Türkiye'nin İlk Yerli Ve Milli 'Gyrocopter'i Mersin'de Üretildi
İçel’de yaşayan Burcu ve Cem Aydemir çiftinin televizyondan bir belgeselde izledikleri ’gyrocopter’ videosundan etkilenerek ürettikleri ve ’GyroTürk’ adını verdikleri gyrocopter, seri üretim aşamasına geldi. 10 yıl önce bir hayalle yola çıkan Aydemir çifti, artık seri üretime geçerek Türkiye semalarında milli ve yerli gyrocopterleri uçurmak istiyor.
İçel’de yaşayan Burcu ve Cem Aydemir çifti, 10 yıl önce televizyonda izledikleri bir belgeselde ’gyrocopter’den etkilenerek aynısının milli ve yerli olanını üretmeye karar verdi. İçel Üniversitesi Elektronik Haberleşme Bölümü mezunu olan Aydemir çifti, bilgisayar, otomasyon ve güvenlik sistemleri üzerine faaliyet gösterirken, 2009 yılında gyrocopter üretmek için kolları sıvadı. Yaklaşık 9 yıllık Ar-Ge çalışmaları sonucu ’GyroTürk’ adını verdikleri hava aracını geliştirmeyi başaran çift, ilk etapta 6 hava aracı üretti. Şimdi seri üretim için fabrika kurulum aşaması çalışmalarını yürüten Aydemir çifti, seri üretime geçerek Türkiye’nin yerli ve milli ilk ’gyrocopter’inin gökyüzünde uçmasını istiyor.
"Belgeseldeki gyrocopterden etkilendik"
Hava aracını üretme serüveniyle ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Burcu Aydemir, eşiyle çok genç yaşta tanıştıklarını söyledi.
Eşinin uçmayı çok sevdiğini kaydeden Aydemir, "Uçma kelimesi onun için özgürlük, coşku, heyecan, mutluluk hatta hedefe ulaşmak anlamına gelir. İlk yıllarımızda beni mutlu etmek istediğinde veya canımın sıkkın olduğunu gördüğünde ’hadi gel seni uçurayım’ derdi. Beni alır ve motosikletle gezdirirdi. Motorda yüzüme çarpan rüzgarla mutluluk ve heyecan duyduğumu ve tüm sıkıntılarımı geride bıraktığımı hatırlıyorum. Bu mutlu günlerden birinin sonunda eve döndüğümüzde motordan inerken düştüm. İnanılmaz ama, duran motordan düşmek omurgamda kırıklara neden oldu. Ben de bir daha motosiklete binmekten, daha doğrusu inmekten çekindim. Eşim de galiba beni uçurmak için motosiklet yerine başka bir seçenek aramaya başladı.
10 yıl kadar önce bir gece televizyonda belgesel izlerken ilk kez ’gyrocopter’le karşılaştık. Belgeselde gyrocopter, kullanana ve yolcuya muhteşem bir özgürlük ve mutluluk veriyordu. Ben ne değişik ve harika bir uçakmış deyince eşim ’ben bunu yapar seni uçururum’ dedi.
O an espri yapıyor sanmıştım ama ertesi gün çalışmalara başladı.
2 yıldır da gerçekten uçuyoruz ve şimdi de Hezarfen’in diğer torunlarını uçurmak için çalışıyoruz" diye konuştu.
"Ürettiğimiz gyrocopter bizim çocuğumuz, kızımız"
Kendilerinin bir aile şirketi olduğunu vurgulayan Aydemir, "Ürettiğimiz gyrocopter bizim çocuğumuz, kızımız. Ben yatırımın planlanması, projelerin yazılması ve fon temini, resmi süreçlerin takibi, gerekli uçuş izinlerinin alınması, finansal yönetim ve kızımızın görücüye çıkması gibi süreçlerin tümünü yürütüyorum. Cem de inanılmaz bir ustadır. Tüm üretim sürecinin tasarımı ve imalat Cem’in üstünde. GyroTürk tam olarak Anadolu kadınının özelliklerini taşıyor. Narin görünür ama çok dayanıklıdır. Çevreye duyarlıdır ve gürültücü değildir. En zorlu koşullara dayanabilir. Fırtınada uçabilir, tarlaya inebilir. Anadolu kadınının elinden her iş gelmesi gibi, GyroTürk de çok amaçlı kullanılabilir. Hasta nakil, sintine denetimi, keşif ve arama kurtarma, yangın söndürme, hava taksi, tarımsal ilaçlama, turizm gibi çok çeşitli alanlarda kullanılabilir. Denizde yol alabilir ve denizden kalkış ve denize iniş yapabilir. Elbette sportif amaçlı kullanımda da eşsiz bir uçuş deneyimi sağlar. Kanaatkar ve verimlidir, idame ve bakım masrafları bir helikopterin 1/10’u kadardır. Toleranslıdır, pilot hatalarının ağır sonuçlar doğurmasını engeller. Koruyucu ve güvenilirdir. Dünya genelinde bugüne kadar rapor edilmiş ölümlü gyrocopter kazası yoktur" ifadelerini kullandı.
