Deprem Gerçeğine Fotoğraflarla Dikkati Çekiyor
17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nde eşini ve küçük oğlunu kaybeden Ali Esen'in, o dönem Sakarya ve Kocaeli'de çekilmiş birçok fotoğrafın yer aldığı sergisini ziyaret edenler, deprem kentinde yaşamanın gerçeklerini hatırlıyor Ali Esen: '16 yıldır bu deprem sergisini burada açıyorum. Buradaki amacım, kimsenin duygularıyla oynamak değil, Sakarya'nın gerçeklerini, yaşadıklarımızı herkesle paylaşmak'
ONUR ORHAN - 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde çok sevdiği eşi ve oğlunu kaybetmenin acısını yaşayan Ali Esen, vatandaşların depremlere karşı her daim hazırlıklı olmalarını hatırlatmak amacıyla 16 yıldır iş yerinin önünde fotoğraf sergisi açıyor.
Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan, 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de meydana gelen ve 45 saniye süren 7,4 büyüklüğündeki Marmara Depremi'nde ailesiyle 11 saat enkaz altında kaldıktan sonra çıkarılan Ali Esen, çok sevdiği eşi ve oğlunu ardında bırakmanın acısını yaşadı.
Aradan 19 yıl geçse de eşini ve oğlunu hiçbir zaman unutamayan Esen, 17 Ağustos 1999 gününü unutturmamak için 16 yıldır Adapazarı ilçesindeki iş yerinin önünde fotoğraf sergisi açıyor.
O dönem Sakarya ve Kocaeli'de çekilmiş fotoğraf karelerini depremin her yıl dönümünde sergileyen Esen, ziyaretçilerine deprem kentinde yaşamanın gerçeklerini hatırlatıyor.
Esen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aradan 19 yıl geçmesine rağmen o günleri daha dün gibi hatırladığını söyledi.
Binlerce Sakaryalı'nın o gün çok büyük acılar yaşadığını dile getiren Esen, "Her yıl bu deprem resim sergisini, bu duyguları, eşini ve oğlunu kaybetmiş bir depremzede olarak paylaşmak istiyorum. Unutmak mümkün değil. Gidenleri geri getiremiyorum ama sağ kalanlara sahip çıkmamız lazım. Bu düşüncelerle elimden geleni yapıyorum. Amacım, buradan geçen bir Kayserili, Konyalı veya Sakaryalımız, Sakarya neler yaşamış, ne ders çıkarmış, neler yapmış, halkımızla bunu paylaşmak amacıyla deprem resim sergisini açtım. " ifadelerini kullandı.
- "Yaşadıklarımızı herkesle paylaşmak istiyorum"
Esen, sergiyi gezen vatandaşlardan olumlu tepkiler aldığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Yaşadıklarımızdan ders çıkarmamız lazım. Çünkü Sakaryalı insanlarımızı deprem öldürmedi, binalar öldürdü. Bunu sergiyi gezen vatandaşlarımız bizzat gelip benimle paylaşıyorlar. Yaptığımız hatalar, zemin problemi olan Sakarya'da 5-6 katlı binalara müsaade edildi, hiç kontroller yapılmadı, bu binalar canlarımızı aldı, götürdü. 16 yıldır bu deprem sergisini burada açıyorum. Buradaki amacım, kimsenin duygularıyla oynamak değil, Sakarya'nın gerçeklerini, yaşadıklarımızı herkesle paylaşmak."
Sakarya'nın belli bölgelerinin ciddi zemin problemi yaşadığını savunan Esen, binaların çoğunun yerle bir olduğunu anlattı. 5 katlı binanın yerle bir olup üstteki iki katının kaldığını fotoğraflarda gördüklerini belirten Esen, gerçeklerin fotoğraflarda görüldüğüne dikkati çekti.
