(Özel) Kömürlükte Yaşam Mücadelesi Veriyorlar
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde kısa süre önce evlenen karı koca kalacak yerleri olmadığı için kullanılmayan bir okulun tek gözlü kömürlüğünde yaşam mücadelesi veriyor. Hiçbir yerden yardım alamadıklarını anlatan karı koca ekmek zeytin yiyip hayatta kalmaya çalışıyor.
Kdz. Ereğli ilçesine bağlı Hamzafakıhlı Mahallesi Çolaklaraltı Sokak’ta ki kullanılmayan okul binasının kömürlüğünde tam bir dram yaşanıyor. Tedavi gördükleri hastanede tanışıp evlenmeye karar veren 36 yaşındaki Muhsin Kurt ile yeni evlendiği 19 yaşındaki eşi Nuray Karahan aileleri tarafından kabul edilmeyince 10 gün boyunca bir caminin avlusunda kaldı. Durumu gören mahallelinin telkinleri ile kullanılmayan okulun yaklaşık 10 metre karelik kömürlüğünde kalmaya başlayan karı koca 45 gündür burada yaşam mücadelesi veriyor. Anksiyete (kaygı bozuklu) hastalığı nedeniyle çalışamadığını belirten Muhsin Kurt, kimseden yardım alamadığını ve çaresiz durumda olduğunu söyledi.
"Hangi kapıyı çaldıysa, yüzüne kapandı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı çok sevdiğini ve kendilerine yardım etmesini beklediğini belirten Kurt, eşiyle sıcak bir yuvaya kavuşmak istiyor.
Kurt konuşmasında yaşadığı zorlukları şu şekilde anlattı; “45 gündür bu odada, kömürlükte yaşıyorum. 10 gün cami avlusunda yattım, açıkta kaldım. Kimseden yardım bulamadım kimse yardım etmiyor. 10 gün yine başka bir yerde yattım muhtar daha sonra beni buraya yerleştirdi, nikah kıymamı istedi. Zar zor oradan buradan yardımla nikah yaptım. Muhtara haber verdim, muhtarda ‘başının çaresine bak, en yakın zamanda buradan çıkaracağım’ dedi.
Babam beni eve almıyor. Bundan 9 ay önce psikiyatri servisinde yatıyordum, eşimi orada tanıdım. Orada anlaşmıştık, ben çıkınca benden 9 ay sonra beni adresimle buldu eve geldi. Sekiz defa kaçtı bana, ben sekiz defada bunu gönderdim geri. Dokuzuncu defa gelince saat gece 1’di, annem ve babam tekrar bizi evden kovunca bende gece 1’de geri eve gönderemedim. Kötü olur başına bir iş gelir diye. Aldım montu kamelyalara gittim, eşimi uyuttum, ben nöbet tuttum. Babamda sabahtan savcılığa gidiyor, hakimde benim ifademi almadan bana 1 ay uzaklaştırma cezası verdi. İçime sıkıntı geliyor çalışamıyorum, anksiyete (kaygı bozuklu) hastalığım var. Kaymakama gittim, kaymakamla görüşeceğim dedim. Koruması beni azarladı. ‘Biz böyle bir şeye bakmıyoruz’ dedi, beni gönderdi. Yardımlaşma müdürüne gittim, 3 ayda bir 100 lira yardım alıyorum. Yeşil kartlıyım, kimseden yardım alamadım. Muhtar desen kovuyor, köyün imamı desen fırça atıyor. Zor durumdayım yani, çalışamıyorum. Ayakkabılarımı arkadaşlarım alıyor, nikah parasını arkadaşlarım verdi. Günlük iş bulursam çalışıyorum ama hastalığım geldiği zaman duramıyorum kaçıyorum, sıkıntı basıyor. Ekmek zeytin yiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan yardım istiyorum. Ben onu çok seviyorum, bütün oyumu da ona veriyorum. Babama kredi çektim çalışırken 2013 yılında 14 bin lira. Babam ödemedi borcunu, borcum oldu 27 bin lira. Ödeyemedim icra geldi. İşe girsem asgari ücretten kesinti olacak. Bin 100 lirayla geçinemem eşyam, hiçbir şeyim yok. Kiraya da gitmek istemiyorum, kiranın sonu yok öde öde bitmiyor. Elektrik, su kumanyasıydı. Kaymakama dün gittik işte eşimle beraber oraya giderken eşim düştü ayağı kırıldı. Şimdi ben çarşıya gidemeyeceğim, eşimle ilgileniyorum. Eşimi çok seviyorum. Güzel bir yerde yaşamak istiyorum. Cumhurbaşkanı’ndan Kaymakam’dan çok yardım istiyorum. Benim kimse derdimi anlamıyor, savcıya gitsem eve gidemezsin, hakime gitsem daha ifademi almadan uzaklaştırma cezası veriyor.”
