'PKK, 40 Yıl Önce De Bebek Katiliydi'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: (1) '(Hakkari'de 11 aylık Bedirhan ve annesinin katledilmesi) PKK, 40 yıl önce de bebek katiliydi. Liderinden, kurucusundan, en tepesinden en alttaki adamına kadar PKK'nın alayı dün de bebek katiliydi, bugün de bebek katili' 'Amerika 5 bin tır gönderip de PKK'yı ve PYD'yi orada desteklemiş, Avrupa onlara destek verecekmiş, bilesiniz ki Avrupa da Amerika da bunların arkasında oldu, sizin gibi kahraman arkadaşlarımız, askerimiz, jandarmamız, korucumuz bu toprakları onlara mezar etti, zindan etti ve onlara gerekli cevabı en şiddetli şekilde verdi'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hakkari'de 11 aylık Bedirhan ve annesinin şehit edilmesine ilişkin, "PKK, 40 yıl önce de bebek katiliydi. Liderinden, kurucusundan, en tepesinden en alttaki adamına kadar PKK'nın alayı dün de bebek katiliydi, bugün de bebek katili." dedi.
Soylu, Karabük Polis Meslek Eğitim Merkezi'nde (POMEM) eğitimlerini tamamlayan özel hareket polislerinin mezuniyet törenine katıldı.
Burada konuşan Soylu, aslında bugün bambaşka bir konuşma yapmayı planladığını söyleyerek, Türkiye'nin 2002'den beri büyük bir değişim geçirdiğini, birilerinin bundan nasıl rahatsız olduğunu, 15 Temmuz ihanetinden sonra bu aziz milletin, bu asil milletin devletine, topraklarına nasıl sahip çıktığını, bu ülkede artık kanıksanmaya başlayan belki de herkesin istemeye istemeye ne yapalım diye kabul etmeye başladığı sorunların nasıl üzerine gidildiğini, trafikle, uyuşturucuyla, terörle nasıl kıran kırana bir mücadele edildiğini anlatmayı düşündüğünü bildirdi.
"Sadece bu yıl 57'si üst düzey olmak üzere 827 PKK'lıyı hatta sabahleyin aslanlarımız yine Şırnak'ta bir üs bölgemize Kuzey Irak'tan saldırmaya çalışan 5 PKK'lının da iflahını kesti, onları da etkisiz hale getirdi. Yani toplam 832 PKK'lıyı, 241 DEAŞ'lıyı 16 tane de aşırı sol terör örgütleri mensubunu nasıl etkisiz hale getirdiğimizi yıl başından bugüne kadar 13 bin 215 uyuşturucu satıcısını nasıl cezaevine tıktığımızı anlatacaktım." diyen Soylu, yerli malı İHA'larla nasıl operasyonlar yapıldığını, etrafımızdaki coğrafyadan ülkeye gelen denizlerde göçmenlere nasıl el uzatıldığını, sınırlarda yakaladıklarını, denizlerde nasıl hayat kurtardıklarını anlatmayı planladığını vurguladı.
Türkiye'nin yıllardır kronikleşmiş sorunlarının üzerine nasıl gidildiğini, bir yandan içerideki FETÖ cerahatini nasıl temizlediklerini, öte yandan Türkiye'nin, bölgesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde nasıl büyük bir güç haline geldiğini, dünya mazlumlarının duasında olduklarını, dünyanın artık kimseye süper güç demediğini, süper güç masallarının artık dinlenmediğini anlatmayı düşündüğünü söyledi.
Soylu, konuşmasında yeni Türkiye'yi, yarınları, umutlarını, hayallerini, ayaklarının üzerinde nasıl durduklarını, 21. asrın başından itibaren Türkiye'nin nasıl güçlendiğine yer vereceğini belirterek, şöyle devam etti:
"24 Haziran'da adım attığımız yeni dönemi, demokrasimizin nasıl güçlendiğini Türkiye'nin artık darbelerle, darbe anayasalarıyla, darbe akıllarıyla birlikte yönetilmeyeceğini, yarınlara ait umutlarımızı, beklentilerimizi, Türkiye'nin bu yeni dönemde nasıl daha fazla zenginleşeceğini, Ortadoğu'ya nasıl barış getireceğini anlatacaktım. Bunlar hepsi gerçektir, doğrudur. Bunları başka bir zaman inşallah anlatmayı yine Cenab-ı Allah nasip eder ama bugün değil çünkü dün aldığımız bir haber konuşmamızın insicamını tamamen değiştirdi. Bugün başka bir şey konuşacağız. Bugün sorumluluklarımızı, vicdanımızı, bu üniformalarımızı hangi sorumluluklarla giydiğimizi bu kürsülere hangi sorumluluklarla çıkılması gerektiği konuşacağız."
