'Muhalefet Olumlu Ve Yapıcı Mesajları 'Ama'sız Vermeli'
Eski Milletvekili, ekonomist Prof. Dr. Aydın Ayaydın: 'Türkiye ekonomik bir savaş içinde. Bu tespit doğru. O zaman savaşta sadece iktidar yok. 81 milyon Türk halkı var. Tüm siyasi partiler de olmalıdır' 'Muhalefet partileri, önce hükümeti dinlemeli, sonra iç siyasete yönelik olumlu ve yapıcı mesajları kesinlikle 'ama'sız vermeli' 'Kuşkusuz Türkiye, güçlü ve büyük bir ülkedir. Bunu da atlatacak'
Eski milletvekili ve ekonomist Prof. Dr. Aydın Ayaydın, "Türkiye'nin ekonomik bir savaş içinde olduğu" yönündeki tespite ilişkin, "O zaman savaşta sadece iktidar yok. 81 milyon Türk halkı var. Tüm siyasi partiler de olmalıdır." dedi.
Ekonomi ile ilgili birçok kurumda üst düzey görevler de yapan Ayaydın, AA'ya yaptığı açıklamada, günümüz savaşlarının ticaret ve ekonomiler üzerinden olduğunu, Türkiye’de bugün yaşananların da bunun en belirgin örneğini oluşturduğunu ifade etti.
"Kuşkusuz Türkiye, güçlü ve büyük bir ülkedir, bunu da atlatacak." ifadesini kullanan Ayaydın, "Ancak önemli bir hasar vermesin.Bir haftadır ekonomide yaşanan gelişme sıradan değildir. Doların ve tabii iki diğer yabancı paraların bırakın haftalık günlük saatlik artışlarını, saniyelik artışları görmekteyiz. Bunun nedeni ekonomik olmaktan çıkmış, siyasi yelpazenin rüzgarına kapılmıştır." diye konuştu.
Son üç gündür, ekonomi yönetiminin üzerine düşeni yaptığını dile getiren Ayaydın, "En önemli önlem, kamu kesimi tasarrufunun sözde değil, özde olması, bugünden başlayarak kamunun süratle küçülmesidir. Kiralık binalar, kiralık arabalar bırakılmalı. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının bütçelerinde yüzde 30 düzeyinde tasarruf kararı alınmalıdır. Siyasiler başta olmak üzere, bürokraside ve tabii ki TBMM'de gözle görülür tasarruf tedbiri bugün yürürlüğe girmelidir. Kiralık makam araçları geri verilmeli, bürokratlar kendi arabaları ile işe gidip gelmelidir." değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da açıkça belirttiği gibi Türkiye'nin ekonomik bir savaş içinde olduğunu belirten Ayaydın, "Bu tespit doğru. O zaman savaşta sadece iktidar yok. 81 milyon Türk halkı var. Tüm siyasi partiler de olmalıdır. Bu, siyasi bir konudur. Burada görev sadece iktidarın değil muhalefet partilerinin, sivil toplum örgütlerinin, sanayici ve işadamlarınındır. TBMM derhal devreye girmeli ve de üzerine düşeni acilen yapmalıdır. İktidarı ile muhalefet, bir araya gelip ne gerekiyorsa şartsız ve kayıtsız birlikte alınması gereken önlemleri almalı alınan önlemleri değerlendirmelidir." dedi.
-"Herkes kendi alanında konuşmalı"
Ayaydın, şunları söyledi:
"Konu Rahip Brunson olayı değil, o sadece göstermeliktir.Dost ve müttefikimiz ABD’nin masasında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Filistin-İsrail oylamasının sonucundaki yenilgi ve Trump’ın intikamı duygusu vardır. Rusya ile yakınlaşmanın etkisi vardır. İran ile Türkiye arasındaki yakınlaşma vardır. İsrail ilişkileri vardır. Zaman, siyaset zamanı değildir; zaman, birlik olmak ve işbirliği yapmak dönemidir. Hükümete de bir uyarım var: Her kafadan bir ses çıkmamalıdır. Herkes kendi alanında konuşmalı. Sayın Cumhurbaşkanı, şu anda yaptığı gibi tüm birimler arasındaki koordinasyonu sağlamalı, sağduyulu mesajlar vermeli, AB liderleri ile ikili görüşmeler yaparak gerekirse arabulucu liderler devreye sokmalı, içerde yanlış anlaşılmalara sebep olabilecek ekonomik değerlendirmelerden kaçınmalıdır.