“15-20 gün sokakta yattık”
Babasından uzun süre gördüğü şiddet nedeniyle sürekli evden kaçtığını ve son olarakta tedavi gördüğü hastaneden ayrılarak eşinin yanına kaçtığını anlatan Nuray Karahan, kendilerine yardım edilmesini istedi. Karahan konuşmasında “Benim annem ikinci evliliğini yaptı Üçköy’e. Üvey babamdan şiddet görüyordum. Evden sürekli kaçıyordum şiddet gördüğüm için. Köyde komşular üvey babamın elinden alıyordu beni. Artık köy muhtarı zapt edemedi babamı ve beni. Aile Sosyal Politikalar’a başvurdu. Sonra oradan ses çıkmayınca üvey babam zorla psikiyatri doktorundan engelli raporu çıkardı sonra beni bakım merkezine yerleştirdiler, engellilerin kaldığı yer. Orada kaldığımda Ereğli Psikiyatri servisine geldim, eşimi orada tanıdım. Sonra evden ceketini aldı uyuttu beni, dışarıda sabaha kadar kendisi nöbet tuttu. 15-20 gün dışarıda yattık. Kimse bir yudum su, ekmek getirmedi. Zor durumdayız. Tuvaletten dolduruyoruz sularımızı, tuvalette banyo yapıyoruz soğuk suyla. Eşimle daha iyi bir yerde yaşamak isterim, kirasız bir yerde. Burası okulun kazan dairesi, tek gözlü tuvalet banyo yok. Kiraya çıkamıyoruz, çünkü beş kuruş paramız yok” dedi.
Muhsin ve Nuray çifti kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor.
Kaynak: İHA
"Hangi kapıyı çaldıysa, yüzüne kapandı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı çok sevdiğini ve kendilerine yardım etmesini beklediğini belirten Kurt, eşiyle sıcak bir yuvaya kavuşmak istiyor.
Kurt konuşmasında yaşadığı zorlukları şu şekilde anlattı; “45 gündür bu odada, kömürlükte yaşıyorum. 10 gün cami avlusunda yattım, açıkta kaldım. Kimseden yardım bulamadım kimse yardım etmiyor. 10 gün yine başka bir yerde yattım muhtar daha sonra beni buraya yerleştirdi, nikah kıymamı istedi. Zar zor oradan buradan yardımla nikah yaptım. Muhtara haber verdim, muhtarda ‘başının çaresine bak, en yakın zamanda buradan çıkaracağım’ dedi.