"Bizim kızımız devletimizin desteğiyle büyüyor"
Gyrocopterin büyüme aşamasından da bahseden Aydemir, "Bilirsiniz bizim kültürümüzde çocuk sadece çekirdek ailenin ötesinde tüm hısım akrabanın maddi manevi desteğiyle büyütülür. Doğrusu bizim kızımızın da büyüme süreci aynı. Tıpkı çocuk büyürken aile büyüklerinin el vermesi, desteği, yönlendirmesi gibi bizim kızımız da devletimizin desteğiyle büyüyor. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, değerli eşleri Emine Erdoğan, sevgili Bakanımız Mustafa Varank, eli hep bölgenin üstünde olan milletvekilimiz Lütfi Elvan, her an ulaşabildiğimiz Valimiz Ali İlhan Su, günün her saati her aklımıza takılanı rahatlıkla sorabildiğimiz yakın destekçimiz Çukurova Kalkınma Ajansı, İçel Üniversitesi ve şimdi de Tarsus Üniversitesi. Babalarımız ve annelerimiz de hep yanımızda. Biz yaptık, tüm kesimler el ele ailece büyütüyoruz kızımızı. Ben 32 yaşındayım ve gençlerin yenilikçi ve üretken fikirlerinin nasıl desteklendiğini yakından görüyor ve yaşıyorum. Biz Türkiye olarak, millet ve devlet olarak çok güzel bir aileyiz. Bu durum da benim inancımı ve güvenimi geliştiriyor. Emek, azim ve sabırla yapılan her üretim insana evladı gibi geliyor ve inanıyorum ki bu büyük ve güzel aile bu vatana daha nice evlatlar kazandıracak" şeklinde konuştu.
"Hedefimiz GyroTürk’ün Türkiye semalarında uçması"
"2013 yılında KOSGEB AR-GE İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı’na katılmış ve AR-GE kapsamında gyrocopter tasarım ve imalat sürecini tamamlamıştık" diyen Aydemir, "Bu arada uçağımızın GyroTÜRK markasıyla tescilini aldık. Daha sonra 2016-2017 yıllarında çift kişilik gyrocopterimizi ve suya kalkıp, inen gyrocopterlerimizin üretim aşamalarına geçtik. Bu sırada şu anda bulunduğumuz hangarı Akdeniz Belediyesi bizim kullanımımıza açtı, üretimimizi halen burada gerçekleştiriyoruz. Grocopterde kullanılan bütün malzemeler motor hariç biz kendimiz üretiyoruz. İnavasyon fuarında da Cumhurbaşkanımızın huzuruna çıktık. O zaman bize ’tek kişilik olmaz, 2 ve 3 kişiliğini bekliyorum’ dedi.
Bununla ilgili de bakanlara gerekli talimatları verdi. Ülkede gerçekten yeni olan bir şeyi üretmek maddi anlamda çok büyük külfet oluşturuyor. Biz elimizden gelen her şeyi yaptık ve ondan sonra devletimiz el attı. 20-23 Eylül’de İstanbul’da ’milli teknoloji hamlesi’ altında bir organizasyon var. Bu organizasyonda da gyrocopterimizi gökyüzünde uçuracağız. Bu Türkiye’de üretilen ilk gyrocopter olacak. Hedefimiz GyroTürk’ün gökyüzünde uçması" dedi.
Kaynak: İHA
"Belgeseldeki gyrocopterden etkilendik"
Hava aracını üretme serüveniyle ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Burcu Aydemir, eşiyle çok genç yaşta tanıştıklarını söyledi.
Eşinin uçmayı çok sevdiğini kaydeden Aydemir, "Uçma kelimesi onun için özgürlük, coşku, heyecan, mutluluk hatta hedefe ulaşmak anlamına gelir. İlk yıllarımızda beni mutlu etmek istediğinde veya canımın sıkkın olduğunu gördüğünde ’hadi gel seni uçurayım’ derdi. Beni alır ve motosikletle gezdirirdi. Motorda yüzüme çarpan rüzgarla mutluluk ve heyecan duyduğumu ve tüm sıkıntılarımı geride bıraktığımı hatırlıyorum. Bu mutlu günlerden birinin sonunda eve döndüğümüzde motordan inerken düştüm. İnanılmaz ama, duran motordan düşmek omurgamda kırıklara neden oldu. Ben de bir daha motosiklete binmekten, daha doğrusu inmekten çekindim. Eşim de galiba beni uçurmak için motosiklet yerine başka bir seçenek aramaya başladı.
10 yıl kadar önce bir gece televizyonda belgesel izlerken ilk kez ’gyrocopter’le karşılaştık. Belgeselde gyrocopter, kullanana ve yolcuya muhteşem bir özgürlük ve mutluluk veriyordu. Ben ne değişik ve harika bir uçakmış deyince eşim ’ben bunu yapar seni uçururum’ dedi.
O an espri yapıyor sanmıştım ama ertesi gün çalışmalara başladı.
2 yıldır da gerçekten uçuyoruz ve şimdi de Hezarfen’in diğer torunlarını uçurmak için çalışıyoruz" diye konuştu.
