'Ülkemizdeki Yaşlı Sayısı Azımsanmayacak Düzeyde'
AÜ Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Emine Özmete: 'Türkiye'de 65 ve daha büyük yaşta 6 milyon 895 bin 385 kişi bulunuyor. Ülkemizdeki yaşlı sayısı bazı Avrupa ülkelerinin nüfusuna eşdeğer olup, azımsanmayacak düzeyde' 'Yaşlı nüfusun artması, makro düzeyde ekonomik olarak aktif işgücü piyasası, emeklilik ödemeleri, sağlık hizmetleri, sağlık harcamaları gibi konuların yanı sıra sosyal ve kültürel yaşamı da etkiliyor'
MERVE YILDIZALP - Ankara Üniversitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (YAŞAM) Müdürü Prof. Dr. Emine Özmete, Türkiye'de 65 ve daha büyük yaşta 6 milyon 895 bin 385 kişi bulunduğunu belirterek, "Ülkemizdeki yaşlı sayısı bazı Avrupa ülkelerinin nüfusuna eş değer olup, azımsanmayacak düzeyde." dedi.
Özmete, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekonomik, sosyal ve çevresel kalkınma için yaşlıların potansiyel bir güç olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Dünyada nüfusun yaşlanmasının toplumları ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlarıyla etkilediğine dikkati çeken Özmete, yaşlı nüfusun ihtiyaçlarına ilişkin konular değerlendirilirken, yaşlı nüfusun önemli bir potansiyel olduğunun unutulmaması gerektiğini vurguladı.
Özmete, Japonya'da ve en yaşlı kıta olan Avrupa'da doğum artış hızının yükselmesi için yeni nüfus politikaları ve sosyal programların uygulanmaya başlandığını hatırlattı.
Aşamalı olarak 2030, 2050 ve 2070 yıllarının nüfus projeksiyonları ve yaşlı nüfusun artması açısından dönüm noktaları olduğuna işaret eden Özmete, Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde nüfus azalırken Afrika'nın nüfusunun artmaya devam edeceğini söyledi.
Avrupa kıtasının 742 milyon olan nüfusunun 2050 yılında 716 milyona düşeceğini, 1 milyon 256 bin olan Afrika kıtasının nüfusunun ise 2050 yılında 2 milyon 528 bine yükseleceğini belirten Özmete, yalnızca üretimde insan gücü açısından değil, yaşlı bakımı konusunda da dünyanın Afrika'nın emeğine ve insan iş gücüne ihtiyaç duyacağını kaydetti.
Özmete, bu nedenle Afrika'daki beşeri sermayeye yapılacak her yatırımın çok önemli olduğuna işaret etti.
- "Aktif ve sağlıklı yaşanan yılların sayısı artırılmalı"
Prof. Dr. Özmete, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin nüfusu 80 milyon 810 bin 525 kişi olup bunun yüzde 8.5'i, 65 ve daha büyük yaştaki bireylerden oluşuyor. Türkiye'de 65 ve daha büyük yaşta 6 milyon 895 bin 385 kişi bulunuyor. Ülkemizdeki yaşlı sayısı bazı Avrupa ülkelerinin nüfusuna eşdeğer olup, azımsanmayacak düzeyde.Yaşlı nüfusun artması, makro düzeyde ekonomik olarak aktif işgücü piyasası, emeklilik ödemeleri, sağlık hizmetleri, sağlık harcamaları gibi konuların yanı sıra sosyal ve kültürel yaşamı da etkiliyor. Mikro düzeyde geniş ailelerin sayısının azalarak, çekirdek aile yapısının yaygınlaşması, genç aile üyelerinin istihdam ya da eğitim amacıyla başka illere ya da ülkelere göç etmesi yaşlılarımızın sosyal destek sistemlerinin azalmasına neden oluyor."
Tüm yaş gruplarında ailenin en önemli sosyal destek sistemi olduğunun altını çizen Özmete, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de doğuşta beklenen yaşam süresinin uzadığını dile getirdi.
Uzun yaşamaktansa aktif ve sağlıklı yaşanan yılların sayısının artırılmasının önemine değinen Özmete, genç yaşlardan itibaren topluma yararlı olunabilecek gönüllü çalışmalarda yer alınması, üretken olunması, yaşam boyu yeni bilgilerin öğrenilmesi, kuşakların karşılıklı olarak dayanışma içinde olması gerektiğini ifade etti.
- "Yaşlı Refahı İçin Yaşlı Hakları Konferansı düzenlenecek"
Toplumun gelişme düzeyinin insana ve yaşlılarına verdiği değerle ölçüldüğünü vurgulayan Özmete, sosyal refah devleti anlayışı içinde yaşlıların değişen ihtiyaçlarının karşılanması için eylemlerin planlanması ve uygulanmasının önemli olduğunu aktardı.
Özmete, Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen Dünya Yaşlılar Günü'nün 2018 yılı temasının "yaşlı hakları" olduğunu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin yayınlanmasının 70'inci yılı nedeniyle bu temanın belirlendiğini anlattı.
Özmete, "Bu kapsamda, pek çok alanda topluma katkıda bulunmaları dolayısıyla toplumun bir parçası olarak yaşlı insanların görünürlüğünü artırma, yaşlıların insan haklarına, temel özgürlüklerine tam ve eşit bir şekilde katılmalarını sağlamada ilerleme ve zorlukları ifade etme, insanları yaşamın her aşamasında insan hakları için harekete geçirme gibi hedefler bulunuyor." diye konuştu.