Babam beni eve almıyor. Bundan 9 ay önce psikiyatri servisinde yatıyordum, eşimi orada tanıdım. Orada anlaşmıştık, ben çıkınca benden 9 ay sonra beni adresimle buldu eve geldi. Sekiz defa kaçtı bana, ben sekiz defada bunu gönderdim geri. Dokuzuncu defa gelince saat gece 1’di, annem ve babam tekrar bizi evden kovunca bende gece 1’de geri eve gönderemedim. Kötü olur başına bir iş gelir diye. Aldım montu kamelyalara gittim, eşimi uyuttum, ben nöbet tuttum. Babamda sabahtan savcılığa gidiyor, hakimde benim ifademi almadan bana 1 ay uzaklaştırma cezası verdi. İçime sıkıntı geliyor çalışamıyorum, anksiyete (kaygı bozuklu) hastalığım var. Kaymakama gittim, kaymakamla görüşeceğim dedim. Koruması beni azarladı. ‘Biz böyle bir şeye bakmıyoruz’ dedi, beni gönderdi. Yardımlaşma müdürüne gittim, 3 ayda bir 100 lira yardım alıyorum. Yeşil kartlıyım, kimseden yardım alamadım. Muhtar desen kovuyor, köyün imamı desen fırça atıyor. Zor durumdayım yani, çalışamıyorum. Ayakkabılarımı arkadaşlarım alıyor, nikah parasını arkadaşlarım verdi. Günlük iş bulursam çalışıyorum ama hastalığım geldiği zaman duramıyorum kaçıyorum, sıkıntı basıyor. Ekmek zeytin yiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan yardım istiyorum. Ben onu çok seviyorum, bütün oyumu da ona veriyorum. Babama kredi çektim çalışırken 2013 yılında 14 bin lira. Babam ödemedi borcunu, borcum oldu 27 bin lira. Ödeyemedim icra geldi. İşe girsem asgari ücretten kesinti olacak. Bin 100 lirayla geçinemem eşyam, hiçbir şeyim yok. Kiraya da gitmek istemiyorum, kiranın sonu yok öde öde bitmiyor. Elektrik, su kumanyasıydı. Kaymakama dün gittik işte eşimle beraber oraya giderken eşim düştü ayağı kırıldı. Şimdi ben çarşıya gidemeyeceğim, eşimle ilgileniyorum. Eşimi çok seviyorum. Güzel bir yerde yaşamak istiyorum. Cumhurbaşkanı’ndan Kaymakam’dan çok yardım istiyorum. Benim kimse derdimi anlamıyor, savcıya gitsem eve gidemezsin, hakime gitsem daha ifademi almadan uzaklaştırma cezası veriyor.”
“15-20 gün sokakta yattık”
Babasından uzun süre gördüğü şiddet nedeniyle sürekli evden kaçtığını ve son olarakta tedavi gördüğü hastaneden ayrılarak eşinin yanına kaçtığını anlatan Nuray Karahan, kendilerine yardım edilmesini istedi. Karahan konuşmasında “Benim annem ikinci evliliğini yaptı Üçköy’e. Üvey babamdan şiddet görüyordum. Evden sürekli kaçıyordum şiddet gördüğüm için. Köyde komşular üvey babamın elinden alıyordu beni. Artık köy muhtarı zapt edemedi babamı ve beni. Aile Sosyal Politikalar’a başvurdu. Sonra oradan ses çıkmayınca üvey babam zorla psikiyatri doktorundan engelli raporu çıkardı sonra beni bakım merkezine yerleştirdiler, engellilerin kaldığı yer. Orada kaldığımda Ereğli Psikiyatri servisine geldim, eşimi orada tanıdım. Sonra evden ceketini aldı uyuttu beni, dışarıda sabaha kadar kendisi nöbet tuttu. 15-20 gün dışarıda yattık. Kimse bir yudum su, ekmek getirmedi. Zor durumdayız. Tuvaletten dolduruyoruz sularımızı, tuvalette banyo yapıyoruz soğuk suyla. Eşimle daha iyi bir yerde yaşamak isterim, kirasız bir yerde. Burası okulun kazan dairesi, tek gözlü tuvalet banyo yok. Kiraya çıkamıyoruz, çünkü beş kuruş paramız yok” dedi.
Muhsin ve Nuray çifti kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor.