Turizmde Büyük Tehlike Açıklaması 'Arkeolojik Vandalizm'
‘Genç Gazeteciler Turizm Eğitim Programı’nda konuşan FIJET Başkanı ve Tunus Eski Turizm Bakanı Tijani Haddad, "Her şey dahil sistemi yalnızca Türkiye’nin değil, uluslararası bir sorun. Bu sistem, turizmi uzun vadede öldürür” derken, Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Arkeolog Prof. Dr. Recep Meriç ise arkeolojik çalışmalarda insanların sebep olduğu vandalizmin, küresel iklimin etkilerinden daha büyük sorunlara yol açtığını söyledi.
Dünya Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu’nun (FIJET) küresel turizme katkıda bulunmak amacıyla düzenlediği ‘Genç Gazeteciler Turizm Eğitim Programı’ Yaşar Üniversitesi’nin desteğiyle İzmir’de düzenlendi.
Bulgaristan, Romanya, Hırvatistan, Bosna Hersek, İngiltere, Fas, Fransa, Tunus ve Slovakya’dan turizm alanında uzman gazetecileri, bloggerları, destinasyon direktörlerini ve akademisyenleri buluşturan etkinlik kapsamında katılımcılar, İzmir’i yakından tanıma fırsatı buldu. Programa katılan FIJET Başkanı ve Tunus Eski Turizm Bakanı Tijani Haddad, turizmde ‘her şey dahil’ sistemini eleştirdi.
Haddad, "Her şey dahil sistemi yalnızca Türkiye’nin değil, uluslararası bir sorun. Bu sistem, turizmi uzun vadede öldürür" dedi.
FIJET üyesi olan ülkelerin turizmde desteğe ihtiyacı olan destinasyonlarının tanıtımına katkı sağlamak amacıyla düzenlenen programda katılımcılar, Agora, İzmir Arkeoloji Müzesi, Kadife Kale, Tarihi Asansör, Efes Antik Kenti, Foça, Bergama ve Çeşme’ye ziyarette bulundu. Eğitim programı kapsamındaki dersler ise Yaşar Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü tarafından gerçekleştirildi.
“Bu sistem turizmi öldürüyor”
Katılımcıların İzmir ile ilgili yazılarını ülkelerindeki gazete, dergi ve blog gibi farklı medya organlarında yayınlayacağını belirten FIJET Başkanı Tijani Haddad, FIJET’in 65 yıla yaklaşan tarihi hakkında bilgi verdi. Haddad, "FIJET, turizm ile ilgili doğru ve tarafsız haberciliğin yanı sıra önemli ve yararlı bilgileri gazetecilik mesleği ile birleştirerek, okuyucuları desteğe ihtiyacı olan turistik bölgelere yönlendirmeyi ve turizmin tüm paydaşlarını desteklemeyi hedefler" diye konuştu.
Üç dönem bakanlık da yapan Tunus Eski Turizm Bakanı Haddad, "Özellikle Antalya’da çok uygulanan ‘her şey dahil’ sistemi uzun vadede turizmi öldürür. Tüm turizm tanımlamalarında göreceksiniz ki bu bir turizm modeli değil. Çünkü turist geliyor ve zamanın tamamını tek bir alan içinde geçiriyor. Ülke hakkında hiçbir bilgiye sahip olamıyor, ne turlara katılıyor, ne gastronomisi hakkında bilgi sahibi oluyor, ne ülkenin kültürüne dokunabiliyor ne de tarihi mekanlarını görebiliyor. Bu da turizmin tüm kalemlerini ekonomik anlamda olumsuz etkiliyor. Tüm geliri her şey dahil sistemi ele geçirmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
“Vandalizmin etkileri küresel iklimden daha büyük”
İzmir’in tarihi ve arkeolojik değerlerini değerlendiren Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Arkeolog Prof. Dr. Recep Meriç ise arkeolojik çalışmalarda insanların sebep olduğu vandalizmin, küresel iklimin etkilerinden daha büyük sorunlara yol açtığını söyledi.
Prof. Dr. Meriç, "Son zamanlarda artan küresel iklimdeki değişmeler sel, toprak kayması, dolu yağışları gibi afetlerle arkeolojik eserlerin ve ören yerlerinin zarar görmelerine neden olmakta. Bunlara karşı da bazı ek önlemlerin alınması gerekir. Kalıcı ve geçici koruma çatılarının sel ve çamurla dolmaması için yağmur kanallarının açılması mevcut kanalların temizlenmesi basit fakat faydalı önlemler arasında yer alıyor. Ancak arkeolojik alanlarda bundan daha büyük tehdit insanların sebep olduğu vandalizm, yani arkeolojik eserlerin ve alanların bilinçli tahribatıdır. Bu durumun çözümü sadece cezai önlemlerle mümkün değil. Arkeolojik eserleri sevmek, onları korumak için en iyi yöntem olmalı. Vandalizm kapsamında kaçak kazılar yapılarak bütün tarihsel ipuçları yok edilmekte. Ayrıca anıt niteliğindeki bir mezar odasının boşuna yapılmamış olduğu hazinenin mutlaka bir duvarın altında veya arkasında olduğu düşüncesi ile arkeolojik yapıyı dinamit ile patlatan kişiler mevcut. Buna benzer başka bir örnekte ise ‘Bu heykelin içinde muhakkak altın vardır’ deyip heykeli kıran kişilerin olması. Bu tür vandalizm olayları Kültür ve Turizm Bakanlığının çabalarıyla azaltıldı, ören yerlerinin büyük bir çoğunluğunda ise denetim altına alındı. Ancak halkın da bu konuda çok daha bilinçli olması şart" diye konuştu.
"Avrupa, turizmde düşüşe geçiyor”
Bükreş Ekonomi Üniversitesi Turizm ve İşletme Fakültesi Turizm ve Coğrafya Bölümünden Prof. Dr. Gabriela Tigu ise turizm destinasyonlarının geleceği hakkında bilgi verdi. 2014 yılında 1,2 milyar insanın uluslararası turist varış noktaları arasında Avrupa’nın yüzde 51, Asya-Pasifik Bölgesi’nin ise yüzde 23 oranında bir paya sahip olduğunu belirten Tigu, “2030 öngörüleri doğrultusunda 1,8 milyar insanın uluslararası turist varış noktaları arasında Avrupa’nın yüzde 41’e düşmesi, Asya-Pasifik Bölgesi’nin ise yüzde 30’a yükselmesi bekleniyor. Turizmde en hızlı büyüyen ülkeler arasında ise Hindistan, Çin, Tayland, Endonezya, Peru ve Kenya yer alıyor" şeklinde konuştu.
Bir hafta boyunca süren programa, Yaşar Üniversitesi, Medical Park Hastanesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Ticaret Odası, Konak, Selçuk, Kuşadası, Seferihisar ve Bergama belediyeleri destek oldu. Bunların yanı sıra Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK), ÇEŞTOB ve ARKAS Holding da destek olan kuruluşlar arasında yer aldı.
Kaynak: İHA
Bulgaristan, Romanya, Hırvatistan, Bosna Hersek, İngiltere, Fas, Fransa, Tunus ve Slovakya’dan turizm alanında uzman gazetecileri, bloggerları, destinasyon direktörlerini ve akademisyenleri buluşturan etkinlik kapsamında katılımcılar, İzmir’i yakından tanıma fırsatı buldu. Programa katılan FIJET Başkanı ve Tunus Eski Turizm Bakanı Tijani Haddad, turizmde ‘her şey dahil’ sistemini eleştirdi.
Haddad, "Her şey dahil sistemi yalnızca Türkiye’nin değil, uluslararası bir sorun. Bu sistem, turizmi uzun vadede öldürür" dedi.
FIJET üyesi olan ülkelerin turizmde desteğe ihtiyacı olan destinasyonlarının tanıtımına katkı sağlamak amacıyla düzenlenen programda katılımcılar, Agora, İzmir Arkeoloji Müzesi, Kadife Kale, Tarihi Asansör, Efes Antik Kenti, Foça, Bergama ve Çeşme’ye ziyarette bulundu. Eğitim programı kapsamındaki dersler ise Yaşar Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü tarafından gerçekleştirildi.
“Bu sistem turizmi öldürüyor”
Katılımcıların İzmir ile ilgili yazılarını ülkelerindeki gazete, dergi ve blog gibi farklı medya organlarında yayınlayacağını belirten FIJET Başkanı Tijani Haddad, FIJET’in 65 yıla yaklaşan tarihi hakkında bilgi verdi. Haddad, "FIJET, turizm ile ilgili doğru ve tarafsız haberciliğin yanı sıra önemli ve yararlı bilgileri gazetecilik mesleği ile birleştirerek, okuyucuları desteğe ihtiyacı olan turistik bölgelere yönlendirmeyi ve turizmin tüm paydaşlarını desteklemeyi hedefler" diye konuştu.