Törenden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Sivas'a cenaze törenine katılmak üzere gideceklerini aktaran Soylu, "Orada içine kor ateş düşmüş yürekler var. Orada iki tane şehit cenazesi var. Onların cenaze merasimine katılacağız. Şehitlerimiz asker mi? Hayır. Polis mi? Hayır. Korucu mu? Hayır. Bir tanesi gencecik bir anne, diğeri de onun 11 aylık tertemiz evladı. Kıymetli astsubayımızla olayın akabinde hemen görüştüm. Çelik gibi bir iradesi vardı. Bana dedi ki, 'Bayramda geldiğimde, hanım oraya benim yanıma gelmek istedi çocukla beraber. Başımıza böyle bir iş geldi, vatan sağ olsun.'" diye konuştu.
-"Hiçbir şeyden korkmayın"
Bu sırada gözyaşlarına hakim olamayan Bakan Soylu, mezun olan özel harekat polislerine şöyle seslendi:
"Çıktığınız yolun nasıl bir yol olduğunu bu topraklarda neyi ifade ettiğini şuralarda sizi ayet'el kürsilerle beraber zırh etmeye çalışan annelerinizle babalarınızla kardeşlerinizle adım attığınızda sizi ihlaslarla fatihalarla donatmaya çalışan bu büyük milletimizde, bu aziz milletimizde neyi ifade ettiğini herhalde en güzel ve anlamlı bir şekilde dün astsubayım, o kahraman cümleleriyle ifade etti. Hiçbir şeyden korkmayın, Amerika 5 bin tır gönderip de PKK'yı ve PYD'yi orada desteklemiş, Avrupa onlara destek verecekmiş, bilesiniz ki Avrupa da Amerika da bunların arkasında oldu, sizin gibi kahraman arkadaşlarımız, askerimiz, jandarmamız, korucumuz bu toprakları onlara mezar etti, zindan etti ve onlara gerekli cevabı en şiddetli şekilde verdi."
-"Kimsenin Türkiye'ye terörle mücadelesinde söyleyebilecek tek sözü yoktur"
Soylu, Nurcan Karakaya'nın, asker olan eşini görev yerinde ziyaret etmesinin ardından dönerken yola kurulan pusuda 11 aylık bebeği Bedirhan Mustafa Karakaya ile şehit edildiğini bildirerek, şunları söyledi:
"Batıda, Avrupa'da yıllardır bu teröristlere destek verenler, ülkelerinde oturma hakkı verenler, gösteri hakkı verenler, siyasi sığınma taleplerini ikiletmeyenler anında kabul edenler, 5 bin tır silah gönderenler, profesyonel katilleriyle bunlara kamplarda eğitim verenler, akıl verenler, taktik verenler, moral verenler, Amerika'dan 10 bin kilometre öteden, okyanus ötesinden adamlarını gönderip Kandil'de PKK'nın katillerine eğitim verenler, dernekleri üzerinden buraya para gönderenler, Anadolu coğrafyasının birliğini ve beraberliğini bozmaya çalışanlar, şu ay yıldızlı bayrağıma göz dikenler, askere polise pusu kurmamışlar, bir anneyle 11 aylık bebeğine pusu kurdular. Bunun üzerine kimsenin Türkiye'ye terörle mücadelesinde söyleyebilecek tek sözü yoktur. Bu cinayetin görmezden gelip, üzeri örtülür bir yanı yoktur. Artık hiçbirisi ne bizim operasyonlarımıza laf söyleyebilir, ne mahkemelerimize yargımıza laf söyleyebilir ne de kiminle ortaklık yapıp, kimden alışveriş yapacağımıza laf söyleyebilir. Besleyip büyüttükleri PKK dedikleri işte budur. PKK, 40 yıl önce de bebek katiliydi. Liderinden, kurucusundan, en tepesinden en alttaki adamına kadar PKK'nın alayı dün de bebek katiliydi, bugün de bebek katili. PKK ile kol kola girmiş herkes, her ülke ve her kurum bu katliama dün de ortaktı bugün de ortaktır. Hiç merak etmeyin, onlar şehittirler."