"Ürettiğimiz gyrocopter bizim çocuğumuz, kızımız"
Kendilerinin bir aile şirketi olduğunu vurgulayan Aydemir, "Ürettiğimiz gyrocopter bizim çocuğumuz, kızımız. Ben yatırımın planlanması, projelerin yazılması ve fon temini, resmi süreçlerin takibi, gerekli uçuş izinlerinin alınması, finansal yönetim ve kızımızın görücüye çıkması gibi süreçlerin tümünü yürütüyorum. Cem de inanılmaz bir ustadır. Tüm üretim sürecinin tasarımı ve imalat Cem’in üstünde. GyroTürk tam olarak Anadolu kadınının özelliklerini taşıyor. Narin görünür ama çok dayanıklıdır. Çevreye duyarlıdır ve gürültücü değildir. En zorlu koşullara dayanabilir. Fırtınada uçabilir, tarlaya inebilir. Anadolu kadınının elinden her iş gelmesi gibi, GyroTürk de çok amaçlı kullanılabilir. Hasta nakil, sintine denetimi, keşif ve arama kurtarma, yangın söndürme, hava taksi, tarımsal ilaçlama, turizm gibi çok çeşitli alanlarda kullanılabilir. Denizde yol alabilir ve denizden kalkış ve denize iniş yapabilir. Elbette sportif amaçlı kullanımda da eşsiz bir uçuş deneyimi sağlar. Kanaatkar ve verimlidir, idame ve bakım masrafları bir helikopterin 1/10’u kadardır. Toleranslıdır, pilot hatalarının ağır sonuçlar doğurmasını engeller. Koruyucu ve güvenilirdir. Dünya genelinde bugüne kadar rapor edilmiş ölümlü gyrocopter kazası yoktur" ifadelerini kullandı.
"Bizim kızımız devletimizin desteğiyle büyüyor"
Gyrocopterin büyüme aşamasından da bahseden Aydemir, "Bilirsiniz bizim kültürümüzde çocuk sadece çekirdek ailenin ötesinde tüm hısım akrabanın maddi manevi desteğiyle büyütülür. Doğrusu bizim kızımızın da büyüme süreci aynı. Tıpkı çocuk büyürken aile büyüklerinin el vermesi, desteği, yönlendirmesi gibi bizim kızımız da devletimizin desteğiyle büyüyor. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, değerli eşleri Emine Erdoğan, sevgili Bakanımız Mustafa Varank, eli hep bölgenin üstünde olan milletvekilimiz Lütfi Elvan, her an ulaşabildiğimiz Valimiz Ali İlhan Su, günün her saati her aklımıza takılanı rahatlıkla sorabildiğimiz yakın destekçimiz Çukurova Kalkınma Ajansı, İçel Üniversitesi ve şimdi de Tarsus Üniversitesi. Babalarımız ve annelerimiz de hep yanımızda. Biz yaptık, tüm kesimler el ele ailece büyütüyoruz kızımızı. Ben 32 yaşındayım ve gençlerin yenilikçi ve üretken fikirlerinin nasıl desteklendiğini yakından görüyor ve yaşıyorum. Biz Türkiye olarak, millet ve devlet olarak çok güzel bir aileyiz. Bu durum da benim inancımı ve güvenimi geliştiriyor. Emek, azim ve sabırla yapılan her üretim insana evladı gibi geliyor ve inanıyorum ki bu büyük ve güzel aile bu vatana daha nice evlatlar kazandıracak" şeklinde konuştu.
"Hedefimiz GyroTürk’ün Türkiye semalarında uçması"
"2013 yılında KOSGEB AR-GE İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı’na katılmış ve AR-GE kapsamında gyrocopter tasarım ve imalat sürecini tamamlamıştık" diyen Aydemir, "Bu arada uçağımızın GyroTÜRK markasıyla tescilini aldık. Daha sonra 2016-2017 yıllarında çift kişilik gyrocopterimizi ve suya kalkıp, inen gyrocopterlerimizin üretim aşamalarına geçtik. Bu sırada şu anda bulunduğumuz hangarı Akdeniz Belediyesi bizim kullanımımıza açtı, üretimimizi halen burada gerçekleştiriyoruz. Grocopterde kullanılan bütün malzemeler motor hariç biz kendimiz üretiyoruz. İnavasyon fuarında da Cumhurbaşkanımızın huzuruna çıktık. O zaman bize ’tek kişilik olmaz, 2 ve 3 kişiliğini bekliyorum’ dedi.
Bununla ilgili de bakanlara gerekli talimatları verdi. Ülkede gerçekten yeni olan bir şeyi üretmek maddi anlamda çok büyük külfet oluşturuyor. Biz elimizden gelen her şeyi yaptık ve ondan sonra devletimiz el attı. 20-23 Eylül’de İstanbul’da ’milli teknoloji hamlesi’ altında bir organizasyon var. Bu organizasyonda da gyrocopterimizi gökyüzünde uçuracağız. Bu Türkiye’de üretilen ilk gyrocopter olacak. Hedefimiz GyroTürk’ün gökyüzünde uçması" dedi.