Muhalefet partileri, önce hükümeti dinlemeli, sonra iç siyasete yönelik olumlu ve yapıcı mesajları kesinlikle 'ama'sız vermeli, ABD ile AB ülkelerindeki dostları ile temasa geçmelidir.
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’ın yatırımcılarla bir araya gelecek olması çok önemlidir. Bu alan boş bırakılmamalıdır. Bu ortamda suskunluk iyi değildir."
Kaynak: AA
Ekonomi ile ilgili birçok kurumda üst düzey görevler de yapan Ayaydın, AA'ya yaptığı açıklamada, günümüz savaşlarının ticaret ve ekonomiler üzerinden olduğunu, Türkiye’de bugün yaşananların da bunun en belirgin örneğini oluşturduğunu ifade etti.
"Kuşkusuz Türkiye, güçlü ve büyük bir ülkedir, bunu da atlatacak." ifadesini kullanan Ayaydın, "Ancak önemli bir hasar vermesin.Bir haftadır ekonomide yaşanan gelişme sıradan değildir. Doların ve tabii iki diğer yabancı paraların bırakın haftalık günlük saatlik artışlarını, saniyelik artışları görmekteyiz. Bunun nedeni ekonomik olmaktan çıkmış, siyasi yelpazenin rüzgarına kapılmıştır." diye konuştu.
Son üç gündür, ekonomi yönetiminin üzerine düşeni yaptığını dile getiren Ayaydın, "En önemli önlem, kamu kesimi tasarrufunun sözde değil, özde olması, bugünden başlayarak kamunun süratle küçülmesidir. Kiralık binalar, kiralık arabalar bırakılmalı. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının bütçelerinde yüzde 30 düzeyinde tasarruf kararı alınmalıdır. Siyasiler başta olmak üzere, bürokraside ve tabii ki TBMM'de gözle görülür tasarruf tedbiri bugün yürürlüğe girmelidir. Kiralık makam araçları geri verilmeli, bürokratlar kendi arabaları ile işe gidip gelmelidir." değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da açıkça belirttiği gibi Türkiye'nin ekonomik bir savaş içinde olduğunu belirten Ayaydın, "Bu tespit doğru. O zaman savaşta sadece iktidar yok. 81 milyon Türk halkı var. Tüm siyasi partiler de olmalıdır. Bu, siyasi bir konudur. Burada görev sadece iktidarın değil muhalefet partilerinin, sivil toplum örgütlerinin, sanayici ve işadamlarınındır. TBMM derhal devreye girmeli ve de üzerine düşeni acilen yapmalıdır. İktidarı ile muhalefet, bir araya gelip ne gerekiyorsa şartsız ve kayıtsız birlikte alınması gereken önlemleri almalı alınan önlemleri değerlendirmelidir." dedi.
-"Herkes kendi alanında konuşmalı"
Ayaydın, şunları söyledi:
"Konu Rahip Brunson olayı değil, o sadece göstermeliktir.Dost ve müttefikimiz ABD’nin masasında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Filistin-İsrail oylamasının sonucundaki yenilgi ve Trump’ın intikamı duygusu vardır. Rusya ile yakınlaşmanın etkisi vardır. İran ile Türkiye arasındaki yakınlaşma vardır. İsrail ilişkileri vardır. Zaman, siyaset zamanı değildir; zaman, birlik olmak ve işbirliği yapmak dönemidir. Hükümete de bir uyarım var: Her kafadan bir ses çıkmamalıdır. Herkes kendi alanında konuşmalı. Sayın Cumhurbaşkanı, şu anda yaptığı gibi tüm birimler arasındaki koordinasyonu sağlamalı, sağduyulu mesajlar vermeli, AB liderleri ile ikili görüşmeler yaparak gerekirse arabulucu liderler devreye sokmalı, içerde yanlış anlaşılmalara sebep olabilecek ekonomik değerlendirmelerden kaçınmalıdır.
Muhalefet partileri, önce hükümeti dinlemeli, sonra iç siyasete yönelik olumlu ve yapıcı mesajları kesinlikle 'ama'sız vermeli, ABD ile AB ülkelerindeki dostları ile temasa geçmelidir.
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak’ın yatırımcılarla bir araya gelecek olması çok önemlidir. Bu alan boş bırakılmamalıdır. Bu ortamda suskunluk iyi değildir."