(Sürecek)
Kaynak: AA
Soylu, Karabük Polis Meslek Eğitim Merkezi'nde (POMEM) eğitimlerini tamamlayan özel hareket polislerinin mezuniyet törenine katıldı.
Burada konuşan Soylu, aslında bugün bambaşka bir konuşma yapmayı planladığını söyleyerek, Türkiye'nin 2002'den beri büyük bir değişim geçirdiğini, birilerinin bundan nasıl rahatsız olduğunu, 15 Temmuz ihanetinden sonra bu aziz milletin, bu asil milletin devletine, topraklarına nasıl sahip çıktığını, bu ülkede artık kanıksanmaya başlayan belki de herkesin istemeye istemeye ne yapalım diye kabul etmeye başladığı sorunların nasıl üzerine gidildiğini, trafikle, uyuşturucuyla, terörle nasıl kıran kırana bir mücadele edildiğini anlatmayı düşündüğünü bildirdi.
"Sadece bu yıl 57'si üst düzey olmak üzere 827 PKK'lıyı hatta sabahleyin aslanlarımız yine Şırnak'ta bir üs bölgemize Kuzey Irak'tan saldırmaya çalışan 5 PKK'lının da iflahını kesti, onları da etkisiz hale getirdi. Yani toplam 832 PKK'lıyı, 241 DEAŞ'lıyı 16 tane de aşırı sol terör örgütleri mensubunu nasıl etkisiz hale getirdiğimizi yıl başından bugüne kadar 13 bin 215 uyuşturucu satıcısını nasıl cezaevine tıktığımızı anlatacaktım." diyen Soylu, yerli malı İHA'larla nasıl operasyonlar yapıldığını, etrafımızdaki coğrafyadan ülkeye gelen denizlerde göçmenlere nasıl el uzatıldığını, sınırlarda yakaladıklarını, denizlerde nasıl hayat kurtardıklarını anlatmayı planladığını vurguladı.
Türkiye'nin yıllardır kronikleşmiş sorunlarının üzerine nasıl gidildiğini, bir yandan içerideki FETÖ cerahatini nasıl temizlediklerini, öte yandan Türkiye'nin, bölgesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde nasıl büyük bir güç haline geldiğini, dünya mazlumlarının duasında olduklarını, dünyanın artık kimseye süper güç demediğini, süper güç masallarının artık dinlenmediğini anlatmayı düşündüğünü söyledi.
Soylu, konuşmasında yeni Türkiye'yi, yarınları, umutlarını, hayallerini, ayaklarının üzerinde nasıl durduklarını, 21. asrın başından itibaren Türkiye'nin nasıl güçlendiğine yer vereceğini belirterek, şöyle devam etti:
"24 Haziran'da adım attığımız yeni dönemi, demokrasimizin nasıl güçlendiğini Türkiye'nin artık darbelerle, darbe anayasalarıyla, darbe akıllarıyla birlikte yönetilmeyeceğini, yarınlara ait umutlarımızı, beklentilerimizi, Türkiye'nin bu yeni dönemde nasıl daha fazla zenginleşeceğini, Ortadoğu'ya nasıl barış getireceğini anlatacaktım. Bunlar hepsi gerçektir, doğrudur. Bunları başka bir zaman inşallah anlatmayı yine Cenab-ı Allah nasip eder ama bugün değil çünkü dün aldığımız bir haber konuşmamızın insicamını tamamen değiştirdi. Bugün başka bir şey konuşacağız. Bugün sorumluluklarımızı, vicdanımızı, bu üniformalarımızı hangi sorumluluklarla giydiğimizi bu kürsülere hangi sorumluluklarla çıkılması gerektiği konuşacağız."
Törenden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Sivas'a cenaze törenine katılmak üzere gideceklerini aktaran Soylu, "Orada içine kor ateş düşmüş yürekler var. Orada iki tane şehit cenazesi var. Onların cenaze merasimine katılacağız. Şehitlerimiz asker mi? Hayır. Polis mi? Hayır. Korucu mu? Hayır. Bir tanesi gencecik bir anne, diğeri de onun 11 aylık tertemiz evladı. Kıymetli astsubayımızla olayın akabinde hemen görüştüm. Çelik gibi bir iradesi vardı. Bana dedi ki, 'Bayramda geldiğimde, hanım oraya benim yanıma gelmek istedi çocukla beraber. Başımıza böyle bir iş geldi, vatan sağ olsun.'" diye konuştu.
-"Hiçbir şeyden korkmayın"
Bu sırada gözyaşlarına hakim olamayan Bakan Soylu, mezun olan özel harekat polislerine şöyle seslendi:
"Çıktığınız yolun nasıl bir yol olduğunu bu topraklarda neyi ifade ettiğini şuralarda sizi ayet'el kürsilerle beraber zırh etmeye çalışan annelerinizle babalarınızla kardeşlerinizle adım attığınızda sizi ihlaslarla fatihalarla donatmaya çalışan bu büyük milletimizde, bu aziz milletimizde neyi ifade ettiğini herhalde en güzel ve anlamlı bir şekilde dün astsubayım, o kahraman cümleleriyle ifade etti. Hiçbir şeyden korkmayın, Amerika 5 bin tır gönderip de PKK'yı ve PYD'yi orada desteklemiş, Avrupa onlara destek verecekmiş, bilesiniz ki Avrupa da Amerika da bunların arkasında oldu, sizin gibi kahraman arkadaşlarımız, askerimiz, jandarmamız, korucumuz bu toprakları onlara mezar etti, zindan etti ve onlara gerekli cevabı en şiddetli şekilde verdi."
-"Kimsenin Türkiye'ye terörle mücadelesinde söyleyebilecek tek sözü yoktur"
Soylu, Nurcan Karakaya'nın, asker olan eşini görev yerinde ziyaret etmesinin ardından dönerken yola kurulan pusuda 11 aylık bebeği Bedirhan Mustafa Karakaya ile şehit edildiğini bildirerek, şunları söyledi:
"Batıda, Avrupa'da yıllardır bu teröristlere destek verenler, ülkelerinde oturma hakkı verenler, gösteri hakkı verenler, siyasi sığınma taleplerini ikiletmeyenler anında kabul edenler, 5 bin tır silah gönderenler, profesyonel katilleriyle bunlara kamplarda eğitim verenler, akıl verenler, taktik verenler, moral verenler, Amerika'dan 10 bin kilometre öteden, okyanus ötesinden adamlarını gönderip Kandil'de PKK'nın katillerine eğitim verenler, dernekleri üzerinden buraya para gönderenler, Anadolu coğrafyasının birliğini ve beraberliğini bozmaya çalışanlar, şu ay yıldızlı bayrağıma göz dikenler, askere polise pusu kurmamışlar, bir anneyle 11 aylık bebeğine pusu kurdular. Bunun üzerine kimsenin Türkiye'ye terörle mücadelesinde söyleyebilecek tek sözü yoktur. Bu cinayetin görmezden gelip, üzeri örtülür bir yanı yoktur. Artık hiçbirisi ne bizim operasyonlarımıza laf söyleyebilir, ne mahkemelerimize yargımıza laf söyleyebilir ne de kiminle ortaklık yapıp, kimden alışveriş yapacağımıza laf söyleyebilir. Besleyip büyüttükleri PKK dedikleri işte budur. PKK, 40 yıl önce de bebek katiliydi. Liderinden, kurucusundan, en tepesinden en alttaki adamına kadar PKK'nın alayı dün de bebek katiliydi, bugün de bebek katili. PKK ile kol kola girmiş herkes, her ülke ve her kurum bu katliama dün de ortaktı bugün de ortaktır. Hiç merak etmeyin, onlar şehittirler."
(Sürecek)