'İntihar Önlenilebilecek Bir Davranış'
Abdi İbrahim Otsuka Medikal Direktörlüğü tarafından 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü'ne ilişkin yapılan açıklamada, yılda 3 binin üzerinde gerçekleşen intihar vakalarına dikkat çekildi Açıklamada, intihar oranlarının yüksekliğine rağmen intiharın önlenebilecek bir davranış olduğu aktarıldı.
Abdi İbrahim Otsuka Medikal Direktörlüğü açıklamasında intiharların yüzde 90'ının ruhsal bir hastalık nedeniyle oluştuğu belirtildi.
Abdi İbrahim Otsuka Medikal Direktörlüğü tarafından 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü'ne ilişkin yapılan açıklamada, yılda 3 binin üzerinde gerçekleşen intihar vakalarına dikkat çekildi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2015 yılında yayınladığı raporda, 800 bin kişinin intihar sonucu hayatını kaybettiği belirtilen açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre ise 2015 yılında Türkiye’de 3 binden fazla kişin intihar sonucu hayatını kaybettiği aktarıldı.
Açıklamada, İntihar girişimlerinin ise bu sayının yaklaşık 20 katı olduğunun tahmin edildiği dile getirildi. Kişinin kendi istemiyle hayatına son vermesi olarak tanımlanan intiharların yüzde 90’ının ruhsal bir hastalık nedeniyle oluştuğu vurgulanan açıklamada, İntihara yol açan en önemli sebeplerin arasında depresyon, alkol ve madde bağımlılığı gibi ruhsal hastalıkların yanında ailevi sebepler, yakın ilişkilerden kaynaklı sorunlar, ekonomik problemler veya kayıplarla tetiklenen krizlerin yer aldığı kaydedildi.
Açıklamada, göç ve sosyo-ekonomik krizlerin de intihar sebepleri arasında görüldüğü belirtildi.
-İntihar Önlenebilecek Bir Davranıştır”
Açıklamada, intihar oranlarının yüksekliğine rağmen intiharın önlenebilecek bir davranış olduğu aktarıldı. İntihar riskinin farkında olmanın, intiharı önlemede en kritik konu olduğu dile getirilen açıklamada ekonomik sıkıntılar, aile ilişkilerindeki problemler ve genetik yatkınlık gibi faktörler bir araya geldiğinde intihar girişimlerini artırdığı anlatıldı.
İntiharın birincil düzeyde önlenmesinde toplum içerisinde intihar eğilimlerini azaltmak temel odak noktasını oluşturduğu vurgulanan açıklamada, çevresel risk etkenlerinin azaltılması ve kişisel gelişim fırsatlarının artırılmasının sorunun çözümünde en önemli adım olarak görüldüğü kaydedildi.
İntihar düşüncesi ya da intihar planı olan kişilerin bir psikiyatri uzmanına yönlendirilmelerinin ise büyük önem taşıdığı belirtilen açıklamada, diğer yandan intiharla ilgili söylemleri olan kişileri dikkatle dinlemenin onları desteklemeye çalışmanın ve yanında olduğunu hissettirmenin de intihar girişimini önlemede önemli bir adım olarak görüldüğü dile getirildi.
Açıklamada, "Tüm kapsamlı intihar önleme projeleri içinde medyanın da önemli bir rolü bulunuyor. İntihar haberlerinin medyada ayrıntılı olarak yer alması, dramatize edilmesi, renkli görsel öğelerle sunulması, intiharın nedeni olarak herhangi bir sebep sunularak haberleştirilmesi, intihar riski olan bireyleri olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Medyanın intihar haberlerine mümkün olduğunca az yer vermesi ve haber yapılacak ise özendirme etkisi yaratmayacak, mümkün olan en yalın şekilde haber yapılması önemli rol oynuyor." ifadelerine yer verildi.
Kaynak: AA
Abdi İbrahim Otsuka Medikal Direktörlüğü tarafından 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü'ne ilişkin yapılan açıklamada, yılda 3 binin üzerinde gerçekleşen intihar vakalarına dikkat çekildi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2015 yılında yayınladığı raporda, 800 bin kişinin intihar sonucu hayatını kaybettiği belirtilen açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre ise 2015 yılında Türkiye’de 3 binden fazla kişin intihar sonucu hayatını kaybettiği aktarıldı.
Açıklamada, İntihar girişimlerinin ise bu sayının yaklaşık 20 katı olduğunun tahmin edildiği dile getirildi. Kişinin kendi istemiyle hayatına son vermesi olarak tanımlanan intiharların yüzde 90’ının ruhsal bir hastalık nedeniyle oluştuğu vurgulanan açıklamada, İntihara yol açan en önemli sebeplerin arasında depresyon, alkol ve madde bağımlılığı gibi ruhsal hastalıkların yanında ailevi sebepler, yakın ilişkilerden kaynaklı sorunlar, ekonomik problemler veya kayıplarla tetiklenen krizlerin yer aldığı kaydedildi.
Açıklamada, göç ve sosyo-ekonomik krizlerin de intihar sebepleri arasında görüldüğü belirtildi.
-İntihar Önlenebilecek Bir Davranıştır”
Açıklamada, intihar oranlarının yüksekliğine rağmen intiharın önlenebilecek bir davranış olduğu aktarıldı. İntihar riskinin farkında olmanın, intiharı önlemede en kritik konu olduğu dile getirilen açıklamada ekonomik sıkıntılar, aile ilişkilerindeki problemler ve genetik yatkınlık gibi faktörler bir araya geldiğinde intihar girişimlerini artırdığı anlatıldı.
İntiharın birincil düzeyde önlenmesinde toplum içerisinde intihar eğilimlerini azaltmak temel odak noktasını oluşturduğu vurgulanan açıklamada, çevresel risk etkenlerinin azaltılması ve kişisel gelişim fırsatlarının artırılmasının sorunun çözümünde en önemli adım olarak görüldüğü kaydedildi.
İntihar düşüncesi ya da intihar planı olan kişilerin bir psikiyatri uzmanına yönlendirilmelerinin ise büyük önem taşıdığı belirtilen açıklamada, diğer yandan intiharla ilgili söylemleri olan kişileri dikkatle dinlemenin onları desteklemeye çalışmanın ve yanında olduğunu hissettirmenin de intihar girişimini önlemede önemli bir adım olarak görüldüğü dile getirildi.
Açıklamada, "Tüm kapsamlı intihar önleme projeleri içinde medyanın da önemli bir rolü bulunuyor. İntihar haberlerinin medyada ayrıntılı olarak yer alması, dramatize edilmesi, renkli görsel öğelerle sunulması, intiharın nedeni olarak herhangi bir sebep sunularak haberleştirilmesi, intihar riski olan bireyleri olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Medyanın intihar haberlerine mümkün olduğunca az yer vermesi ve haber yapılacak ise özendirme etkisi yaratmayacak, mümkün olan en yalın şekilde haber yapılması önemli rol oynuyor." ifadelerine yer verildi.