'Hacca Genç Gitmenin Büyük Avantajı Var'
ODÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Atakan Savrun: 'Hac ibadetinin daha sağlıklı ve düzenli olabilmesi için erken gitmenin daha avantajlı olduğu kanaatindeyim'
Ordu Üniversitesi (ODÜ) Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Atakan Savrun, hac ibadetinin daha sağlıklı ve düzenli olabilmesi için erken yaşta gitmenin daha avantajlı olduğunu söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı ile Sağlık Bakanlığınca, hac döneminde görevlendirilen 35 yaşındaki Savrun, hem mesleğini icra edip, hem de ibadet ederken yaptığı gözlemleri anlattı.
Savrun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, haca görevli olarak gitme hayali 5 yıl sonra gerçekleştiği için mutlu olduğunu söyledi.
Diyanete bağlı Sağlık Bakanlığının hastanesinde görevli olduğunu anlatan Savrun, "Bu şekilde hem doktorluk görevimizi ifa ettik, hem de çok şükür hac görevimizi yerine getirebildik. Bu bize iki şekilde kutsallık kattı. Hacılar sonuçta Allah'u tealanın misafirleri, onlara da hizmet vermek bize keyif verdi. Ondan dolayı çok mutluyum." dedi.
Genç yaşta hac ibadetini yerine getirmenin önemli olduğuna değinen Savrun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilindiği üzere hac vazifesi özellikle fiziki aktivite üzerine yapmamız gereken bazı ritüeller var. Bu ritüelleri yapmadığımızda hac görevimiz olmuyor. Tabii bunu yapmak için de sağlıklı ve genç olmamız lazım. Genç gitmenin büyük avantajı var. Yapacağımız ibadette 5 kere tavaf yapmak yerine daha genç gidersek bunun kat ve kat fazlasını yapabiliyoruz. Arafat'ta yürümemiz gereken mesafeler var, bunları daha hızlı ve daha sağlıklı yürüyebiliyoruz. Ayrıca daha yaşlı gittiğimiz zaman ek hastalıklarımız oluyor. Bunları açlık, stres, yorgunluk, uykusuzluk çok fazla tetikliyor. Bunların önüne geçilmiş oluyor. Hac ibadetinin daha sağlıklı ve düzenli olabilmesi için erken gitmenin daha avantajlı olduğu kanaatindeyim."
- "Sağlığı riske sokmadan vazifeler dikkatli yapılmalı"
Savrun, hem mesleki, hem de ibadet görevini bir arada yerine getirebildiğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Hekimlik görevimizi yaparken hacı olsun olmasın, din, dil, ırk fark etmeden bu görevi yerine getiriyoruz. Orada eş zamanlı olarak hacılar dinen Allah'u tealanın misafirleri diye geçiyor. Allah'ın misafirlerine hizmet etmek bir kat daha bize manevi tatmin sağladı. Ayrıca Türkiye'deki görevimizi de aksamadan doktorluk hizmetini yerine getirdik. Boş vakitlerimizde de gidip orada hac görevimizi ve artı ibadetlerimizi yerine getirdik, bize bir taşla iki kuş vurmak nasip oldu diye düşünüyorum."
Kendileri gibi sağlıkçı ve Diyanete bağlı görevlendirilen diğer meslek grupları da olduğunu aktaran Savrun, "Sağlıkçı ve diğer meslek grupları kendi görevlerini aksatmadan geçici görevlendirmeyle kurumlar arası anlaşmayla gidebiliyorlar. Başvurmalarını kesinlikle öneririm. Gitmek bir kolaylık, bir avantaj. Herkese erken başvurmalarını, gitmelerini tavsiye ederim." diye konuştu.
Hacı adaylarının, kutsal topraklara gittiğinde asıl görevinin hac vazifesi olduğunu vurgulayan Savrun, "Ama hac vazifesinin yanında daha fazla sevap kazanabilmek için umre, tavafı fazlaca yapmaya çalışıyorlar. Yapmaları avantaj ancak hacılığını riske etmeden, yani kendi sağlık durumlarını riske sokmadan dikkatli yapmaları gerekir. Güneşin yoğun olduğu saatlerde çıkmamaları, terledikleri zaman soğuk su içmemeleri ve mevcut ilaçlarını düzenli kullanarak, hacılığı riske sokmadan hac vazifesini yapmalarını öneririm." dedi.
Özellikle kronik hastalığı olanların ilaçlarını düzenli kullanmalarını ve yanlarında ilaçlarını bulundurmalarını tavsiye eden Savrun, "Gerçi Diyanet Hastanesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı onlara ilaçlarını temin ediyor ama yine de riske etmemek anlamında ve soğuk zincirle taşınacak ilaçları varsa insülin gibi onları özel muhafazalarla götürmeleri gerekmektedir. Çünkü eğer kişilerin kendi sağlığı yerinde olmazsa sonuç olarak ibadetleri de riske girip, o kadar gidip hacı olmama riski de vardır. Bunlar da dikkat etmeleri gereken husustur diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Savrun, kutsal topraklarda çok sayıda kişiye müdahalede bulunduklarını da sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Diyanet İşleri Başkanlığı ile Sağlık Bakanlığınca, hac döneminde görevlendirilen 35 yaşındaki Savrun, hem mesleğini icra edip, hem de ibadet ederken yaptığı gözlemleri anlattı.
Savrun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, haca görevli olarak gitme hayali 5 yıl sonra gerçekleştiği için mutlu olduğunu söyledi.
Diyanete bağlı Sağlık Bakanlığının hastanesinde görevli olduğunu anlatan Savrun, "Bu şekilde hem doktorluk görevimizi ifa ettik, hem de çok şükür hac görevimizi yerine getirebildik. Bu bize iki şekilde kutsallık kattı. Hacılar sonuçta Allah'u tealanın misafirleri, onlara da hizmet vermek bize keyif verdi. Ondan dolayı çok mutluyum." dedi.
Genç yaşta hac ibadetini yerine getirmenin önemli olduğuna değinen Savrun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bilindiği üzere hac vazifesi özellikle fiziki aktivite üzerine yapmamız gereken bazı ritüeller var. Bu ritüelleri yapmadığımızda hac görevimiz olmuyor. Tabii bunu yapmak için de sağlıklı ve genç olmamız lazım. Genç gitmenin büyük avantajı var. Yapacağımız ibadette 5 kere tavaf yapmak yerine daha genç gidersek bunun kat ve kat fazlasını yapabiliyoruz. Arafat'ta yürümemiz gereken mesafeler var, bunları daha hızlı ve daha sağlıklı yürüyebiliyoruz. Ayrıca daha yaşlı gittiğimiz zaman ek hastalıklarımız oluyor. Bunları açlık, stres, yorgunluk, uykusuzluk çok fazla tetikliyor. Bunların önüne geçilmiş oluyor. Hac ibadetinin daha sağlıklı ve düzenli olabilmesi için erken gitmenin daha avantajlı olduğu kanaatindeyim."
- "Sağlığı riske sokmadan vazifeler dikkatli yapılmalı"
Savrun, hem mesleki, hem de ibadet görevini bir arada yerine getirebildiğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Hekimlik görevimizi yaparken hacı olsun olmasın, din, dil, ırk fark etmeden bu görevi yerine getiriyoruz. Orada eş zamanlı olarak hacılar dinen Allah'u tealanın misafirleri diye geçiyor. Allah'ın misafirlerine hizmet etmek bir kat daha bize manevi tatmin sağladı. Ayrıca Türkiye'deki görevimizi de aksamadan doktorluk hizmetini yerine getirdik. Boş vakitlerimizde de gidip orada hac görevimizi ve artı ibadetlerimizi yerine getirdik, bize bir taşla iki kuş vurmak nasip oldu diye düşünüyorum."
Kendileri gibi sağlıkçı ve Diyanete bağlı görevlendirilen diğer meslek grupları da olduğunu aktaran Savrun, "Sağlıkçı ve diğer meslek grupları kendi görevlerini aksatmadan geçici görevlendirmeyle kurumlar arası anlaşmayla gidebiliyorlar. Başvurmalarını kesinlikle öneririm. Gitmek bir kolaylık, bir avantaj. Herkese erken başvurmalarını, gitmelerini tavsiye ederim." diye konuştu.
Hacı adaylarının, kutsal topraklara gittiğinde asıl görevinin hac vazifesi olduğunu vurgulayan Savrun, "Ama hac vazifesinin yanında daha fazla sevap kazanabilmek için umre, tavafı fazlaca yapmaya çalışıyorlar. Yapmaları avantaj ancak hacılığını riske etmeden, yani kendi sağlık durumlarını riske sokmadan dikkatli yapmaları gerekir. Güneşin yoğun olduğu saatlerde çıkmamaları, terledikleri zaman soğuk su içmemeleri ve mevcut ilaçlarını düzenli kullanarak, hacılığı riske sokmadan hac vazifesini yapmalarını öneririm." dedi.
Özellikle kronik hastalığı olanların ilaçlarını düzenli kullanmalarını ve yanlarında ilaçlarını bulundurmalarını tavsiye eden Savrun, "Gerçi Diyanet Hastanesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı onlara ilaçlarını temin ediyor ama yine de riske etmemek anlamında ve soğuk zincirle taşınacak ilaçları varsa insülin gibi onları özel muhafazalarla götürmeleri gerekmektedir. Çünkü eğer kişilerin kendi sağlığı yerinde olmazsa sonuç olarak ibadetleri de riske girip, o kadar gidip hacı olmama riski de vardır. Bunlar da dikkat etmeleri gereken husustur diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Savrun, kutsal topraklarda çok sayıda kişiye müdahalede bulunduklarını da sözlerine ekledi.