AK Parti Kırıkkale İl Başkanlığı Menderes'in İdamına Tepki Gösterdi
AK Parti Kırıkkale İl Başkanlığı, 17 Eylül 1961 tarihinde merhum Başbakan Adnan Menderes’in idam edilmesine düzenlenen bir basın açıklaması ve açılan pankartlar ile tepki gösterdi.
AK Parti Kırıkkale İl Başkanlığı tarafından Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı’nda partililerin ve vatandaşların katılımıyla gerçekleşen basın açıklamasında, İl Başkanı Nuh Dağdelen, "27 Mayıs Darbesi Türkiye’de ileriye dönük toplumsal, siyasal, hukuksal, kültürel ve ekonomik anlamda tamir edilmez tahribatlara yol açtığını vurgulayarak, yasalara aykırı biçimde Anayasa, ihtilal figüranlarına bağımlı hale getirilmiş ve zincirleme antidemokratik müdahalelerin önü açılmıştı" dedi.
Türk siyasi tarihinde kapanmayan yaraların açılmasına neden olan; darbeler, e muhtıralar, askeri kalkışmalar ve müdahalelerin demokrasiyi defalarca kesintiye uğradığını ifade eden Dağdelen konuşmasında şunları kaydetti:
“Millet egemenliğinin ilk kez cunta egemenliği altına alınmaya çalışılmasının yanı sıra 27 Mayıs Darbesi’ni diğer darbelerden ayıran en acı olay ise Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş Baş Vekili Adnan Menderes’in idam edilmesidir. 27 Mayıs 1960 Darbesi’nin izdüşümleri incelendiğinde 15 Temmuz alçak FETÖ darbe girişiminin aynı kalemden çıktığı anlaşılmaktadır. Merhum Menderes, fabrikalar, yollar, barajlar, köprüler ve daha pek çok teknik ve mimari projeyle dönemin Türkiye’sine çağ atlatmıştır. Dini yasaklamaların ve zulümlerin telafisine girişerek ilk önce Türkçe okunan ezanı aslına döndürmüştür. Hem düşünce hem de ibadet özgürlüğünün önünü açan; insan odaklı hamleleriyle milletin takdirini kazanan merhum Adnan Menderes ve çalışma arkadaşlarının çığır açan bu icraatları bazı çevreleri rahatsız etmeye başlamıştır. Asılsız iddialarla itham edilen seçilmiş hükümete yönelik başlatılan algı operasyonuyla darbeye ortam hazırlanmıştır” ifadelerini kullandı.
Dağdelen, “Seçilmiş hükümetin silah zoruyla görevden alınmasıyla; başbakan, kabine üyeleri, milletvekilleri keyfi dayanaklarla tutuklanarak yasa dışı karar merciinde vesayetçi vicdanın insafına bırakılmıştır. Milletten ve adaletten uzak şekilde kurulan mahkemede 11 ay süren duruşmalar boyunca cesur ve vakur duruşundan taviz vermeyen Adnan Menderes ve yol arkadaşları, savunma yapmalarına dahi izin verilmeyen yargısız infazla hukuk dışı muameleye maruz kalmıştır. Mahkeme heyetinin kayda geçen ’Sizi buraya tıkayan kuvvet böyle istiyor’ gerekçesiyle haklarında verilen hükmü bile öğrenemeyen Başbakan Adnan Menderes, Maliye Bakanı Hasan Polatkan ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu darağacına çıkartılmıştır” şeklinde konuştu.
17 Eylül 1961 günü Türk milletinin iradesini küçümseyen vesayetçi zihniyeti tarihin silip süpürdüğünü belirten Dağdelen, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde aziz milletimiz, 15 Temmuz gecesi darbe zihniyetini bir daha geri dönmemek üzere ortadan kaldırarak tarihin seyrini değiştirmiştir. Anadolu topraklarında ezan okunduğu sürece aziz hatırası yaşayamaya devam edecek olan Adnan Menderes ve arkadaşları, milletimizin gönlünde sonsuza dek şerefli bir davanın şehitleri olarak tarihe geçmişlerdir. Bu vesileyle demokrasi şehitlerimiz merhum Adnan Menderes ve yol arkadaşlarını rahmet ve minnetle yad ediyoruz.”
Kaynak: İHA
Türk siyasi tarihinde kapanmayan yaraların açılmasına neden olan; darbeler, e muhtıralar, askeri kalkışmalar ve müdahalelerin demokrasiyi defalarca kesintiye uğradığını ifade eden Dağdelen konuşmasında şunları kaydetti:
“Millet egemenliğinin ilk kez cunta egemenliği altına alınmaya çalışılmasının yanı sıra 27 Mayıs Darbesi’ni diğer darbelerden ayıran en acı olay ise Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş Baş Vekili Adnan Menderes’in idam edilmesidir. 27 Mayıs 1960 Darbesi’nin izdüşümleri incelendiğinde 15 Temmuz alçak FETÖ darbe girişiminin aynı kalemden çıktığı anlaşılmaktadır. Merhum Menderes, fabrikalar, yollar, barajlar, köprüler ve daha pek çok teknik ve mimari projeyle dönemin Türkiye’sine çağ atlatmıştır. Dini yasaklamaların ve zulümlerin telafisine girişerek ilk önce Türkçe okunan ezanı aslına döndürmüştür. Hem düşünce hem de ibadet özgürlüğünün önünü açan; insan odaklı hamleleriyle milletin takdirini kazanan merhum Adnan Menderes ve çalışma arkadaşlarının çığır açan bu icraatları bazı çevreleri rahatsız etmeye başlamıştır. Asılsız iddialarla itham edilen seçilmiş hükümete yönelik başlatılan algı operasyonuyla darbeye ortam hazırlanmıştır” ifadelerini kullandı.
Dağdelen, “Seçilmiş hükümetin silah zoruyla görevden alınmasıyla; başbakan, kabine üyeleri, milletvekilleri keyfi dayanaklarla tutuklanarak yasa dışı karar merciinde vesayetçi vicdanın insafına bırakılmıştır. Milletten ve adaletten uzak şekilde kurulan mahkemede 11 ay süren duruşmalar boyunca cesur ve vakur duruşundan taviz vermeyen Adnan Menderes ve yol arkadaşları, savunma yapmalarına dahi izin verilmeyen yargısız infazla hukuk dışı muameleye maruz kalmıştır. Mahkeme heyetinin kayda geçen ’Sizi buraya tıkayan kuvvet böyle istiyor’ gerekçesiyle haklarında verilen hükmü bile öğrenemeyen Başbakan Adnan Menderes, Maliye Bakanı Hasan Polatkan ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu darağacına çıkartılmıştır” şeklinde konuştu.
17 Eylül 1961 günü Türk milletinin iradesini küçümseyen vesayetçi zihniyeti tarihin silip süpürdüğünü belirten Dağdelen, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde aziz milletimiz, 15 Temmuz gecesi darbe zihniyetini bir daha geri dönmemek üzere ortadan kaldırarak tarihin seyrini değiştirmiştir. Anadolu topraklarında ezan okunduğu sürece aziz hatırası yaşayamaya devam edecek olan Adnan Menderes ve arkadaşları, milletimizin gönlünde sonsuza dek şerefli bir davanın şehitleri olarak tarihe geçmişlerdir. Bu vesileyle demokrasi şehitlerimiz merhum Adnan Menderes ve yol arkadaşlarını rahmet ve minnetle yad ediyoruz.”