"Depremde ne yapabiliriz, onunla nasıl yaşayabiliriz? Nasıl kaliteli binalarda yaşamalıyız?" diyen Esen, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunun çabasını gösteriyoruz. Ölüm hayatın en büyük gerçeği. Ölümün dışındaki her şey yalan, gerçek olan ölüm. Eşimi ve oğlumu kaybettim, eşim bir tane emanet çocuk bıraktı, ona sahip çıktım. Yeniden yuva kurdum, dört elle hayata sarıldım çünkü hayat devam ediyor. Ayakta durmayı öğrendim. Daha ileriye bakmamız lazım, geçmişten büyük ders almamız lazım."
Kaynak: AA
Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan, 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de meydana gelen ve 45 saniye süren 7,4 büyüklüğündeki Marmara Depremi'nde ailesiyle 11 saat enkaz altında kaldıktan sonra çıkarılan Ali Esen, çok sevdiği eşi ve oğlunu ardında bırakmanın acısını yaşadı.
Aradan 19 yıl geçse de eşini ve oğlunu hiçbir zaman unutamayan Esen, 17 Ağustos 1999 gününü unutturmamak için 16 yıldır Adapazarı ilçesindeki iş yerinin önünde fotoğraf sergisi açıyor.
O dönem Sakarya ve Kocaeli'de çekilmiş fotoğraf karelerini depremin her yıl dönümünde sergileyen Esen, ziyaretçilerine deprem kentinde yaşamanın gerçeklerini hatırlatıyor.
Esen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aradan 19 yıl geçmesine rağmen o günleri daha dün gibi hatırladığını söyledi.
Binlerce Sakaryalı'nın o gün çok büyük acılar yaşadığını dile getiren Esen, "Her yıl bu deprem resim sergisini, bu duyguları, eşini ve oğlunu kaybetmiş bir depremzede olarak paylaşmak istiyorum. Unutmak mümkün değil. Gidenleri geri getiremiyorum ama sağ kalanlara sahip çıkmamız lazım. Bu düşüncelerle elimden geleni yapıyorum. Amacım, buradan geçen bir Kayserili, Konyalı veya Sakaryalımız, Sakarya neler yaşamış, ne ders çıkarmış, neler yapmış, halkımızla bunu paylaşmak amacıyla deprem resim sergisini açtım. " ifadelerini kullandı.
- "Yaşadıklarımızı herkesle paylaşmak istiyorum"
Esen, sergiyi gezen vatandaşlardan olumlu tepkiler aldığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Yaşadıklarımızdan ders çıkarmamız lazım. Çünkü Sakaryalı insanlarımızı deprem öldürmedi, binalar öldürdü. Bunu sergiyi gezen vatandaşlarımız bizzat gelip benimle paylaşıyorlar. Yaptığımız hatalar, zemin problemi olan Sakarya'da 5-6 katlı binalara müsaade edildi, hiç kontroller yapılmadı, bu binalar canlarımızı aldı, götürdü. 16 yıldır bu deprem sergisini burada açıyorum. Buradaki amacım, kimsenin duygularıyla oynamak değil, Sakarya'nın gerçeklerini, yaşadıklarımızı herkesle paylaşmak."
Sakarya'nın belli bölgelerinin ciddi zemin problemi yaşadığını savunan Esen, binaların çoğunun yerle bir olduğunu anlattı. 5 katlı binanın yerle bir olup üstteki iki katının kaldığını fotoğraflarda gördüklerini belirten Esen, gerçeklerin fotoğraflarda görüldüğüne dikkati çekti.
"Depremde ne yapabiliriz, onunla nasıl yaşayabiliriz? Nasıl kaliteli binalarda yaşamalıyız?" diyen Esen, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunun çabasını gösteriyoruz. Ölüm hayatın en büyük gerçeği. Ölümün dışındaki her şey yalan, gerçek olan ölüm. Eşimi ve oğlumu kaybettim, eşim bir tane emanet çocuk bıraktı, ona sahip çıktım. Yeniden yuva kurdum, dört elle hayata sarıldım çünkü hayat devam ediyor. Ayakta durmayı öğrendim. Daha ileriye bakmamız lazım, geçmişten büyük ders almamız lazım."