Üç dönem bakanlık da yapan Tunus Eski Turizm Bakanı Haddad, "Özellikle Antalya’da çok uygulanan ‘her şey dahil’ sistemi uzun vadede turizmi öldürür. Tüm turizm tanımlamalarında göreceksiniz ki bu bir turizm modeli değil. Çünkü turist geliyor ve zamanın tamamını tek bir alan içinde geçiriyor. Ülke hakkında hiçbir bilgiye sahip olamıyor, ne turlara katılıyor, ne gastronomisi hakkında bilgi sahibi oluyor, ne ülkenin kültürüne dokunabiliyor ne de tarihi mekanlarını görebiliyor. Bu da turizmin tüm kalemlerini ekonomik anlamda olumsuz etkiliyor. Tüm geliri her şey dahil sistemi ele geçirmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
“Vandalizmin etkileri küresel iklimden daha büyük”
İzmir’in tarihi ve arkeolojik değerlerini değerlendiren Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Arkeolog Prof. Dr. Recep Meriç ise arkeolojik çalışmalarda insanların sebep olduğu vandalizmin, küresel iklimin etkilerinden daha büyük sorunlara yol açtığını söyledi.
Prof. Dr. Meriç, "Son zamanlarda artan küresel iklimdeki değişmeler sel, toprak kayması, dolu yağışları gibi afetlerle arkeolojik eserlerin ve ören yerlerinin zarar görmelerine neden olmakta. Bunlara karşı da bazı ek önlemlerin alınması gerekir. Kalıcı ve geçici koruma çatılarının sel ve çamurla dolmaması için yağmur kanallarının açılması mevcut kanalların temizlenmesi basit fakat faydalı önlemler arasında yer alıyor. Ancak arkeolojik alanlarda bundan daha büyük tehdit insanların sebep olduğu vandalizm, yani arkeolojik eserlerin ve alanların bilinçli tahribatıdır. Bu durumun çözümü sadece cezai önlemlerle mümkün değil. Arkeolojik eserleri sevmek, onları korumak için en iyi yöntem olmalı. Vandalizm kapsamında kaçak kazılar yapılarak bütün tarihsel ipuçları yok edilmekte. Ayrıca anıt niteliğindeki bir mezar odasının boşuna yapılmamış olduğu hazinenin mutlaka bir duvarın altında veya arkasında olduğu düşüncesi ile arkeolojik yapıyı dinamit ile patlatan kişiler mevcut. Buna benzer başka bir örnekte ise ‘Bu heykelin içinde muhakkak altın vardır’ deyip heykeli kıran kişilerin olması. Bu tür vandalizm olayları Kültür ve Turizm Bakanlığının çabalarıyla azaltıldı, ören yerlerinin büyük bir çoğunluğunda ise denetim altına alındı. Ancak halkın da bu konuda çok daha bilinçli olması şart" diye konuştu.
"Avrupa, turizmde düşüşe geçiyor”
Bükreş Ekonomi Üniversitesi Turizm ve İşletme Fakültesi Turizm ve Coğrafya Bölümünden Prof. Dr. Gabriela Tigu ise turizm destinasyonlarının geleceği hakkında bilgi verdi. 2014 yılında 1,2 milyar insanın uluslararası turist varış noktaları arasında Avrupa’nın yüzde 51, Asya-Pasifik Bölgesi’nin ise yüzde 23 oranında bir paya sahip olduğunu belirten Tigu, “2030 öngörüleri doğrultusunda 1,8 milyar insanın uluslararası turist varış noktaları arasında Avrupa’nın yüzde 41’e düşmesi, Asya-Pasifik Bölgesi’nin ise yüzde 30’a yükselmesi bekleniyor. Turizmde en hızlı büyüyen ülkeler arasında ise Hindistan, Çin, Tayland, Endonezya, Peru ve Kenya yer alıyor" şeklinde konuştu.
Bir hafta boyunca süren programa, Yaşar Üniversitesi, Medical Park Hastanesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Ticaret Odası, Konak, Selçuk, Kuşadası, Seferihisar ve Bergama belediyeleri destek oldu. Bunların yanı sıra Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK), ÇEŞTOB ve ARKAS Holding da destek olan kuruluşlar arasında yer aldı.