Merkezlerinin, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı iş birliğiyle 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla "Yaşlı Refahı İçin Yaşlı Hakları Konferansı" düzenleyeceğini aktaran Özmete, konferansta bir hak olarak bakım, öncelikli ihtiyaçlar ve yenilikçi çözümler, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik hakları, yaşam boyu öğrenme kapsamında aktif ve sağlıklı yaşlanma, kuşaklar arası dayanışma, bir hak olarak ekonomik refah ve bakımın finansmanı, uzun süreli bakım sigorta sistemi, yaşlıların hukuken korunması ve miras, vesayet, ihmal ve istismar gibi konuların uzmanlar tarafından tartışılacağını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Özmete, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekonomik, sosyal ve çevresel kalkınma için yaşlıların potansiyel bir güç olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Dünyada nüfusun yaşlanmasının toplumları ekonomik, sosyal ve kültürel boyutlarıyla etkilediğine dikkati çeken Özmete, yaşlı nüfusun ihtiyaçlarına ilişkin konular değerlendirilirken, yaşlı nüfusun önemli bir potansiyel olduğunun unutulmaması gerektiğini vurguladı.
Özmete, Japonya'da ve en yaşlı kıta olan Avrupa'da doğum artış hızının yükselmesi için yeni nüfus politikaları ve sosyal programların uygulanmaya başlandığını hatırlattı.
Aşamalı olarak 2030, 2050 ve 2070 yıllarının nüfus projeksiyonları ve yaşlı nüfusun artması açısından dönüm noktaları olduğuna işaret eden Özmete, Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde nüfus azalırken Afrika'nın nüfusunun artmaya devam edeceğini söyledi.
Avrupa kıtasının 742 milyon olan nüfusunun 2050 yılında 716 milyona düşeceğini, 1 milyon 256 bin olan Afrika kıtasının nüfusunun ise 2050 yılında 2 milyon 528 bine yükseleceğini belirten Özmete, yalnızca üretimde insan gücü açısından değil, yaşlı bakımı konusunda da dünyanın Afrika'nın emeğine ve insan iş gücüne ihtiyaç duyacağını kaydetti.
Özmete, bu nedenle Afrika'daki beşeri sermayeye yapılacak her yatırımın çok önemli olduğuna işaret etti.
- "Aktif ve sağlıklı yaşanan yılların sayısı artırılmalı"
Prof. Dr. Özmete, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin nüfusu 80 milyon 810 bin 525 kişi olup bunun yüzde 8.5'i, 65 ve daha büyük yaştaki bireylerden oluşuyor. Türkiye'de 65 ve daha büyük yaşta 6 milyon 895 bin 385 kişi bulunuyor. Ülkemizdeki yaşlı sayısı bazı Avrupa ülkelerinin nüfusuna eşdeğer olup, azımsanmayacak düzeyde.Yaşlı nüfusun artması, makro düzeyde ekonomik olarak aktif işgücü piyasası, emeklilik ödemeleri, sağlık hizmetleri, sağlık harcamaları gibi konuların yanı sıra sosyal ve kültürel yaşamı da etkiliyor. Mikro düzeyde geniş ailelerin sayısının azalarak, çekirdek aile yapısının yaygınlaşması, genç aile üyelerinin istihdam ya da eğitim amacıyla başka illere ya da ülkelere göç etmesi yaşlılarımızın sosyal destek sistemlerinin azalmasına neden oluyor."
Tüm yaş gruplarında ailenin en önemli sosyal destek sistemi olduğunun altını çizen Özmete, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de doğuşta beklenen yaşam süresinin uzadığını dile getirdi.
Uzun yaşamaktansa aktif ve sağlıklı yaşanan yılların sayısının artırılmasının önemine değinen Özmete, genç yaşlardan itibaren topluma yararlı olunabilecek gönüllü çalışmalarda yer alınması, üretken olunması, yaşam boyu yeni bilgilerin öğrenilmesi, kuşakların karşılıklı olarak dayanışma içinde olması gerektiğini ifade etti.
- "Yaşlı Refahı İçin Yaşlı Hakları Konferansı düzenlenecek"
Toplumun gelişme düzeyinin insana ve yaşlılarına verdiği değerle ölçüldüğünü vurgulayan Özmete, sosyal refah devleti anlayışı içinde yaşlıların değişen ihtiyaçlarının karşılanması için eylemlerin planlanması ve uygulanmasının önemli olduğunu aktardı.
Özmete, Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen Dünya Yaşlılar Günü'nün 2018 yılı temasının "yaşlı hakları" olduğunu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin yayınlanmasının 70'inci yılı nedeniyle bu temanın belirlendiğini anlattı.
Özmete, "Bu kapsamda, pek çok alanda topluma katkıda bulunmaları dolayısıyla toplumun bir parçası olarak yaşlı insanların görünürlüğünü artırma, yaşlıların insan haklarına, temel özgürlüklerine tam ve eşit bir şekilde katılmalarını sağlamada ilerleme ve zorlukları ifade etme, insanları yaşamın her aşamasında insan hakları için harekete geçirme gibi hedefler bulunuyor." diye konuştu.
Merkezlerinin, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı iş birliğiyle 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla "Yaşlı Refahı İçin Yaşlı Hakları Konferansı" düzenleyeceğini aktaran Özmete, konferansta bir hak olarak bakım, öncelikli ihtiyaçlar ve yenilikçi çözümler, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik hakları, yaşam boyu öğrenme kapsamında aktif ve sağlıklı yaşlanma, kuşaklar arası dayanışma, bir hak olarak ekonomik refah ve bakımın finansmanı, uzun süreli bakım sigorta sistemi, yaşlıların hukuken korunması ve miras, vesayet, ihmal ve istismar gibi konuların uzmanlar tarafından tartışılacağını sözlerine ekledi.