurgulayarak, "Kendi evimizde öğretmen bize okuma eğitimi verdi, sağ olsun çok iyi bir öğretmen. Çok güzel oldu ama daha genç yaşta öğrenmiş olsaydık daha güzel olacaktı. Şimdi yaşımız geçti." diye konuştu.
Selime Akar da 4 elti beraber okuma yazma öğrendiklerine işaret ederek, "Kısa zamanda bu kadar oldu. Emeği geçenlerden Allah razı olsun. Biraz daha üzerine düşsek daha güzel olurdu ama bu kadar oldu. Okumayı çok merak ediyordum, çok iyi oldu. İnsan sonradan da olsa bir şeyler öğreniyor, hiç bilmemekten iyidir. Devam etmek lazım." ifadelerini kullandı.
Eltilerin en küçüğü Hava Akar ise ilk başta öğrenebilecekleri konusunda biraz tereddüt ettiklerini ama azmederek öğreniriz diye düşündüklerini vurgulayarak, "Çok olmasa da az olur dedik, çabaladık ve öğrendik." dedi.